Yabancı yatırımcı beklemede! Türkiye'yi yakın takibe aldılar
Son günlerde henüz somut olarak işlemlere yansımasa da yabancı yatırımcıların Türkiye’yi daha yakından takibe aldıkları yönünde haber akışları mevcut. Yabancı yatırımcının borsaya katılması piyasaların seyri açısından oldukça önemli rol oynayacak.

TCMB faiz indirim sürecinin başlamasının ardından enflasyonda yükseliş hızının düşmesiyle piyasalar yeni yıla umutlu girmişti. Borsada tepki çıkışı, döviz kurlarında yatay seyir, tahvil faiz oranlarında ise düşüş gözlendi. Gösterge ve uzun vadeli tahvil faizlerindeki düşüş ve fiyatlama daha belirgin bir şekle büründü. Ancak borsaya yansıması aynı ölçüde olmadı. Hürriyet'ten Zeynel Balcı yazdı.

Diğer yandan yabancı yatırımcının tahvil ve bonoya ilgisini sıkça vurguladığımız üzere yüksek faiz nedeniyle olağan karşılamak gerekecek. 2025 enflasyon tahminlerini dikkate aldığımızda mevcut faiz, reel ve risksiz bir kazanç sunuyor. Bu açıdan yerli ve yabancı yatırımcının halen faizde ısrarcı olmasını anlamak bu aşamada mümkün.

TÜRKİYE’Yİ YAKIN TAKİBE ALDILAR
TCMB faiz indirimleri devam ettiği taktirde bu görünümün değişme olasılığı mevcut. Ama aynı kazançlar daha zor olacak. Bu durumda ibrenin alternatif yatırım araçlarına yönelmesi olasılığı gündeme gelebilir.

Bu noktada yerli olduğu kadar yabancı yatırımcıların da hisse senetlerini 2025 yılı için radarlarına almaları muhtemeldir. Son günlerde henüz somut olarak işlemlere yansımasa da yabancı yatırımcıların Türkiye’yi daha yakından takibe aldıkları yönünde haberler var.

Yatırım tavsiyesi olmamakla birlikte; gerek fiyat kazanç gibi temel finansal oranlar, gerekse dolar ve TÜFE bazlı değerlendirmelere göre Borsa İstanbul’un (BIST100 Endeksi) ucuz ve primsiz olduğu konusunda kabul gören bir görüş var. BIST100 Endeksi fiyat kazanç oranı 7.5-8.0 bandında seyrediyor.

Bu görünüm uzun bir süredir geçerliliğini korumakla birlikte tabloda eksik olan tarafın talep olduğu yine uzlaşılan bir konu. Talep derken özellikle yabancı yatırımcı daha fazla işaret ediliyor.

Geçen yıl TCMB ödemeler dengesi tablosuna göre 2024 yılı ocak-ekim döneminde 2.6 milyar dolarlık hisse satışı, 36 milyar dolarlık tahvil bono alımı resmi bilgi olarak kayıtlarda yer alıyor. Yarın açıklanacak kasım ayına ait ödemeler dengesi tablosunda bu verilerin son şeklini görebileceğiz.

İç gündeme bakıldığında, makroekonomik veriler açısından olumlu fiyatlamaya konu olabilecek bir gündem ve hikâyenin oluşmaya başladığını söylemek mümkün. ABD yatırım bankası Goldman Sachs, Türk hisse senetleri ile ilgili değerlendirmesini güncelledi ve tavsiyesini “piyasa altı getiri” düzeyinden “piyasaya paralel getiri” düzeyine yükseltti. Banka bu görüşünü, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimine dayandırdı.

YABANCI YATIRIMCI NEDEN ÖNEMLİ
Dış koşullar yani gelişen ülkelere fon akışı ise önemli ölçüde Trump’ın göreve başlamasıyla oluşacak yeni görünüme ve Fed’in para politikasına göre şekillenecek bir konu. Dış piyasa şartları gelişen ülkeler lehine dönmeye başladığında Türkiye’ye de kayıtsız kalınmayacaktır.

