Gazete Vatan Logo

Mutlu bir evlilik için aşık olmak yeterli mi?

Her çiftin evlilikten umut ve beklentileri oldukça yüksek. Uzmanlar, bunun için aşkın hemen hemen her yerde geçerli, evrensel diline bakmamızın yeterli olacağını söylüyor. ‘Senden öncesi yok benim için, seninle adeta yeniden doğdum, seninle birlikte yalnız hissetmiyorum, kendimi eksiksiz ve tamamlanmış hissediyorum’ veya ‘Hiç kimse seni benim sevdiğim kadar sevemez’ gibi söylemlerin sıkça kullanıldığı bir ilişkide dikkat edilmesi gerekenler var. Peki, Aşk istikrarlı bir evlilik kurmak için yeterli mi? Aşkın büyüklüğü ve yoğunluğu mutlu bir evliliği garantiler mi? Aşk ve ilişkiler pandemiden nasıl etkilendi? Uzman, Birey, Çift ve Aile Terapisti Feryal Tükel anlattı.

Mutlu bir evlilik için aşık olmak yeterli mi?

Aşkın, mutlu bir evliliğin anahtarı olduğu, birbirine aşık birçok çift tarafından kabul edilir. Aşık bir çiftin evliliklerinden umut ve beklentileri de hal böyle olunca oldukça yüksek olabiliyor. Peki evliliğin başında sarf edilen ardı arkası gelmez sevgi sözcükleri nasıl oluyor da ‘sen benim evlendiğim adam/kadın değilsin, seninle evlendiğim güne lanet olsun, sen beni kandırdın’ gibi kırıcı söylemlere dönüşüyor?

Ne yazık ki ‘aşkın gözü kördür’ tabiri gayet gerçekçidir. “Aşık olunduğunda insan beyninin duygularla ilişkili bölümü, kontrolü ele alır. Mantık, analiz, akıl yürütme gibi entelektüel işlevlerimizden sorumlu kısım ise adeta devre dışı kalır” diyor Terapist Feryal Tükel ve aşıkken bir bilinç daralması olduğuna dikkat çekiyor.

Tükel; “İnsanlar bu gibi durumlarda bir bilinç daralması yaşayabilir. Bunun sonucunda da evlilik gibi istikrarlı ve ömür boyu sürmesi istenen bir ilişkinin gerektirdiği pek çok faktör fark edilemeyebilir veya bir miktar fark edilse bile dikkate alınmayabilir. Bireyler karşısındaki insanın niyetini veya davranışını okuma becerilerini yalnızca görmek istediklerini görerek köreltir. Birçok kişi bu sebeple evlilik öncesinde bariz olan davranışları, eğilimleri ve değerleri görmezden gelir” diyor.

Haberin Devamı

EVLİLİK ÖNCESİNDE BİRÇOK FAKTÖRÜ DİKKATE ALMAK GEREKİYOR

“Evliliğin uzun ömürlü ve doyum, mutluluk sağlayacak bir kurum olmasını istiyorsak evlilik öncesinde tanıma ve karar aşamalarında birçok faktörü ele almak gerekir” diyen Tükel; “İki kişinin kendi arasındaki duygusal uyum, cinsel uyum, anlaşmazlıkları çözme becerileri, hayatlarıyla ilgili konulardaki beklentiler, karar alma becerileri, manevi değerler ve inançlar, ailelerle ilişkilerde uyum, evlilikte bütçe yönetimi, roller, iş bölümleri, çocuk yapma ve çocuk sayısı ve kariyer hedefleri gibi konularda anlaşma içinde olmaları önemli” diyor.

Tükel; “Uyum demek, her konuda benzerlik içinde olmak anlamına gelmez. Farklılıklara saygıyla yaklaşarak kabul etmek hatta ayrışan noktaları bir zenginleşme fırsatı olarak görüp kullanabilmek de mümkün. Ancak genel olarak benzer olmak evliliği yürütmede işleri kolaylaştırır. Benzer çevreden, dini inançlardan, yaşam tarzlarından, eğitim ve ilgi alanlarından ve yakın yaşlardan olunması gibi pek çok özellik sürtüşmelerin az, doyumun fazla olmasını sağlayabilir” diyor.

