Burak Elmas seyrediyor! Şok sözler 'Bu 2 futbolcu önce Fatih Terim'in başını yaktılar şimdi de Torrent'in...'
Galatasaray - Trabzonspor derbisinden sonra sarı kırmızılı takımdan 5 futbolcunun ismini veren spor yazarları bu oyuncuların yetersiz ve kötü performanslarından bahsettiler. Yazarlar ayrıca Uğurcan Çakır'ın kurtarışlarını ise ayakta alkışladılar... İşte 2-1 sonuçlanan maçın yansımaları...

Galatasaray - Trabzonspor derbisiyle Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık sezonun 23. haftası sona erdi. 1-0 öne ilk yarıyı kapatan sarı kırmızılılar 2. yarıda Bakasetas ve Visca'nın gollerine engel olamayınca sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. Spor yazarları dev karşılaşmayı sizler için değerlendirdi.

ŞANSAL BÜYÜKA
Galatasaray sezonun en iyi, en coşkulu, en baskılı başladığı maçını Kerem’le, Halil’le , Emre Kılınç’la kazanabilirdi. Üstelik başlangıç görüntüsü ile bunu hak etmişti. Ama ne demişler; nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin önemli... Galatasaray bu müthiş başlangıcına ve son 10 dakikaya skor avantajı ile girmesine rağmen Ömer’in, Marcao’nun, kaleci Fatih’in, Taylan’ın büyük hataları ile “kazandım” dediği maçı kaybetti.

Trabzonspor sezonun en kötü başlangıcını yaptığı, en eksik kadrosuyla oynadığı, ilk yarıda çaresiz kalıp, adeta teslim bayrağı çektiği maçta, önce “büyük ötesi” kalecisi Uğurcan ile ayakta kaldı, sonra iki vuruş ustası Bakasetas ve Edin Visca ile adeta mucize bir galibiyete imza attı. Hep söyleyip yazıyoruz; büyük takımlarda büyük oyuncular oynar. Büyük oyuncular en çaresiz anlarda takımın kaderini, maçın kaderini, şampiyonun kaderini belirlerler.

İşte Uğurcan... Oyun 1-0 devam ederken, ters ayakta yakalanmasına rağmen bir mucize yaratıp Berkan’ın müthiş şutunu çeldi. Başka bir kaleci olsa, hiç kuşkunuz olmasın skor 2-0 olmuştu.

Bitmedi, maçın sonlarında Babel’in köşeye giden kafa vuruşuna adeta uzayarak gol izni vermedi. Bitmedi, son saniyelerde Babel’in tam direğin dibine giden vuruşuna nasıl uzandı, o topa nasıl müdahele etti, inanılmaz... Galatasaray’a dönelim... Trabzonspor beraberlik golünde önce Ömer, Peres’i kaçırdı. O topu Marcao uzaklaştırmak bir yana, adeta rakibe asist yaptı. Vuruş ustası Bakasetas’a golü atmak kaldı.

Trabzonspor’un ikinci golünde, kaleci Fatih, baskı altındaki Taylan’a topu verdi, bu defa Taylan kısa oynayıp Edin Visca’ya asist yaptı, Trabzonspor’u mucize galibiyete götüren ikinci gol geldi.

Galatasaray’da büyük oyuncular olsa, ustalar oynasa, tecrübe konuşsa, takımın son 10 dakikada bu hallere düşmesine izin verir miydi? Süper oyuna rağmen ilk yarı 1-0 biter miydi? Trabzonspor ilk yarıda bu kadar ezilmişken; ustaları olmasa, kalesinde bir kaleciden daha fazlası oynamasa, vuruş ustaları bulunmasa bu maçı alabilir miydi?

Galatasaray’ın ilk yarı için hakkını teslim edelim... Çok iyi ama çok iyi oynadı. Bu çok iyi oyunun karşılığı asla 1-0 değildi. Zaten Galatasaray maçı son 10 dakikada değil, belki de çok iyi oynadığı ilk yarıyı 3-0’lara getireceğine 1-0’da kaldığı için kaybetti.Trabzonspor’un bu maç için takdir edilecek çok yönü var. İlk yarıda bu kadar ezilmişken skoru 1-0’da tutabildi. Oynatacak stoperi, Marek Hamsik gibi takımın her şeyi yokken, ayakta kalabildi.

