Gazete Vatan Logo

İz bırakan en iyi 10 Al Pacino filmi

Gangster filmlerinin bir numaralı isimlerinden biri olarak karşımıza çıkan Al Pacino rol aldığı filmlerle hafızalara kazındı. Amerikan filmlerinin ikonik isimlerinden olan Al Pacino son olarak Scorsese'nin, en destansı eseri olarak adlandırılan gangster filmi The Irishman filmi ve Quentin Tarantino’nun Once Upon a Time… in Hollywood’u ile beyaz perdede boy gösterdi. Peki, Al Pacino kimdir? İşte en iyi 10 Al Pacino filmi...

İz bırakan en iyi 10 Al Pacino filmi

Amerikan gangster filmlerinin en ikonik isimlerinden olan Al Pacino rol aldığı filmlerle hafızalara kazındı. Oyunculuk kariyerinin zirvesini Baba filmi ile yapan Al Pacino Amerikan sinema tarihinin en iyi oyuncularından. Al Pacino son olarak Scorsese'nin, en destansı eseri olarak adlandırılan gangster filmi The Irishman filmi ve Quentin Tarantino’nun Once Upon a Time… in Hollywood’u ile beyaz perdede boy gösterdi. Al Pacino, Amazon Prime’ın yeni orijinal dizisi Hunters ile televizyon dünyasına adım atmaya hazırlanıyor. Peki, Al Pacino kimdir? İşte en iyi 10 Al Pacino filmi...

AL PACINO KİMDİR?

Godfather ve Scarface'deki oyunculuğuyla Amerikan sinema tarihinin en önemli oyuncularından olan Al Pacino 25 Nisan 1940'ta New York, Doğu Harlem'de dünyaya geldi. Güzel sanatlar Okulu'na giderken 17 yaşında okuldan ayrıldı ve çeşitli işlerde çalışmaya başladı.

Bir yandan da oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında " Actors Studio " da eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creep'de rol aldı. 1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı " The Indian Wants the Bronx " ile Obie Ödülleri En Iyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.

Haberin Devamı

Al Pacino'nun Broadway'de sahneye çıktığı ilk oyun " Does the Tiger Wear a Necktie ? " dir. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyleTony Ödülü'nün sahibi oldu. Al Pacino'nun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie' dir. Bir sene sonra yine bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı Panic in Needle Park her ne kadar başarısız bulunsa da, üstün bir performans sergileyen Al Pacino büyük övgüler aldı.

Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramount'un üstlendiği, Francis Ford Coppola'nın " The Godfather " ( Baba ) filminde Michael Carleone rolünü oynamaya hak kazandı. Bu filmdeki muhteşem performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterilerek çıkışına devam eden Pacino, 1973'te Scarecrow filmiyle pek iyi bulunmazken, polis draması " Serpico " ve " The Godfather Part II " ( Baba 2 ) gibi sükse yapan filmler ile karnesini düzeltti.

Haberin Devamı

Baba 2 ile üçüncü defa Oscar'a aday gösterilen Al Pacino, 1975 yılında çevrilen " Dog Day Afternoon "da, homoseksüel sevgilisinin cinsiyet değiştirme ameliyatının parasını karşılamak için banka soymaya kalkan bir aşığı canlandırdı. Başarılı filmlerle ününe ün katan Pacino, 1977 tarihli, otomobil yarışlarını konu alan " Bobby Deerfield " daki kötü performansı ile inişe geçti.

Çareyi Broadway oyunlarına dönmekte buldu ve başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu. Hollywood'a döndükten sonra rol aldığı ...And Justice for All ile eleştirmenlerin gönlünü alamasa da sinemaseverlerin gönlünde bir defa daha taht kurdu.

Pacino'nun daha sonra rol aldığı filmleri, seri bir homoseksüel katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı " Cruising " ve " Author Author " adlı komedi iş yapmadı. 1983 yılında Brian De Palma'nın yönettigi, şiddeti bol " Scarface " ( Yaralı Yüz ) ise ilk gösterildiğinde vasat buluarasındaki yerini aldı.

Haberin Devamı

Fakat başarının arkasından tekrar başarısızlık geldi ve Pacino tarihsel epik " Revolution " ( Devrim )'dan sonra gözlerden uzaklaştı. Bu arada " The Local Stigmatic " filmiyle yönetmenliği denedi. Ki bundaki başarısı filmin sinemalarda hiç gösterilmemiş olması ile eşleştirilebilir.

Al Pacino'nun dönüşü, 1989'da çekilen " Sea of Love " ( Aşk Denizi ) filmi ile oldu. Film büyük sükse yaptı. Pacino yeniden bir stardı! 1990'da gösterişli bir gangsteri oynadığı " Dick Tracy " ile altıncı kez Oscar'a aday olan Pacino, aynı yıl çevrilen, üçlemenin üçüncü ayağı " The Godfather Part III " ( Baba 3 ) 'de kendisinden bekleneni veremedi.

Ertesi yıl çevirdiği romantik komedi " Frankie and Johnny " ve ardından gelen " Glengarry Glen Ross ", vasatı geçemeyen filmleriydi. Uzun süren sessizliğin ardından " Scent of a Woman " ( Kadın Kokusu ) 'ndaki muhteşem oyunculuğu ile nihayet Oscar heykelciğine kavuşmayı başardı.

Haberin Devamı

1993'te Brian De Palma ile tekrar çalıştığı " Carlito's Way " ve 1995'te Michael Mann'in yazıp yönettigi, ve Robert De Niro'nun canlandırdığı bir hırsızın peşindeki polisi oynadığı Heat ile kariyerine devam eden Pacino, 1996'da politik bir dram olan " City Hall " da rol aldı. Fakat o sene dikkatleri daha çok yazıp yönettiği ve rol aldığı " Looking for Richard " ile çekti.

1997 senesinde genç Hollywood starları ile çevirdiği filmler gündemdeydi. Önce Johnny Depp ile " Donnie Brasco " ve sonra Keanu Reeves ile " The Devil's Advocate " ( Şeytanın Avukatı ) ... Al Pacino, 1999 yapımı " The Insider " ( Köstebek ) ile sinemaseverlerin karşısındaydı. Başrolü Russel Crowe ile paylaşan Pacino , sigara şirketlerinin halktan gizlediği sırların anlatıldığı ve yayın aşamasında kıyametin koptuğu " 60 Dakika " adlı programın yapımcısı Jeffrey Wigand'ı canlandırdı.

2000 yılında yönetmenliğini Oliver Stone'un üstlendiği ve başrollerinde Cameron Diaz, James Woods ve Dennis Quaid gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı " Any Given Sunday " ( Kazanma Hırsı ) adlı filmde oynayan aktör, Tony D'Amato adında futbol aşığı bir koçu canlandırdı.

2002 yılında görevi sırasında zor duruma düşen deneyimli bir dedektifi canlandırdığı " Insomnia " (Uykusuzluk) filmi ve kurnaz bir yönetmeni canlandırdığı " Simone " filmi ile izleyicilerin karşısına çıktı.

2003 yılında " The Recruit " (Çaylak) filmi ile CIA ajanını canlandıran Al Pacino, televizyonda izlenme rekorları kıran tv dizisi " Angels in America " ile sevenlerinin gönüllerinde bir kez daha taht kurdu. 2005 yılında gişede başarısız olan Kirli Para adlı film ile sevenlerini üzen ünlü aktörün, 2007 yılında rol aldığı 88 Minutes(88 Dakika) adlı film de gişe başarısı gösteremedi.

Righteous Kill adlı, 2008 yapımı filmde, on üç yıllık aradan sonra Robert De Niro ile beraber rol aldı.

Usta aktör 2009 yılı itibarı ile sinema projelerine tekrar hız vermiştir. 2009 yılında gösterime girmesi beklenen You Don't Know Jack ve de 2010 yılında gösterime girecek olan Mary Mother of Christ adlı filmler ile sinema hayatına devam etmektedir.

Al Pacino'nun üç çocuğu bulunmaktadır.

EN İYİ AL PACINO FİLMLERİ

1. THE GODFATHER (BABA) - 1972

Yönetmenliğini Francis Ford Coppola'nın yaptığı The Godfather (Baba) serisinin birinci filminin oyuncu kadrosunda Marlon Brando, Al Pacino, James Caan, Richard S. Castellano, Robert Duvall, Sterling Hayden, John Marley, Richard Conte, Al Lettieri, Diane Keaton, Abe Vigoda, Talia Shire, Gianni Russo gibi isimler yer alıyor.

THE GODFATHER (BABA) FİLMİNİN KONUSU

Mario Puzo’nun çok satan kitabından Puzo ve yönetmen Francis Ford Coppola tarafından sinemaya uyarlanan eser, 40’lar ve 50’lerin Amerika’sında, bir İtalyan mafya ailesinin destansı öyküsünü anlatıyor.

Don Corleone’nin kızı Connie’nin düğününde, ailenin en küçük oğlu ve bir savaş gazisi olan Michael babasıyla barışır. Bir suikast girişimi, Don’u artık işleri yönetemeyecek duruma düşürünce, ailenin başına Michael ve ağabeyi Sonny geçerler. Danışmanları Tom Hagen’in de yardımlarıyla diğer ailelere savaş açan Corleone ailesi, eski moda yöntemleri de değiştirmeye başlar. Film o yıl En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar kazanmıştır.

2. THE GODFATHER 2 (BABA 2) - 1974

Baba (The Godfather), Mario Puzo'nun yazdığı aynı adlı romandan uyarlanan, Francis Ford Coppola'nın yönettiği, Marlon Brando ve Al Pacino'nun başrollerini paylaştığı filmdir. 1972 yapımı ilk filmin devamı olan The Godfather 2 (Baba 2) yazar Mario Puzo ve yönetmen Francis Ford Coppola’nın ellerinden çıktı. Filmde ayrıca yardımcı rollerde James Caan, Robert Duvall, Diane Keaton, John Cazale vardır. Filmin hikâyesi, II. Dünya Savaşı'nın bittiği yıl olan 1945'te başlar ve 10 yıllık bir dönemi kapsar.

Film, New York'ta yaşayan güçlü bir İtalyan mafya ailesinin hikayesini anlatır. Film gösterime girdiği andan itibaren çok ilgi görmüş, birçok kurum, enstitü ve derginin gelmiş geçmiş en iyi filmleri sıralamasında en üst sıralara yerleşmiştir.

Kullanıcı oylarının baz alındığı IMDB'nin en iyi 250 film listesinde yer alıyor. Film ayrıca En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu (Marlon Brando) ve En İyi Uyarlama Senaryo (Francis Ford Coppola, Mario Puzo) dallarında Oscar kazanmıştır. Film, altı adet Oscar ödülü kazanmıştır.

THE GODFATHER 2 (BABA 2) FİLMİNİN KONUSU

Amerikaya yeni gelen Corleone, New York şehrinin yerel mafyalarından birinin liderini öldürünce saygınlık kazanır ve korkulan biri haline gelir. Film, eleştirmenler tarafından önceki filmden daha başarılı bulunan az sayıdaki devam filminden biri olarak kabul ediliyor. Robert De Niro filmde yalnızca 45 dakika Vito Corleone'yi canlandırarak Oscar'ı almıştır.

3. SCARFACE (YARALI YÜZ) - 1983

Yönetmenliğini Brian De Palma'nın yaptığı Scarface ( Yaralı Yüz) filminin başrollerinde ise Al Pacino, Michelle Pfeiffer, Steven Bauer, Mary Elizabeth Mastrantonio ve Robert Loggia yer alıyor.

SCARFACE (YARALI YÜZ) FİLMİNİN KONUSU

Fidel Castro, Küba’da istenmeyen rejim muhaliflerine Amerika’ya göç etme hakkı tanır. Göç eden 120 bin Kübalı arasında adi suçlular ve akıl hastaları da vardır. Bu adi suçlulardan biri olan Tony Montana (Al Pacino) askerlik arkadaşı Manny Ribera'yla (Steven Bauer) beraber Miami'ye gelir. Montana kendisini ülkenin uyuşturucu babalarından biri olan Frank Lopez’in kanatlarının altında bulur. Montana’nın ise geldiği yerlerden daha yükseklere ulaşmak yönünde oldukça iddialı ve cesur hedefleri vardır. 1932 tarihli kült filmin Brian De Palma tarafından yeniden çevrilmiş hali olan Scarface’in senaryosunu Oscar’lı yönetmen ve senarist Oliver Stone yazdı. Tony Montana’yı ise Al Pacino canlandırıyor. Film, 1984 Altın Küre Ödüllerinde üç dalda aday gösterilmiştir. Al Pacino, Tony Montana rolüyle en iyi aktör dalında; Steven Bauer, Manny Ray rolüyle en iyi yardımcı aktör dalında ve Giorgio Moroder en iyi müzik dalında aday gösterilmiştir fakat hiçbiri ödül kazanamamıştır. Film IMDb'de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 250 filmi arasında yer almaktadır.

4. HEAT (BÜYÜK HESAPLAŞMA)- 1995

Yönetmenliğini Michael Mann'ın yaptığı Heat (Büyük Hesaplaşma) filminin başrollerinde ise Al Pacino, Robert De Niro, Val Kilmer, Jon Voight, Tom Sizemore, Diane Venora, Amy Brenneman, Ashley Judd, Mykelti Williamson, ve Wes Studi yer alıyor. Warner Bros. 1995 yapımı Amerikan filmi. Başrollerini Al Pacino, Robert De Niro ve Val Kilmer'ın oynadığı Heat filmi Türkiye'de 1996'da vizyona Büyük Hesaplaşma ismi olarak sinemaya girdi.

HEAT (BÜYÜK HESAPLAŞMA) FİLMİNİN KONUSU

Filmde Neil (Robert de Niro) ve ekibi Chris (Val Kilmer), Michael (Tom Sizemore) azılı bir suç örgütüdür. Büyük soygunlar gerçekleştiren bu örgütü durdurabilecek tek kişi olan Vincent Hanna (Al Pacino) bu kurnaz çete ile sürekli olarak kovalamaca içindedir. Tehlikeyi önceden sezebilen Neil McCauley her seferinde kaçmayı becerebilmiştir. Ekip son soygunu gerçekleştirmek isterken çetenin atılan adamı tarafından ihanete uğramıştır ve arkadaşı Michael ölmüştür ve kardeşi olan Chris yaralanmıştır. Neil bu ihanetin cezasını verdikten sonra Vincent Hanna tarafından takip edilmiştir. Sonunda iki karakter bir havaalanında karşı karşıya gelecektir. Michael Mann bu filmi ile iyi hasılat yapmış ve olumlu yorumlar almıştır. Los Angels'ın sokaklarında çekilen çatışma sahneleriyle dönemin en iyi suç filmi olarak nitelendirilmiştir. Michael Mann filmografisinin en önemli yapıtlarından biri olan Heat, oyuncu kadrosundaki Al Pacino, Robert De Niro ve Val Kilmer gibi usta aktörlerle dikkat çekiyor.

5. SCENT OF A WOMAN (KADIN KOKUSU) - 1992

Yönetmenliğini Martin Brest'in yaptığı Scent Of A Woman (Kadın Kokusu) filminin başrollerinde ise Al Pacino, Chris O'Donnell, James Rebhorn, Philip Seymour Hoffman, Gabrielle Anwar yer alıyor.

Kadın Kokusu (Scent of a Woman) Al Pacino' nun en iyi erkek oyuncu Oscarını kazandığı 1992 yapımı filmdir. Al Pacino bu filmde emekli olmuş kör bir subayı kendi dünyasından izleyicilere sunmaktadır. Film,Oscar Ödülleri'nde en iyi görüntü, düzenleme, en iyi aktör dallarında aday gösterilmiş, en iyi aktör ödülünü Al Pacino ile kazanmıştır.

SCENT OF A WOMAN (KADIN KOKUSU) FİLMİNİN KONUSU

Bir kolej öğrencisi olan Charlie, paraya ihtiyacı olduğundan kör bir adama, bir nevi "bebek bakıcılığı" yapmaya razı olur ama iş, umduğu kadar basit olmayacaktır. Çünkü Emekli Yarbay Frank Slade'in haftasonu için çok özel bir planı vardır. Bu plana yolculuk, kadınlar, iyi bir yemek, birinci sınıf şarap, tango, limuzin ve ne yazık ki, bir de 45'lik dahildir. İşin kötüsü, bunları yaparken Charlie'yi yanından ayırmaya da hiç niyeti yoktur.

6. DOG DAY AFTERNOON (KÖPEKLERİN GÜNÜ) - 1975

Yönetmenliğini Sidney Lumet'in yaptığı Dog Day Afternoon (Köpeklerin Günü) filminin oyuncu kadrosunda ise, Penelope Allen, Sully Boyar, John Cazale, Al Pacino, Beulah Garrick, Carol Kane, Sandra Kazan, Marcia Jean Kurtz, Amy Levitt, John Marriott, Estelle Omens yer alıyor. Tüm zamanların en önemli klasiklerinden biri olan Dog Day Afternoon, gerçek bir olaya dair yazılan bir makaleden esinlenilmiştir.

DOG DAY AFTERNOON (KÖPEKLERİN GÜNÜ) KONUSU

Birinci sınıf dolandırıcı Sonny ve arkadaşı Sal, Brooklyn Bankası’nı soymaya karar verir. Bankada yaşanan küçük aksiliklerle sinirleri gerilen ikili, bankada tüm kasaların boş olmasıyla şoka girerler. Bu esnada bankanın çevresini donatan polisler karşısında ne yapacaklarını şaşıran ikili, biraz şaşkınlıktan biraz da mecburiyetten içerideki insanları rehin almak zorunda kalırlar. Sonrasında gelişen onlarca sürpriz olay karşısında tamamen tepkisiz kalan ikili kendilerini kısa zaman içerisinde hem suçlu hem de kahraman olarak görme şansına erişirler.

7. CARLITO’S WAY (CARLİTO’NUN YOLU) - 1993

Yönetmenliğini Brian De Palma'nın yaptığı Carlito’nun Yolu filminin başrollerinde ise Al Pacino, Sean Penn ve Penelope Ann Miller oynuyor.

Film hapishaneden yeni serbest bırakılan Porto Rikolu eski bir hükümlünün, çevresindeki baskıya rağmen uyuşturucu ve şiddetten uzak durmaya çalışmasını konu alıyor.

CARLITO’S WAY (CARLİTO’NUN YOLU) FİLMİNİN KONUSU

Suç dünyasının dışında kalarak bu zamana kadar işlediği tüm suçları geride bırakıp Bahamalar’da bir iş kurmak isteyen Carlito Brigante’nin tek istediği adam gibi para kazanmaktır. Bir zamanlar uyuşturucu işindeyken yakalanarak mahkum olmuştur ve onu çok yakın bir dostu kurtarmıştır. Gelecek planları yapan Carlito Brigante, eski sevgilisine kavuşmak ve mutlu olmak arzusu içindedir. Peşini bırakmayan geçmişi Carlito Brigante'nın hayatını değiştirmesine izin vermeyecektir.

8. DONNIE BRASCO (KÖSTEBEK) -1997

Yönetmenliğini Mike Newell'in yaptığı Donnie Brasco (Köstebek) filminini başrollerini ise Al Pacino, Johnny Depp ve Michael Madsen oynuyor. Suç ve dram türündeki filmde bir FBI ajanının mafyaya sızarak tıpkı bir mafya gibi yaşamaya başlayan Joseph Pistone'nin yaşamından bir kesiti beyazperdeye yansıtıyor. Mafya dünyasında Donnie Brasco takma adıyla tanınan Pistone'nin, Donnie Brasco My Undercover Life In The Mafia adlı romanından uyarlanan filmin senaryosu Paul Attanasio'ya ait. Filmde Joe Pistone ya da nam-ı diğer Donnie Brasco'yu, Hollywood'un en sevilen aktörlerinden Johnny Depp canlandırıyor.

DONNIE BRASCO (KÖSTEBEK) FİLMİNİN KONUSU

1970'li yılların Amerika'sı. FBI ajanı Joe Pistone, ailesini ve tüm sevdiklerini geride bırakarak gerçek bir gangster gibi mafya ailelerinden birine katılmaya çalışır. Bu karanlık dünyaya kabul edilebilmesi için yapması gereken bir tek şey vardır: Çok sayıda suça katılmak. Bu amaçla Lefty Rugiero ile tanışır. Lefty için gelecek bu yakışıklı hırsızda yani Donnie Brasco'dadır. Hayatının en büyük hatasını yapar Lefty. Aslında bir FBI ajanı olan bu genç adama güvenir. Zamanla iki adam arasında mafya kurallarına pek de uymayan bir dostluk başlar. Lefty'nin yakın bir dosta ihtiyacı vardır. Donnie Brasco da Lefty'nin bu yakınlığından etkilenir. Yaşamında yaptığı bu radikal değişiklik Donnie Brasco'yu da çıkmaza sürükler. Artık ne karısı için iyi bir eş, ne de hiç göremediği çocukları için iyi bir babadır. Üstelik de statü değiştirmiştir. Artık bir federal ajan değil, gözü dönmüş bir suçludur.

Mike Newell’ın En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar’a aday olan filmi Joe Pistone’un kendi yazdığı bir kitaptan, yani, gerçek bir hikayeden yola çıkıyor.

9. SERPİCO -1973

New York polisinde en büyük yolsuzluk skandalını ortaya çıkaran ve kendi meslektaşları tarafından vurulan polis memuru Frank Serpico'nun gerçek hayat hikayesinden uyarlanan filmin yönetmenliğini Sidney Lumet yaptı. Serpico filminin oyuncu kadrosu ise Al Pacino, John Randolph, Jack Kehoe, Biff McGuire, Barbara Eda-Young, Cornelia Sharpe ve Tony Roberts'dan oluşuyor.

SERPİCO FİLMİNİN KONUSU

New York Polis teşkilatına yeni katılmış olan devriye polisi Serpico (Al Pacino) meslektaşlarının çoğunun aksine artık sıradanlaşmış olan rüşvet olayına bulaşmak istemez, hatta rüşvet çarkının büyüklüğü karşısında dehşete kapılarak amirlerine başvurur ama beklediği ilgiyi göremez, artık teşkilatta herkesi karşısına alarak yalnız kalmıştır. İnatçı çabaları bir meclis komisyonunun dikkatini çeker ve onların desteği ile yozlaşmış polisler aleyhine tanıklık yapınca artık kendi hayatını da tehlikeye atmış olur.

10. THE GODFATHER 3 (BABA 3) - 1990

Yönetmenliğini Francis Ford Coppola The Godfather 3 (Baba 3) filminin oyuncu kadrosunda Al Pacino, Diane Keaton, Talia Shire, Andy Garcia, Eli Wallach, Joe Mantegna, George Hamilton, Bridget Fonda, Sofia Coppola, Raf Vallone, Franc D'Ambrosio, Donal Donnelly, Richard Bright ve Helmut Berger gibi isimler bulunuyor.

THE GODFATHER 3 (BABA 3) FİLMİNİN KONUSU

Vito Corloeone’den sonra mafyanın başına geçen Michael Corleone, yaşı nedeniyle liderliği bir başkasına bırakmayı düşünür ve bunun sonucunda da mafya işlerden uzaklaşacaktır. Michael Corleone, Vincent'i yerine geçecek kişi olarak düşünür. Ancak olaylar Michael Corleone kontrolünün dışında gelişir ve kendini çok daha karmaşık bir yerde bulur.