Gazete Vatan Logo

Zam yapılmayacak! Yarı fiyatına satılıyor

Tüm vatandaşları çok yakından ilgilendiren zam haberi geldi. Gıda fiyatlarında yaşanan artış sonrası yapılan açıklamada fiyat atışının söz konusu olması halinde müdahalede bulunulacağı vurgulandı. Birçok ürün piyasa fiyatının çok altında ücretler ile satılıyor. Pirinç, nohut ve mercimek gibi ürünler uygun fiyatlar ile satışa sunuluyor. Örneğin, piyasa fiyatı 8,75 ila 15 lira arasında değişen Osmancık pirinç,7.30 liradan, nohut 6 liradan satışta. İsteyenler internet üzerinden alışveriş yapabiliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi'nden fiyat artışlarıyla ilgili yapılan açıklamada ise müdahale vurgusu yapıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, hasat dönemine kadar ana tarım ürünlerinde herhangi bir arz eksikliği olmayacağını ve fiyatlarda da çok ciddi artışlar yaşanmayacağını belirterek, "Fiyat artışı söz konusu olabilecek ürünlerde TMO olarak gerekli müdahale yapabilecek stoklara ve yetkilere sahibiz." dedi.

Zam yapılmayacak! Yarı fiyatına satılıyor

Tüm vatandaşları çok yakından ilgilendiren bir açıklama geldi. TMO birçok ürünü yarı fiyatına satıyor. Dar gelirli vatandaşların en büyük gider kalemi olan gıdaya harcanan paradan tasarruf edilmesi sağlanmış olacak. Herkes internetten spariş verebilecek.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, , TMO'nun görev alanına giren hububat ve bakliyat gibi tarımsal ürünlerdeki fiyat gelişmelerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlangıcından beri dünyada ve Türkiye'de gıda fiyatlarının artış eğilimi gösterdiğini ifade eden Güldal, bu artışların üretim eksikliğinden kaynaklanmadığını söyledi.

Güldal, salgın nedeniyle ülkelerin kendi tedbirlerini alma yoluna giderek, ürünleri stoklama ihtiyacı hissettiğine dikkati çekerek, "Bu dönemde özellikle gıda ham maddelerindeki fiyat artışlarının olabileceği değerlendirildiğinden, bunu fırsat olarak görüp ürünü satmama, elde tutma, ticarete konu etmeme ve değer kazanmasını bekleme gibi bir anlamda stokçuluk amacıyla hareket edilen alanlar görüyoruz." diye konuştu.

Haberin Devamı

Türkiye'de de 2020 yılında birçok ürünün, bir önceki yıla göre daha yüksek oranda üretildiğini ve ülkede hiçbir gıda ürününde herhangi bir eksiklik, darlık ya da kıtlık çekilmediğini vurgulayan Güldal, bunda salgının başından itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere diğer ilgili kuruluşların aldığı tedbirlerin etkili olduğunu dile getirdi.

"Stok yönetimi yaptık"

Bu anlamda TMO olarak kendi görev alanlarındaki ürünlerle ilgili olarak salgının başlangıcından itibaren önemli stok yönetimi hazırlığı yaptıkları bilgisini veren Güldal, şu değerlendirmede bulundu:

"Hasat dönemiyle beraber ve hasat dönemi sonrasında da stoklarımızı takviye edici tedbirleri hem iç alım ve hem dış tedariklerle güçlendirerek, geldiğimiz gün itibarıyla yeni hasat ve harman dönemine kadar ülkemizin ana tarım ürünlerinde herhangi bir arz eksikliği olmayacağını ve fiyatlarda da çok ciddi artışların bundan sonra yaşanmayacağını görüyoruz. TMO olarak da regülasyon yapabilecek stokları ve yetkileri elimizde bulunduruyoruz. Özellikle, ekmeğin ham maddesi olan buğday noktasında TMO'nun elinde halihazırda yeni hasat dönemine kadar regülasyon sağlayacak stoklar mevcuttur."

