Gazete Vatan Logo

Kendi işini yapmak isteyenler için 'düşük sermaye' formülü! 'Daha çok kazanıyorum'

Hali hazırda bir yerinde çalışan, İş hayatına henüz başlamamış ya da çalışmayan çok sayıda kişi kendi işini kurmak istiyor. Ancak kafalarında bir yandan hazırlık, sermaye, işin ne olacağı, nasıl ilerleyeceği gibi soru işaretleri de bulunuyor. Bunun için alınması gereken önemli bir risk faktörü de mevcut. Bir girişime nasıl başlanır? Kendi işini kurmak isteyenlerin ilk olarak dikkat etmesi gereken en önemli kriterler neler? Düşük sermaye ile de iş yapılabilir mi? İşte uzman isimden öneriler ve iki ilham verici girişimcilik hikayesi...

Kendi işini yapmak isteyenler için 'düşük sermaye' formülü! 'Daha çok kazanıyorum'

Özge Seren Doğu | ozge.dogu@gazetevatan.com

Çok sayıda insanın 'kendi işimi yapsam' diye hayal kurduğu ve çeşitli projeleri olduğu aşikar. Ancak girişimcilik kısmında, hayali kurulan projeyi önemli olan hayata geçirmek... Yüz binlerce kişi fikirlerini, küçük ya da büyük sermaye fark etmeksizin hayata geçirerek başarılı oldu ve hala da olmaya devam ediyorlar.

Zorlu, zaman alan ve yorucu bir süreç olsa da bu projelerini hayata geçirip başarılı olanlar ve sürdürenler girişimci olarak adlandırılıyor. Kendi işini kurmak isteyenlerin bu bağlamda merak ettiği çok sayıda konu da var. Özellikle ne yapılabileceği, başlangıçta nasıl bir yol izleneceği, risk yönetimi gibi unsurlar düşündürürken; sermaye konusu ise iş kurmak için eli kolu bağlayabiliyor. Çünkü ülkemizde girişimci ve yatırımcıların en çok sorun yaşadığı konulardan biri düşük sermaye.

GENELLİKLE MAAŞLI ÇALIŞAN İNSANLAR YÖNELİYOR

Girişime başlayacak kişilerin çoğu genellikle bir yerde maaşlı olarak çalışan insanlar oluyor. Yaşanılan büyük problemler de var. Herkesin aylık belirli ödemeleri var ve bu ödemelerin yapılması gerekiyor. Maaşlı çalışılan işlerde insanlar kendilerini ona göre ayarlayıp ödemelerini yapıyor. Ancak girişimcilik kısmında belki ilk 1 yıl kar bile elde edilemeyebiliyor. Bu yüzden de kişiyi idare edebilecek belirli bir miktar sermayenin olması gerekiyor.

Haberin Devamı

'MELEK YATIRIMCI' TAVSİYESİ

Ekonomist Cem Özüak, girişimcilik ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Cem Özüak, sermaye ile ilgili 'melek yatırımcıya' dikkat çekerek, "Kişiler bir iş yapacaksa mutlaka kendi sermayelerini koymak zorunda değiller. Sermaye yoksa sermayesi olan bir 'melek yatırımcı' bulunabilir. Büyük sermaye koymak da gerekmiyor; küçük yatırımlarla başlayabilirler. Bu işin sihirli tek bir formülü yok." dedi.

Melek yatırımcı kimdir? Melek yatırımcı, işletmedeki bir mülkiyet hissesi karşılığında kendi parasını bir girişime yatıran kişi olarak adlandırılıyor. Melek yatırımcılar genellikle paralarını bir işletmenin oluşumunun ilk aşamalarında yatırırlar.

 MEVCUT İŞİNİ BIRAKAMAYANLAR NE YAPABİLİR?

Hali hazırda çalışan ve ödemeleri sebebiyle işini bırakamayan kişilerin ne yapabileceği ile ilgili Cem Özüak şu ifadeleri kullandı:

Onun dışında mevcut işlerimizi bırakamadığımıza göre o zaman hibrit gitmekte fayda var. Yani bir yandan o girişimimizi yapıp, bir yandan da mevcut işimize devam edebiliriz.

