Gazete Vatan Logo

Evlilikte önemli olan imza değil hayat arkadaşı olabilmek

Doğru kullanılmadığı zaman güzellik çok tehlikeli bir kavram

İşadamı Yusuf Day ile evlilik hazırlığı yapan Nefise Karatay, “İşimde de özelimde de çok mutluyum” diyor. İlişkide inandığı şey egoları ortadan kaldırmak, “Onun canı acıdığında canınız acıyabiliyorsa aşkta gerçekten mutlu olursunuz ve onu da mutlu edersiniz” diyor ve aşkın huzurlu halini seviyor. Nefise Karatay ile işini, koşuşturmalarını, keyif aldığı şeyleri, aşkı konuştuk.

* Türkiye güzeli olarak tanıdığımız bir Nefise Karatay vardı. O günden bugüne neler geçti ve nasıl büyüdünüz?

Sonuçta yaşadığım bütün tecrübeler beni ben yaptı. Yaşadığım her şeyle birlikte büyüdüm ama içimde hâlâ bir çocuk ruhu var. Önemli olan da onu koruyabilmek. İçinizdeki masumiyeti ve çocuğu, her şeye ve hayatın tüm kirliliğine rağmen koruyabilmek gerekiyordu. Evet büyüdüm olgunlaştım ama kendi içimdeki o çocuk ruhunu kesinlikle koruduğuma inanıyorum.

* Afiş programı kariyer çizginizde apayrı bir alan açtı. Bu programı yapıyor olmak size neler kattı?

Hakikaten çok severek yaptığım bir iş. Ben ilk önce "life style" bir program fikriyle gitmiştim yapımcı Aslı Öymen’e. Ama o bana “Gel Afiş’i sun, sen ona çok şey katarsın, o sana çok şey... Çünkü önemli bir program” dedi. Bana her gün bir şey öğretiyor. Bir kere okul gibi. Çok genç bir ekiple çalışıyorum. Ayrıca algıları çok açık bir insanım. Çok gözlemliyorum herkesi ve her şeyi. Çok da güçlü bir hafızam var, dikkatliyimdir. O yüzden her geçen gün yeni bir şey öğreniyorum ve hayatıma önemli şeyler kattığına inanıyorum.

* Sizin için hep ‘Güzel kadın’ derler. Peki, güzellik sıfatı size ne hissettirir?

Bunu düşünerek güzellik algısıyla yaşamıyorum. Zaten artık öyle de bir iş yapmıyorum. Güzellik tabii ki bir avantajdır ama bu ömür boyu kalacak bir şey de değil. Güzellik mutlak bir kavram da değil bana kalırsa.
Güzelin daha da güzeli vardır. Bunun bir sonu yok. Sadece buna yaslanmanın kişiye getirdiği bir avantajı da yok. Tabii ki bu sıfat güzel bir şey ancak doğru kullanıldığı zaman. İçi, ruhu güzel olmayan biri zaten hiç kimseye güzel gelmez. Bana göre ruhunuz, kalbiniz hepsi bir bütün. İnsanı en farklı kılan şey de içindeki dünyadır.

“Aşık olmak her zaman acı çekmek demek değildir”

* Aşık olma hali sizin için ne ifade ediyor?

Ben biraz aşkı yanlış okuduğumuzu düşünüyorum. Aşık olunca illa acı çekilir, üzüntüyle eş değerdir... Aşk kırar, döker gibi tanımlar bana yanlış geliyor. Biraz yanlış değerlendiriyoruz bu kavramı. Gerçek anlamdaki aşk yani mutlu bir birliktelik en başta huzura dayalı olmalı. Aşk tutku ve heyecanla da karıştırılıyor. Aşk mutlu eden, huzur veren bir kavram.

* Evlilik hazırlıkları yapıyorsunuz...

Çok konuşmayı tercih etmiyorum. Böyle daha doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü ikimiz de bunu çok gündeme getirmek istemiyoruz. Söyleyebileceğim şey gerçekten işimde de özelimde de huzurlu ve çok mutluyum.

* Peki evlilik ne ifade ediyor sizin için?

Her şey hiç zorlamadan kendi doğal akışında seyrediyorsa güzel oluyor. Bu evlilik için de böyle. Önemli olan bir kağıda atılan imza değil. Onu gerçekten hayat arkadaşınız olarak görebilmek, onunla beraber yaşlanmayı istemek. Onun canı acıdığında üzülebilmek... Bencillik yaparak, sevdiğinizin özgürlüğünü kısıtlayarak yaşamak doğru değil. Evet bizim ortak bir hayatımız var ama kendi hayatlarımız da var. Birine yaslanarak birlikte yol alabilmek, el ele yürüyebilmek çok güzel bir duygu. Asla kendi varoluşunuzu da kaybetmemeniz gerekiyor. Bunu böyle görmek lazım. Egoları ortadan kaldırdığımızda, onun canı acıdığında canınız acıyorsa gerçekten aşıksınız demektir. Öbür türlüsü gerçekten dayanılmaz bir noktaya dönüşebilir. İkili ilişkilerde birbirinden beslenebilmek de çok önemli.

İlişkiyi bencillik yaparak, onun özgürlüğünü kısıtlayarak yaşamak doğru değil. Ortak bir hayatımız var, ama kendi özel alanlarımız da...

“Ortaokul arkadaşım nikah şahidim olacak”

* Gördüğüm kadarıyla sürekli koşturma halindesiniz, günlük hayatınız nasıl geçiyor, kimler vardır yanınızda?

Günlük bir program sunuyorum. Bunun hayatıma getirdiği bir düzen var. Akşamları mutlaka spor yapıyorum. Spor artık hayatımın bir parçası halinde. Yaşım ilerledikçe çok dikkat etmeye başladım. Yüzüyorum. Değer verdiğim insanlarla oturup keyifli yemekler yapmayı seviyorum. Gece çıkıp eğlenmektense tercihim bu... Çok az insanla görüşüyorum. 5-6 kişiyi geçmez. Arkadaşlık yaptığım çok insan var ama özelimde görüştüğüm az insan. Bunlardan biri ortaokul arkadaşım. Zaten benim nikah şahidim de olacak. Küçükken birbirimize söz vermiştik şahit olacağımızı. O, 10 sene önce evlendi. Benim için çok değerlidir. Can dostum dediğim insanlar bir elin parmağını geçmez.

“Beni motive eden şarkı Yüzünü Dökme Küçük Kız”

* Sosyal ağları nasıl kullanıyorsunuz?

Twitter’da adıma açılmış çok sahte hesap var. Avukatımla onlar hakkında yasal işlem başlatacağız. Çünkü insanlara adıma bir sürü
e-mail yolluyorlarmış. Ben bile zaman yaratıp bunu kullanamazken, başkaları adına nasıl zaman ayırıyor bunu da anlayabilmiş değilim. Ama twitter’a da bakıyorum.
n Bu işi yapmasaydınız...
Bu iş olmasaydı her şeyden önce ilham kaynağım eksik kalırdı.

* Hüzünlü ya da keyifli anlarınızın şarkıları nelerdir?

Bülent Ortaçgil’in ‘Yüzünü Dökme Küçük Kız’ı benim için çok özel bir şarkıdır, ayrıcalıklıdır. Ayrıca ‘Mavi Kuş’ şarkısına da... Damien Rice’ın ‘The Blowers Daughter’ı beni çok hüzünlendirir. Sanırım hüzünlü şarkılardan besleniyorum.

Haberin Devamı