CNN TÜRK'te yayınlanan Hakan Çelik ile Hafta Sonu programına bu hafta Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı ve Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar konuk oldu. Yayın yönetmenleri seçim gündemini değerlendirdi.
Mete Belovackılı'nın açıklamalarının satır başları şöyle: Üç dönem kuralı kimi yerlerde belediye hizmetlerinde mutlu olunan yerlerde soru işaretlerine yol açmış durumda. Kimi yerlerde isimler değişti, başka yerlere kaydırıldı. Orada yaptığı iş burada yapılabilir mi diye sorular ortaya çıktı. Gidilen yerde yerel dengeler konusunda tartışmalar yaşandı. Diğer yandan da yeni gelen isimlerin yarattığı bir heyecan var.
MİLLİYET GAZETESİ KAPANACAK İDDİALARI
Niyeyse gazeteyi kapatma ihtiyacı var bazı arkadaşlarda. Böyle bir şey olmadığı anlatıldı ama durup durup bir paylaşımdan bir yazıdan tekrar olayı canlandırmaya çalışmak ömür biçmeye çalışmak ve verdikleri her tarihin de gerçekleşmemesi garip bir haz durumuna dönüştü sanırım bazı insanlarda.
70 yıllık bir gazeteye ömür biçmekten vahşice haz alan bir grup olduğunu görüyorum.
Bir mecranın kapanmasını dilemek galiba bir insanın kendi mesleğine yapabileceği en büyük haksızlık. Yok böyle bir şey derken belki de bıçak kemiğe dayandı.
Vahap Munyar'ın açıklamalarının satır başları ise şöyle: İyi bir kural aslında üç dönem kuralı. Başkanlarda bir heyecan azalması olabiliyor. Kitaplar dolusu hizmet ortaya çıkıyor. O zaman bir heyecan azalması olabiliyor. O deneyimi de tecrübeyi de başka yerde değerlendirmek gerekir. Tekrar bir heyecan yaşasın. Bakın şurada yaptım burada da yaptım.Nihat Zeybekci Denizli’de iki dönem önemli bir iş yaptı. Şimdi iddiası İzmir’de daha iyi bir başları elde edebilirim. Şimdi bu deneyimi aktarmak. Üç dönem kuralının uygulanması önemli. Diğer partilerin de uygulaması lazım. İzmir’e İstanbul’dan beyaz yaka göçü var. Bazı şirketler yedek merkezlerini oraya taşıyor. İstanbul gibi büyük bir metropolde başta trafik olmak üzere stresli bir yaşam başladı. İzmir’deki yaşamı görüyor beyaz yakalı arkadaşlar ve oraya gidiyor. İzmir de pahalı ama İstanbul’a göre bir nebze aşağıda.
Bütün olay yerel seçimlerde insana dokunmaktan geçiyor. Ama bu sefer biraz fazla genel seçim havasına itildi. O yüzden belki de adaylar kendilerini çok iyi anlatamıyorlar. İstanbul gibi yerlerde büyük projelere doygunluk var. Olması gereken diye bakıyor. Diyor ki benim hayatıma nasıl dokunacaksın hayatımdaki sıkıntıları bana nasıl çözeceksin diyor.
ANADOLU’DA DURUM NASIL?
Ekonomide bir sıkıntı olduğu aşikar o biliniyor. Hükümette farkında. O yüzden önlemler ağustostan beri alınıyor. O sıkıntı biraz öne geçmiş gibi. O yüzden çok da fazla seçim havasına giremiyorlar çoğu yerde. Kararsız seçmenlerin oranı çok artmaya başladı. Önceki seçimlere göre daha yüksek. Anket şirketleri yönetenlerin gri alan diye tabir ettikleri alan çok artmış durumda. İstediğiniz kadar anlatın kararsızların bir bölümü de sandık başına gidince kararını veriyor.
SEÇİM SONUÇLARI GAZETELERDE NASIL YER ALACAK?
Bu yerel seçimin öncekileri şöyle bir farklılık var. Yerel seçimlerde ittifakları ilk defa görüyoruz. Resmi bir ittifak olmamıştı şimdiye kadar. Onların doğru analizlerinin verilmesi lazım. Bütün bunların analizlerini pazartesi ve sonraki günlerde yapılması lazım. Bunları yapacağız. Bütün olay analiz.
GÜLDEN AYDIN’IN VEFATI
Gerçekten hem gazetemizde hem de camiamızda sevilen bir arkadaşımızdı. Hem dost arkadaş aynı zamanda müthiş başarılı bir gazeteci. Yöneticilik yapmış olmasına rağmen son dakikaya kadar muhabirlik heyecanını hiç bırakmadı. Başarıları ödüllerle de ortaya konuldu.
ERTUĞRUL ÖZKÖK’ÜN RÖPORTAJLARI
Ben ekonomi müdürüyken Ertuğrul Bey şöyle diyordu: Bir gün bu görevi bırakırsam senin yerine talibim diyordu. Farklı bir gözle yazıyor. Bize kızardı uzun yazıyorsunuz diye.
DEMİRÖREN MEDYA CEO’SU MEHMET SOYSAL’IN YAZILARINDA VERDİĞİ MESAJLAR VE KAĞIT GAZETE İLE DİJİTAL MEDYANIN GELECEĞİ
Mete Belovacıklı: Biz her konuyu olduğu gibi bu konuyu da ifratla tefrit arasında tartışıyoruz mutlaka bir tanesi ortadan kalacak diye. Öyle bir durum yok. Kağıt kalmaya devam edecek. Sadece Türkiye’de değil dünyada da devam edecek. Sadece dijital tarafta kimi yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Zaten AB içinde parlamento ve komisyon bu konuda yeni anlaşmalar yaptı. Kimi ağlar ve ağlar üzerinden yaratılan ekonominin sınırlanması ve bu arada işte CNN TÜRK’ün de, Milliyet’in de, Hürriyet’in de dijital taraflarının bunun içinde yer alması, içerik üreticilerinin ürettikleri içerik karşılığında bir gelir elde diyor olması bütün dünya genelinde de zaten bir regülasyona götürülüyor.Onun karşılığı da Türkiye’ye yansıyacak sanırım.
Vahap Munyar: Dünyada tamamen dijitale dönüp yeniden kağıda dönenler oldu. Baya da büyük yayın organları oldu. Dolayısıyla en azından çok kısa vadede üç beş yılda kağıdın ortadan kalması gibi bir durum söz konusu olmaz. Bizde yapılan yanlış şu oldu. Biz dijital ortamı gereksiz yere en başından beri bedava açtık. Onun için de şimdi geri toparlayamıyoruz. Dijital ortamdan hedeflenen gelir elde edilemiyor. Çok tıklanınca çok reklam gelecek oradan para kazanacağız diye düşünüldü. Tersine o tür reklamların aktığı yer, Google gibi platformlar daha fazla pay almaya başladılar.