Haberin Devamı

İNTERNETTEN SATIŞ YAPABİLİRSİNİZ

Bu noktada internetin önemli avantajlar sunduğunu belirten Özüak, "Aynı anda birden fazla işi yapabiliyoruz. Çeşitli platformlardan satış yapabiliriz. İnternetten eğitimler alıp, kendimizi bir konuda geliştirip, hatta o alanda eğitimler bile verebilirsiniz. Mevcut işlerini değiştirmeden bireylerin kendi becerilerini ön plana çıkartabilecekleri birçok iş artık internet üzerinden yapılabiliyor." dedi.

'KENDİ İŞİNİ YAPMAK BÜYÜK SERMAYE DEMEK DEĞİL!'

Girişimcilik yapmak demenin ille de çok büyük sermayelerle iş yapmak demek olmadığını vurgulayan Ekonomist Cem Özüak, bir insanın ruhsal olarak girişimci olduğunu, girişimciliğin biraz risk almak olduğunu ve bulunduğu konumdan memnun olmayan kişilerin izlediği bir yol olduğunu ifade etti.

Özüak, "Siz çok iyi bir firmada çalışıyorsunuz, maaşınız çok iyi, bu noktada bulunduğunuz konum dan memnunsanız ekstra girişimci olmak istemeyebilirsiniz. Genellikle girişimcilik bu memnuniyetsizliğin sonucunda ortaya çıkar. Kişinin ruhunda var olan bir istektir ve herkes girişimci olamaz; olmak zorunda da değildir." dedi.

Haberin Devamı

ŞİRKETLERİN 'İÇ GİRİŞİMCİLİK' ADIMI

Son dönemde şirketlerin, iç girişimcilik adı altında bir girişimcilik anlayışına yöneldiğini de belirten Özüak, "Kendi şirketlerindeki çalışanları şirket içinde girişimcilik yapılması üzerine teşvik ediyorlar. Yani siz şirketten ayrılmadan şirket içinde de girişimcilik yapabiliyorsunuz. Tabi bunun sonucunda maddi manevi başarıları ile ödüllendiriliyorsunuz. Çünkü sonuçta şirketler de girişimci personelleri kaybetmek istemiyorlar. Çünkü girişimciler genelde yaratıcı zekaya sahip." şeklinde konuştu.

GİRİŞİMCİLİK İÇİN EN ÖNEMLİ NOKTALAR

Cem Özüak, işten ayrılamayanların hibrit modellere yönelmesi gerektiğini belirtti. Onun dışında çok büyük paralara ihtiyaç olmadığını da söyledi. Risk almanın burada önemli bir konumda olduğunu vurgulayan Özüak, "İlk başta en önemli kriter makul riskler almak. Girişimcilik dendiği zaman akla direk risk almak geliyor. Aslında işe başlamadan önce riskleri en aza indirerek işe başlamak önemli. Mesele risk almak değil. En aza indirerek kabul edilebilir, makul riskleri alarak işe girmeliyiz." dedi.

Haberin Devamı

ESNEK OLMALI, DEĞİŞEBİLMELİ

Çeşitli tavsiyelerde bulunan Özüak sözlerini şöyle sonlandırdı:

Yapacağınız işe hakim olmanız da bu noktada büyük önem taşıyor. İşlerini pilot bölgelerde başlatıp sonrasında daha geniş alanlara yayabilirler. Bu işin sihirli tek bir formülü yok. İçinde birçok önemli formülü barındırıyor. Girişimci esnek olmalı. Yola çıktığındaki şartlar yoldayken değişebilir, bu süre zarfında o da değişebilmeli.

İLHAM VEREN İKİ GİRİŞİMCİLİK HİKAYESİ

Ekonomist Cem Özüak (45), yıllarca bankada çalıştıktan sonra oradan ayrılarak çizdiği yolu şöyle anlatıyor:

Bankada işe başlarken bankayı tercih etme sebebim emekli olana kadar orada kalacak olmamdı. Sağlam bir iş olmasıydı. Ayrılırken de o sebepten dolayı ayrıldım. Emekli olana kadar orada kalacak olma fikri beni deli ediyordu. Yani giriş sebebim ile çıkış sebebim aslında aynıydı.

