.
Ankara’nın mülteci akını korkusu gerçek oldu. 120 Suriyeli polisin öldürülmesinin ardından Beşar Esad, Türkiye sınırındaki Cisr Eş Şugur kentine askeri operasyon emri verdi. Kentte yaşayan yüzlerce kişi Hatay’a doğru kaçtı. 173 kişi Türkiye’ye sığındı. Esad için BM’de kınama kararı alınıyor
Ortadoğu’yu en iyi bilen gazeteci Robert Fisk yazmıştı, oldu... Fisk önceki hafta Independent gazetesinde kaleme aldığı makalede Suriye’de yaşanan karışıklık nedeniyle yüzlerce, hatta binlerce kişinin Türkiye’ye sığınma riski olduğunu belirtti. Körfez Savaşı sırasında Saddam zulmünden kaçan Kürtler’in akınına uğrayan Ankara’nın bu kez benzeri bir durumla karşılaşmamak için Suriye içinde bir tampon bölge oluşturmayı bile planladığını vurguladı. 120 polisin Suriye’nin Hatay sınırına 20 kilometre uzaklıktaki Cisr Eş Şugur bölgesinde öldürülmesinin ardından bu korkuların gerçek olabileceğine ilişkin ilk belirtiler gelmeye başladı. Esad, “Polisimi öldürenler bedelini ödeyecek” diyerek askeri operasyon emri verince muhalifler de “Katliam olacak, Türkiye’ye kaçın” uyarısı yapmıştı. Yüzlerce askerin tank ve zırhlılar eşliğinde bu kente doğru ilerlediği haberi üzerine bu çağrıya uyan Suriyeliler önceki geceden itibaren akın akın Türkiye sınırına gelmeye başladı.
Çadırkente yardım
Yayladağı Gümrük Kapısı’ndan Türkiye’ye giren Suriyeliler’in yanısıra Altınözü İlçesi’nden de yüzden fazla kişi Türkiye’ye giriş yaptı. Dün akşam saatlerine kadar Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı 173’e ulaştı. Yaralı olan 2 kişi ambulansla Antakya Devlet Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alınırken diğer mülteciler ise kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından minibüslerle Yayladağı’ndaki eski TEKEL fabrikasının yerine kurulan çadır kente götürüldü. Kızılay tarafından kurulan çadır kente yerleştirilen Suriyeli sayısı ise son gelen mültecilerle 402’ye ulaştı. Yayladağı ve Antakya esnafı, Türkiye sınırına yakın yerlerde bekleyen Suriyeliler için yiyecek ve giyecekten oluşan yardım malzemesi topladı. 300 kişiye yetecek kadar yiyecek ve giyecekten oluşan yardım malzemesi, gerekli izinlerin alınmasının ardından iki gündür Türkiye sınırına yakın noktada bekleyen Suriyelilere teslim edilecek.
Libya gibi olur mu?
Öte yandan uluslararası kamuoyu da Suriye üzerindeki baskıyı artırıyor. İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin ve Fransa’nın bir Birleşmiş Milletler kararıyla Suriye’yi kınamak istediğini söyledi. Cameron, İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasında yaptığı konuşmada, “İngiltere ve Fransa’nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetinin yaptıklarına karşı olduğunu ve BM Güvenlik Konseyine baskının kınanması için bir karar tasarısı önereceğini” belirtti. İngiltere Başbakanı, oylamaya sunulması beklenen tasarıyı “veto etmek isteyen olursa, bunu bu kişilerin vicdanına bıraktığını” ifade etti. Suriye’de Libya benzeri bir askeri müdahaleye zemin hazırlanmasından endişe eden Rusya daha önce bu şekildeki bir karar tasarısını veto edebileceğini duyurmuştu. BM Güvenlik Konseyi’nin 15 ülkesinden 11’inin Fransa-İngiltere tasarısına destek verdiği belirtiliyor.
‘Suriyeli kardeşlerimize kapılarımızı kapatmayız’
Başbakan Erdoğan, Suriye sınırından Türkiye’ye geçen mülteciler için “Bu noktada bizim kapıları kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Gerçekten Suriye’deki bu gelişmeler, üzüntü vericidir, endişeyle kaygıyla izliyoruz” dedi. Konuya ilişkin çok farklı bilgi ve istihbaratların geldiğini dile getiren Erdoğan, “Bu nokta bizim endişemizi artırıyor, kaygımızı artırıyor. Temenni ederiz ki; Suriye, bir an önce sivillere karşı takındığı tavrı çok daha müsamaha ile karşılar hale getirsin ve bir an önce reforma yönelik attığı adımları sivilleri inandırıcı bir şekilde gerçekleştirsin ve bu değişim, dönüşüm diyeceğim orada da bu reformlar dönüşüm bulsun” diye konuştu.