Gazete Vatan Logo
Fenerbahçe İsmail Kartal'dan çarpıcı açıklamalar

İsmail Kartal'dan çarpıcı açıklamalar

Fenerbahçe eski teknik direktörü İsmail Kartal, A Spor'da Artı Futbol programının konuğu oldu.

İsmail Kartal'dan çarpıcı açıklamalar

İşte Kartal'ın sözleri:

Aziz Yıldırım istersen seni Avrupa'ya gönderirim demişti. Ona teşekkür ettim ama ben zaten Fenerbahçe'den sonra Löw'le görüşmüştüm. Onun aracılığıyla Almanya'da Bayer Leverkusen'in teknik direktörü Roger Schmidt'in yanına gittim. Avusturya kampında bulundum. Kendime katabileceğim bir şeyler var mı diye test ettim. Sağolsun Schmidt bana çok yardımcı oldu. Sonrasında Türkiye'ye gelip yeniden gittim. Çek Cumhuriyeti, Polonya, Avusturya liglerini incelemek için yeniden gittim. İleride bir takım alırsak oyuncu portföyü için bir çalışma yaptım. Bazı oyuncuları tespit ettim. Yeniden gidip izleyeceğim. En iyi oyuncu bildiğin oyuncu. Menajer tavsiyesiyle iş yapmak pek doğru değil. Yerinde tespit etmek daha doğru. Çok farklı şeyler gördüm. Bunlar beni çok geliştirdi bence.

Antrenman tekniklerinde büyük bir farklılık yok. Farklılıklar felsefeyle ilgili. Teknik adamın oyun felsefesi var ve buna göre antrenman yapıyor. Oyuncu transferleri de bu felsefeye göre. Bunda çok sabırlı bir şekilde ısrar ediyorlar. Türkiye'de futbolda da anlık düşünüyoruz. Zaman tanımak lazım.

Haberin Devamı

Görevdeki arkadaşlarımız çok değerli insanlar. Daha hoşgörülü olmak lazım. Mesela çok ağır eleştiriler aldık. Bunları hak ettiğimizi düşünmüyorum.

Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra bir iki takımla görüşmelerim oldu ama yıpranmıştım. Moral motivasyona ihtiyacım vardı. Bu 3 Temmuz süreci bizi çok yordu. Biz Aykut Hoca ve bir kaç arkadaş gecemizi gündüzümüzü verdik. Bize bir çamur atıldı. Biz bugün çok mutluyuz. Takım muhteşem transferler yaptı ve Avrupa mücadelesi yapılıyor. Savcılar kaçtı. %99,9 temizlendik. %100 de temizleneceğiz.

Geçen yıl benim Aykut Hocanın yanında kaldığım gibi bir arkadaşım yoktu. Hazırlığım da pek yoktu. Bir anda görev geldi Ersun Hocanın ardından. Biz de altyapıdan arkadaşlarımızı getirdik. Onlara da teşekkür ediyorum. Ama Aykut Hoca ile biz uzun yıllar birlikte çalıştık. Ben biraz yalnız kaldım geçen yıl.

3 Temmuz yaşanmasaydı Fenerbahçe Avrupa kupalarında ya çeyrek final ya yarı final ya da final oynardı. Belki de kupa kazanırdı. Şampiyonlar Ligi veya UEFA Kupası. Ligde şampiyon olurduk. Marka değerimiz dünya çapında artardı. Geç kalınmış bir şey değil. Bu süreç sadece zaman kaybettirdi. Fenerbahçe'nin bu potansiyeli var. Yapılan transferler bunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Ben Başkanla konuşmuştum lig bitmeden 2-3 ay önce. Sezon sonunda ayrılacağımı ilettim. Şampiyon olsak da ayrılacaktım. Çok yorulmuştum çünkü. Biz çok büyük bir mücadele verdik. Yıprandım. Geçen sene de teknik direktör olduk. Son ana kadar şampiyonluk mücadelesi verdik. Kurşunlandık. Hiçbir antrenörün başına gelmeyecek şeyler benim başıma geldi. Ama ben Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe'nin menfaatleri için elimizden geleni yaptık.