Yabancı yatırımcının neden önemli olduğu ise yabancı takası ve BIST100 Endeksi grafiklerine bakıldığında bir fikir verecektir. 2020 yılındaki pandemi şartları hariç yabancı yatırımcının borsada olmadığı yıllarda BIST100 Endeksi’nde ciddi primler oluşmadığı görülüyor. 2010 öncesi yabancıların borsadaki hisse payı yüzde 70’in üzerinde iken 2019 yılında yüzde 65’e gerilemiş.

Cuma günü itibarıyla ise bu oran yüzde 36 seviyelerinde (Finansbank katkısıyla). 2004-2005 sonrası özellikle AB çıpası ile başlayan yabancı girişleri BIST100 Endeksi’nde ciddi rallilerin oluşmasına neden olmuş. Bu açıdan yabancı yatırımcının borsaya katılması piyasaların seyri açısından oldukça önemli rol oynayacak.

-Diğer yandan; TCMB tarafından açıklanan 3 Ocak ile biten haftaya ait verilerde; yabancı yatırımcıların 42.1 milyon dolarlık hisse senedi alırken 187.5 milyon dolarlık tahvil bono alımı yaptıkları görülüyor. Bir haftalık verilerle ‘tahvil satıp hisse alıyorlar’ demek için çok erken. Aynı hafta; TCMB rezervlerinde yükseliş, kur korumalı mevduatta düşüş devam ederken bankalar döviz mevduatı yatay seyretti. Borsa istanbul’da, olumlu hava yerini daha temkinli görünüme bırakmaya başladı.

-BORSADA DİRENÇLER GEÇİLEMEDİ
BORSADA tepki çıkışı zayıflarken direnç seviyeleri geçilmekte zorlanıldı. İlk destek 9.900 seviyesinde. Tepki yükselişinin korunması için bu seviyenin üzerinde kalınması önemli olacak. Aksi takdirde satışların devamıyla sonraki destekler 9.780 ve 9.560 seviyelerinde bulunuyor. İlk dirençler ise 10.000-10.160 ve 10.276 olarak görülüyor. Çıkışın devamı için 10.276 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Endekste destek seviyelerinde tepki alımları görülse de direnç noktalarında satışla karşılaşma olasılığı yüksek.

DIŞ PİYASALAR TRUMP’I İZLİYOR
DIŞ piyasaların gündeminde ABD’nin seçilmiş başkanı Trump, ilk sıralardaki yerini koruyor. Göreve başlayacağı 20 Ocak tarihi yaklaşırken ondan gelen açıklamalara daha çok kulak kabartılmaya başlandı. Trump’ın danışmanlarının yalnızca ulusal güvenlik açısından kritik sektörleri kapsayacak tarife planları olduğu haberi olumlu fiyatlanmıştı. Ancak haber bizzat Trump tarafından yalanlandı. Ardından ‘Hamas’ın elinde tuttuğu İsrail’li rehineler 20 Ocak’a kadar serbest bırakılmazsa sorumlular ağır bedel ödeyecek’ açıklaması geldi. Kanada, Grönland, Meksika, Panama konusundaki açıklamaları malum zaten.

- Trump’ın açıklamaları ağırlıklı olarak siyasi ve uluslararası ilişkilere yönelik, jeopolitik gerginliği artıracak düzeyde. Oysa piyasalar daha çok ekonomiye yönelik icraatlarını merak ediyor. Bu yöndeki söylemler ise oldukça sınırlı. Trump’ın olası icraatları için bir ikilem söz konusu. Söylediklerini yapacağı veya daha yumuşak bir tavır izleyeceği konusunda bölünmüşlük hakim. Deyim yerindeyse; bir gelse de ne olacaksa bir görsek artık denecek noktaya gelindi. Son toplantıya ait Fed tutanaklarındaki “şahin” tavırdan görüldüğü üzere belirsizlik ve temkinli bir bekleyiş var.

