Gazete Vatan Logo

Evleneceğim kişi Beşiktaşlı olmalı yoksa evde kavga çıkar

Beşiktaş taraftarı ona Kartaliçe diyor

Taraftarın Beşiktaş sevgisi nedeniyle “Kartaliçe” lakabını taktığı sunucu Ece Erken, Q7 ile tek kale maç yapacak, oyunculara özel yaşantılarıyla ilgili uyarıda bulunacak kadar siyah beyazlılarla yakın ilişkiler kuran bir isim... Kulübün kongre üyesi de olan ünlü sunucu, “Kara Kartal aşkı” uğruna deplasmanlarda defalarca dayak yemekten kıl payı kurtulmuş. Erken, “Futbolcunun başarılı olması için mutlu evlilik şart. Türkiye’deyken Guti’ye defalarca ‘çapkınlığa gideceksen arka kapıdan çık’ dedim ama oralı olmadı. Şimdi İbrahim Toraman’a ‘Seni ben evlendireceğim’ diye takılıyorum” diyor.

* BJK’li futbolcuları programınızda engelli taraftarlarla buluşturmanız camiada bayağı takdir topladı. “Beşiktaş sevginiz” nasıl başladı?
Benim babam Fenerli, annem Galatasaraylı, abim de Fenerli. Ailede bir tek Beşiktaşlı benim. Ben sonradan Beşiktaşlı olunacağına inanmıyorum. Doğuştan Beşiktaşlı olunur. Ben de doğduğumdan bu yana bir kez bile “Galatasaraylıyım” ya da “Fenerbahçeliyim” demedim. Futbolla direkt ‘Beşiktaşlı’ olarak ilgilenmeye başladım. Beşiktaş TV bazen 1994, 1995 ya da 1998 sezonundaki nostaljik maçlarımızı yayınlıyor. Hepsinde de kameralar beni çekmiş. Küçüklükten beri Beşiktaş sevgim TV’ye bile yansımış. Hatta bazen orada yaptığım tezahüratları izleyip kendimle dalga geçtiğim bile oluyor. Görüyorum ki her geçen gün daha çoğalan bir sevgi bu... “Armaya aşığız” derler ya, benimki de öyle... 10 yaşında maçlara gitmeye başladım, 7-8 yaşından itibaren de Beşiktaşlıyım.

* Tribündeki yeriniz belli midir bütün maçlarda?
Bazen yöneticilerle bazen de taraftarla izliyorum. İkisinin de zevki ayrı. Yöneticilerle izleyince daha az küfürlü ve daha saygın bir şekilde izleyebiliyorsunuz, ama taraftarlayken daha coşkulu ve kendim gibi izliyorum. Bana bakıp “bu kız küfür eder mi, etmez mi” diyorlar. Yakıştıramıyorlar ama maçta her şey mubah yani...

“Sadece arkadaşlar değil taraftarlar da bana Kartaliçe diyor”

* Geçenlerde twitter’dan arkadaşlarınızın size “Kartaliçe” lakabı taktığınızı duyurdunuz, nereden çıktı bu lakap?

Sadece arkadaşlarım değil birçok taraftar da bana “Kartaliçe” diyor. Bu da güzel bir unvan, çünkü gerçekten Beşiktaş sevgisini benim kadar rahatlıkla dile getiren çok fazla ünlü yok. Sadece gidip de statta resim çektirmekle Beşiktaşlı olunmuyor. Gerçekten bu takıma gönül vereceksin, bu takım için bir şey yapabilir misin, onu düşüneceksin. Kongre üyesiyim ve inşallah günün birinde yönetimde de yer almak istiyorum. Çünkü “Ece Erken” denince, sadece “sempatik”, “sunucu”, “TV yıldızı” diye akla gelmek istemiyorum. Bu vasıflarıma “gerçek bir Beşiktaş taraftarı” da eklensin istiyorum.

* Beşiktaş taraftarı kolay kolay kimseyi kabullenmez. Sizi kabullendiler mi?

Doğru, bizim taraftar kimseyi kolay kolay kabullenmez. Ama beni taraftar değil, fanatikler kabullenmedi. Futbolu fanatiklik boyutunda seven erkekler, kadınları aralarına almak istemezler. Ama ben artık bir nebze Beşiktaşlıların kardeşi gibi oldum. Bir tek bu “sanat danışmanı” sözünden biraz tepki aldım.

