Ukrayna savaşında tehlikeli gelişme! Rusya'dan İngiltere'ye sert tepki: Sizi vururuz, anlıyorsunuz değil mi?
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta 63. güne girildi. Rus hükümeti İngiltere'yi, Ukrayna'yı Rus topraklarına saldırması için 'provoke etmekle' suçlayarak tehditler savurdu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 'dost olmayan ülkeler' ile ilgili verdiği kararı uygulamaya koydu. Doğalgaz satışında Ruble ile ödemeye yanaşmayan Bulgaristan ve Polonya'ya satışı durdurdu. Günün ilk saatlerinde sıfıra inen gaz sevkiyatı sabah saatlerinde yeniden başladı. Kiev’de bulunan ve 8 metrelik bronzdan yapılan Rusya-Ukrayna Dostluk Anıtı, Kiev Belediye Başkanı Vitaliy Klichko’nun katılımıyla yıkıldı. Putin, “İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi” dedi.

Rus ordusunun Ukrayna'ya girmesiyle başlayan savaş ülkenin dört bir yanında can almaya devam ediyor. İşte çatışma bölgesinden gelen son dakika haberleri...

RUSYA'DAN 287 AVAM KAAMARASI ÜYESİNE YAPTIRIM
11 Mart’ta Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma üyesi 386 milletvekilini yaptırım listesine alan İngiltere’ye, Rusya tarafından misilleme geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, İngiliz hükümetinin aldığı karara karşılık olarak İngiliz Avam Kamarası üyelerinin yaptırım listesine dahil edildiği aktarılarak, "İngiltere hükümetinin 11 Mart'ta Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma üyesi 386 milletvekilini mütekabiliyet temelinde yaptırım listesine dahil etme kararına yanıt olarak, İngiliz Parlamentosu Avam Kamarası'nın 287 üyesi hakkında kişisel kısıtlamalar getiriliyor. Artık Rusya Federasyonu’na girişlerine izin verilmeyen bu kişiler Londra’da, Rus karşıtı yaptırım araçlarının oluşturulmasında aktif rol üstlendiler ve İngiltere’de, Rus düşmanlığına yönelik histerinin temelsiz kamçılanmasına katkıda bulundular” denildi. Açıklamanın sonunda İngiliz Muhafazakar Parti üyesi 213 kişi ve İngiliz İşçi Parti üyesi 74 kişinin ismi sıralandı. Bakanlık ayrıca misillemenin süreceği ve listenin genişletileceği mesajını da verdi.

ÇİNLİ ŞİRKET RUSYA'DAKİ FAALİYETLERİNİ DURDURDU
Çinli dron şirketi DJI Technology, dronlarının savaşta kullanılmasını önlemek için Rusya ve Ukrayna'daki ticari faaliyetlerini geçici olarak durdurdu. Şirket tarafından yapılan açıklamada, farklı ülkelerdeki kanunlara uyum konusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek, "Mevcut incelemeye kadar DJI, Rusya ve Ukrayna'daki tüm ticari faaliyetlerini geçici olarak askıya aldı" ifadeleri kullanıldı. Böylece ilk kez bir Çinli şirket, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Rusya'daki operasyonlarını askıya almış oldu.

Şirket, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, "askeri amaçlı dron" üretmediğini, ürünlerine silah monte edilmesine karşı çıktığını belirtse de hem Ukrayna hem de Rusya'nın savaşta DJI dronlarını kullandığı düşünülüyor. Ukrayna Başbakan Yardımcısı Mykhailo Federov geçtiğimiz ay DJI'ye Rusya'da insansız hava araçlarının satışının engellenmesi çağrısında bulunurken, Rus birliklerinin "sivilleri öldürmek için füzelerini yönlendirmek amacıyla Ukrayna'da DJI ürünlerini" kullandığını iddia etmişti.