- Cuma günü piyasaların yakından takip ettiği ABD’de aralık ayı tarım dışı istihdam verileri; +256 bin (Beklenti: +160 bin, önceki: +227 bin) olarak açıklandı. Veri sonrası; Trump ile zaten zayıflayan Fed’in faiz indirim beklentileri iyice azaldı. Risk iştahı zayıfladı ve bir sonraki Fed faiz indiriminin ekim ayında yapılması ihtimali fiyatlanmaya başladı. Bu durum, ABD başta olmak üzere dış borsalara satış olarak yansıdı. ABD tahvil faiz oranı yükseldi, dolar değerlendi, Euro zayıfladı. Euro/dolar paritesi 1.0215 ile Kasım 2022’den bu yana en düşük seviyeyi test etti. Fed ile ilgili revizyonlar da gelmeye başladı. Goldman Sachs, bu yıl üç değil iki faiz indirimi beklerken haziran ve aralık aylarını işaret etti.

-- Diğer yandan önemli bir gelişme de Çin Merkez Bankası’ndan geldi. Çin Merkez Bankası, ülkenin para birimindeki değer kaybını önlemek adına tahvil alımlarını durduracağını açıkladı. Enflasyonda devam eden düşüşle oluşan deflasyon sinyallerine, gerileyen tahvil faizleri ve zayıf büyüme oranları eklenince haklı olarak ‘Çin Japonya’laşıyor mu’ soruları sorulmaya başlandı. Hatırlanırsa Japonya uzun yıllar düşük büyüme ve negatif faizle yaşamıştı. Şimdilerde ise Japonya’da tam tersi bir durum var. Tahvil faizleri ve enflasyonda yükseliş hakim. Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, yüzde 3’e ulaşan enflasyon (TÜFE) karşısında her fırsatta faiz artırımından söz ediyor. Borsaların barometre olduğunu kabul edersek; Çin ve Japonya borsalarını yan yana koyduğunuzda bariz fark görülecektir. Çin Borsası (Shanghai-Şangay) uzun zamandır yatay seyir izlerken Japonya Borsası (Tokyo) zirvelerine yakın seyrediyor.

ALTIN HAREKETLENDİ
- PİYASALAR, Trump’ın açıklamalarına tepki vermeye devam ediyor. Özellikle uluslararası tansiyonu yükselten söylemler jeopolitik gelişmeleri gündemde tekrar öne çekti. Bu çerçevede ABD tahvil faizlerindeki yükseliş ve dolardaki değerlenmeye rağmen altın fiyatlarında yükseliş gözlendi. Tepki için bahane arayan altına Trump ilaç oldu denilebilir.

Ayrıca fonların altın alımlarının devam ettiği yönünde haber akışları var. Hafta başında 2.600 dolar olan altının ons fiyatı, cuma günü itibarıyla 2.689 ile oldu. Diğer parametrelere bakıldığında; ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı yüzde 4.77, dolar endeksi 109.65, Euro/dolar paritesi 1.0245 ve yükselişini sürdüren brent petrol 79.15 seviyelerinde seyrediyor.

- Petrol fiyatlarındaki yükselişte ABD Hazine Bakanlığı’nın Rusya’nın iki büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı olan Gazprom Neft ve Surgutneftegas’a yaptırım kararıyla Trump’ın gerginliği artıran açıklamaları sonrası petrol tedarikine ilişkin endişelerin payı var.

- Önümüzdeki hafta yoğun bir veri trafiği bekleniyor. 15 Ocak’ta ABD TÜFE, 16 Ocak’ta Almanya TÜFE, İngiltere GSYH, 17 Ocak’ta ise Çin GSYH ve Euro Bölgesi TÜFE verileri açıklanacak.