Haberin Devamı

Güldal, Kasım 2020'den itibaren uygulamaya koydukları Elektronik Satış Platformu üzerinden un fabrikalarının taahhütname vererek TMO'dan buğday almaları yöntemini başlattıklarını anımsatarak, "Bu sayede Ekim 2020 sonunda 158 liraya kadar çıkmış olan bir çuval ekmeklik un fiyatını ocak sonu itibarıyla 130-135 lira aralığında tutmuş bulunuyoruz. Yaklaşık 300 un sanayicisinin, verdiğimiz buğday karşılığında piyasaya daha uygun fiyatlarla un arz ettiklerini takip ederek süreci yönetiyoruz." ifadelerini kullandı.

Ülkede un ve makarna ham maddeleri noktasında arz sıkıntısının söz konusu olmadığına işaret eden Güldal, şöyle konuştu:

"Bütün bakliyat ürünlerinde de ülkemizde arz eksikliği yoktur. Piyasada yer yer uygun fiyatlarda satışlar yapılıyor. Satış, ambalaj ve satılan yerin niteliğine göre fiyat değişikliği olabiliyor. Fiyat artışı söz konusu olabilecek ürünlerde TMO olarak gerekli müdahale yapabilecek stoklara ve yetkilere sahibiz. Tüketicilerin piyasayı inceleyerek, araştırarak uygun fiyatlı noktaları tercih ederek alışveriş yapmalarında fayda var. Görev alanımız içinde yer alan hububat ve bakliyat ürünlerinin piyasa fiyatlarını yıl boyunca yakından takip ediyor, üretici, tüketici ve sektör paydaşlarımızın mağdur olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz."

Haberin Devamı

"Piyasa fiyatının altında satıyoruz"

Kuru gıda maddelerindeki fiyat gelişmelerine de değinen Güldal, şunları kaydetti:

"TMO'nun görev alanındaki pirinç, nohut ve mercimek gibi ürünleri de tüketicilerimize piyasa fiyatlarının altında kendi satış noktalarımızda perakende olarak satıyoruz, toptan alıcılara da daha uygun fiyatlarla toplu satış yapıyoruz. Örneğin, piyasa fiyatı 8,75 ila 15 lira arasında değişen Osmancık pirinç, TMO'da kilogramı 7,30 liradan satılıyor. Piyasa fiyatı 10,5-20 lira olan baldo pirinç de TMO tarafından kilogramı 9 liradan satışa sunuluyor. Yarım kilogram kavrulmuş fındığın fiyatı piyasada 40-50 lira iken, TMO'da 30 lira. 5 litrelik rafine fındık yağının fiyatı piyasada 200 ila 280 lira arasında değişirken, biz 120 liraya satışa sunuyoruz. Kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısıyı paketli olarak sırasıyla 10, 18 ve 19 liradan satıyoruz. Bu ürünlerin piyasa fiyatı 20, 35 ve 30 liraya çıkıyor. Biz nohudu tane boyutuna göre kilogramı 6-7 liradan, yeşil mercimeği de 6 liradan satıyoruz. Böylece, bu ürünleri piyasa fiyatlarının altına tüketicilere ulaştırıyoruz."

Haberin Devamı

Güldal, bu ürünleri temin için sayısı 154 olan TMO satış noktalarına ulaşamayan tüketicilerin, PttAVM'nin internet sitesi üzerinden de ürünlere erişebileceğini söyledi.

Geçen yıl aralık ayına kadar yağışların sınırlı miktarda olmasının endişe yarattığını vurgulayan Güldal, "Ancak özellikle ocak ayının ikinci yarısından itibaren ülkemizin yer yer önemli miktarda yağış alması bu riski tamamen ortadan kaldırmasa da büyük ölçüde hafifletti. İlkbahar döneminin yağışlı geçmesi durumunda da tarımsal üretim açısından kuraklık etkisinin çok sınırlı kalabileceğini değerlendiriyoruz." dedi.