Kremlin, Londra hükümetini provokasyonla suçlayarak bunun devam etmesi halinde Kiev'deki 'karar alma merkezlerini içinde diplomatlar varken' vurmaya hazır olduklarını duyurdu. Açıklama, bir İngiliz Savunma Bakanlığı yetkilisinin, Ukrayna'nın Rusya'daki askeri hedeflere karşı İngiltere'den tedarik edilen silahları kullanmasının 'sorun olmadığını' söylemesinin ardından geldi. İngiliz Silahlı Kuvvetler'den sorumlu bakan yardımcısı James Heappey, Ukrayna'nın ikmal hatlarını bozmak için yaptığı saldırıların savaşın 'meşru' bir parçası olduğunu söyledi ve Moskova'nın, NATO'nun Rusya ile çatışmaya girdiği yönündeki iddialarını 'saçma' olarak nitelendirdi. Rusya, Ukrayna kuvvetlerinin Belgorod'daki bir petrol deposu da dahil olmak üzere topraklarına saldırdığını iddia etti ancak Ukrayna kanadı herhangi bir saldırıyı doğrulamadı.

'İNGİLTERE KIŞKIRTMAYA DEVAM EDERSE MİSİLLEME YAPACAĞIZ'
Batılı ülkeler, Rusya'nın Şubat ayında işgalini başlatmasından bu yana Ukrayna'ya yüz milyonlarca euro değerinde askeri yardımda bulundu, NATO ve Avrupa Birliği yetkilileri de daha fazla askeri yardımı görüşmek üzere Almanya'da bir araya geldi. İngiltere hükümeti, Ukrayna kuvvetlerine az sayıda uçaksavar aracı vereceğini duyurdu. Interfax haber ajansı tarafından aktarılan bir açıklamada, Rusya Savunma Bakanlığı, "Londra'nın Kiev rejimini doğrudan bu tür faaliyetlere [Rus topraklarına saldırmaya] kışkırtması durumunda anında orantılı bir şekilde karşılık vereceğiz" dedi ve Rus silahlı kuvvetlerinin, Ukrayna'nın başkenti Kiev'deki 'karar alma merkezlerine uzun menzilli yüksek hassasiyetli silahlar kullanarak' misilleme saldırıları yapmaya hazır olduğunu vurguladı.

ZAKHAROVA: ASKERİ ÜSLERİNİZİ VURURUZ
Bakanlık açıklamasında, "Kiev'deki karar alma merkezlerinde Batılı ülkelerden danışmanlar bulunması, Rusya'nın misilleme yapma kararını etkilemeyebilir" denildi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da NATO'yu bir vekalet savaşı yürütmekle suçladı ve Batı ülkelerinin Ukrayna'ya silah sağlayarak 'ateşe benzin döktüğünü' kaydetti. Lavrov, çatışmanın üçüncü dünya savaşına yol açabileceğine dair tekrar tekrar uyarılarda bulundu. Kremlin, Londra'nın Ukrayna'ya verdiği destek nedeniyle İngiltere'deki askeri bölgeleri hedef alabileceği konusunda uyarırken, Heappey'nin Rusya'yı bombalamakla ilgili 'kışkırtıcı' konuşmasının ardından İngiliz diplomatları da vurabileceğini duyurdu. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Ukrayna'ya silah sağlayan NATO ülkelerine yönelik saldırılara izin verilebileceğini öne sürdü ve "Rusya'nın, Kiev rejimine silah sağlayan NATO ülkelerinin topraklarındaki askeri hedefleri vurabileceğini anlıyorsunuz, değil mi?" diye uyardı.

'UKRAYNA'YI SAVUNMAKLA RUSYA'YA SALDIRMAK ARASINDAKİ ÇİZGİ KAYBOLUYOR'BBC'nin diplomasi muhabiri James Landale, "Ukrayna, Rusya ile varoluşsal bir savaş veriyor, bu nedenle Ukrayna kuvvetlerinin Rus sınırındaki tedarik hatlarını hedeflemesi şaşırtıcı değil" diyerek şu analizde bulundu: Batılı güçlerin silahlarının bir kısmının bu tür saldırılarda kullanılması da aynı şekilde şaşırtıcı değil. James Heappey'nin açıklamalarında ilginç olan şey, bu kadar açık bir şekilde bunları ifade etmesi. Yemen'deki gibi birçok çatışmada, İngiliz bakanlar İngiliz silahlarının kullanımı konusunda çekingendi. Batılı güçlerin sağladığı silahlar giderek artıyor ve güçleniyor. Ukrayna'ya kısa menzilli tanksavar bazukaları vermek bir şey, sınırları aşabilecek dronelar ve toplar sağlamak ise başka bir şey. Ukrayna'yı savunmak ile Rusya'ya saldırmak arasındaki çizgi giderek bulanıklaşıyor.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Yüksek hassasiyetli uzun menzilli füze saldırılarıyla, ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından Ukrayna birlikleri için sağlanan çok sayıda silah ve mühimmat deposunun bulunduğu Zaporijya'daki alüminyum fabrikası yok edildi” ifadeleri kullanıldı. Rus Havacılık ve Uzay Kuvvetleri’nin operasyonel taktik ve ordu havacılığının, bir gecede Ukrayna’daki 59 askeri tesisi vurduğunu açıklayan bakanlık, çok sayıda Ukraynalı askerin bulunduğu 50 bölge ile Chervonoe, Dolgenkoe, Pashkoe ve Veseloe yakınlarındaki 4 silah ve mühimmat deposunun ve Slavyansk yakınlarındaki bir Buk-M1 uçaksavar füze sisteminin de yok edildiğini bildirdi. Yapılan operasyonlarda 120 askerin ve 35’ten fazla zırhlı aracın hedef alındığı duyuruldu.

