Gazete Vatan Logo

Kent tarımı her geçen gün büyüyor! 150 milyon kişiye iş kapısı olacak

Kendine yetebilen kentler için kentsel tarımın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Metin Turan, dünyada 85 milyon insanın kent tarımıyla ilgilendiğini söyledi. Turan, “Kentsel tarım sağlıklı, sürdürülebilir, ekolojik olarak hazırlanmış olan ürünlerin şehir merkezlerinde üretilmesini kapsar. Belediyelerin bu konuda aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. Bu iş basit bir iş değil. Bunu entegre düşünmediğiniz zaman fayda yerine zarar yaratmış olursunuz” dedi.

Kent tarımı her geçen gün büyüyor! 150 milyon kişiye iş kapısı olacak

Endüstriyel tarıma alternatif bir üretim modeli olan kentsel tarım ile ilgili Prof. Dr. Metin Turan açıklamalarda bulundu. Sürdürebilirliğin ve biyoçeşitliliğin sağlanabilmesi açısından kent tarımının dikkate alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Turan, “Kentsel tarım, ülke politikası haline gelirse, yasal düzenlemeler yapılırsa rahatlıkla bunu başarabiliriz. Büyükşehirlerde kent tarımına çok ihtiyaç var çünkü insanların yaşam alanlarında stresini alan, onları psikolojik anlamda da rahatlatan bir model” ifadelerini kullandı.

KENTSEL TARIM BİR MODAMI MI, GEREKLİLİK Mİ?

Özellikle Covid-19’dan sonra ülkelerin, şehirlerin ve beldelerin tarımsal olarak kendine yeten bir hale dönüşmeye çalıştıklarına dikkat çeken Turan, tarımsal değeri olan her bir alanın etkin bir şekilde üretime alınmasının hem ekolojik hem ekonomik hem de toplumsal refah açısından önemli katma değerlere sahip olduğunu belirtti. Kentsel tarımın bütünsel olarak ele alınması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Turan, şöyle devam etti:

Haberin Devamı

“Kentsel tarım özellikle son 20 yıl içerisinde ivme kazanmış, bir moda ya da alışkanlık olmaktan ziyade bir gereksinim olan bir iş modelidir. Özellikle sürdürülebilir toplum yönetimi ve sürdürülebilir kalkınmayı temel alan ülkeler bu modeli çağın gereği olarak görmektedir. Kentsel tarım modellerinde amaç bitkisel üretimi artırmanın yanında çevresel duyarlılığın ve tarımda teknoloji kullanımının artmasını sağlamaktır.”

ÇEVRE VE TARIM BİLİMCİLER İLE MİMARLAR KENT TARIMINDA YER ALMALI

Kent tarımının ülkelerin geleceği için önemine vurgu yapan Prof. Dr. Turan, “Kent tarımı için hem çevre bilimcilerin, hem tarım bilimcilerin, hem de mimarların işin içerisinde yer alması gerekiyor. Kent tarımı dediğimizde şu an oturduğumuz şehir içerisinde yol kenarlarında bir bahçenin içerisinde domates, biber yetiştirmeyi kast etmiyoruz. Burada kast ettiğimiz şey tamamen bilimsel, ölçülebilir ve ekolojik anlamda doğayla iç içe bir yapının oluşturulması” diye konuştu.

2050 YILINDA 150 MİLYONA ULAŞACAK

Prof. Dr. Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

“Dünyada tarımsal üretim yapılan 5 milyar hektar alanın 64 milyon hektarında kentsel tarım yapılmaktadır. Kent tarımı, 6,5 milyar tonluk toplam tarımsal üretim içerisinde 170 milyon tonluk bir üretim ile yaklaşık yüzde 2,6’lık bir paya sahiptir. Dünyada 570 milyon kişinin çalıştığı tarım sektöründe şu anda 85 milyon civarında kent tarımıyla ilgilenen çalışan söz konusudur. Yaratılan değere baktığınız zaman, kent tarımı dünyada üretilen gelirin yaklaşık yüzde 8’ini oluşturmakta, bu da yaklaşık olarak 160-170 milyar dolara denk gelmektedir. 2050 yılında kent tarımı ile ilgilenen kişi sayısının 150 milyona ve üretim miktarının 1,8 milyar tona ulaşacağı tahmin edilmektedir.”