Bir de bankacılıkta yaratıcılığa yer yok. Benim de yaratıcılığım ön plandaydı. Dolayısıyla çok ayak uyduramadım. Sürekli tansiyonum yüksek dolaşıyordum. Tansiyon hastası olma durumum da söz konusuydu uzun vadede.

Yıllarca çalıştım ama sonra 'Ne yapabilirim' diye kendi kendime baktım. Param da yoktu; yani elimde ekstra iş kurayım şeklinde bir paraya sahip değildim.

Burada asıl amacım kendi işimi kurmak değildi; bankadan kurtulmaktı. Eğitmenliğe karar verdim. Eğitmenlikte çok büyük bir sermayeye gerek yok. Mevcut eğitmenlerin durumuna baktım. Yüksek lisans yaptım. İŞKUR'da maaşlı eğitmen olarak çalışmaya başladım.

O sırada da yavaş yavaş şirketlere eğitim vermeye başladım. Bir süre sonra piyasada tanınan bir eğitimci oldum. Kendi eğitim şirketimi açtım, bireysel ve kurumsal eğitimler verdim. Sonra YouTube kanalı açıp yayınlar yaptım. 2 kitabım var. Şu anda bankada olduğumdan daha iyi kazanıyorum, kafam rahat. İstediğim işi istediğim zaman, istediğim koşullarda kendim yapıyorum.

Bir yerde çalıştığınız zaman yıllarca çok iyi çalışmanız bir şey ifade etmiyor. 2 ay kötü performans sergilerseniz hemen sizi yanlarına çağırıyorlar ve 'ne oluyor, hayırdır' diyorlar. Kendinize çalıştığınız durumda ise ne yaparsanız kendinize yapıyorsunuz.

"KISA SÜREDE TANINMAYI BAŞARDIK"

Ar-ge eğitim danışmanlık şirketinin kurucu ortağı Serhat Akdeniz'in (30) girişimcilik hikayesi:

Üniversiteden sonra eğitim sektöründe, üniversitelerde görev aldım. Öğrencilik dönemimden edinmiş olduğum bankacılık tecrübesi ve üniversitelerde edinmiş olduğum tecrübe bana insanın yapması gereken işin hayat kalitesini düşürmemesi gereken bir iş olduğunu gösterdi.

Bunun farkına vardıktan sonra eğitim sektörü tecrübem ile birkaç arkadaşımla beraber hizmet ihracatı sayılan uluslararası öğrenci danışmanlığı alanında faaliyet göstermek üzere firmamızı kurduk.

Altyapı çalışmalarının tamamlanması ve firmanın kendi ayakları üzerinde durma potansiyelini görebilmek için bir süre daha hali hazırdaki işime devam ettim. Şirketi kurduktan yaklaşık 2 yıl sonra tamamen sistemi oturtup çalıştığım iş yerinden ayrıldım.

Türkiye’den yurtdışına eğitim için gitmek isteyen öğrencilere danışmanlık veren kurumlar yaygın olsa da, yurt dışından Türkiye’ye gelerek yükseköğrenimlerini devam ettirmek isteyen öğrencilere danışmanlık veren kurumlar yaygın olarak bulunmuyordu. Bu nedenle kısa sürede firmamızı alanında ve bölgesinde tanınan bir hale getirmeyi başardık.

Bunların yanında başarıya ulaşmamızdaki en büyük sebepler ise, güvenilirlik ve bölgesel bilinirlik oldu. Bugün itibariyle şirket, danışmanlık alanı dışında yazılım ve fuar sektörlerinde de faaliyet gösteriyor.

Girişimcilik açısından bakacak olursak, hayatımızı yönlendirirken risk almamız gerekebiliyor. Yapmak istediğimiz girişimin böyle bir gerekliliği olduğunda ön çalışmasını iyi yapıp, gerçekleşebilecek senaryolar üzerinden planlar yaparak risk alınması gerekiyor.

Kendi özelimde risk almayıp, konfor alanımda kalmış olsaydım, şuan sahip olduğum hayattaki tatminiyet duygusuna erişemeyip, düşük motivasyonla düzen tarafından çizilmiş sınırlar çerçevesinde tanımı belirlenmiş olan görevleri yapmaya devam edecektim.