Saldırılar gece boyunca devam etti
Gece boyunca füze birliklerinin 573 atış gerçekleştirdiğini belirten bakanlık, “432 düşman gücü ve askeri ekipmanın bulunduğu alan, 67 topçu mevzii, 2 çok namlulu roketatar bataryası ve 7 mühimmat deposu yok edildi” açıklamasında bulundu. Ilyichevka yakınlarında bir Tochka-U füzesinin düşürüldüğünü de duyuran bakanlık, 24 Şubat’tan beri Ukrayna’ya ait 141 uçak, 110 helikopter, 607 insansız hava aracı, 273 uçaksavar füze sistemi, 2 bin 596 tank ve zırhlı araç, 296 çok namlulu roketatar, bin 134 sahra topu ve 2 bin 413 özel askeri aracın imha edildiğini açıkladı.

BM Genel Sekreter Sözcülüğü'den yapılan açıklamada, Ukrayna'ya gitmek üzere Polonya'nın Rzeszow kentine gelen BM Genel Sekreteri Antonio Guterresin, Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda ile görüştüğü belirtildi. Açıklamada, "Genel Sekreter, Polonya halkının neredeyse iki milyon Ukraynalı mülteciye evlerini ve kalplerini açmalarından dolayı gösterdiği cömertlik nedeniyle Başkan'a derin takdir ve şükranlarını dile getirdi" denildi. Guterres'in ayrıca Ankara ve Moskova'daki görüşmeleri hakkında Duda'ya bilgi verdiği ifade edildi.

LAVROV VE PUTİN'LE GÖRÜŞTÜ
Guterres dün Rusya'nın başkenti Moskova'da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile baş başa görüşmüş ve daha sonra ikili basına açıklamalarda bulunmuştu. Guterres daha sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. Ayrıca Guterres Moskova ziyareti öncesi Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmişti.

Rus işgali sonrası ABD ve AB ülkeleri Rusya'ya karşı yaptırım kararı almış, Ukrayna'ya ise silah yardımında bulunmaya başlamıştı.

Bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı Putin, 'Dost olmayan ülkelere gaz satarken Rus Rublesi kullanımına geçmeyi planlıyoruz' sözleri ile doğalgaz satışında yeni dönemi resmen ilan etmişti.

Putin sözünü tuttu. Ruble ile ödeme yapmayan iki NATO ve AB üyesi Polonya ve Bulgaristan'a doğalgaz sevkiyatı askıya alındı.

GAZPROM KARARI İKİ ÜLKEYE BİLDİRDİ
Varşova ve Sofya, Rus enerji devi Gazprom'un kendilerine Çarşamba gününden itibaren gaz arzını durdurduğunu bildirdiğini söyledi.

Bu Putin'in Euro yerine Ruble ile gaz satışı kararı sonrası bir ilk niteliğinde. Zira Polonya ve Bulgaristan bu karara uymadıkları için gaz tedariği askıya alınan ilk ülkeler oldu.

Putin'in dünyaya duyurduğu karara rağmen Macaristan dışında hiçbir ülke doğalgaz için Ruble ile ödeme yapmayı kabul etmedi.

