Gazete Vatan Logo

Kahramanmaraş deprem felaketi dünya basınında: Katıldığım operasyonlar arasında en zorlusu

Dünya Türkiye'de meydana gelen depremler sonrası harekete geçmiş çok sayıda kurtarma ekibi felaket bölgesine gitmişti. Meksikalı arama kurtarma ekibi üyesi Pola Moffitt, yaşadığı anları anlattı. Moffitt, "Katıldığım tüm operasyonlar arasında bu kesinlikle en zorlusu, en etkileyicisi oldu" ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş deprem felaketi dünya basınında: Katıldığım operasyonlar arasında en zorlusu

Meksikalı sivil toplum kuruluşu Topos Adrenalina Estrella'nın operasyonel koordinatörü olan Moffitt, 37 yıldır bu tür çalışmalarda yer almış bir kurtarma görevlisi.

Moffitt, BBC'nin İspanyolca yayın yapan Latin Amerika Servisi'ne 20 Şubat Pazartesi günü Adana'dan konuştu.

Türkiye'nin güneyini ve Suriye'nin kuzeyini yerle bir eden ve en az 44.000 kişinin ölümüne yol açan depremlerden en çok etkilenen bölgelerden biri olan Hatay'da görevini tamamlayıp dönüş için Adana'ya geçmişti.

Konuşmamızdan birkaç saat sonra, Hatay'ı 6,4 büyüklüğünde bir deprem daha vurdu. Yetkililer, sarsıntıda altı kişinin öldüğünü söyledi.

Moffitt, çalıştığı kuruluşun iki hafta önce Hatay'a gönderdiği beş kişilik kurtarma ekibinin başındaydı.

"SAMANLIKTA İĞNE ARAMAK"

"Burada yaşadıklarımızı henüz sindiremedik. Tamamen çökmüş yüzlerce bina vardı" diye anlatıyor.

"Termal kameralarla, dijital ses sistemleriyle, her türlü teknolojiyle arama ve kurtarma çalışmaları yaptık, yaşam aradık ve ama bu samanlıkta iğne aramak gibiydi."

Haberin Devamı

"Ne yazık ki çok sayıda can kaybı oldu ve bunun nedeni personelin zamanında ulaşamaması değil, kurtarma çalışmalarındaki teknik koşulların çok karmaşık olmasıydı" diye yakınıyor.

"Bir gece termal kamerayla bina bina, ev ev dolaşarak yaşam aradık ve 'burada 20 ölü var, burada 14, burada 8' ifadelerini duymak çok zorlayıcıydı."

Moffitt, termal kamera kullanan kişilerin bildirimlerini kastediyordu; enkaz arasında bu cihazlarla yakaladıkları görüntüleri onlar analiz ediyordu.

"O gece, zifiri karanlıkta, Hatay'ın o bölgesinde yürüyorduk ve bu ifadeleri duymak korkunçtu. Bütün sokaklar bunu dinliyordu ve beni en çok etkileyen şey de bu oldu."

Ancak günün sonunda çevirmenlerinin onlara diğer ekiplerin kurtardığı kişilerden söz etmesi, 'bugün 15 yaşında bir çocuk çıktı', 'bugün bir kız çıktı' demesi çok sevindiriciydi".

"Bizim sloganımız 'Hayat kurtarıyoruz ve umut kurtarıyoruz' ve bu süreçte hayat bulma arzusuyla kendi umutlarımızı da kurtarıyorduk."

Türk kurtarma ekiplerinin ve farklı ülkelerin kurtarma ekiplerinin çalışmalarının yanı sıra enkazı kaldıran makine operatörlerinin çalışmalarının da devasa bir iş olduğunu anlatıyor.

Haberin Devamı

MEKSİKA'DAN FARKLI EKİPLER

Türkiye'deki depremin ardından birçok ülke buraya kurtarma ve yardım ekipleri gönderdi.

Meksika birkaç saat içinde Kızıl Haç, Deniz Kuvvetleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı gibi çeşitli kurumlardan cankurtaranlar ve eğitimli köpekler temin etti.

1985'teki Meksika depreminin ardından kurulan sivil toplum örgütü Topos Tlatelolco kurtarma ekibinden bir grup da afet bölgesine gönderildi.

Bir sivil toplum girişimi olarak ortaya çıkan ve gönüllülerden oluşan Topos Adrenalina Estrella da çalışmalara katıldı.

Moffitt, 6 Şubat Pazartesi günü resmi işlemleri tamamlayıp Salı günü hemen Türkiye'ye hareket ettiklerini, İstanbul'a ulaştıktan sonra aynı gün Adana'ya uçarak oradan helikopterle Hatay'a nakledildiklerini anlatıyor.

"ISSIZLIK"

"Hatay'da gördüğüm manzara beni şaşırttı: her şey yıkılmış, çökmüştü; ayakta kalan binalar da etkilenmişti, ama binaların dışında insanlar yoktu; belki de kendi ülkemde, diğer bazı Orta Amerika ülkelerinde gördüklerime alışmıştım, çünkü insanlar oralarda olurdu, kurbanların yakınları, gönüllüler."

Haberin Devamı

"Burada sokaklar tenhaydı, tamamen ıssız alanlar vardı, çok kasvetliydi. Elektriğimiz yoktu ama acil durum ekiplerinin hareket ettiğini görebiliyorduk.

"Çok etkileyiciydi, tüm bunları, bu deneyimleri algılama işini nasıl tamamlayacağım hala bilmiyorum" diyor.

