Gazete Vatan Logo

300 erkekle yatan kadın olur mu?..

Kendinizi onun yerine koyun lütfen...

Hürriyet yazarı Ayşe Arman, 300 erkekle birlikte olduktan sonra, "300 erkekle yattım" diyerek bunu kitaba çeviren kadının gerçek hikayesini anlattı. İşte o hikaye...

KENDİNİZİ onun yerine koyun lütfen...

Genç bir kadınsınız...

11 aylık bir bebeğiniz var...

Ve sizi terk etmiş bir kocanız...

Kredi kartı borçları, ev kirası, bakıcı parası ve diğer masraflarla baş başasınız...

Kafayı yemek üzeresiniz.

Çünkü adam yok.

Hadi eş olmayı, size destek olmayı bıraktım, adamın babalık yapma derdi de yok.

Sorumlulukları sizin sırtınıza yüklemiş, gitmiş.

Ne çocuğu görüyor, ne eve geliyor, ne para da getiriyor, ne de nafaka veriyor.

*

Bu durumdaki kadın ne yapar?

Üçüncü sayfa haberlerinde bol bol örneği var.

Hırsızlık yapar, kendini bile satar çocuğu için...

Çünkü çocuk demek, sevgi kadar para da demek...

Mendil satarak da maalesef çocuk büyütecek para kazanılamıyor.

Allahtan, bu sözünü ettiğim kişinin bir işi var.

O bir İngilizce öğretmeni.

Ve kelimelerle arası iyi.

Ne yapıyor?

Bir kitap yazıyor.

Müstear isimle tabii.

Çünkü devlet memuru, oyarlar maazallah.

Yazdığı şiir kitabı filan da değil.

Melisa P. gibi, alenen pornografik kitap yazıyor.

“Elin İtalyan’ı yapınca yüz binlerce dolar kazanıyor da, bir Türk yazınca niye kazanmasın?”

Tam da bu fikirden yola çıkıyor.

Evli bir kadının kocasını aldatma maceralarının ilgi çekeceğini düşünüyor.

Belki bu konu tabu olduğu için.

Belki bir sürü kadının aklından kocasını aldatmak geçtiği ama buna hiçbir zaman güç bulamayacağını bildiği için.

Belli ki de sadece kolay yoldan para kazanmak için.

*

Ben, bu kadın doğru bir iş yapıyor demiyorum.

Ama gerçek bu.

Hedefi çok satmak ya...

Kitabın kahramanı, seksi seven, sekse meraklı, internette tanıştığı ya da otobüste, minibüstü kesiştiği, hoşuna giden herkesle birlikte olan bir kadın...

Fahişe değil.

Canı istediği için yatıyor.

Penisini merak ettiği bütün erkeklerle kısa, uzun, romantik ya da vahşi bir yatak macerası oluyor.

Çay bahçelerinde, sinema salonlarında, bekar evlerinde, parklarda, bahçelerde, aklınıza neresi gelirse...

Bazılarıyla bir daha buluşuyor, bazılarıyla buluşmuyor.

Yarattığı kadın kahramanın, cinsellik konusunda dürtüleri ve davranışları bir erkek gibi...

Normal bir kadına uygun değil.

Bir tür nemfoman tiplemesi.

Abartılı bir penis-sever, hangi tür penislerden hoşlandığını detaylı olarak tarif ediyor (ince, küçük ve eğri olmayacak), oral seks seviyor, kendisine yapılmasından da hoşlanıyor, iddiasına göre aslında seksle ördüğü bu patikanın bir gün şefkat ve sevgiye çıkacağına inanıyor...

Ama işte ah şu erkekler...

Bunu anlamıyor.

Onların tek derdi sevişmek!

*

İyi bir kitap mı?

Değil.

Bir süre sonra hep aynı şeyler.

Ben zaten çok yaratıcı sevişme yazabilen kadın görmedim.

Erkekler daha iyi yazıyor.

Olmamış yani.

Zaten okuyunca anlıyorsunuz, evet kendi tecrübelerini de sokuşturmuş ama arkadaşlarından, ondan bundan ne duyduysa da doldurmuş.

Çorba gibi bir şey.

Ama bence bu noktada başka bir soru sorulmalı.

Bütün bunlar suç mu?

Değil.

Kitap yazmanın nesi suç olabilir ki?

Ama bakın, başına neler geliyor.

Kitabı daha çok satsın diye bizim öğretmen televizyona çıkıyor.

Kitabı patlama yapacak, o da çok para kazanacak ya...

Televizyon kanalındakiler, yüzünü mozaikleyeceklerini, sesini değiştireceklerini söylüyorlar, bu da inanıyor, ama hiçbiri yapılmıyor.

Bitmedi...

Bir gazeteye röportaj veriyor...

Röportajcı da “dan” diye gerçek ismini yazıveriyor..

Dahası, izni ve haberi olmadan yolda takip edip, fotoğraflarını çekiyor.

Bizim öğretmen, dımdızlak ortada kalıyor.

Deşifre oluyor.


Ve o röportajda, kitaptaki onlarca erkek abartılıp, 300 erkek oluveriyor.

Ve o, tarihe kocasını “300 erkekle aldatmış kadın” olarak geçiyor.

Bir fahişe.

Bir orospu.

İstediği kadar, “Yok öyle değildi de böyleydi” desin...

Yapmış bir hıyarlık...

Bu ülkede, böyle bir işe kalkışmış.

Tahmin edeceğiniz gibi...

Hayatı kayıyor!

Önce işinden oluyor. Sonra karşı dava açıyor, işini geri kazanıyor, şimdi yine devlet memuru olarak çalışıyor ama artık tamamen gizleniyor.

Çocuğunun velayetini veriyorlar ama eşine 15 bin TL tazminat ödemeye mahkûm oluyor.

Eski eşinin birtakım duygularını incittiği için herhalde.

O da tabii soruyor: “11 aydır çocuğunu görmeyen, 8 aydır nafaka ödemeyen bir adamın ödülü bu mu olmalıydı?”

O 15 bin TL, maaşından kesilecek.

Kısacası arkadaşlar...

Hayal gücüne dayalı bile olsa, içinde seks olan kurgusal bir kitap yazayım demeyin.

Bu ülkede her şey erkeklerden yana...

HAMİŞ: O gazeteci, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme”den 10 ay hapse mahkum oldu. Ama cezası ertelendi.

HAMİŞ 2: Kitabın adını vermeyeceğim, okumasanız da olur. Ben sadece bu ülkedeki bir mekanizmanın nasıl çalıştığını anlatmak istedim.

Haberin Devamı