Beğenen de var eksik bulan da!

BaŞbakan Erdoğan’ın önceki gün Ak Parti kongresinde “Biz tüm renklerimizle Türkiye’yiz” diyerek, Yunus Emre’den Ahmet Yesevi’ye, Hacı Bektaş Veli’den Pir Sultan’a, Cem Karaca’dan Ahmet Kaya’ya, Nazım Hikmet’ten Sabahat Akkiraz’a farklı kesimlerin gönlüe taht kurmuş 16 ünlü ismi andı. Başbakan Erdoğan’ın bu isimlerle “açılımı” anlatması beğenildi. Ancak eksik bulundu. Başbakan’ın sahiplendiği sanatçılardan Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, Nazım Hikmet Vakfı adını Tarık Akan ve bizzat ismi söylenen Sabahat Akkiraz’ın görüşleri şöyle:

İsim anmak yetmez içini doldurmak lazım

Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya: Ahmet Kaya ülkenin ulaştığı şimdiki süreçten 10 yıl önce bahsetmişti. Başbakan’ın ülkenin değerlerini anması şık bir davranış. Ama sadece anmak yetmiyor. Bunun içini doldurmak gerekiyor. O insanların ülkenin yetiştirdiği farklı renkler olduğuna inanıyorlarsa onlarla ilgili yapılması gerekenleri yapmalılar. Ahmet de Başbakan şiir okuduğu için yargılanırken sanat dünyasında tepki veren az isimden biri olmuştu. Bunlar demokrasiye has, doğru ve güzel duruşlar. Ahmet Kaya ve onun gibilerin aramızdan ayrılış biçimlerinin yarattığı hüzün asla bitmeyecek. Bu hüznü azaltmanın yolu geleceğe dönük kalıcı işler yaparak, onların adlarını kalıcılaştırmak ve kurumlaştırmak geçiyor. Yirmi gündür Paris’teyim. Bütün sokaklarda, bulvarlarda ve meydanlarda sanatçı isimleri var. Onlar değerlerini böyle yaşatıyor. Bence bu bir açılım değil, bu olması gereken.

Nazım’ın adı oraya yakışmıyor

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkan Vekili Tarık Akan: Başbakan’ın söylediklerine katiyen katılmıyorum. Nazım’ın adı o isimlerin arasına yakışmıyor. Orada da olmaması gerekir. Başbakan isim sayarken başta Aziz Nesin olmak üzere Sivas’ta Madımak Oteli’nde hayatını kaybeden sanatçıların ismini telaffuz etseydi çok daha mutlu olurdum. Ancak o sanatçıların adını bir daha hatırlatmamak için ağzına hiç almıyor. Demokratik açılımla bunun ne alakası var. Kel alaka diye buna derler.

Problemleri iyice çözmek zorunda

Sanatçı Sabahat Akkiraz: Başbakan’ın nezaketine teşekkür ediyorum. Anadolu’nun güzelliğini aktarmış. Keşke türküleri, şarkıları, şiirleri dinleseydik de bu problemler olmasaydı. Başbakanımız da söylemek zorunda kalmasaydı. Benim için Pir Sultan, Hacı Bektaş, Nazım Hikmet ne kadar önemliyse diğer isimler de başkaları için değerli. Demokratik açılım sürecinde cem evleriyle, zorunlu din derslerinin kaldırılmasıyla ve Sivas’taki Madımak Oteli’nin müze olmasıyla ilgili olumlu adımlar bekliyoruz. Avrupa istiyor diye değil, sorunlarımızı kendimiz halledelim. Aleviler, Sünniler, Kürtler, Türkler barış içinde yaşayabilir, problemlerini de kendileri çözebilir. Başbakan bu konuşmayı yaptıktan sonra problemleri iyice çözmek zorunda. Tek isteğim boş vaatler olmasın.