Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Filistin tehciri kabul edilemez

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin televizyonuna yaptığı açıklamada, "Tehciri kabul etmiyoruz. Uluslararası toplum olarak, bölge ülkeleri olarak, Arap dünyası, İslam dünyası, Avrupa Birliği, Afrika, Güney Amerika, Asya Pasifik; herkes bu konuya kendi muhalefetini yapmaya diplomatik yollardan devam edecek" dedi. Hakan Fidan, Gazze'deki ateşkese ilişkin "Bizim bütün dileğimiz 7 Ekim'den bu yana devam eden soykırımın durması ve ulaşılan ateşkesin devam etmesi, Gazzelilerin tekrar yurtlarına dönmesi, normal hayatlarına başlayabilmeleri" diye konuştu. Öte yandan Hakan Fidan, "Filistin Devleti’ne gelmek istiyorum. Yani şartlar müsait olursa benim gelmemde bir sıkıntı yok. Filistin halkı ümitvar olsun. İnşallah bütün dünyanın desteği, sadece Arapların, Müslümanların değil, bütün ezilenlerin, bütün aklıselim, vicdan sahibi ülkelerin desteği Filistin halkıyla beraber" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin televizyonuna konuştu. ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlilerin tehcir edilmesiyle ilgili açıklamasına ilişkin Bakan Hakan Fidan, “Filistin tehciri kabul edilemez. Bu biraz tarihi bilmemek, anlamamak manasına gelir” dedi ve şunları söyledi:
1948'de Filistinliler bir defa tehcir edildiler. Daha sonra bu sorunun ortadan kalkması için uluslararası toplum, 1967 sınırları temeline dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe haiz bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla İsrail'le yan yana yaşayabilecek iki devletli bir çözümü, aslında formülünü uluslararası toplum ortaya koymuştu. Biz İslam dünyası olarak, Türkiye olarak, Arap dünyası olarak ve uluslararası toplumun kahir ekseriyeti, en son Birleşmiş Milletler'de yapılan oylamaya baktığınız zaman da görürsünüz bunu, bu görüşün arkasında.
“TEHCİRİ KABUL ETMİYORUZ”
Dünyada bu görüşün desteklenmesinden daha fazla desteklenen başka bir siyasi proje yok. Fakat ne acıdır ki bu kadar büyük bir genel kabule sahip iki devletli çözüm projesi pratikte hayata geçirilemiyor. Bunun çeşitli sebepleri var biliyorsunuz. Biz tekrar edecek bir tehciri kabul etmiyoruz. Bunun olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Uluslararası toplum olarak, bölge ülkeleri olarak, Arap dünyası, İslam dünyası, Avrupa Birliği, Afrika, Güney Amerika, Asya Pasifik; herkes bu konuya kendi muhalefetini yapmaya diplomatik yollardan devam edecek.
GAZZE’DEKİ ATEŞKES
Gazze’deki ateşkesle ilgili konuşan Bakan Hakan Fidan, “Bizim bütün dileğimiz 7 Ekim'den bu yana devam eden soykırımın durması ve ulaşılan ateşkesin devam etmesi, Gazzelilerin tekrar yurtlarına dönmesi, normal hayatlarına başlayabilmeleri. Bu konuda uluslararası toplum olarak elimizden geleni yapıyoruz. Fakat Netanyahu'nun zihni tabii ortada. Zaman zaman kendisi de bunu göstermekten çekinmiyor. Rehineleri kurtardıktan sonra onu tutacak başka hiçbir şey yok. Tutacak sadece uluslararası toplumun gerçekçi bir tavır koyması, yani İsrail'i tamamıyla izolasyon altına alan bir tavır koyması. Biliyorsunuz anlaşmaya garantör olan üç tane devlet var: Mısır, Katar ve Amerika Birleşik Devletleri. Amerika'nın burada İsrail üzerinde bu anlaşmanın hükümlerine tâbi tutacak bir zorlama yapması gerekiyor. Bunun olmadığı bir yerde tekrar Amerika desteğiyle Netanyahu bir savaş başlatırsa Amerika'nın zaten diplere vurmuş olan kredisi daha da fazla dibe vuracak ve uluslararası sistemdeki bu çarpıklık bir krizin devam etmesini sağlayacak.