Geçen sezon Rize'de kurşunlandığımızda takım odaklanmıştı. Seri galibiyetlerimiz vardı. Bu olay bir Togo'da oldu. Bir de Türkiye'de oldu. Hala da aydınlanmadı. O zaman bazı oyunculardan gitmek isteyen oldu. O dönemde çok demoralize olduk. Bizden izin isteyenler oldu. Kafamızı toparlayalım diyen oldu. O dönemde Cumhurbaşkanımız aradı ve yanımızda olduğunu söyledi. Ardından liglere ara verildi. Arada biz işi toparlarız dedik. Unutulur dedik. O dönem yemekler düzenledik. Başkan olsun Emre olsun. Antrenmanlarımızı daha eğlenceli hale getirdik. Bu travmayı atlatmaya çalıştık ve son ana kadar şampiyonluk mücadelemizi verdik.

Haberin Devamı

Trabzon ve Akhisar maçları hiç istemediğimiz şekilde puan kaybı oldu. Sonrasında Gençlerbirliği maçı. Ardından kurşunlanma oldu ve dengemizi kaybettik. Akhisar maçında 48. dakikada durum 1-1'ken yan hakem oyuncuyu direk at demiş ama hakem atmamıştı ve biz maçı kaybetmiştik. Bu konulara pek girmek istemiyorum. Kurşunlanma sonrası zaten neyi konuşalım. Herkes ayrı bir derde gitmiş ve darbeler yemiştik. Her kulvarda mücadele veriyorduk. Ona rağmen geçen sene en az mağlup olan, en çok şut çeken, en çok mücadeleye giren ve en çok koşan takım olmuşuz. Şampiyon olan takım kadar hak etmişiz. Keşke biraz bitiricilik açısından 1-2 oyuncumuz olsaydı.

Vitor Pereira'nın elinde çok iyi kadro var ama zaman tanımak lazım. Ekipte iyi oyuncular var diye herkesi ezip geçecek diye bir şeyu yok. Hocanın ligi tanıması lazım. Oyuncuları ligi tanıması lazım. Güzel olan bir şey var; oyuncular bireysel yeteneklerle skoru değiştirebilirler. Geçen sene bu kadar iyi değildi kadromuz. Şimdi gelen oyuncular Avrupa Futbolu'nda söz sahibi oyuncular.

Haberin Devamı

Ben bugünkü transferlerden en az 3 tanesini isterdim. Geçen sezon devre arasında birkaç oyuncuyla ilgilendik. Santrafor ve orta saha oyuncusu baktık. Bu sezon gelen oyunculardan da vardı. Shakhtar'ın forveti Luis Adriano ile ilgilendik. Ama o dönem maliyet uymadı. Adriano'nun bonservisi 12 milyon civarındaydı olmadı. Kaliteli bir oyuncuydu. Fenerbahçe alırsa en iyisini alır. O dönem alamadık ama bu dönem alabildik. Fenerbahçe'nin imkanları çok geniş. Bu dönem bu imkanları değerlendirdi.

Kulüp çok önemli sponsorluk anlaşmaları yaptı. Sponsorların yapacağı katkılara göre bir tablo yapıldı ve bu transferler gerçekleşti. Belki de bugün bu sponsorların olacağı devre arasında hesapta yoktu. Belki de devreyi lider bitirdiğimiz için başkan bize güvendi ve transfer yapmadı.

Fenerbahçe'den ayrıldık. Bizi destekleyen yönetime ve taraftarlara teşekkür ediyorum. Ben bu camianın içinden çıkan bir neferim. Bana transfer yapılmadı diye camiama gönül koymam. Ben Fenerbahçe sayesinde İsmail Kartal oldum. O günkü şartlar müsait değildi ki transfer olmadı. Ben Pereira'ya da ekibine de başarılar diliyorum ve sabırlı olunmasını istiyorum. Geçen sene göreve geldiğimde saçlarım simsiyahtı. Orası zor ama güzel bir görev. Ben antrenörlük yapamayıp yorumcu olan arkadaşlarıma da inşallah öyle bir görevi alırlar diyorum.

