Gazete Vatan Logo

Astroloji modern çağın batıl inancı mı?

Tevfik Uyar geçen ay yayımlanan ‘Astrolojinin Bilimle İmtihanı‘ adlı kitabıyla astrolojinin bilimsel bir temele dayanmadığını ve ciddiye alınmaması gerektiğini iddia etti. Astrologların görüşü ise daha farklı!

Astroloji modern çağın batıl inancı mı?

Burçlar, astroloji, fallar, kehanetler... Ünlü kahin Nostradamus’tan beri dünya üzerinde milyonlarca insanın gündelik hayatına doğrudan etki eden, aldığı hayati kararlarda (evlilik dahil) kimi zaman başrol oynayan unsurlar. Tabii ki böyle önemli bir olgu söz konusu olduğunda beraberinde gelen tartışmalar da bitmek bilmiyor. “Astrolojinin hayatımızdaki yeri nedir, doğruluk payı var mı?” gibi sorular uzmanların da ayrıştığı ve üzerinde durduğu konular. Kimisi bütün bunları ‘Batıl inanç’ olarak yorumlarken kimisi de (özellikle astroloji yazarları) gökyüzünde meydana gelen hareketlerin doğduğumuz andan itibaren hayatımıza yön verdiği görüşünde...

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) Uçak Mühendisliği bölümünü bitiren, ‘Yalansavar.org’ adlı internet sitesinde bilim, inanç ve astroloji üzerine yazılar kaleme alan Tevfik Uyar ‘Astrolojinin Bilimle İmtihanı‘ adlı kitabıyla bütün görüşlerini sistemli bir şekilde açıklama şansına sahip oldu. Üç bölümden oluşan kitap, astrolojinin tarihini, insanlar arasındaki yaygınlaşma sebebini ve son olarak da neden ‘sahte ve bilimsel bir temele dayanmadığını’ ortaya koyuyor. Ona göre astrolojinin çıkış noktası, “Binlerce yıl önce yaşayan atalarımızın doğayı anlamlandırma çabasıydı. Gökyüzünü izlemek kendilerine Tanrı’nın iradesi hakkında bir mesaj vermekteydi ve gökyüzü kesinlikle izlenmeli, verilen mesaj daha fazla anlaşılmalıydı!”

Haberin Devamı

Astroloji ilkel inançlara dayalı

Astrolojinin dayandığı temel, ortaya çıktığı tarihsel koşullar merak edilmiştir hep. Uyar bu konu hakkında şunları söylüyor: “Gezegenlerin gezegen, yıldızların yıldız olduğunu bilmediğimiz çağlarda gökyüzünü izlemek mühimdi. Güneşin ve ayın hareketlerini izleyebilen kavimler göç hayvanlarının geçiş zamanlarını doğru tahmin ettiler, tohumlarını doğru zamanda ektiler, hasatlarını isabetli gerçekleştirdiler. Gerçek olgulara dayalı bu işlevsel kısım günümüzde takvim icadıyla beraber astronomi bilimi, ziraat teknikleri, zooloji, botanik vb. içerisinde devam ediyor. O dönemdeki ilkel inançlara dayalı kısmı ise astroloji olarak varlığını sürdürüyor.”

Haberin Devamı

Peki insanların astrolojiye veya diğer ‘metafizik’ kapsamında olan alanlara ilgileri nereden geliyor? Yazar, insanların astrolojiye gösterdiği yoğun ilgiyi şu sebebe bağlıyor : “Kitle kültürüyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Kitle endüstrisinin çok satan ürünlerinden birisi haline geldi astroloji. Neo marksist düşünürler Adorno ve Horkheimer ile benzer düşünüyorum bu konuda. Onlara göre astroloji modern çağın batıl inancıdır. Nitekim 20. yüzyılda medya patronlarına çok iyi hizmet etti astroloji. Kitabımda 1930’lardan sonra başlayan astroloji furyasının ilgililerine nasıl bir servet kazandırdığına dair bir takım sayılar sunuyorum. Nasıl bir gelir kapısı yarattığını tahmin edemezsiniz.”

GEZEGEN AÇILARININ HAREKETLERİ BİZİ ETKİSİ ALTINA ALIR

Neden bilimsel değil?

Kitabın belki de en can alıcı noktası bu sorunun yanıtlandığı yer. Uyar şöyle diyor: “Bilim, dünyayla ve hayatla ilgili gerçekleri arama çabasının kurumlaşmış halidir, bilimsel yöntem de “bir gerçeği herkesin kabul edeceği biçimde inşa etme” metodudur. Bu yüzden kurum olan bilimi bir kenara bırakıp bilimsel yönteme, ya da “nesnel yöntem” kavramına odaklanmamız lazım. Evde kombiniz yanmadığı zaman, ilk önce gaz geliyor mu ona bakıyorsunuz. Eğer geliyorsa, çakmağı çakıyor mu, yani elektriği var mı ona bakıyorsunuz. Eğer onda da sorun yoksa servis çağırıyorsunuz ve onlar da “nesnel yöntemlerle” arızanın nerede olduğuna bakıyorlar. Buldukları zaman da tamir ediyorlar. Bilim dediğimiz şey de az çok böyle çalışıyor işte: Gözlenebilir olgular ve nesnel açıklamalarla.”

Haberin Devamı

Astrologlar ne diyor?

Astrolog Hande Kazanova ve Nuray Sayarı, Uyar’ın iddialarının konuyu başka bir mecraya taşıdığını ve astrolojinin birtakım ölçülerle değerlendirilemeyeceğini ifade ediyor. Her ikisinin de ortak noktası, “Astrolojinin öznel bir yapısı olduğu ve kimsenin inanmak zorunda olmaması.” Kazanova, “Astroloji bir inanç sistemi değildir. İnanıp, inanmamamız yerine astrolojiyi hayatımızda kullanıp kullanmadığımıza bakmamız daha doğru olur” derken, Sayarı ise şunları söylüyor: “Her birey hayata bir doğum planıyla gelir. Yüce Yaradan Kozmos’u o kadar muazzam şekilde yarattı ki bütün bu sistemin biz insanları etkilememe mümkünatı yok. Milimetrelerle ölçülen gezegen açılarının hareketleri hayatımız boyunca etkisi altına alır bizleri.”

Haberin Devamı

Peki ülkedeki durum ne?

KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin Ocak 2013’te yayınladığı ‘Bilime inanç ve Bilim Dışılık’ adlı rapora göre, ‘Burçların insanların karakterlerini açıkladığına inananlar toplumun yüzde 18’i iken, inanmayanlar yüzde 64 oranında.