Trabzonspor iyi yönetilmenin, çok akıllı transferler yapmanın ödülünü topluyor. Galatasaray “feci” yanlış transfer politikasının bedelini ve faturasını ödüyor. Umarım akıllanırlar...

OSMAN ŞENHER
Son haftalarda bilhassa da maçın ilk yarısında bu kadar motive, agresif, yüksek tempolu, pres yapan bir Galatasaray’ı ilk defa seyrettim. İlk 45 dakika skoru artırmaları gerekirdi. Takım olarak bütünleşmişler, defans hata yapmıyor, orta sahada özellikle Emre Kılınç yıldızlaştı.

Taylan, Berkan iyi oynadılar, Kerem ve Cicaldau, Trabzonspor savunmasını epey hırpaladılar. Bilhassa kaptırdıkları toplarda hücumcular geriye gelip orta sahaya yardım ettiler.

Bunlar Galatasaray’da görmediğimiz şeylerdi. Ama biliyorsunuz futbol 45 değil; 90 dakika… Trabzonspor bu ligin lideri. Çok iyi bir hocası var, çok da iyi bir kadroya sahipler. İlk yarı takımının hatalarını tespit etmiş, ikinci yarıda değişikliklerle oyunu sarı-kırmızılıların sahasına yıktı.

Berkan ile Taylan yorulup oyundan düştüler ve çok hata yapmaya başladılar. Yenen ilk golde Bakasetas topa vururken, Berkan o pozisyonu seyrediyor. Halbuki Yunan futbolcuya o gol vuruşunu yaptırmamalıydı. İkinci goldeyse Taylan’ın affedilmez bir hatası var. Resmen harakiri yaptı. Ayağındaki topu rakibin önüne yuvarladı, Visca’nın da vuruşu gol oldu.

Galatasaray’ın Berkan ile Taylan’ın oynadığı orta saha mevkisinde, iyi de futbol oynasa maçı tutması mümkün değil. Bu ikili Fatih Terim’in de çok başını yaktı, şimdi de yeni hocanın başını yakıyor. Kerem yoruldu, 60. dakikada oyundan düştü ve etkisizleşti.

İsabetli şutlarını atamadı. Oyuna sonradan giren Babel’in yüzde yüzlük iki gol vuruşu var. Fakat bordo-mavililerin kalecisi Uğurcan Çakır kurtarılması zor bu iki topun da filelere gitmesine müsaade etmedi. İki takım arasındaki en büyük fark zaten kalecilerden oluşuyordu.

Muslera’nın yokluğu Galatasaray’a çok pahalıya mal oluyor. Santrfor bölgesinde böyle yüksek tempolu maçlarda Halil’in 90 dakikayı tamamlaması mümkün değil. Mustafa Muhammed, Afrika Uluslar Kupası’ndan dönünce oradaki sorun biter. Ama orta sahadaki sorun şu an için Galatasaray’ın en büyük problemi.

Bu milli arada iki tane orta saha oyuncusu alınacak diye duyuyorum, isabet olur. Galatasaray başka türlü ayağa kalkamaz.

CEMAL ERSEN
Koşullar ve takımların konumları ne olursa olsun, sonucu kestirilemeyecek maçlar vardır. Ligde can çekişen bir Galatasaray ve liderliğini perçinlemek isteyen Trabzonspor arasındaki mücadele gibi.

Son haftalarda dikkat çekmeye çalışıyorum, tepki alıyorum. Trabzonspor geriden gelmeyi alışkanlık haline getirdi. Bu çok önemli bir avantaj. Lakin doğru kullanmak gerek. Şampiyonluğa oynayan takımın ruh hali nasıl olur? Uçar, kaçar, yakalar, atar.

