Kanserli hücreleri küçültüyor, kanser oluşumunu engelliyor, açlık şekerini ve glukozu dengeliyor, günde 3 adeti yetiyor
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun istatistiklerine göre, ülkemizde her gün yaklaşık 450 kişiye kanser teşhisi konuyor. Kanser son yılların en korkulan hastalıklarından biri olsa da uzmanlar doğru beslenme silahını kullanarak kansere yakalanma riskinin azaltılacağını belirtiyor. Yapılan son araştırmalar kansere karşı en iyi gelen besini ortaya koydu. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar sonucu, acai meyvesinin akciğer kanserine sebep olan kanser hücrelerinin yüzde 86'sını öldürdüğü ortaya çıktı.
Araştırmalara göre, Acai 2009 yılında popüler oldu. Acai çilekleri oldukça kırılgandır, bu nedenle onları Orta ve Güney Amerika dışında herhangi bir yerde bulmak zordur.
Bu yüzden toz haline getirilmiş veya dondurulmuş acai çilekleri satılmaya başlandı.
Bazı meyvelerin doğal şeker oranı yüksektir. Acai çilekleri diğer meyvelere nispeten daha düşük şeker oranına sahip.
100 GRAM ACAİ ÇİLEĞİNDE;Kalori: 70Karbonhidrat: 16Yağ: 50
Proteinden: 4A vitamini: 750 IUKalsiyum: 20mgSodyum: 10 mgLif: 2gŞeker: 2g bulunuyor.
ACAİ ÇİLEĞİNİN SAĞLIĞA YARARLARI
Acai çileği, tüm meyveler gibi birçok fayda sağlıyor. İşte en önemli yararları…
ACAİ KANSERİ ÖNLEMEYE YARDIMCI OLUYOR
Acai çileğinde bulunan antioksidanlar dikkat çekici bir şekilde kanseri önlüyor. Özellikle lösemi gibi kanser hücrelerini öldürüyor. Araştırmalara göre, akciğer kanseri hücrelerinin yüzde 86'sını başarıyla öldürdü.
ACAİ İŞTAHI AZALTARAK KİLO KAYBINA YARDIMCI OLUR
Araştırmalara göre, Acai, çoğu insan için kilo vermesin de etkili oldu.
Yüksek yağlı diyetlerin olumsuz etkilerini azalttı.
Acai, açlık şekerini ve glukozu dengelediği için ek besin görevi görür.
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun istatistiklerine göre, ülkemizde her yıl 160 binden fazla kişi kansere yakalanıyor. Bu kabaca günde yaklaşık 450 kişiye kanser teşhisi konduğu anlamına geliyor. Tablo her ne kadar vahim gibi gözükse de, doğru beslenme silahını kullanarak kansere yakalanma riskini azaltmak mümkün
İŞİN SIRRI HAFTADA 150 DAKİKA EGZERSİZ
Kanserin oluşumunda genetik faktörlerin de etkisi söz konusu olmakla birlikte sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, alkol ve tütün kullanımı gibi kalıtsal olmayan faktörler ciddi risk unsurlarıdır. Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society) sağlıklı bir diyet eşliğinde ideal kilo korunarak haftada en az 150 dk. orta yoğunlukta egzersiz yapılırsa, yaşam boyu kansere yakalanma riskinin önemli ölçüde azaltılabileceğini belirtmiştir. Tabi ki bunların yanı sıra, alkol ve tütün ürünlerinden uzak durmak da şarttır.
GÜNDE 3-4 TANE YİYEBİLİRSİNİZ
Kanserden korunmada etkili besinler, kolay ulaşılabilir ve hemen hemen hepinizin mutfağında var.
PEKİ KANSERDEN KORUYAN DİĞER BESİNLER NELER?
SOYA FASULYESİ
Birçok hastalıkta olduğu gibi kanserden korunmak için de doğru besinlerle sağlıklı ve dengeli beslenmek önemli bir rol oynar. Anti kanser besinlerin başında da soya sütü ya da soya filizi olarak da tüketebilen soya fasulyesi gelir. Özellikle östrojen hormonuna olan etkisiyle mesane kanserini önlediğine dair pek çok çalışma vardır. Japonya’da yapılan bir çalışma, yüksek soya bazlı protein tüketen erkeklerin mide kanserine yakalanma riskinin daha düşük olduğunu farklı araştırmalarda belirtilmiştir. Ancak meme kanseri olan bireylerin de, östrojen etkisi nedeni ile kaçınılması gereken bir besin olduğu da unutulmamalıdır.
