Haberin Devamı
Düşünün ki havaalanındasınız; gecikmiş bir uçağa binmek için yüzlerce kişiyle birlikte bekliyorsunuz. Zaten sabrınız taşmış. Bir süre sonra yolcu alımına başlandığı anons ediliyor. Çantanıza davranıyorsunuz ama durun; öyle hemen binmek yok. Görevli açıklama yapıyor; uçağa önce “Birinci mevki yolcularının ve üniformalı subayların bineceğini“ bildiriyor. Yani zenginlerin ve rütbesi ne olursa olsun üniformalı subayların kesin bir üstünlüğü var.
Böyle bir şey başınıza gelse ne hissederdiniz; gazeteler neler yazardı, bir düşünün.
Anlattığım olay geçen perşembe günü Amerika’da aynen oldu. New York La Guardia Havaalanı’ndaki Chicago uçuşunda.
Hani Amerika demokrasinin beşiği ya; bu ilginç anıyı aktarayım dedim.
New York, Toronto, Washington, Chicago konserleri için bir süre Amerika kıtasında dolaştım. Konserleri anlatmak benim işim değil. Bu yüzden ilgimi çeken bazı gözlemlere yer vereceğim.
Önce NYGAS. Yani bana eşlik eden New York Gypsy All Stars grubu. Bu dinamit gibi grup Türk, Yunanlı, Makedon ve Amerikalı müzisyenlerden oluşuyor. Hiçbiri Roman değil ama böyle bir isim almışlar. Berkeley, Juilliard gibi en iyi okullardan mezun olmuş bu genç virtuozlarla dolaşmak hoş oldu doğrusu.
Küçük bir alışveriş yaparken iki satıcı genç kız nereli olduğumu sordular. “Türkiye, İstanbul“ dedim. Ne sordular biliyor musunuz?
“Sizin orada hırsızlık yapanın eli kesiliyor değil mi?”
Bu olay New York gibi bir dünya şehrinde oluyor. Bir de dünyadan iyice habersiz Orta Batı’yı falan düşünün. Yani “Türkiye parlayan yıldız, herkes bizi konuşuyor” falan derken dikkatli olmakta yarar var.
New York’taki Blue Note caz kulübü çok ünlü bir yerdir. Dünya starları sahneye çıkar. Şimdi bu kulübün bir rakibi var: Drom Club. Sahibi de bir Türk: Serdar İlhan. Drom şu anda dünya müziğinin en prestijli kulübü. Bir mikrofon almak için Serdar’la birlikte Sam Ash müzik mağazasına gittiğimde Amerikalı müzisyenlerin onun gözüne girmek için nasıl çırpındıklarını, nasıl kartını almaya çalıştıklarını gözlerimle gördüm.
Büyük başarı.
Konserlerimize Türklerin yanısıra Latinlerin, Amerikalıların, Yunanlıların, Polonyalıların, İranlıların, hatta Çinlilerin gelmesi çok güzel bir duyguydu. Yahudi ve Ermeni dostlarımız ise zaten bizden. Gittiğim şehirlerde bana layık olmadığım kadar büyük bir saygı ve sevgi gösteren herkese çok teşekkürler.
Zor bir turneydi ama o kadar moral verici oldu ki anlatamam.