“BJK’li sanatçılar tribüne geri dönmeli”

* Neden tepki aldınız?

Çünkü ben sanatçı değilim. O yüzden bu “sanat danışmanı” kelimesi biraz antipatiklik yaratmış olabilir. Ama ben kendimi yanlış anlattım. Doğrusu “sanatçı danışmanı” olmalıydı. Sanatçıları bir araya getirmeyi ben istedim. Aslında kulübe danışman da olmadım, resmi bir görev vermediler. Ben kendi başıma gönüllü oldum. Bunun için maaş da, para da talep etmedim. Başkanımız böyle bir şey rica etti, ben de kabul ettim.

* Yönetimden İsmet Berkan “Beşiktaş’ta böyle bir görev yok” demiş...

Doğru söylüyor, yok böyle bir görev. Zaten hiçbir takımda “sanat danışmanlığı” diye bir görev yok. Sergilere taraftarı götürüp Da Vinci mi tartışacağız? Sayın Başkanımız Fikret Orman bir görüşmede bana “sanatçıları bir araya topla” dedi. “Sanat danışmanı” lafı o görüşmede espriyle ağzımdan çıktı. Beşiktaşlı sanatçılar, TV yıldızları, ünlüler, bizim takıma küsmüşler. Maçlara gelmiyorlar. Başkanın tek istediği, o ünlü Beşiktaşlılar’ın eskiden olduğu gibi stattaki yerlerini alması... Ben eskiden statta sezon açılışlarında sunuculuk yaparken BJK’li sanatçılar stada gelip şarkı söylerdi. Sezona coşkuyla başlardık. Şimdi o coşkumuz pek kalmadı, heyecanımız biraz öldü. Bunu tekrar toparlamak adına “sanatçıları bir araya getir” denildi.

“İbrahim Toraman’a seni ben evlendireceğim diyorum”

* Takımdan hangi oyuncuları yakından tanıyorsunuz?

Aslında hepsini tanıyorum. Hepsi kardeşim gibi... İbrahim Toraman çok iyi arkadaşım, kardeşim. Hatta ona “seni ben evlendireceğim” diyorum. Çünkü onların düzenli bir hayatı olması gerektiğine inanıyorum. O zaman futbola daha iyi adapte olacaklar. Kafalarının karışmaması lazım. Quaresma’yı da çok severim. Eski Beşiktaşlı futbolcularla büyüdüm. Onlarla hâlâ görüşürüm. Sergen’le arkadaşız. Recep Abi (Takoz), Ertuğrul Sağlam, Oktay Derelioğlu’nu severim.

* Beşiktaşlı İbrahim Toraman’la “aşk” dedikodularınız magazin basınına yansımış, bu rahatsız etti mi sizi?

TV’de asla böyle bir şey çıkmadı. Ama yazılı basın işine geldiği gibi yayınlıyor. Bana “aşk ne zaman olacak” diye sordular, ben de “aşk olsun, aşk olmazsa olur mu” dedim. Ama onu buna yordular. Bunlara gülüyorum. Çünkü herkes biliyor. İbrahim ya da başka biri erkek arkadaşım olsa, saklamam.

“Q7 duygusal biri, yeteneğini göstermesi için pohpohlamak lazım”

* BJK’li Q7 ile programınızda karşılıklı şut çekip tek kale maç yaptınız. İnsan olarak nasıl biridir Quaresma?

Quaresma’ya gol bile attım. Quaresma, insan gibi insan... Çok duyarlı. Ben o engelli arkadaşımızı götürdüğümde Quaresma’nın ona bakışı, ona sarılışı benim bir kez daha kendisini çok sevmemi sağladı. Futbolculuğuna diyecek hiçbir şeyimiz yok, tabii ki bireysel oynadığında hepimiz sinirleniyoruz. Ancak çok düzgün bir çocuk olduğuna inanıyorum. Ama çok takıntılı. Taraftar ona kötü bir şey söylediğinde çok üzülüyor. Çok kafaya takıyor. Ancak profesyonelce yaşıyor. Gece hayatı çok yoktur. Sadece arkadaşlarıyla yemeğe gider. Sevgilisi Portekizli ve kendi ülkesinde yaşıyor. Arada bir geliyor. Düzenli bir hayatı var ama maalesef duygusal. Edilen kötü laflara bazen kötü oynayarak cevap veriyor. Bazı insanların gerçek yeteneğini harekete geçirmesi için “pohpohlamanız” gerekir ya, Q7 de bu kişilerden...

