Gazete Vatan Logo

Tüm anneler psikopattır

Tüm anneler psikopattır

Geçtiğimiz hafta Alişan’la beraber Her Şey Dahil adlı sabah programını sunmaya başlayan Çağla Şıkel, hayatının en mutlu dönemini yaşadığını söylüyor ve ekliyor; “İşim, evim, ailem... Hayallerime yüzde 100 kavuştum” Kendine zaman ayırdığında suçlu hissettiğini söyleyen Şıkel, “Sürekli kendimi çocuklarımla ilgilenmek durumunda hissediyorum. Ama kendine de vakit ayırmak lazım....Bütün annelerin benim gibi düşündüklerine eminim” diyor.

Yeni program hayatınızı nasıl değiştirdi; sabahları kaçta kalkıyorsunuz?

Sabah 06.30’da kalkıyorum. Kanala 08.00’de geliyorum; yayın başlayana dek yani 2 saat ayılma ve hazırlanma dönemi... Saat 13.00’te yayın bitiyor ve eve gidiyorum. 20 dakika ayaklarımı uzatıyorum ve sonra Uzay’la oynuyorum. Saat 16.30’da gidip Kuzey’i anaokulundan alıyorum. Akşam da babayla buluşup bir yerlerde yemek yiyoruz. Saat 21.00’de çocuklar yatmış oluyor. Ben de 22.30’da uyuyakalıyorum.

Programın ilk haftasıydı. Yaşadığınız tek tatsızlık Prof. Dr. Canan Karatay’la yaşadıklarınız mı oldu; malum size yayında “oku, kendini geliştir” demişti.

Hiç bir tatsızlık yok ki. Bu kadar niye haber oldu anlamadım. “Yanlış bildiğin çok şey var, al kitabımı oku” dedi. Aramızdaki diyalog gazetede okuyunca daha sertmiş gibi geliyor... Ben kendisini inanılmaz sevdim; program da çok izlenmiş. Eğer birilerinin “ay ne güzel Çağla’yı tersledi” diye hoşuna gidiyorsa da umurumda değil.

ÇAĞLA ŞİKEL FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ



‘Kitap okumaya vaktim yok’

Peki gerçekten kitaplarla aranız nasıl; vakit oluyor mu okumaya?

Hiç olmuyor. Ama tabii ki hamilelik döneminde ve doğumdan sonraki beslenmeleriyle ilgili çok şey okudum; üniversitede o kadar kitap okumamışımdır. Ama şimdi hiç vaktim yok. Hatta ablamın çok sevdiği bir kitap vardı, okumam için vermişti. 5, 10 derken 30’uncu sayfaya kadar geldim ama şimdi kitap nerede bilmiyorum bile. Bulup okusam en fazla 3 satır okur uyuyakalırım. Çok yoruluyorum. Çocuk olduktan sonra benim için kitap konusu kapandı. Yazın güneşlenirken falan çok keyifliydi ama şimdi güneşlenirken bile öyle bir vaktim yok ki; bir kitaba konsantre olmam şu anda söz konusu değil.

‘Doğru bir adam seçmişim’

Eşiniz Emre Altuğ’un söylediği “Çağla’nın bir lafıyla adam öldürebilirim” cümlesini okuyunca ne düşündünüz?

Ne kadar doğru bir adamla evlenmişim diyorum. Ne kadar doğru bir insan seçmişim ve onunla evlenmek için 3 yıl uğraşmışım diye kendime hayran oluyorum. Ne kadar şanslı bir insan olduğumu düşünüyorum.



‘Kadınlar bana sinir oluyor’


Eski halinizle şimdiki halinizi karşılaştırdığımda sizin gittikçe güzelleştiğinize karar verdim...

Bana da öyle geliyor (Gülüyor)... Arkadaşlarım da “En güzel göründüğün dönemdesin” diyor. Zaten en güzel yaş dedikleri dönemdeyim; 34 yaşındayım. Yüzüm de oturdu, anneliğin verdiği olgunluk da var. Kendime en yakışan saçı, makyajı bulmak da yıllar aldı. Hissiyatım da öyle; çok mutlu ve iyi hissediyorum.

Kaç kilosunuz şu an?

59 kiloyum. Boyum da 180 cm.

İştahsız mısınız?