Bazen kızman gerekirken çok fazla kızamıyorsun. Sevmem gerekirken de çok sevemiyorsun. Ben bu ayarı iyi dengeledim. Oyuncularla kötü bir anım olmadı. Bir tek Caner'le Bursa'da 35. dakikada oyundan alırken problem yaşadık. Oyuncuyu kaybetmemek lazım. Bu ülkede kaç tane Caner var. O dönem başkanla konuştuk. Devre arasında başkan "Hocam ne yapmak istiyorsan yap dedi. Mahmut Uslu da aynı şekilde. Sonra Caner geldi ve özür diledi.

Geçen sezon bir çok maçta ben de Diego'ya şans verdim. bir ara bir sakatlık yaşadı. Diego, Alex'in yerine alınan bir 10 numaraydı. Bu tip oyunculardan her an şapkadan tavşan çıkarması beklenir. Şut atsın gol atsın bir hareket yapsın. Ama yavaş yavaş futbolda bu 10 numara işi azalıyor. İki yönlü oynayan oyuncuları kadrosunda barındıran takımlar başarılı oluyor artık. Diego çok önemli bir transfer. Büyük paralara gelmiş. Önemli kariyeri var. Bir yere kadar oynatmak zorundasınız. O da bu süreci izleyerek anlaması gerekiyordu. Takımda bir kez daha şans bulduğunda durumu anlasın diye. Kendisinde ben de ısrarcı oldum. Oynattığımda da oynatmadığımda da eleştiri aldım. Ama biz bunlara alışkınız. Oyuncularla sürekli birlikte olduğumuz için kim başarılı olacaksa onu oynatıyorduk. Geçen sezon çok istekli olmasına rağmen istenildiği kadar gol atamadı. Bu sezon da Pereira kendisini oynatıyor. Çok istekli, koşuyor mücadele ediyor ancak skora katkı yapması da bekleniyor. Zamanla en iyi kararı hoca verecektir. Diego'yu biraz daha beklemek lazım. Şimdi aynı dili konuşan bir hoca var. Kendi dilinden konuştuğu oyuncular var. Daha farklı olabilir.

Maaşıyla ilgili 2 aylık bir gecikmesi oldu. Onu da aldı sonradan. Yönetimin Diego ile ilgili bir isteği asla olmadı. Bu 2-3 aylık gecikmeler çok önemli değil. Fenerbahçe'de böyle şeyler hiç olmadı. Geçen sene sıkıntılı bir dönem oldu o. Ben Emre'den de memnundum Egemen'den de memnundum. Gitmelerini istemezdim. Geçen sezon kadroda bulunan her oyuncudan memnunum. Hepsine teşekkür ediyorum. Emre Belözoğlu takım kaptanıdır. Futbol bilgisi çok yüksektir. Türkiye'De saygı duyulması gereken bir insandır. Takım içinde Emre ve Kuyt ile sürekli konuşurdum. Bugün dünyada her teknik direktör oyuncusunun fikrini alıyorduk. Oyuncuların fikrini almadan kararlar alırsanız bir yere kadar gidesiniz. Yanardağın merkezinde ne oluyor onu dinlemelisiniz. Bir sistemde ısrar ediyorsunuz ama oyuncu bunu benimsemeli. Bu çok önemli. Antrenmanlar sırasında oyuncularla konuşuyorduk. Testlerimiz vardı elimizde ve planımız olurdu. Burada da oyunculardan antrenman sırasında sürekli iletişim halindeydik. Antrenman önü, antrenman sırası ve sonrası konuşmalarımız olurdu. Kaptan bana "Hocam böyle oynarsak iyi olabilir" dese onu ciddi şekilde dinlerim. Belki de sistemi değiştiririm. Bu çok önemli.

Arka 5'li diye yerli futbolcular çok eleştirildi. Emre takım kaptanı. Sahada bir antrenör gibidir. Kendisini öyle görüyor. Emre, Emenike'ye "Ne yapıyorsuné diye bir tepki koyduğunda Emenike "Tamam kaptan" diye yanıt verse olay olmayacak. Emre'nin görüntüsü o. Hırslı bir insan. Hatayı kabul etmeyecek bir insan. Kariyerli bir oyuncu. Kolay kolay top kaybetmez mesela. Basit kayıplara çok kızar.