ÜZÜM
Kanser hücrelerinin toksik etkisini bloke ederek büyümelerini engelleyen üzüm, sağlıklı hücrelerin de korunmasına yardımcı olur. Birçok çalışma ile üzüm çekirdeğinin çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Üzüm, deri ve meme kanseri riskini azaltmada da faydalıdır.
YEŞİL ÇAY
Polifenol içeren yeşil çay özellikle kansere karşı koruyucu etkisi ile karşımıza çıkar. Yeşil çayın mide ve bağırsak kanserine karşı olumlu etkisi olduğu bilinir. Kanser büyümelerinin yavaşlaması ve benzeri yayılımların önlenmesinde oldukça etkili olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur.
BROKOLİ
Brokoli çiğ yendiğinde acı bir tat verse de bu acı tadın kansere karşı koruyucu etkisi bulunur. Kolon ve prostat kanseri riskini azaltma ve kanserden korunma konusunda etkilidir.
BALIK
Somon, uskumru, sardalya gibi balıklar ve cevizde bulunan omega 3, göz ve beyin hücrelerinin korunmasında etkili olan bir besindir. Birçok çalışma meme, prostat ve bağırsak kanserlerinde koruyucu etki gösterdiğini kanıtlamaktadır.
SOĞAN – SARIMSAK
Soğan, içeriğinde bulunan “organosülfür” ile birçok kanser türüne karşı koruyucu etki gösterir. Soğan kadar sarımsak da etkili olan bir diğer besindir. İçerdiği A ve C vitaminleri ve az miktarda içerdiği kalsiyum, potasyum, kükürt ve çinko gibi mineraller ile sarımsak; yapılan çalışmalarda deri, kolon, akciğer kanseri ve lösemiye karşı koruyucu etki gösterdiği gözlemlenmiştir.
MANDALİNA
C vitamini içeriği yüksek olan mandalina antioksidan etkisi ile kansere karşı koruyucu bir besindir. Günde 2 tane tüketilen mandalinanın kanseri önleyici etkileri olduğu bilinir.
LİMON
Kabuğu ince soyulup tüketildiğinde yüksek antioksidan içeren limon, kansere karşı koruyucu etkisi olan besinlerdendir. Özellikle karaciğer, akciğer, mide ve deri kanserinde koruyucu etki gösterirken meme ve pankreas kanserleri tedavi süreçlerinde beslenme planında yer alabilmektedir.
KETEN TOHUMU
Meme kanseri olan hastalarda tüketilmesi istenmeyen keten tohumu için pek çok çalışma, deri kanseri ve benzeri kanser türlerinde yayılımı önleme ve koruyucu etkisini vurgulamaktadır.
BRÜKSEL LAHANASI
Yüksek lif içeren Brüksel lahanası; başta kolon kanseri olmak üzere karaciğer ve akciğer kanseri gibi pek çok kanser türüne karşı koruyucu rol oynar. Doku kültürlerinde tümör büyümesini önlemesi yönünde de olumlu etkileri olan araştırmalar mevcuttur.
KEFİR
Saccoromyces, steptoccoccus, cremoiris ve betabacterium caucasum gibi bazı yararlı mantar ve bakteri karışımlarını içeren kefir, immün sistemi güçlendirerek koruyucu etki sağlamaktadır.
ZERDAÇAL
Zerdeçaldaki kurkumin maddesi, antiinflamatuvar ve antioksidan etkisi sebebiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılmaktadır.
KIRMIZI MEYVELER
Yaban mersini, böğürtlen, çilek, siyah üzüm, nar gibi kırmızı meyveler, içeriğindeki fenolik ve flavonoid gibi biyoaktif bileşenler sayesinde anti-kanser özelliktedir. Günlük meyve tüketiminin ortalama 2-3 porsiyon olduğunu düşünürsek bunun 1 porsiyonunu kırmızı meyvelerden tercih edilmelidir.