* En son İnönü’deki GS maçında taraftarlar sahaya inmişti. Sizce BJK seyircisi neden bu kadar sinirli?

Sabırsızlar... Bu sene o kadar çok şey başımıza geldi ki, galibiyete hasret kaldık. Art arda gelen başarısız sonuçlar yüzünden ‘Kaybedelim ama bir tane gol attığımızı görelim’ moduna girdik. Bir de büyük paralarla transfer edilenler hayal kırıklığı yarattı.

“Guti’ye çapkınlık yapacaksan bari arka kapıdan çık dedim, dinlemedi”

* Kimler BJK’de hayal kırıklığı oldu?

Ben Guti’den çok şey bekliyordum. Ama olmadı. Guti de benim iyi arkadaşımdı. Guti’yi görünce “Gece eğlenmeye çıkacaksan bari arka kapıdan çık, basın görmesin” diye uyarırdım. “Ben Real Madrid’te oynuyorken bile böyle olmuyordu, burada niye böyle?” diyordu. Halbuki, Beşiktaş seyircisi ne Real Madrid ne de başka bir taraftara benzemez. Biz çok tutucuyuz. Maçta kötü oynadıysa, kız arkadaşına yoruyoruz her şeyi... Futbolcu başarılıysa, gece hayatı deli gibi gözümüze sokulsa da taraftar ‘helal olsun’ der. Ama hem başarısız hem de gece hayatı varsa, geçmiş olsun... Bizim bazı futbolcularımız da taraftarın gözüne soka soka yaptı bazı şeyleri. O yüzden de pek sabrımız kalmadı. Yoksa bir iki taraftar saçmalamış, bunu tüm taraftara mal etmemek lazım. Fikret Orman yeni bir soluk olacak.

“Ekranda cici kızım, statta ise cadaloz oluyorum”

* Eskiden beri üzerinizde ekranların cici kızı imajınız vardı. Hep “sabah şekeri” oldunuz. Bu cici kız imajınızdan sıkıldınız mı?

Tarzını değiştir diye bana yıllardır söylüyorlar ama ben böyleyim zaten. “Cici kız” diyorlar, evet. Ama statta da pek bir cadalozum.

* Size “Beşiktaş’ı da reklâm için kullanıyor” diyenler de var...

Böyle bir şey diyemezler. Hangi ünlü para yatırıp kongre üyesi oluyor, takım için bedava işler yapmak istiyor. Bunu diyenler beni kıskananlar. Benim böyle bir reklâma ihtiyacım yok. TV’de Beşiktaş’tan bahsederek kaç tane küçük çocuğun Beşiktaş’a sempati duyduğunun şahidiyim. Düşünsenize, twitter’da 760 bin takipçisi olan bir insan sürekli Beşiktaş’tan bahsediyor. Hangi takımın yöneticisi böyle bir şeyi istemez? O yüzden gerçek taraftarın beni sevdiğine inanıyorum. En önemlisi ben Beşiktaş’ı seviyorum. Bu sevgimi de kullanacak kadar ezik değilim.

“Kocamla büyük aşk yaşadım, sonra ciddi biri olmadı”

* Facebook’taki sayfanızda “aşk hâlâ yaşayamadığım bir şey” yazıyor, bu doğru mu?

O yıllar evvel yazılmış. Ben kocamla gerçekten büyük bir aşk yaşamıştım.
10 yıl flört ettik ve hakikaten hayatımdaki en büyük ve tek aşkımdır. O da Beşiktaşlı’dır zaten... Sonra hayatımda ciddi birisi olmadı. Beşiktaşlı birini bulursam evlenirim herhalde...

* Yine Beşiktaşlı olması şart yani...

Mutlaka, çünkü maçları izlerken evde kavga çıksın istemiyorum.

* Aşk kelimesinin sizin için anlamı nedir?

Beşiktaşk!

Haberin Devamı