Bursaspor'u ilk maçta aynı oyuncularla yenmiştik. İkinci maça da iyi başladık. Pozisyonlar yakaladık ama sonrasında şanssızlık oldu. Kaleye bir kez geldiler gol oldu. Daha sonra Kadlec'in atılması-. Seyirci tepki koydu ve elendik. Keşke mağlup olmasaydık da final oynasaydık. Ya kupayla ya da şampiyon olarak veda etseydim. Ama bir önceki sene de ilk turda Fethiye'ye elenmiştik. Ben gençleri kullandım ve Uygar çıktı mesela. Çok kullanılmasa da iyi bir oyuncu. Kadroda yer alıyor, sırıtmıyor. Keşke tüm gençler Emre Belözoğlu olsa. Geçen sezon kimsenin vermediği şansı verdim ben gençlere. Uygar arayıp teşekkür etti. Hocanın kadroda düşündüğünü söyledi. Gelişmesi lazım. Eksiklerini giderip bu yıldızların yanında iyi çalışırsa başarılı olacaktır.

Pereira'nın bir sistemi var. Elindeki oyuncuların özelliklerine göre bir sistem belirlersiniz. Kendisi de bu sistemi benimsemiş. elindeki oyuncular da buna yatkın. Bireysel anlamda da kariyerli oyuncular olduğu için hücumcu oyuncularla oynamayı tercih ediyor. Benim de elimde böyle bir kadro olsa ben de böyle oynardım. Elinde çok kariyerli oyuncular var. Beklemek lazım. Gelen oyuncular da inşallah bu paraların hakkını verirler. UEFA Kupası'nda başarılı olup finale kadar giderler ve kupayı alırlar. Ülkenin parası da boşa gitmesin.

Sow'un transferi çok akıllıca. Fenerbahçe bu işten çok büyük para kazandı. Sezon sonu serbest kalacaktı ama serbest kalacak bir oyuncudan iyi para aldılar. Yerine de Markovic'i aldılar. İyi bir hamle oldu.

Başkanın "Fenerbahçe'yi ben şampiyon yaptım" demesi Ersun Yanal ile ilgiliydi. Benim kimseyle sorunum olmadı. Oyuncularla hep aramız iyi oldu. Onlara Fenerbahçe'yi, Fenerbahçeliliği anlattık. Onları hep doğru yönde telkinlerde bulunuyordum. Sonuçta hedefimiz Fenerbahçe'nin başarısı. Başkanın buradaki tavrının bana olduğunu düşünmüyorum. Belki Ersun Yanal ile ilgili bir görüşü olsa da herkesin bir aşmpiyonlukta katkısı vardır. Başkan, hoca, antrenör, oyuncu, malzemeci, sağlıkçı... Bu başarısa herkesin payı var. Benimle ilgili söylediğini düşünmüyorum ama söylese de gönül koymazdım. Başkan kulübün 'baş'ı olduğu için şampiyonluğu sahiplenmiş. Bence bir takımda antrenörün şampiyonluktaki payı %10-15'tir. En büyük pay oyuncularındır.

Galatasaray'la oynuyorsunuz. 10 kişi kalmışsınız. Oradaki "Haddimizi bilerek"in anlamı deplasmanda 10 kişi kalıp nasıl oynamanız gerekirse oydu. Kontrollü bir oyun. Sneijder'in attığı iki şutla yenildik. Belki o gollerden önce Kadlec boş kaleye atsaydı kazanacaktık. Orada anlatmak istediğim olay 10 kişi kalan bir takımın nasıl oynaması gerektiğini anlatmaktı. Kontrollü oynayarak atarsak bir gol atıp kazanarak demek istemiştim. Ki bir 10 kişiyle gol de attık Galatasaray deplasmanında.

Başkan bize "Kupanın bir getirisi yok. Sen bilirsin" dedi bana. Biz de gençlerle gidebildiğimiz yere kadar gidelim dedik. Oynatalıum görelim dedik. Belki bu gençlerden 1-2 oyuncu çıkarabiliriz dedik. Gidebildiğimiz yere kadar gitmek ucu açık bir tabirdir. Şampiyon olacağız dersek olamadığımızda sen bunu dedin diye sorarlar. Ben hayatımda yapamayacağım şeyin sözünü vermedim. Söz verip şampiyon olamazsan sokakta insanların yüzüne nasıl bakacaksın. Zaten Fenerbahçe her zaman şampiyonluğa oynar. Ya şampiyon olur ya 2. olur. 3-4 olduğu zaman bilin ki o sezon çok kötü geçmiştir.