Aslında aşırı iştahlıyım ama hem metaobolizmam çok hızlı çalışıyor hem de çok hareketliyim. Taş yesem kilo almam yani... Ancak 3 kilo almak istiyorum.

Kadınlar bu tarz açıklamalarınız nedeniyle size sinir olabilir...

Oluyorlar zaten, biliyorum. O yüzden kilomla ilgili çok fazla konuşmak istemiyorum... Annem de zayıf;rahmetli babam da öyleydi. Hayatım boyunca diyet yapmadım.

‘En istemediğim şey sunuculuktu’

Kafanızdaki plan sunucu olarak devam etmek mi?

En istemediğim şey sunuculuktu aslında. Çünkü benim gözümde, sunuculuk hep çok düzgün konuşması gereken, diksiyonu çok düzgün olan kişiydi. Ama seyircinin isteği doğrultusunda samimiyet öne çıktı. Evet sunucuyum ama tabii ki bir spiker değilim. Hep kendim gibiyim; bu yüzden de mutluyum. Spiker olmaz mı yani sizden?
İstesem onu da yaparım da; çok yakın gelmiyor. Çünkü ben haber sunarken bile kendi yorumumu doğru veya yanlış katmak isterim. Katamazsam içim şişer.

‘Alışveriş yaparak deşarj oluyorum’

Anne olarak kendinizi eleştirdiğiniz bir nokta var mı?

İşim dışında kendime zaman ayırdığımda vicdanımla çok fazla sürtüşmezsem çok sevinirim. Sürekli kendimi çocuklarımla ilgilenmek durumunda hissediyorum, bunu istiyorum da. Ama kendine de vakit ayırmak lazım. Mesela kuaföre giderken bile, keşke yanımda getirseydim şurada ne güzel dururlardı diyorum. Bundan birazcık kurtulmam lazım. “Bu gibi durumlarda psikologlar yardımcı oluyor, ben de çok isterdim” dedim; “psikopat oldum” diye haber yaptılar. Farketmez; bütün anneler psikopat. Hepsinin benim gibi düşündüklerine eminim. Hep yanında olsunlar istiyorsun; çünkü ilerde nasılsa uçup gidecekler.

Bunalınca kaçamak noktanız?

Alışveriş... Tek başıma alışverişime çıktığımda çok mutlu oluyorum.

‘Para için Alişan’a mecbur değilim’


- Hayallerine yüzde 100 kavuşmuş bir insanım. Bundan sonraki tek hayalim; işimin, evimin, ailemin hep böyle olması, sağlıklı kalması. Hayatımın en güzel dönemini yaşıyorum...

- Tekrar bir bebeğim olsun çok isterim ama şu anda olmaz. İki çocuğum da çok küçük ve Emre de ben de çok aktif bir çalışma dönemine girdik. Şimdilik düşünmüyoruz.

- Hiç bir zaman aynalara bakmaya doyamıyorum gibi bir durumum olmadı. Taş bebek gibi de değilim ama egzotik bir havam var. Farklı bir enerjim olduğunu düşünüyorum ve enerjimi çok seviyorum.

- Maddi kazancımı arsayla değerlendiriyorum. Emre’nin babası bize Çeşme ve Alaçatı’dan arsa alıyor... Çocuklarımıza bankada hesap da açtırdık.

- Bir sinema filminde rol almak isterim. Dizi ise bu şartlarda zor görünüyor. Sit-com olabilir; bakalım.

- Alişan’la para için barıştığımız söylendi. Oysa barıştığımızda beraber program yapacağımız belli bile değildi. Kaldı ki ben Alişan’a kırgınsam veya sevmiyorsam bana dünyaları versen beni öyle mutlu göremezsin. Ayrıca paraya ihtiyacım olsa bile gider başka bir iş yaparım; Alişan’a mecbur değilim.

- Biz eşim Emre’yle (Altuğ) küsmeyiz. Tersine bir şey yokmuş gibi davranırız. Sinirlensek bile 10 dakika sonra hiç bir şey olmamış gibi konuşuruz. Uzatırsanız ilişki yıpranır... Bizde bağırma çağırma da hiç olmaz; flört dönemlerinde çok oldu çünkü...Biz kavgaları önceden yaptık (Gülüyor)...

Haberin Devamı