GAZ AKIŞI YENİDEN BAŞLADI
Avrupa Birliği doğal gaz aktarım ağı operatörlerinin verilerine göre Belarus ile Polonya arasında uzanan Yamal-Avrupa boru hattından Polonya'ya doğru gaz akışı yeniden başladı.

Günün ilk saatlerinde sıfıra inen gaz sevkiyatı şu sıralarda 3,45 milyar kWh/saat seviyesinde.

PUTİN'İN OYUN PLANI: AVRUPA'YA GÖZDAĞI
Rusya'nın Polonya ve Bulgaristan'dan sonra benzer adımları diğer AB üyesi ülkeler içinde atabileceği belirtiliyor.

Putin'in doğalgazı bir silah gibi kullandığını belirten uzmanlar özellikle Almanya gibi Rus gazına bağımlı ülkelerde bu durumun ciddi ekonomik sıkıntılara neden olabileceği görüşünde. Bu iki ülkeye gaz akışının askıya alınması Avrupa'ya bir gözdağı olarak nitelendiriliyor.

HEDEFTE NEDEN POLONYA VE BULGARİSTAN VAR?
Rusya'nın gazı kesmek için neden bu iki ülkeyi seçtiği ise tartışma konusu oldu. Bunun Ukrayna savaşı bir parçası olduğu görüşü ağır basıyor.

Polonya, Rus işgali sırasında komşu Ukrayna'nın güçlü bir destekçisi oldu. Varşova hükümeti Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı ulusların Ukrayna'ya sağladığı silahlar için bir geçiş noktası konumunda bulunuyor.

UKRAYNA'YA TANK GÖNDERDİ
Polonya ayrıca bu hafta Ukrayna ordusuna tank gönderdiğini doğruladı. Bulgaristan, Polonya'ya kıyasla Ukrayna'ya destekte daha çekimser bir tavır izledi. Ancak geçen sonbaharda yeni bir liberal hükümetin göreve gelmesi ile Rus-Bulgar ilişkileri bir hayli soğudu.

KİEV'E KRİTİK ZİYARET
Başbakan Kiril Petkov ve koalisyon hükümetinin üyeleri, Ukraynalı yetkililerle ülkeye daha fazla yardım konusunu görüşmek üzere Çarşamba günü Kiev'e gidiyor.

Moskova'nın doğalgaz adımının Bulgaristan'a bir uyarı olduğu belirtiliyor. Zira Gazprom'un kararı tam da bu kritik ziyaretten saatler önce alındı.

LİSTEDE HANGİ ÜLKELER VAR?
Putin’in imzaladığı kararname ile 'dost olmayan ülkeler' listesi geçtiğimiz haftalarda resmiyet kazanmıştı.Rusya hükümetinin yayınladığı listede ABD, tüm AB ülkeleri yer aldı. Ukrayna, Karadağ, İsviçre, Arnavutluk, Andorra, İzlanda, Liechtenstein, Monaco, Norveç, San Marino, Kuzey Makedonya’nın yanı sıra Japonya, Güney Kore, Avustralya, Mikronezya, Yeni Zelanda, Singapur ve Tayvan da söz konusu listede yer aldı.

Ukrayna, Rusya’ya ait izleri siliyor. Ukrayna’nın başkenti Kiev’de bulunan ve 8 metrelik bronzdan yapılan Rusya-Ukrayna Dostluk Anıtı, Kiev Belediye Başkanı Vitaliy Klichko’nun katılımıyla yıkıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan Klichko, "Arkadaşlar, 1982 yılında başkentte sözde iki halkın dostluğu adına bronzdan yapılan ve iki işçiyi temsil eden heykelin yıkımı gerçekleşti. Rusya devletimize ve halkımıza karşı barbar tavırlarını sergiledi. 8 metrelik metali sözde dostluk anıtını kaldırırken manidardır Rus işçinin kafası koptu. Anıtın yerine yeni bir projeyi imzaladım ve Kiev Belediyesi yakındaki oturumda konuyu değerlendirecek. Kiev’de Rusya ve Sovyetler ile alakası olan 60 civarında anıtı yıkacağız. Rusya ile ilişkili 460’dan fazla caddenin de ismi değiştirilecek" ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütü yarın ilk Olağanüstü Genel Kurulunu düzenleyerek Rusya’nın üyeliğinin askıya alınıp alınmaması için oylama yapılacak. BM Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili yaptığı açıklamada, üye ülkelerin yarın yapılacak özel bir oylamada Rusya'nın üyeliğinin askıya alınması lehinde oy kullanmalarını umduğunu aktardı. Pololikashvili "Herhangi bir çekimserlik korkuyla motive olur. Savaş karşısında korkmamalıyız, savaşa karşı dayanışma göstermeliyiz, iki aydır başka bir ülkeyi bombalayan bir ülkenin hakkının askıya alınmasından bahsediyoruz" dedi.