Akhisar maçında çok baskılı oynuyoruz goller kaçırıyoruz. 48. dakikada rakibin oyuncusunun sarı kartı var. Bir pozisyon oldu 4. hakem "direk at" dedi. Biz bekliyoruz ataak diye. Sonrasında başkan arayıp "Siz niye öyle duruyorsunuz biraz tepki koyun ev sahibisiniz baskı yaratın" diye bir konuşma yapmış Hasan Çetinkaya ile. Sonrasında bir tepkili oynadık. Stoperleri ileriye çıkarıp gol aradık ama 85'te kontradan gol yedik. Erciyes maçına çıkıyoruz liderle aramızda 1 puan var. Stadyumda 7 bin kişi var. Biz de bu durumda demoralize oluyorduk.

Salih, Roma'da istediğimiz gibi patlama yapamadı. Biz Aykut Kocaman ile onu sezonda 35 maç oynatıyorduk. Ersun Hoca döneminde fazla şans bulamadı. Roma'ya büyük umutlarla kiraladık biz ama bir türlü kadroya giremedi. Çok yetenekli bir oyuncu.
Ersun Hoca'nın oyun felsefesi rakibe basmaya dayalı. Aykut Hoca'nınki ise biraz daha pasa dayalıydı. Salih, Aykut Hoca'da bu yüzden şans buldu. tempo artınca Ersun Hoca'nın takımına giremedi.
Kulüpten ayrıldıktan sonra başkan bana bir görev önermedi. Bu kapı sana her zaman açıktır dedi. Kendini geliştirmek için sana her türlü yardımcı olurum dedi. Ben de kendi projelerim olduğunu söyledim ve 1,5 ay yurt dışında kaldım ve çalışmalarımı yaptım.
Galatasaray veya Beşiktaş'tan teklif geleceğini sanmıyorum. Türkiye'de o durumlar çok zor. Bilmiyorum ama sanmıyorum. Onlar da teklif yapmaz. Ben bir Fenerbahçeliyim. Futbol bu. Her an her şey olabilir bilemem ama zor.
Şu anki görüntüye göre Fenerbahçe'nin şampiyon olacağını düşünüyorum. Eldeki kadro, tribünlerin desteği. Pozitif havayı görebiliyorsunuz. Çok büyük paralar yatırıldı. Büyük gelişim var. Her zaman olduğu gibi Beşiktaş ve Galatasaray potada olur ama Trabzonspor da bu sezon daha dengeli ve zorlu olacaktır. 3 Büyükler Trabzon'dan kolay galibiyet alamayacaktır. Bursaspor da iyi oyuncular transfer ettiler. Lige iyi başlamasalar da iyi işler yapacaklarını düşünüyorum.
Volkan Demirel'in Milli Takım'a çağırılmamasında insiyatif Fatih Terim'indir. Milli Takım'ın Volkan Demirel'e ihtiyacı varsa bu forma herkese açık. Fatih Hoca istediği zaman Volkan'ı alır. O gün Volkan'a çok çirkin tezagüratlar oldu ve o maçta oynamak istemedi. O günden sonra Fatih Hoca ile aralarında ne yaşandı bilmiyorum.
Bana iftifa diye bağırılmadı hiç. Taraftaralrıma teşekkür ediyorum. Ersun Hoca'ya bağırıldı ama bana olmadı hiç.