Haberin Devamı

ANNE VE BABANIN İLİŞKİLERİ DE BELİRLEYİCİDİR

Öğrenmenin en önemli yollarından birinin de model almak olduğunu belirten Feryal Tükel, insanın birçok davranışı içinde bulunduğu ortamdan öğrendiğini dile getiriyor. Tükel, “Anne ve babanın nasıl bir ilişki içinde oldukları, nasıl bir erkek ve kadın rolleri olduğu, aralarındaki iş bölümü, kararların nasıl alındığı, sevgi gösterme şekilleri, tartışma ve kırgınlıkları onarma tarzları gibi pek çok faktör çocuğun öğrenmesinde oldukça etkilidir. Çocuğun yetişkin hayatında kuracağı ilişkilere öğrendiklerini aktarmasında bu gibi faktörler büyük önem taşır” diyor.

ESKİ İLİŞKİLERDEKİ TRAVMALAR BAKIŞ AÇISINI ETKİLEYEBİLİR

“Eğer kadın eski ilişkilerinde travmatik sayılabilecek, negatif duygusu çok yüksek yaşantı veya yaşantılar yaşamışsa bugünkü ilişkisinde etkilenme ihtimali vardır” diyen Tükel, “Mesela kadın aldatılmış ise eşini fazla kontrol etme eğilimi geliştirebilir, aşırı kıskanç denilebilecek davranışlar içine girebilir. Eski sevgilisi kişiliğini örseleyen, yetersizlik inancı yaratan, aşağılayan davranışlarda bulunmuşsa, yeni eşin en ufak bir eleştirisine tahammül gösteremeyebilir. Bu durumlarda eski yaraları tetiklenip büyük reaksiyon verebilir. Geçmişten taşıdığımız yaralar bugünü mutlaka etkiler. Yaralarımızın farkında olup, eşimizin de anlamasını sağlayıp ilişki içinde iyileştirmeyi amaçlamalıyız” diyor.

Haberin Devamı

PANDEMİ AS¸K HALLERİNİ ETKİLEDİ Mİ?

Pandemi her s¸ey gibi aşk ve ilişkileri de etkiledi. Hayatın içindeki karşılaşmalar kısıtlanınca internetteki arkadaşlık sitelerine yönelimin arttığını belirten Tükel; ”Pandemiyle birlikte özellikle genç¸ler birden fazla siteye üye olup, c¸ok sayıda kişiyle zaman gec¸irerek go¨ru¨s¸meye başladı. Haliyle ilişkileri de hızlıca tüketiyorlar. O¨te yandan bazı kişiler, o¨zellikle kadınlar, hemen bulus¸ma baskısı olmamasından dolayı daha rahatlar ve kars¸ılarındaki kis¸iyi iyice tanımaya c¸alıs¸ıyorlar. Bu durum karantina flo¨rtu¨ (iso-mate) ilis¸ki bic¸imi olarak adlandırılıyor. C¸u¨nku¨ bu grup insanlar artık yu¨z yu¨ze buluşmadan o¨nce gu¨c¸lu¨ bir bagˆlantı kurmak istiyor. Bu ac¸ıdan bakınca, sanal du¨nyanın romantizme kendine o¨zgu¨ bir katkısından bahsetmek mümkün belki” dedi.

Haberin Devamı

PANDEMİDEN EL ELE ÇIKMAK

Peki pandemi, aynı evde yas¸ayan es¸leri nasıl etkiledi? Dengeyi korumak için ne yapmak gerekiyor? Pandemi su¨recinde evden c¸alıs¸manın veya egˆitim almanın, 24 saat aynı kapalı alanda bir arada olmanın psikolojiyi zorladığına değinen Tükel: “Tolerans alanımız daralıyor. I·s¸leri planlamak ve paylas¸mak, mekanı zaman zaman yalnız kalabilecek s¸ekilde du¨zenlemek, aynı mekanda iken bile birbirimizi yalnız bırakıp mes¸galelerimize konsantre olmanın prensiplerinde anlas¸mak, birlikte keyifli zaman gec¸irecek aktiviteler olus¸turmak dengenin korunmasına yardımcı olabilir. O¨zel bir su¨rec¸ten gec¸ildigˆini bas¸tan kabul etmek ve yıpranarak degˆil elele c¸ıkmak ac¸ısından bu tu¨r o¨nlemleri dikkate alabiliriz” dedi.