Baltık Denizi kıyısındaki Riga'yı keşfedin

Baltık denizine kıyısı olan ülkelerden Letonya’nın başkenti Riga, bölgenin en büyük kenti olmasının dışında ülkenin eğitim ve bilim merkezi olarak da dikkat çekici.

Eski Riga sokaklarında yürümek gerek... Çünkü kendinizi çok eski zamanlarda hissederek yürüyeceksiniz. Zaten tam da bu nedenle UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Art Nouveau mimarinin özel örneklerini Alberta Caddesi’nde yürürken hayranlıkla izleyeceksiniz. Boyuna yürüyün demem sizi şaşırtmasın ve yürümeye devam edin çünkü eski şehir yürüyerek gezilebilecek kadar küçük bir yer.

Eski şehirde dolaşırken Gotik tarzda yapılmış olan St. Peter Katedrali ile karşılaşacaksınız. Katedral meraklısı için hayli ilgi çekici. Benim ilgimi ise kulesinden görülebilen manzara çekti. Şehirdeki tüm yüksek binalara çıkmış biri olarak en iyi iki manzaradan birini burada göreceksiniz diyebilirim. Asansörle çıkılan bu kuleden eşsiz Riga manzarasını izleyip fotoğraf çekebilirsiniz. Sırası gelmişken bir diğer iyi manzarayı da eski şehirin dışında yer alan semt pazarının arkasındaki devasa bilim akademisi binasının tepesinden izleyebilirsiniz. Hem gitmişken pazarın çiçek bölümün güzelliğine de tanıklık edebilirsiniz. Eski Riga’yı arşınlarken birçok cafe ve restoranla da karşılaşacaksınız. Ne yalan söyleyeyim burada dünyanın her mutfağından yemek yiyeceğiniz her türlü restoran bulunuyor. Riga’nın art nouveau mimarisi, St. Petersburg ve Barselona ile karşılaştırılacak düzeyde büyüleyici.

Kent Daugova nehri kıyısında yer alıyor ve çıktığınız her yüksek noktadan nehri izlemek mümkün. Ayrıca nehir kıyısında yürüyüş yapmak veya tekne gezisi de deneyimleyebileceğiniz keyifli alternatifler.

SANATÇILARIN BAŞKENTİ

Air Baltic ile yaptığım yolculuk sonrasında kuzey ülkelerinin yaygın otel zinciri olan Radisson Otel’de konakladım. Kendine özgü tarzı ile keyifli bir otel. Ve Riga’da birden fazla tipte seçeneği mevcut. Riga’da bulunan büyük parklar da şehirde nefes almaya yarayan ve özenle düzenlenmiş alanlar. Bu parklardaki köprülerin trabzanlarına asılmış birçok kilit göreceksiniz. Önce sorup öğrendim ama sorduktan az sonra tanık olduğum bir şekilde Riga’da evlenen kadınlar nikahtan hemen sonra buraya gelip üzerine eşlerinin adını yazdırdıkları asma kilitleri buraya takıp sonra da anahtarını suya atıyorlar. Yaygın bir gelenek halini alan bu ritüele denk gelirseniz kaçırmayın, izlemesi çok keyifli.

Birçok ünlü sanatçının çıktığı Riga bu yanı ile de Riga’lıların göğsünü kabartıyor. Sokaklarda gezerken de bu ünlü sanatçıların belkide torunları olan sokak müzisyenlerinin ezgileri ile yol alıyor insan. Wagner, Liszt, Rubinstein bu ünlü sanatçıların önde gelenleri...

Dünyaca ünlü balet Baryshnikov’da bu şehirin insanlarındanmış. Gece olup da akşam yemeğinizi yedikten sonra eğlenmek istiyorsanız seçeneğiniz çok. Başta da belirttiğim gibi en çok disko tarzında gece kulüpleri var. Ama farklı müzik tarzlarını seviyorsanız -ki mesela caz dinleyecekseniz- ona da uygun yerler bulabilir ve keyifli vakit geçirebilirsiniz.

Riga’ya gitmenin tam zamanı olduğunu hatırlatmak istedim. Serin bir havada güzel bir kenti yaşamak isteyenlere duyurulur.