Rusya’nın turizm örgütü üyeliğinin askıya alınması için 160 üye devletin 3’te 2 çoğunluğu askıya alınmayı desteklemesi gerektiği bildirildi. Rusya’nın üyeliğinin askıya alınması halinde, Rusya turizmi teşvik etmek için teknik destek sağlayan bu örgüte katılımını geçici olarak kaybedecek. Bu, Rusya için sembolik sonuçlar doğurabilecek bir önlem olarak görülüyor.

Seyahat fiyatlarının artması bekleniyor
Örgüt, Ukrayna'daki çatışmanın küresel turizmin canlanması üzerinde olumsuz etkileri olacağını ve turizm gelirlerinde 14 milyar dolara varan kayıplara ve seyahat fiyatlarında artışa neden olabileceğini tahmin ediyor. Öte yandan BM Genel Kurulu 7 Nisan’da Rusya'nın BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğini askıya almıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Rusya’nın başkenti Moskova’da görüşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki askeri operasyonların sürmesine rağmen müzakere kapısını hep açık tuttuğuna dikkat çekerek, “İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan Kremlin Sarayı’nda ağırladı. Guterres’in talebi doğrultusunda gerçekleşen görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Donbass Bölgesi’nde sivillere karşı soykırım uygulandığını savunmaya devam eden Putin, “Rusya'nın Ukrayna'da Donbass'ta askeri operasyonuyla ilgili endişelerinizi biliyorum. Bugünkü konuşmamızın merkezinde bu olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda, tüm sorunun darbeden sonra ortaya çıktığını belirtmek isterim. 2014'te Ukrayna'da yapılan anayasaya aykırı bir darbedir. Kiev yetkililerinin bu sorunu askeri yollarla çözmeye yönelik bir başka başarısız girişiminden sonra, Minsk Anlaşmaları adı verilen başka bir aşamaya geldik. Bu, Donbass'taki durumu barışçıl bir şekilde çözme girişimidir. Ancak ne yazık ki bizim için 8 yıl boyunca orada yaşayan insanlar kendilerini bir ablukanın içinde buldular. Kiev yetkilileri bu bölgeyi abluka altına aldıklarını duyurdu. İlk başta reddettiler ama sonrasında bunu söylemekten çekinmediler ve bu bölgeye askeri baskıyı sürdürdüler” dedi.

Putin, Donetsk ve Luhansk için Kosova örneğini verdi
Guterres’in, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonlarını “işgal” olarak tanımlaması üzerine Putin, Uluslararası Adalet Divanı'nın “toplumların kendi kaderlerini tayin hakkı” maddesine atıfta bulunarak, “Bu karara göre herhangi bir devlet, merkezi devlete egemenliğini ilan ederken başvuruda bulunmak zorunda değil. Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti de bu emsale dayanarak egemenliklerini ilan etme hakkında sahiptir. Batılı muhaliflerimizde dahil olmak üzere birçok ülke Kosova konusunda bunu yaptı. Biz de aynısını Donbass’taki cumhuriyetler için yaptık. Biz bunu yaptıktan sonra onlar bize ricada bulundular. Onlara karşı askeri operasyon yürüten (Kiev yönetimi) devletlere karşı askeri yardım talebinde bulunuldu. Bu BM sözleşmesine uygun şekilde yapıldı. Rusya, Donbass’taki insanlara uygulanan soykırıma karşı Donetsk ve Luhans Halk Cumhuriyetlerini tanımaya zorlandı. Rusya’nın BM Tüzüğü uyarınca özel bir askeri operasyon başlattı” dedi.