Karadeniz ekibi acayip bir rehavet içinde idi. Dün akşam bunu yıktı mı? Hayır. Son bölümü saymıyorum, ne yaptı da kazandı? İnancını yitirmedi, vazgeçmedi ve hep kazanmayı istedi. Bu arada unutmayalım. Ligin ilk yarısındaki Trabzonspor ile son altı haftadaki takım arasındaki farkı göremeyen sadece biz miyiz? Abdullah Avcı tehlikenin ayak seslerini işitmiyor mu?

Hücum organizasyonu zayıf. Orta alan yol geçen hanı olmuş. Takım savunması evlere şenlik. Kaleci Uğurcan olmasa? Nicedir halleri. “Kazandık ama hakkımızla” diyebiliyor mu? Ya Uğurcan olmasa? Tüm bunlar bir araya gelince mi “eze eze geliyoruz” diyebilir?

Galatasaray’ın hakkını verelim de, konuk ekip açısından “rezil” bir ilk yarı oldu. Rakip kaleyi bulan tek şutun, bir pozisyonun olmaması ne demek? Bu mu şampiyonluk adayı? Öyle bir ilk yarıyı kim kabul edebilir? Maçın geneli için de aynı tespitim geçerli. İkinci yarıda farklı bir Trabzonspor vardı sahada. İyi de, daha önce nerede idiniz diye sorası geliyor insanın. Rakip savunmayı zorlamak için neden bu kadar beklediniz? Madem bu kadar iştahlı idiniz neden bu kadar beklediniz?

Son bölüm hariç, şampiyonluğa koşan bir takım her şeyi, yetenekleri ile ön plana çıkmalı idi. Gollerden çok, kazanma isteği ile dönüş yaşamak çok önemli idi.Bu maç kesinlikle ölçü değil. Ama yapabileceklerini görmek adına değerli. Vazgeçmemek en büyük kazanç. Ama bir ders daha var.

Yol dikenli, bilmen gereken asla vazgeçmemek. Trabzonspor bu maçı sadece kalecisi Uğurcan’ın çabası ile kazanmadı. Takım olarak inandı ve sonucu buldu.

AKSAL YAVUZ
Galatasaraylı oyuncular futbol oynamayı özlemişler! İlk yarıda oynadıkları futbolu sezon başından bu yana oynayabilmiş olsaydılar; bugün belki de şampiyonluk hesabı yapıyor olurlardı.

Deyim yerindeyse ilk yarı Trabzonspor’u adeta sahadan sildiler! Bu denli etkili olmalarının sebebi; sahada basmadık yer, pres yapmadıkları adam bırakamamalarıydı. O anlamda 11 kişi değil de 22 kişiymiş gibi oynadılar…

İlk yarı Uğurcan ve Dorukhan hariç sahada ne yaptığını ne oynadığını bilen yoktu. Anlayacağınız; ‘buz’ gibi havada ‘şeker’ gibi eridi bordo-mavili takımın orta sahası, başta Berat olmak üzere… Ne ayaklarında top tutabildiler ne iki pas yapabildiler ne de kanatları kullanabildiler…

39. dakikada ters ayakta yakalanmasına rağmen Uğurcan’ın müthiş refleksi olmasaydı, Galatasaraylı oyuncular ilk yarı fişi çekip işi bitirebilirlerdi. Ya 86 ve 90+5’te yaptığı inanılmaz kurtarışına ne demeli; kaptanın tek rakibi havayolu şirketleri!

İkinci yarı Siopis ve Ahmetcan oyuna girdikten sonra Trabzonspor oyunda dengeyi kurdu. Siopis’in de hakkını teslim edelim, müthiş oynadı… Cornelius, Ahmetcan, Peres ve Nwakaeme’nin kaçırdığı pozisyonlar… Devamında Bakasetas’ın hayat veren öpücüğü, Visca’nın Trabzonsporluları sokağa döken galibiyet golü…

Doğrusunu söylemek gerekirse Trabzonsporlu oyuncular, karşılarında böyle bir Galatasaray bulacaklarını tahmin etmemişti; tıpkı son dakikada Taylan’ın öyle bir hata yapabileceğini de… Amma velakin bir gerçek varsa o da iyi oynayan Galatasaray, Uğurcan Çakır’ı geçemedi…