CEVİZ
Her gün 3-4 adet tüketilerek bu besinlerin koruyu özelliğinden faydalanılabilir.
KANSERE KARŞI PAZI
Bu bitki en bilindik iki antioksidan için kaynaktır: Syringic asit ve kaempferol. Önce karbonhidratları basit şekere dönüştüren enzimi inhibe ederek kan şekerini düzenlemede yardımcıdır. Kansere sebep olan toksinlerden diğer hücreleri korur, inflamasyonu azaltır, kalp hastalığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkların riskini azaltır.
Yapacağınız sandviçlerin veya wrapların içinde pazı seçtiğimizde kalori alımını korurken antioksidan alımımızı arttırmış oluruz. Pazı pişirmenin de bir tekniği olması gerekir. Yaprakları kökünden kesin, soğukken sandviçinizi kinoa, esmer pirinç, keçi peyniri, ızgara tavuk, tatlı patates, domates ve diğer sebzelerle doldurun veya pazı kökünü sarımsak ve zeytinyağıyla soteleyin. Yaprakları, kuş üzümünü, çam fıstığını ekleyin, birkaç dakika pişirip servis edin.
Tıp, kanser vakalarına karşı her gün yeni bir çözüm önerisiyle gelse de, kanser türlerine karşı kesin ve net bir tedavi yolu bulunamadığı biliniyor. Ancak araştırmalar kanser türlerine karşı yeni tedavi yolları ve ilaçlar üzerine yoğunlaşmaya devam ediyor. Kansere karşı kullanılan ilaçlarda birçok doğal ürünün yer aldığı söylenirken, ilaçların geliştirilme aşamasında bitkilerin kansere karşı etkinliklerine göre ayrıştırıldığı ifade ediliyor.
Tek başına bitkilerin kanser üzerinde yeterince etkili olmadığı söylenirken, bu bitkilerin kemoterapi, akıllı ilaç, radyoterapi ile eşzamanlı kullanıldığında etkili olduğu araştırmalarca saptandı. Onkoloji Uzmanı Dr. Yıldıray Tanrıver, “Kanserde bitkisel tedavi, yani fitoterapinin kullanılması, özellikle tıbbi tedavinin yan etkisinin azaltılması, bozuk olan bağışıklık sisteminin düzeltilmesi ve desteklenmesi, tedavinin yararının artırılması, kanser hücrelerinin metastaz yapma yeteneğinin azaltılması, kanser kök hücrelerinin öldürülmesi için tıbbi tedavinin yanında veya sonrasında yardımcı tedavi olarak kullanılır” şeklinde konuşuyor.
Kanser dahil kronik hastalıkları olan kişiler arasında bitkisel bileşimler ve ilaçların kullanımı çok yaygındır. Geleneksel tıbbın çok daha yaygın olduğu Asya ülkelerinde kanser oranlarının, Batılı ülkelerden daha düşük olması bitkisel ilaçların kullanımına bağlayanlar vardır; fakat dünya geneline bakıldığında kanser oranları obezite oranları ile daha ilişkili gözükmektedir.
Kanser tipine, kanserde kullanılan her ilaca göre ve hastaya bitkisel tedaviler değişiklik gösterir. Bazı bitkiler kanser tedavisini olumsuz etkilerken bazıları yararlı olabilir. Fonksiyonel tıp, apiterapi, aromaterapi ve fitoterapi üzerinde çalışan Onkoloji Uzmanı Dr. Yıldıray Tanrıver, “Bitkisel tedavilerde dikkatli olmak gerekir. Özellikle kemoterapi alan hastalar çok dikkatli olmalılar.
Çünkü bazı bitkiler, kemoterapi ilaçlarının vücutta yol aldığı “biyolojik seyri” değiştirebilir. Bu nedenle bitkisel içerikler, kanser türüne ve kullanılan ilaçlara göre onkoloji uzmanı bilgisi ve gözetimi dahilinde kullanılmalı. Bitkilerin kendisinden daha çok onkoloji uzmanlarının verdiği kompozitlerin kullanımı daha doğru” diyor.
İşte kanser tedavisinde faydalı içerikler... Nergis çiçeği: Onkoloji Uzmanı Dr. Yıldıray Tanrıver, “Adını, Yunan mitolojisinde yakışıklılığı ile dillere destan Narkissos’tan alan nergis çiçeğinin sağladığı birçok faydanın yanında kanseri durdurduğu biliniyor” diyor.
