Gazete Vatan Logo

Anne sütünü artırmanın yolu emzirmeden geçiyor

Anne sütünü artıracak mucizevi bir besinin olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Nalan Karabayır, “Havuç, dereotu, arpa, yulaf, incir, keten tohumu gibi besinlerin sütü arttırdığı bildirilmekle anne sütünün artmasını sağlayan en önemli faktörün bebeği özellikle ilk aylarda, günde en az 8-12 kez, 15-20 dakika emzirmek olduğu unutulmamalıdır. Fazla miktarda çay ve kahve tüketimi içerdiği kafein nedeniyle bebekte ağlamalara neden olmak dışında idrar söktürücü etkisi ile annede sıvı kaybına da yol açabilir” dedi.

Anne sütünü artırmanın yolu emzirmeden geçiyor

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Nalan Karabayır, 1-7 Ağustos Dünya Emzirme Haftası kapsamında emziren annelere tavsiyelerde bulundu. Karabayır, anne sütünün, her anne tarafından bebeğine özel olarak üretilen mükemmel bir besin maddesi olduğuna dikkat çekerek “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF anne sütünün bebeklerin sağlığı için en etkili beslenme ürünü olduğunu belirtir. Aynı zamanda ilk 6 ay yalnızca anne sütü olacak şekilde en az 2 yaşa kadar anne sütü alımının önemini vurgular. Annelerin emzirme döneminde sağlıklı ve dengeli beslenmeleri hem bebek hem anne sağlığı için büyük öneme sahiptir. Bir annenin bebek büyümesini desteklemek için yeterli miktarda ve kalitede süt üretme kapasitesi esnektir, beslenme eksikliğine karşı oldukça dirençlidir” diye konuştu.

ANNE GÜNDE YAKLAŞIK 75 GRAM PROTEİN ALMALI

Yetersiz beslenen annelerin süt bileşimlerinde olumsuzluk görülebileceğine değinen Karabayır şöyle devam etti:

“Emziren annenin günlük diyeti en az 1800 kalori ve 65-75 gram protein içermelidir. Emziren annenin beslenmesi dengeli ve çeşitli olmalıdır. Sıra dışı ve abartılı beslenmeye gerek yoktur. Annenin günde 2-3 su bardağı kadar yoğurt, 2 kibrit kutusu kadar peynir, 3-4 porsiyon et, tavuk ya da balık, 1 yumurta ya da kurubaklagil, 5-7 porsiyon taze sebze ve meyve, 4-6 dilim ekmek, en fazla 2-3 porsiyon pirinç, bulgur ya da makarna tüketmesi önerilir.”

Haberin Devamı

KAYISI, KAVUN GİBİ MEYVELER BEBEKTE DIŞKILAMAYI ARTIRIYOR

Prof. Dr. Karabayır, anne sütünün artması için bol miktarda sıvı tüketilmesi gerektiğine dair yaygın kanıyı ise şu şekilde değerlendirdi:

“Fazla miktarda özellikle günde 3 litreden fazla sıvı tüketiminin süt yapımı üzerine olumsuz etkisi de ortaya çıkabilir. Bu nedenle emziren annelerin susadıkça ihtiyaçlarını giderecek kadar su tüketmeleri, meyve suyu, soda, çay-kahve, bitki çayı tüketimlerinin sınırlı tutmaları önerilmelidir. Çay-kahve içeriğindeki kafein nedeniyle bebekte ağlamalara neden olmak dışında idrar söktürücü etkisi ile annede sıvı kaybına yol açabilir. Günlük çay kahve tüketimi 2 fincan kahve ya da 2 bardak çay olarak sınırlandırılması önerilmelidir. Emzirme döneminde annelere ciddi bir gıda kısıtlaması önerilmezken süt ürünü olarak pastörize edilmemiş gıdalar, çiğ et ve civa yükü yüksek olduğu bilinen balıkların tüketilmemesi hatırlatılmalıdır. Ayrıca çikolata gibi kafein içeriği yüksek besinlerin bebekte huzursuzluk yapma olasılığı nedeniyle sınırlı tüketilmesi hatırlatılmalıdır.”

Haberin Devamı

SÜTÜ ARTIRAN MUCİZEVİ BESİN YOK

Anne sütünü arttıracak mucizevi bir besinin olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Karabayır, “Havuç, dereotu, arpa, yulaf, incir, keten tohumu gibi besinlerin sütü arttırdığı bildirilmekle beraber anne sütünün artmasını sağlayan en önemli faktörün bebeği özellikle ilk aylarda, günde en az 8-12 kez, 15-20 dakika emzirmek olduğu unutulmamalıdır. Anne sütü yetersizliği çok nadir görülen bir durum olup, emzirme tekniğindeki sıkıntı nedeniyle bebeğin memeyi tam olarak boşaltamaması, bebeğin yeterli tartı almasını ve iyi uyumasını engelleyeceği gibi annede meme başı çatlağı, mastit gibi sorunlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle anne bebek çiftine memeyi iyi kavrama ve etkin emme konusunda destek olunması, emzirmenin erken kesilmesini engelleyecek en önemli müdahaledir. Sonuç olarak mucizevi bir besin olan anne sütü bebeğin sağlıklı bir yaşam sürmesi için en önemli faktördür. En az 2 yaşına kadar anne sütü ile beslenmenin sürdürülebilmesi için sağlık personelinin desteği önemlidir” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı