‘İstanbul’un huzuru için dinledim’!
Emniyet’te ‘paralel yapılanma’ iddiasıyla 22 Temmuz’da yapılan operasyonda tutuklanan polisler, mahkemedeki savunmalarında ‘yasadışı dinleme’ suçlamalarını reddetti.
Polislere yönelik oprasyonun yasadışı dinlemelerle ilgili bölümünde tutuklanan şüphelilerin mahkemedeki savunmalarında suçlamaları reddettiği belirtildi. Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, 1. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki savunmasında, soruşturmadaki müfettiş raporunu hazırlayan emniyet müdürünün ‘tecrübesiz’ olduğunu söyledi. Edinilen bilgilere göre Yılmazer, usulsüz olduğu iddia edilen dinlemelerin hakim kararından ve TİB denetiminden geçtiğini söyledi ve “Maddi ve teknik hatalar yapılmış olabilir” dedi. Yılmazer’in, yanlış ve eksik dinleme kararlarını uzatmadıklarını söylediği de ifade edildi. Çalıştığı dönemde 30 binden fazla karar alındığını söyleyen Yılmazer’in, usulsüz dinleme yapan personel hakkında soruşturma yaparak, görev yerlerini değiştirdiğini söylediği kaydedildi.
Kanunun ruhuna aykırı
Yılmazer ile birlikte ‘Örgüt kurmak ve yönetmek’ iddiasıyla tutuklanan eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Erol Demirhan’ın da savunmasında, suçlamaların hiçbirini kabul etmediği öğrenildi. Hakim kararıyla dinleme yaptıklarını söyleyen Demirhan’ın, “Bu görevimi ifa ederken İstanbul’un daha huzurlu ve güvenli bir şehir olmasını istedim. Başka hiçbir saik gütmedim” diye konuştuğu öğrenildi. Suçu önlemek için ham bilgileri değerlendirerek istihbari dinlemeler başlattıklarını söyleyen Demirhan’ın, “Buradaki amaç suçun önlenmesidir. Suç öncesi harekettir. Suç unsuruna rastlandığı takdirde adli birimlere durum bildirilir ve gereken yapılır. Suç unsuruna rastlanmadığı takdirde ise gerekli belgeler imha edilir ve yalnızca arşivde talep formları muhafaza edilir. Diğer belgeler imha edilir. Bu nedenle suçlamalar kanun ruhuna aykırıdır” şeklinde savunma yaptığı belirtildi.
Memuriyet gereği
Şüphelilerden Hasan Hüseyin Danacı’nın ise şu şekilde savunma yaptığı ifade edildi: “Tapeler ülkenin güvenliği açısından önleyici hizmet olarak ilgili alanlarla paylaşılır ve yasal süre sonunda kayıtlar yok edilir. Hiçbir arşiv kaydı tutulmaz. Örgüt suçlamasını kabul etmiyorum. Ast- üst ilişkisi içerisinde mesleğimi yerine getirmek için çalıştım. Memurluğumun gereğini yerine getirdim. Demokrasinin toplumsal barışın gelişmesi için çalıştım. İllegal bir yapının içerisinde olmadım.”
Başsavcılık: Gözaltı süresi dolmadı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu avukatların iddiaları üzerine yazılı açıklama yaptı. 49 şüphelinin ’casusluk’ suçundan tutuklanma talebiyle 26 Temmuz saat 02.05’te Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildiğini, sorguların 27 Temmuz’da saat 12.00 civarında başladığını belirten Salihoğlu, çok sayıda şüphelinin işlediği suçlarda gözaltı süresinin 4 gün olduğunu, şüphelilerin hakime sevk etmek için gerekli yol süresinin ve hakim önünde geçen sürenin buna dahil olmadığını belirtti.
‘Vallahi, billahi zulümdür’
Emniyet Amiri Hayati Başdağ’ın ise savunmasında “Hukuki mülahaza yapmayacağım. 5 gündür uykusuzum. Bitkin vaziyetteyim. Gerek şahsım gerek arkadaşlarıma bu soruşturmaya yöneltilmesi vallahi, tallahi, billahi zulümdür. Kanunsuz, mesnetsiz, usulsüz bir soruşturma, bir dosya görmedim. Zulmü yapanları, yaptıranları, yaptıracak olanlar, ortak olanları Allah’a havale ediyorum. Bu mübarek günde oruçlu vaziyette dini sözler söylemekten haya ediyorum. Ancak ben adaletin tecelli etmesini istiyorum“ dediği belirtildi.
