"Türkücüler televizyonda oyuncu olarak varsa, ben bu işte yokum" (1)
İstanbul'un ünlü restoran ve gece kulüplerinden 5. Kat'ın sahibi, oyuncu Yasemin Alkaya yıllardır özenle işlettiği mekânının filmini yaptı. Senaryosunu yazdığı, yapımcılığını üstlendiği filminde kendini oynayan Alkaya, yıllar sonra ilk kez beyazperdede... Film, bugün 24. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde seyirci karşısına çıkıyor
Çoğumuz onu Mum Kokulu Kadınlar filminden hatırlıyor. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En iyi Kadın Oyuncu seçildiği bu filminden sonra tektük projelerde gördüğümüz Yasemin Alkaya kime sorsanız oyunculuğu konusunda tam puan alıyor. Ancak oyunculuktaki becerileri ve performansı onu ne sinemanın ne de dizilerin vazgeçilmez oyuncusu yaptı. Aksine o iyice uzaklaştı oyunculuktan. Yıllardır Beyoğlu'ndaki restoran ve gece kulübü 5. Kat'ın sahibi olarak kazanıyor hayatını. Ve şimdi Alkaya, kendini işkadını yapan mekânın filmini yaptı: 5. Kat. Senaryosunu kendi yazdı, oynadı, üstelik filmin yapımcılığını da üstlendi. Film yarın 24. Uluslararası İstanbul Festivali kapsamında gösterilecek.
Özenli, güzel, seksi, tavizsiz, güzel gözlü, sevilmediğini düşünen, feminist, güzel yemek yapan, "ah bende çirkin şansı olsaydı" diyen bir kadın olan Yasemin Alkaya ile 5. Kat'ta konuştuk.
* Oyuncu Yasemin Alkaya'yı işkadını yapan mekân sizi yapımcı da yaptı. Oyunculuktan uzaklaştınız ve şimdi kendi projenizle, hem de hemen hemen herşeyini üstlendiğiniz projeyle "varım" diyorsunuz. 5. Kat nasıl bir film? İşkadınlığınızla oyunculuğunuz bu filmde hesaplaşıyor mu?
Filmin için "Döküdrama" denilebilir Çünkü dramatik öğeler kullanılarak hep 5. Kat'ta yaşanmış hikâyeler üzerine filmi yaptık Burada çalışanlar, birkaç oyuncu arkadaşım ve müşterim de oynadı filmde. İşkadını Yasemin Alkaya'yı da ben oynuyorum.
* 1996'da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldınız, sonra sinemadan uzaklaşıp işkadını oldunuz? Neden?
Ödülü aldıktan sonra İngiltere'ye yerleşmeye karar verdim. O sırada gelen teklifler Mum Kokulu Kadınlar'da oynadığım rolle aynıydı. Sunuculuk teklifleri filan da gelmeye başlamıştı. Birden "ben ne yapacağım?" diye panik oldum. O dönemde evliydim. İngiltere'de "ne yaparım?" diye bakarken yazmaya başladım, senaryolar ortaya çıktı. Sonra Türkiye'ye döndük. Sanıyorum hayatımdaki en yanlış kararımdı, keşke ne yapıp edip orada devam etseydim. Evliliğim de iyi gitmiyordu. Dönüşte 5. Kat'ı yeniden aldım, büyük uğraşlar sonucu para kazanmaya başladım. Bütün enerjimi 5. Kat'a verdim.
Mecburiyetten işkadını
* Türkiye'ye döndükten sonra oyunculuk için kapınızı çalanlar olmadı mı?
Olmaz olur mu? Hep seçici davrandım. Bir iki olumsuz örnek de yaşadım. Hazırladığım proje için noterden tasdik aldım, bunu duyan yapımcı olaydan hoşlanmadı ve projeyi yapmak istemedi. Bu tür olaylar beni soğuttu. Mecburiyetten işkadını oldum. Bırakacak lüksüm olmadığı için işe devam ettim. Hep bu işe aslında kızgındım çünkü gerçek işimi, oyunculuğu yapamıyordum. Belki de bu proje bu yüzden doğdu. Aslında uzun zamandan beri 5. Kat'ın filmini çekmek aklımda vardı, ilk önce dizi senaryosu yazdım.
* Neden dizi olmadı?
Arkadaşlarımın aracılığıyla bir yapımcıyla tanıştım, yapımcı dolandırıcı çıktı. Bu arada tanınmış biri ama dolandırıcı. Diziden vazgeçtim. Almanya'dan bir arkadaşım 6 aylığına Türkiye'ye gelmişti. Beni bu proje için çok zorladı, destekledi. Kameramanı Almanya'dan o buldu. Bütün çekimler boyunca buradaydı.
* Türkiye'deki sinemacılardan alamadığınız desteği Almanlar size vermiş...
Öyle oldu. Aslında sinemanın güzelliği burada, dünyanın neresinde olursanız olun içinizde sinema aşkı varsa kendinizi iyi anlatacağınız birini bulursunuz. Bence tecrübeler paylaşılmalı. Tecrübeler paylaşılamıyorsa hayatın anlamı kalmaz. Tecrübelerini paylaşırken çok şey öğrenirsin, bu zenginliği yaşayamamak zavallı bir şey. Çünkü paylaşırken çoğalırsın. Bunu birçok insan yaşayamıyor. Filmimin üç kuvvetli destekçisi Alman'dı. Kameramanım da kadındı.
* Gece mekânı sahibi bir kadın olmak, üstelik sürekli işi başında olan bir kadın olmak neler yaşatıyor size? Aslında şunu merak ediyorum, gece mekânı işleten bir kadınla erkek arasında ne fark var?
Kadın olunca çok şey değişiyor. Kadın olmak hâlâ dünyanın birçok yerinde başlı başına bir problem. Dışarıdan aslında avantaj olarak görünen her şey dezavantaj oluyor.