"Emenike'nin kültür seviyesi düşük"
Fenerbahçe eski hocası Nijeryalı oyuncu için şunları söyledi:
"Emenike aslında kalbi temiz bir çocuk. Biraz kültür seviyesi düşük olabilir ama iyi bir çocuk. Kuvvetli ve boş alan bulduğu zaman iyi bir oyuncu. Devamlılığı yoktu ama bunu biz de biliyorduk. Kuyt ikinci yarıyı sakat bitirdi. Webo ilk 11'de çıktığında etkisiz. Sonradan girince başarılı oldu. Karambol oyuncusu. Emenike deplasmanlarda başladığında rakibi korkuturdu. Emenike bir tehditti. Sow, beklemediği anlarda gol atabilen bir oyuncu. O yüzden biz Sow'u tercih ediyorduk."
Kartal ayrıca Emenike'nin formasını çıkartarak sahayı terk etmek istediği Beşiktaş maçı ile ilgili de şunları anlattı: "Hiçbir hocanın başına gelmeyen şeyler bana geldi. Beşiktaş maçı seramonideyiz. Gökhan yere yattı. Oynayamam dedi. Mehmet Topuz'u ısınmadan oyuna soktuk. Derken maç başladı Emenike karşı karşıya golü kaçırdı. Sonra pas hatası yaptı ve seyirci ıslıklamaya başladı Emenike'yi. Bu olaylar başlarken Meireles'le başbaşa geldik. İyi değilim beni değiştir dedi. Onu çıkaracakken bu olaylar başladı. Emenike'ye "Hem kendin için, hem bizim için hem de tribündeki taraftarlar için oyna" dedik. Oynayamam dedi. Devreye kadar oyna dedik. Bakıldığı zaman Beşiktaş savunmasına bir tehdit Emenike. Devreye kadar iyi oynayıp bir gol atsa Emenike'yi kazanır golü olayı bitirirdik. Devreye kadar oynadı. Devreden sonra Emenike'yi kenara aldık. İkinci yarı Kuyt yere yattı sakatlandı. Onu da değiştirdik. İkinci yarı Beşiktaş iyi oynadı ama maçı kazanmasını bildik. Allah yardım etti."
Kartal, Alex'in ayrılışını anlattı
Aykut Kocaman'ın yardımcılığını yaptığı dönemde Fenerbahçe'den ayrılan Alex için İsmail Kartal şunları söyledi:
"Aykut Hoca çok dürüst bir insan. Alex döneminde kararları ben, Aykut Hoca ve Ömerovic alıyorduk. Bunları bize de soruyordu. Alex Fenerbahçe'ye büyük hizmetler etti. İyi oyuncu. Şapkadan tavşan çıkaran oyuncu. Aykut Hoca onunla bir konuşma yaptı ve daha fazla takım için oynayan ve mücadele eden oyuncularla oynayacağım dedi. Futbolu iki yönlü oynayacağım dedi. Play-off'lu sezonda Kadıköy'deki maça fırtına gibi başladık. İlk 20 dakikada 2-0 öne geçtik. Alex gol atmıştı. Sonrasında oyun yavaş yaval Galatasaray'ın eline geçti. Biz analizlerimizde top rakipteyken Alex'le baskı yapamadığımızı anladık. Aykut Hoca Alex'e "Bir kaç sene daha bizimlesin ama her maç oynamayı bekleme.
Oynayacağın maçlar olacak. Belki antrenörlüğe geçersin" dedi. Alex bunu kabul etmedi. Aykut Hoca başarı için bunun zorunluluğunu anlattı. Nitekim o sezon Alex'i fazla kullanmadı. Avrupa'da yarı finale yükseldik. Teknik anlamda olay böyleydi. Bu şartlarda sözleşme uzatmayı Alet ile Aykut Kocaman konuştu ama Alex kabul etmedi diye biliyorum."

"Galatasaray son anda şampiyon oldu"
İsmail Kartal geçen sezon şampiyonluk yarışına girdiği Galatasaray teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu hakkında konuştu:
"Hamza Hamzaoğlu ile pro lisans kursunda beraberdik. Geçen sezon 3 kupayı almış antrenör ligin 2. haftasında mağlup oldu diye ıslıklandı ve istifa daveti geldi. Geçen sezonn kimse düşünmüyordu ki Galatasaray şampiyon olacak. Hamza Hamzaoğlu ve oyuncuların özverisiyle Galatasaray son anda şampiyonluğu aldı bence. Hamza Hoca'ya yapılan tepkinin yersiz olduğunu düşünüyorum."
Fenerbahçe eski hocası ayrıca Beşiktaş'ı ve Şenol Güneş'i de şu sözlerle değerlendirdi:
"Şenol Hoca'nın Bursaspor'da oynattığı futbol ortada. disiplinli bir antrenör. Ben Beşiktaş'ta başarılı olacağını düşünüyorum. Mario Gomez de kaliteli bir forvet. Uyum sürecini atlattığı zaman başarılı olacaktır."