DİKEY TARIMLA 1 DEKARLIK ALANDAN 50 DEKARLIK VERİM SAĞLANABİLİR

Dikey tarım modelini de önemsediklerini ifade eden Prof. Dr. Turan, “Tamamen doğaya kapalı alanlarda güneş ışınlarını simüle etmek kaydıyla yetiştiricilik yaptığımız bir model. Dikey tarım ile yaklaşık 1 dekarlık alanı 50 dekarlık bir alan kadar verimli hale getirmek mümkün. Ayrıca su ve gübre tasarrufu yapmaya olanak sağlayan bu sistemde zirai ilaç da kullanılmıyor. Bu nedenlerle, dikey tarım dünyada şu anda önemli trendlerden bir tanesi” dedi.

Haberin Devamı

ENERJİ TASARRUFU SAĞLIYOR

Kent tarımını yaparken akıllı tarım modelleri ve teknolojiden faydalanılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Turan, “Bugün bilişim teknolojilerinin kullanıldığı akıllı tarım yöntemleri ile dünya genelinde azotlu gübreden 170 milyon ton, enerjiden 5 milyar kilowatt saat ve en önemlisi sudan 60 milyar tonluk bir tasarruf sağlanmaktadır. Bu tasarruflar, karbon ayak izi ve su ayak izi açısından değerlendirildiğinde ekoloji için oldukça faydalıdır. Ayrıca, güneş enerjisini ve rüzgâr enerjisini dikkate almak lazım… Akıllı çatılar ve akıllı evler gibi modeller de aslında kent tarımının bir parçası olmalıdır” ifadelerini kullandı.

RAHATLIKLA SEBZE YETİŞTİRİLEBİLİR

Prof. Dr. Turan, kentsel tarımda rahatlıkla sebze yetiştirilebileceğine dikkat çekerek, “Tarla tarımında yetiştirilen buğday, mercimek, pirinç, arpa, nohut ve soya gibi tahılların şehrin içerisinde yetiştirilmesi ekonomik ve ekolojik olmasa da özellikle sebzeleri kentsel tarımda rahatlıkla yetiştirebilirsiniz. Bir marulun Antalya’dan İstanbul’a gelmesinin maliyeti ve karbon ayak izinden dolayı çevreye zararı oldukça yüksek. Zaten raf ömrü çok düşük olan marul, maydanoz, roka gibi ürünleri, şehir ve ilçe merkezlerine yakın yerlerde yetiştirdiğiniz zaman taze tüketimi de mümkün olmakta” diye konuştu.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Turan alternatif üretim modellerini de şöyle anlattı:

“Tarla tarımının yapılmasının mümkün olmadığı alanlarda, şehrin ekolojik ve çevresel etkilerini dikkate alarak dikey tarım, hidroponik tarım, aeroponik tarım, saksı kültürü gibi farklı yöntemler ile bitkisel ürünlerin yetiştirileceği alternatif üretim modelleri seçilmelidir. Kent tarımı sadece insan tüketimine yönelik bitkisel üretim olarak algılanmamalıdır. Trafik ve endüstriyel alanların yoğun olduğu bölgelerde çevreyi ve ekolojiyi olumsuz etkileyen faktörleri azaltan bitkiler ile koruma bariyerleri oluşturulabilir. “

“ÜLKE POLİTİKASI HALİNE GELMESİ ÖNEMLİ”

Belediyelerin kentsel tarıma katkısının önemini de vurgulayan Prof. Dr. Turan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Belediyelerle birlikte bu tür projelerin akademik ve bilimsel anlamda tartışılması, fikir alışverişi yapılması gerekiyor. Entegre düşündüğümüz zaman sağlanacak fayda daha da büyük olacaktır. Kentsel tarımın, ülke politikası haline geldiği durumlarda, yasal düzenlemelerle birlikte başarı artacaktır. İnsanların stresini alan, onları psikolojik anlamda da rahatlatan bir model olduğu için özellikle büyük şehirlerde yaşayanların kent tarımına ihtiyacı var.”