“Mariupol'deki durumun trajik sonuçları var ancak orada savaş sona erdi”
Rusya’nın Ukrayna’daki operasyonlarındaki gündemden düşmeyen Mariupol kenti hakkında da konuşan Putin, “Orada durum karmaşık ve trajik ama aslında çatışma kalmadı. Yaklaşık bin 300 Ukraynalı asker teslim oldu. Hatta daha fazlası. Yaralılar da var ama durumları iyi. Tam teşekküllü olarak doktorlarımız tarafından tedavi ediliyorlar. Azovstal fabrikası tamamen ablukaya alındı. Ancak buraya bir operasyon düzenlemiyoruz. Ukrayna tarafından burada sivillerin bulunduğuna dair açıklamalar duyuyoruz. Ukrayna askerleri sivilleri ya serbest bırakıyor ya da Suriye’deki terörist gruplar gibi sivil nüfusun arkasına saklanıyor. Yapılması en iyi şey sivillerin çıkışını sağlamak. Bu en kolay şey” ifadelerini kullandı.

“Müzakerelerden vazgeçmiyoruz”
Rusya’nın askeri operasyonlarını sürdürmesine rağmen müzakere kapısını hep açık tuttuğuna dikkat çeken Putin, “Askeri harekatın devam etmesine rağmen, diplomatik yolda da anlaşmalara varabileceğimizi umuyoruz. Müzakerelere devam ediyoruz. Bundan vazgeçmiyoruz. Ukrayna, Kırım ve Donbass konularını devlet başkanları düzeyinde tartışmayı teklif etti ancak güvenlik konusunda anlaşmalar olmadan kararlar alınamaz” dedi.

“İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi”
İstanbul’da gerçekleşen Ukrayna-Rusya müzakerelerinde bir dizi kararlar alındığını fakat hemen ardından Bucha olayı gibi bir provokasyonun patlak verdiğini savunan Putin, “İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi. Ancak ne yazık ki bu anlaşmalara varıldıktan ve müzakerelerin devamı için elverişli koşullar oluşturma niyetimizi ortaya koymamıza rağmen Bucha’da bir provokasyonla karşı karşıya kaldık. Biz bu provokasyonun kimin tertiplediğini, hangi araç ve insanlarla çalışıldığını biliyoruz. Ukraynalı müzakere heyetinin yeni bir çözüme ilişkin tutumları bundan sonra dramatik bir şekilde değişti” diye konuştu.

“BM, Rusya ve Ukrayna arasında temas grubu oluşturulmalı”
Putin’in ardından söz alan Guterres ise, Ukrayna’da BM’ye ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, “Rusya'nın bir koridor oluşturulduğunu duyurduğu, Ukrayna'nın başka bir koridor oluşturulduğunu duyurduğu bir dizi durumla karşı karşıyayız. Durum öyle ki pratikte uygulanmıyor. Bu koridorların etkili olabilmesi için BM, Rusya ve Ukrayna arasında temas grubu oluşturulmalı. Böylece hiç kimsenin bu koridorların oluşturulmasından kaçınmak için bir bahanesi olmasın” dedi.

Guterres’ten Mariupol için ortak çalışma çağrısı
Ukrayna’nın Mariupol kentindeki duruma değinen Guterres, “Mariupol'e gelince çok geniş bir alan yok edildi. Birçok insan orada zor durumda kalıyor. Şehri terk etmek istiyorlar. Biri Rusya’ya gitmek istiyor öteki Ukrayna tarafından kontrol edilen bölgeye gitmek istiyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile birlikte bu insanların tahliyesini gerçekleştirmek üzere Rusya ve Ukrayna yetkilileriyle çalışmaya ayrıca tüm kaynaklarımızı kullanmaya hazırız. Bu daha uzun bir süreç olacak. Belirli işbirliği biçimleri oluşturmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ABD ve müttefiklerinin Ukrayna'nın savunmasını güçlendirme konusunda hızlı hareket etmeleri gerektiğini vurgulayan ABD Savunma Bakanı Llyod Austin, çatışmanın bitmesi için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in karar vermesi gerektiğini ifade ederek, "Rusya askeri yetenekler açısından zayıfladı" dedi.

Rusya'nın Ukrayna'daki işgali karşısında Ukrayna'nın savunmasını güçlendirme ve silah sağlama konularını görüşmek üzere Almanya’nın Rheinland-Pfalz eyaletinde bulunan Ramstein Hava Üssü’nde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da katıldığı “Ukrayna'ya Yönelik Savunma ve Güvenlik İstişare Grup Toplantısı” düzenlendi.