Moffitt, Hatay'a vardığında karşılaştığı o ilk manzarayı açıklayabilecek pek çok faktör olabileceğini söylüyor.

Çok sayıda insanın enkaz altında kaldığına, aynı zamanda çaresizlik içinde pek çok kişinin yakındaki kasabalara sığınmak üzere şehri terk ettiğine inanıyor. "Çıkabilenler çıktı" diyor.

FOTOĞRAF ÇEKİMİ

Bu ilk izlenimin ardından Moffitt, geride kalan halkın ve yardım için gelen insanların kendilerini ve tüm uluslararası ekipleri nasıl "umutla" karşıladığını hatırlıyor.

"Bize 'iyi ki geldiniz, iyi ki buradasınız', 'umarım ailem için bir şeyler yapabilirsiniz' diyorlardı."

Haberin Devamı

Enkazda yakınları olmayanlar bile sokaklarda onları durdurup geldikleri için teşekkür etmiş.

"Böylece insanlar kendilerini yalnız hissetmiyor. Tüm ülkelerin buraya gelip kurtarma çalışmaları için kalplerini ve ellerini birleştirmeleri manevi bir destek oldu" diyor.

Moffitt'in ekibi enkaz altından kimseyi canlı çıkaramadı. "Ekibime hayat bahşedilmedi" diye anlatıyor.

"Orada burada 'bir kişi canlı', 'iki kişi canlı' dedikleri yerlere gönderildik ama hem yakınları hem de bizim için maalesef canlı kurtarma nimetine sahip olamadık."

"Acıya, üzüntüye, kayba rağmen, destek sunduğumuz insanların minnettarlığı sonsuz."

"Eşini kaybeden bir adam ekip arkadaşıma 'Benimle bir fotoğraf çektir de hayatım boyunca sana dua etmek için yanımda bulundurayım' demişti."

Bu adamın ise eşi hariç tüm ailesi evden çıkmayı başarmıştı.

"Biz cesedini çıkarabildik."

SAYGI İFADESİ

Moffitt, Türk geleneklerine göre el öpmenin birine saygı gösterme ifadesi olduğunu ve bu adamın da kendilerine bunu yaptığını anlatıyor.

"Benim için bu bir sürprizdi, Türkiye'de deneyimleyebildiğim, görebildiğim, sahip olduğum en büyük minnettarlık ve sevgi ifadesiydi."

Moffitt, birçok akraba için sevdiklerinin cesetlerini geri alabilmenin ne kadar önemli olduğunu söylüyor:

"Bunun hayatın diğer bir parçası gibi olduğu kültürler var, bu döngüyü tamamlamak, onun için ağlamak, tüm ailenin paylaştığı o yas sürecini başlatmak gibi.

"Latin Amerika'da bedene çok önem veriyoruz ve 'işte buradasın, şimdi sana dua edebilirim' diyoruz. Aynı şey Türkler için de geçerli.

"Onları bu açıdan desteklemek için mümkün olan en insancıl şeyi yaptık; eğer enkazdan olumlu sonuç alınmadıysa ve bir cesedin çıkarılması gerekiyorsa, aynı dikkat ve özenle bunu yaptık.

"Her şeyden önce saygı göstererek."

HAİTİ DEPREMİYLE KIYAS

Moffitt sadece depremlerde değil, aynı zamanda kasırga, fırtına ve diğer afetlerde de Meksika, El Salvador, Şili, Peru, Guatemala ve Ekvador'un yanı sıra Filipinler, Japonya, Endonezya ve ABD'de (İkiz Kuleler'de) de çeşitli yardım operasyonlarına katılmıştı.

Moffitt, "Türkiye'de olanları, ölü sayısı, yıkım, yıkılan ve etkilenen ev sayısı ve yerlerinden edilen aile sayısı nedeniyle Haiti'deki depremle kıyaslıyorum" diyor.

2010'da Haiti'yi vuran şiddetli depremde yaklaşık 200.000 kişi ölmüş, 300.000'den fazla kişi yaralanmış, Port-au-Prince ve yakın şehirlerin çoğu harabeye dönmüş, 1,5 milyondan fazla Haitili evsiz kalmıştı.

"Orada, enkazdan sekiz kişiyi kurtarma lütfuna eriştik" diye anlatıyor.

Moffitt'in ekibine, 1999 Türkiye depreminden kurtulan bir kişi de katılmış.

"Burada bize destek için katılan bir gönüllü de başkalarının zamanında onu kurtarmak için yaptığı gibi üzerine düşeni yapmaya geldi."

"SAĞLAM DURMAK"

Moffitt ekibin lideri olarak duygusal baskı hissettiğini söylüyor.

"Sağlam durmak için kendi üzerimde çok çalışıyordum, çünkü yıkılmak istediğim, ağlamak istediğim anlar oldu" diyor.

Anlatımına kısa bir ara verdikten sonra devam ediyor:

"Çok zordu… Hayal kırıklığından kurtulmak, meslektaşlarıma cesaret aşılamak ve kolektif bir umut için kararlı olmam gerekiyordu."

Ve sadece meslektaşlarının ve çevirmenlerinin önünde değil.

"Enkaz altında kalanların yakınlarına ve bizimle birlikte enkazda çalışanlara gerekli olanı iletmek de önemliydi. Bütünlüğü korumak gerekiyordu."

"Birçok dostumuzla, elimizden gelenin en iyisini yapmış olmanın mutluluğuyla ve Türkiye'de olup bitenleri paylaşma umuduyla ayrılıyoruz." (Kaynak: BBC Türk)