D8 ÜLKELERİNİN GAZZE İÇİN TOPLANMASI ÇAĞRISI
D8 ülkelerinin Gazze için toplanması çağrısı hakkında Hakan Fidan, “Şu anda diplomatik girişimlerimizi devam ettiriyoruz. Özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi'nin oluşturduğu Temas Grubu, biliyorsunuz yedi ülkeden müteşekkil: Dördü Arap, üçü de Arap olmayan ülkelerden müteşekkil. Çalışmalarımız, istişarelerimiz hız kesmeden devam ediyor. Çünkü ateşkes bir aşama getirmişti. Bundan sonra bunu nasıl ileriye taşırız, iki devletli çözümün gündemden düşmemesi gerekiyor bir hız kazanmışken. Çünkü biz bölge halkları olarak bölgemizde Filistin meselesinin nasıl bir istikrarsızlık ve çatışma kaynağı olduğunu en iyi biz biliyoruz. Buna kalıcı bir çözüm getirmenin yolu, hem İsraillilerin hem Filistinlilerin güven içinde yaşayacağı iki devletli bir çözümün hayata geçmesi. Biz buna uluslararası toplum olarak, bölge ülkeleri olarak gerekli her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu defaatle ifade ettik. Bu yöndeki çalışmalarımız devam edecek. Bu konuda çeşitli istişarelerimiz var, projelerimiz var. Önümüzdeki haftalarda, aylarda bunların tek tek hayata geçtiğini göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
Bakan Hakan Fidan şöyle devam etti:
Amerika'nın kayıtsız şartsız desteği var. Amerika'nın ve Batı’nın bazı ülkelerinin kayıtsız şartsız destek verdiği, askeri destek verdiği bir durumda diğer ülkelerin toplam gücünün… Yani bu bir matematik meselesi, ona bakmak lazım. Adalet meselesi olmaktan, hak ve hukuk meselesi olmaktan çıktı ve matematiğe döndü, güç matematiğine dönüştü. Gücü daha fazla olan, yanlış veya doğru olduğuna bakmaksızın kan dökmeye yol açıyor. Buna orman kanunu diyoruz biliyorsunuz. İnsanlık binlerce yıl daha iyiye doğru evrilirken – ahlaken, hukuken, sistem olarak, anlayış olarak – ama günün sonunda yine orman kanunun geçerli olduğunu görüyorsunuz.
“BU ZULÜM DÖNGÜSÜ BİR YERDEN KIRILACAK”
Kudüs meselesi, Filistin meselesinin önemli bir sembolüdür. Orada hayatını kaybeden aziz, muhterem Filistinli kardeşlerimizin yanı sıra bizim için diğer bir önemli husus da dinimizden kaynaklanan Kudüs ve Mescid-i Aksa'dır. Buranın üzerinde oynanan oyunlar, Kudüs'ün tamamıyla Yahudileştirilmesi, uluslararası kimliğinden, Müslüman kimliğinden, Hristiyan kimliğinden çıkartılması ve buraya tek dinli bir yaklaşımın getirilmesi tabii ki kabul edilemez. Burada Ürdün'le yakın çalışıyoruz. Ürdün'ün buradaki duruşuna destek veriyoruz. İslam ülkeleriyle bu konuda yakınlaşmamız var, ciddi çalışmalarımız var. Ama maalesef İsrail yine kendisine sağlanan destekle Kudüs'te de her türlü provoke edici adımı atmaya devam ediyor. Aslında medeniyetin geldiği noktada, burası uluslararası tevhidi dinlerin temsil edildiği bir barış şehri, bir buluşma şehri olabilirdi. Fakat İsrail hem Müslümanlara ait, hem Hristiyanlara ait bütün sembolleri silmede, orayı domine etmede ısrarlı. Bu böyle gider mi? Ben bunun böyle gideceğini düşünmüyorum. Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak.
"BU ATEŞ SÖNMEYECEK, BU DESTEK BİTMEYECEK"
Bu ateş sönmeyecek, bu destek bitmeyecek. Önümüzdeki günlerde yeni görüşmelerimiz olacak, yeni bir araya gelmelerimiz olacak. Bizim Filistin yönetimine desteğimiz zaten kesintisiz devam ediyor. Hangi alanda bizden destek isterlerse, iş birliği alanı ortaya çıkarsa biz onu veriyoruz. Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen her türlü desteği vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz çok hassas. Diğer İslam ülkeleri ile beraber devam eden iş birliği çalışmalarımız var. Elimizden ne geliyorsa Filistinlilerin acısını hafifletecek, yükünü biraz da olsun alacak, bunu yapmaya devam edeceğiz.
FİLİSTİN DEVLETi’NE ZİYARET
Filistin Devleti’ne gelmek istiyorum. Yani şartlar müsait olursa benim gelmemde bir sıkıntı yok. Filistin halkı ümitvar olsun. İnşallah bütün dünyanın desteği, sadece Arapların, Müslümanların değil, bütün ezilenlerin, bütün aklıselim, vicdan sahibi ülkelerin desteği Filistin halkıyla beraber.