Gelelim nergis çiçeğiyle birlikte kanserle savaşan doğal içeriklere…
Nezle ve baş ağrısında da kullanılan nergis çiçeğiyle ilgili Bürksel Üniversitesi’nde de araştırma yapıldı.
Araştırmada nergis çiçeğinin anti-kanser etkisinin kanser hücrelerindeki ribozomların protein sentezini ve hücrelerdeki büyümeyi durdurduğu saptandı.
Andız otu:
Akdeniz- Ege sahil şeridinde yetiştiği bilinen andız otu ağır kokulu bir bitki. Araştırmalara göre bazı kanserlerde etkili olduğu biliniyor. Etkisini biyoaktif serpen laktonları ile gösteren andız otu, kanser hücresinde çoğalmayı önleyici ve öldürücü etki gösteriyor.
Civanperçemi:
Türkiye'de fazlasıyla yetişmesine rağmen en çok Japonya, Amerika ve Kanada gibi ülkelerde kullanılıyor. Kanser hücrelerinde lipid ve yağ asitleri üzerine etki ederek hücre çoğalmasını engelliyor. Kanamaları azalttığına, nefes darlığına iyi geldiğine ve ağrıyı giderdiğine dair çalışmalar bulunuyor. Özellikle pankreas kanserinde kullanımı üzerinde etkileri olduğu gözlendi.
Ökse otu:
Ökse otu ekstraktları uzun zamandır kanser tedavisinde kullanılır. Ökse otunun kanserli hücrelerin ölümünü sağladığı ve bu hücreler üzerinde yıkıcı bir etkisi olduğu biliniyor.
Ayrıca antikanser özelliklerinin olduğunu belirten önemli kanıtlar bulunan ökse otu, kemoterapinin yan etkilerini hafifletmeyi sağlıyor.
Yapılan bazı çalışmalarda sağkalımı artırmada etkisi olduğu, kemoterapiye bağlı yan etkileri azalttığı, kilo kaybı, yorgunluk, bulantı, kusma, diyare, anksiyete gibi semptomlar üzerinde olumlu etkisi olduğu saptandı.
Propolis:
Örneğin arı ürünlerinin sağlık amaçlı kullanımı olarak bilinen apiterapi ve bitkisel ürünlerin sağlık amaçlı kullanımı olan fitoterapi kanser başta olmak üzere çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde ya da uygulanan tedavilerin yan etkilerinin giderilmesinde tamamlayıcı yöntem olarak yarar sağlayabiliyor.
Propolisin antiseptik, antimikrobiyal ve antitümör (tümör oluşumunu engelleyici) gibi sayısız etkisi var. Aynı zamanda dokuların iyileşmesi ve onarımına da katkı sağladığı tespit edilmiş. Propolis ve ekstreleri ve diğer arı ürünleri içerdikleri amino asit, vitaminler ve enzimlerle insanlığa müthiş destek sağlıyor
KANSERE DAVETİYE ÇIKARAN BESİNLER
Şekerli besinler, paketli ürünler, sigara, iyi yıkanmayan sebzeler ve dip balıkları kansere davetiye çıkarabiliyor.
Yüksek rafine şekerler:
Yüksek rafine şeker tüketimi hem kilo artısına sebep olmaktadır hem de obezite kanser için risk faktörlerinde ilk sıralardadır.
İslenmiş et ürünleri:
İslenmiş et ürünleri (salam, sosis, sucuk gibi) koruyucu olarak kullanılan nitrit ve nitrat sebebiyle kanserojen etkisi olan yiyeceklerdir.
Yıkanmamış sebzeler:
Pestisit, BPA gibi kimyasallardan korunmak için çok iyi yıkanmalıdır.
Dip deniz mahsulleri:
Deniz ürünleri ve balıklardaki cıva gibi ağır metallerden korunmak için midye ve dip balıklarının tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Sigara:
Bazı çalışmalara göre uzun süre günde tek bir tane dahi sigara içilmesi, kansere neden olabiliyor. Bu açıdan nargile, puro ve pipo gibi diğer tütün türevlerini içmek ve pasif içicilik de risk taşıyor.