Gazete Vatan Logo

Ramazan ayında dini takıntılar artıyor! Dini takıntılar obsesif kompulsif bozukluk mu?

Allah’a inandığı halde şüpheye düşmek, kendi kendine Allah’a inandığını ispatlamaya çalışmak, saatlerce tövbe etmek, abdestinin bozulduğundan ya da namazı doğru kılıp kılmadığından şüphelenmek, Ramazanda cinsellik ve seksüel düşünceler, oruçluyken cinsellik düşünmek gibi pek çok şekilde ortaya çıkan dini takıntılar, obsesif kompulsif bozukluğun bir türü olarak dikkat çekiyor. Bu tip takıntıların ödülden çok cezayı kullanan, eleştiren, hata kabul etmeyen, aşırı kuralcı ailelerin çocuklarında daha sık görüldüğünü belirten uzmanlar, bu durumun Ramazan ayı süresince bazı hastalarda artabileceği uyarısında bulunuyor. Takıntılar, seratonin artırıcı ilaçlar ve davranış terapisiyle tedavi edilebiliyor.

Ramazan ayında dini takıntılar artıyor! Dini takıntılar obsesif kompulsif bozukluk mu?

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Tan, Ramazan ayı sürecinde karşılaşılabilecek dini takıntılarla ilgili bilgi verdi. Dini takıntıların Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB)’nin bir türü olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Tan, bu durumu “kafadan atılamayan ve ileri derecede rahatsızlık düşüncelerin baskın olduğu bir hastalık” şeklinde tanımladı. Kişinin bu düşünceleri kafasından atabilmek için çeşitli yollara başvurduğunu anlatan Doç. Dr. Oğuz Tan, tekrar eden çabaların faydası olmayabileceğini ve düşüncelerin daha da artabileceğini ifade etti.

İBADET SIRASINDA CİNSEL HAYALLER, SONRASINDA TEKRAR EDEN TÖVBELER VARSA...

Dini takıntıların OKB’nin sık rastlanan bir türü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tan, “Mesela kişi Allah’a inandığı halde, Allah’a veya diğer kutsal şeylere içinden küfür sözleri gelir. Tövbe eder, dua eder, tekrar tövbe ve dua eder. Genellikle aynı şekilde tövbe ve aynı dualar kullanılır. Tövbe ve dualar saatleri bulabilir. Din bilginlerini bulup, dinden çıkıp çıkmadığını sorar. ‘Galiba Allah’a inanmıyorum’ diye düşünür. Kendi kendine Allah’a inandığını ispatlamaya çalışır. İbadet sırasında aklından küfürlü sözler geçebilir, gözünün önüne cinsel hayaller gelebilir. Abdestim kaçtı mı, bozuldu mu? Gusül sahih oldu mu? Namazı doğru kıldım mı? Bir daha abdest al, bir daha al, bir daha… Namazı tekrarla, bir daha tekrarla… Günah mı işledim, yemekte domuz mu vardı, kul hakkına mı girdim?’ Yakınlarına sorar, bir daha sorar.” diye konuştu.

Haberin Devamı

YETİŞTİRME TARZI DİNİ TAKINTILARA ZEMİN HAZIRLIYOR!

OKB’nin kesin ve tek sebebi olmadığını belirten Doç. Dr. Oğuz Tan, nedenleri şöyle sıraladı: “Biyolojik faktörler yani beynin düşüncelerden sorumlu ön bölgelerinin aşırı çalışması, serotonin maddesinin az üretilmesi, işin yüzde 60’ını açıklar. Yetiştirilme tarzının, kişilik özelliklerinin de kayda değer rolü vardır. Ödülden çok cezayı kullanan, eleştiren, hata kabul etmeyen, aşırı kuralcı ailelerin çocuklarında daha sık görülür. Titiz, mükemmeliyetçi kişiler de OKB’ye yatkındır. Şekilci din anlayışı, dini maneviyat olarak görmekten çok kurallar manzumesi olarak gören bakış açısı, dini takıntılara zemin hazırlar. OKB’lilerin hayal ettiği Tanrı da şekilci, kolay affetmeyen, en küçük kusuru şiddetle cezalandıran bir Tanrı’dır.”

Haberin Devamı

SEKSÜEL DÜŞÜNCE VE HAYALLER DİĞER DİNLERDE DE GÖRÜLÜYOR

Tanrı’ya küfür, ibadet yerinde seksüel düşünce ve hayallerden kurtulamama, günah işleme hissi gibi obsesyonların Hristiyan ve Yahudilerde de bulunduğunu ve sık olduğunu ifade eden Doç Dr. Tan, abdest ve namaz takıntılarının sadece İslamiyet’e mahsus olduğunun ve bu rahatsızlığın bazı hastalarda Ramazan ayında arttığının da altını çizdi.

Bu hastalığın iki tedavi yolunun bulunduğunu kaydeden Oğuz Tan, “Biri Serotonin artırıcı ilaçlar, diğeri de davranış terapisidir” dedi. Doç. Dr. Oğuz Tan, yaşam kalitesini etkileyen bu durumda uzman yardımı alınmasını tavsiye etti.