Gazete Vatan Logo

Veriyi en doğru kullanan kazanır

IBM’in Pazarlama, Büyük Veri ve Analitik Başkan Yardımcısı David Laverty, “Müşteriyi daha iyi tanımak; rekabet ve büyüme modellerinin kilit noktasıdır” dedi.

IBM Pazarlama, Büyük Veri ve Analitik Başkan Yardımcısı David Laverty, verinin hem rekabet hem de büyüme stratejilerinin yeni doğal kaynağı olarak yükseldiğini söyledi. Laverty “Sosyal medya ve kapsamlı işbirlikleri, mobilin gücü ve tüm bilgi ağı bir araya geldiğinde her geçen gün insanlar daha fazla bilgileniyor, daha talepkâr hale geliyorlar ve toleransları azalıyor. Ve kurumlar da artık şunun farkında; eğer tüketici ile iletişim ve etkileşim için her tip kanalı kullanmıyorlarsa, en yakın rakipleri bunu yapıyor ve onları alt ediyor olacaktır” diye konuştu.

Laverty, kurumların hangi verilerin değerli olduğunu ayırt etme noktasında işlerinin kolay olmadığını da kaydetti. Müşteri verisini doğru kullanarak avantaj sağlanabileceğini de anlatan Laverty, perakende ve bankacılık sektörlerinden örnek verdi. Laverty, sözlerine şöyle devam etti:

İki sektör öne çıkıyor

“Perakende sektöründe, veriler kritik çünkü; e-ticaret sadece bireyin neyi satın aldığı ile ilgili değildir. Neleri incelediği, hangi fiyatları karşılaştırdığı, hangi siteden satın aldığı, neleri sepete ekleyip sonra vazgeçtiği gibi tüm süreci kapsamalıdır. Ve bunu gerçek zamanlı yapabilmelidir. Bankacılıkta müşterinin geriye dönük işlemlerine ve tarihçesine bakarak ne gibi yeni hizmetler satabileceklerini anlamak mümkün oluyor. Ancak müşteriyi tanıyarak ve neye ihtiyacı olabileceğini bilerek seni tercih etmesini sağlayabilirsin. Üretimde vizyoner ve kaliteli bakım hizmetleri sunmanın avantajları paha biçilemez.”

Regülasyon endişesi var

IBM, küresel üst düzey yöneticilerle yapılan görüşmelere dayanan “Müşterisinden Güç Alan Kurumlar” çalışmasının sonuçlarını duyurdu. Türkiye dahil 70 ülkedeki 20 sektörden 4 bin 183 yönetici ile görüşülerek hazırlanan rapora göre; Türkiye’de yöneticiler önümüzdeki 3-5 yılda iş hayatını etkileyecek en önemli unsurları pazar faktörleri, teknoloji, regülasyonlarla ilgili endişeler, makro-ekonomik faktörler, çalışan becerileri, sosyo-ekonomik faktörler olarak belirtiliyor.

Haberin Devamı