Görüşme sonrası basın açıklaması yapan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, "Dünyanın dört bir yanından uluslar, Rusya'nın emperyal saldırganlığına karşı mücadelesinde Ukrayna'yı destekleme kararlılığında birleşiyorlar" dedi.

“Kaybedecek zamanımız yok. Bu yüzden hızlı hareket etmeliyiz”
Austin, "Önemli ve son derece yapıcı bir gün oldu. Harika tartışmalar yaptık ve zengin bir etkileşim gerçekleştirdik. Hepimiz Ukraynalıların karşılaştığı zorluklara dair şeffaf ve ortak bir anlayışla yola çıkıyoruz. Rekor sürede birlikte yaptığımız çalışma, savaş alanında büyük bir fark oluşturdu. Başkan Zelenskiy de bunu açıkça belirtti. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler Ukrayna'nın acil ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçti. Bu doğrultuda her gün daha da fazlasını görüyoruz. Ama kaybedecek zamanımız yok. Bu yüzden hızlı hareket etmeliyiz" dedi.

Ukrayna'ya sağlanacak savunma araçlarına değinen Austin, Almanya'nın Ukrayna'ya 50 adet Gepard tipi uçaksavar tedarik etme kararını "önemli bir hareket" olarak nitelendirdi. Austin, "Bu sistemler Ukrayna için gerçek bir kapasite sağlayacak" ifadelerini kullanarak, İngiltere'nin ek uçaksavar sistemi, Kanada'nın ise zırhlı araçlar göndereceğini aktardı.

ABD ve müttefiklerin Ukrayna'nın Rus işgaline karşı savunma ihtiyaçlarını ve savaş stratejisini görüşmek üzere bakanların ayda 1 kez bir araya geleceğini söyleyen Austin, "Ukrayna'nın savunmasına uzun vadeli destek konusunda gerçekleştirdiğimiz önemli oturumda, Ukrayna'ya sarsılmaz desteğimizi gösterdik" dedi.

"Bu çatışmayı sona erdirecek kişi Putin'dir"
Ukrayna'daki savaşın sona ermesinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bağlı olduğunu belirten Austin, "Bence ilk adım bu çatışmayı sona erdirmek. Bunu sona erdirecek kişi ise Putin'dir. Çünkü savaşı o başlattı" dedi.

Putin'in Ukrayna'ya saldırılarını "haksız" olarak nitelendiren Austin, gerginliğin azaltılmasının Putin'in vereceği karara bağlı olacağını ifade ederek, "Gerilimi azaltmak ve müzakere masasına geri dönmek Putin'in kararı olacaktır. Ve gerçekten hepimiz bunun olduğunu görmek isteriz" dedi.

"Rusya askeri yetenekler açısından zayıfladı"
Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığının komşu ülkelere genişlemesinin engelleneceğini söyleyen Austin, "Rusya'nın kara kuvvetleri açısından kayıpları oldukça fazladır. Çok fazla ekipman kaybettiler ve bu yüzden askeri yetenekler açısından başladıklarından daha zayıflar. Ticaret kısıtlamaları nedeniyle bunu değiştirmeleri onlar için daha zor olacak. Bu şekilde, çatışmanın başlangıcında gördüğümüz, komşularına zorbalık etme yeteneklerine sahip olmadıklarından bir kez daha emin olacağız" dedi.

Austin, Moldova'daki patlamalara ilişkin sorular karşısında ABD'nin hala patlamaların nedenini araştırdığını söyledi. Austin, çatışmanın Ukrayna'nın ötesine yayılmasına dair endişelere ilişkin, "Kesinlikle herhangi bir yayılma görmek istemiyoruz. Ukrayna'nın başarılı olmasını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızdan emin olmak önemlidir" dedi.

"Nükleer silahlar hakkındaki spekülasyonlar tehlikeli ve yararsız"
Austin, nükleer silahların kullanılması ihtimalinin "çok tehlikeli ve yararsız" olduğunu düşündüğünü söyleyerek, "Kimse nükleer bir savaş görmek istemez, nükleer silahların kullanımıyla ilgili spekülasyonların yararsız ve tehlikeli olduğunu düşünüyorum" dedi.