Bir yiğit kişinin on iki ayrı karakteri olur mu?

El cevap: Olur! Özellikle de astroloji ilmine (!) göre bu karakterler sabittir, asla değişmez.. Gerçi on iki burçluk düzende bir on üçüncü yıldız bulundu ama bildiğimizden şaşmayız.. Astrolojik erdem budur..

Haberin Devamı

El cevap: Olur! Özellikle de astroloji ilmine (!) göre bu karakterler sabittir, asla değişmez.. Gerçi on iki burçluk düzende bir on üçüncü yıldız bulundu ama bildiğimizden şaşmayız.. Astrolojik erdem budur..

2007 yılı için dileğim şudur..

Allah herkese bir “astrolog özgüveni” nasip etsin..

Şahsen hep imrenmişimdir.. Daha evveli gün televizyondan birini izliyordum..

Orta yaşlı bir hanım yıldızların hareketinden çıkardığı mânâya göre burçların gidişatını, o burca kayıtlı olan kişilerin akibetini anlatıyordu..

Hem de matematik bir kesinlikle..

İki kere iki dört eder mi? Belki.. Ama Jüpiter şu burçtan çıkıp o burca girmişse Yay Burcu’ndan olan kişilerin neşelenmesi, Keçi Burcu’ndan olan kişilerin depresif belirtiler göstermesi mutlaktır..

***

O nasıl bir kararlılıktır? Nasıl bir kesinliktir? O yüzdendir ki astrologlara hayranım.

İnsan elinin yarattığı en yüksek görüş gücüne sahip Hubble teleskopunun göremediğini, evin balkonuna çıkıp, çıplak gözle gören bu insanların yeteneğini tarif edecek laf bulamıyorum..

Bunlardan biri, üç dört gün önce bizim Müge Anlı’nın yaptığı sabah programında ekrana dikilmişti..

Astrolog kadın belli ki işinin ehliydi.. Üstelik evrendeki, bizim galaksiyi etkileyen manyetik dolaşımı da ezberden söylüyordu.

İşte astrolojinin astronomiye üstünlüğü bu.. Bilim adamlarında bu özgüven yok..

KİTABI DA VAR
O manyetik gücün bizim veya burcuna kayıtlı olduğumuz yıldızların üzerindeki etkisini anlatırken “tarhana çorbası” tarifi verir gibi rahattı..

Referansları da sağlam..

Üç cümlesinden biri “Ben bu konuda çok kitaplar okudum..” diye başlıyordu..

Kitap ne bilmiyoruz.. Anladığım kadarıyla sadece astrologlara görülen ve içinde yazılanları sadece onların anladığı gizemli bir eser..

Ama sonuçları elimizin altında.. Adettendir, her yıl sonu gazeteler astrolojik raporlar yayınlamaya başlar.. Dergiler zaten bu işin teşnesi.

Kendi halime şöyle bir bakayım dedim.. Bilen bilir.. Ben aşağı yukarı dört beş burçta gezinmiş bir adamım.. İdeal burcumu bulana kadar çok süründüm..

***

Asıl burcum İkizler..

Bir İkizler Burcu erkeği olmak “lanetlenmek” gibi bir şeydir..

Ha yüz kızartıcı bir suçtan cezaevine düşmüşsünüz, sizi namus cinayetinden yatan ağır abilerin koğuşuna vermişler..

Ha İkizler Burcu’nun kapsama alanına giren günlerden birinde doğup, dünyaya gelmişsiniz.. Arada fark yok..

Ağır abiler, yüz kızartıcı suçtan aralarına düşeni nasıl bir punduna getirip şişlerlerse, diğer burcun insanları da sizi öyle şişler dururlar.. Hem de her gün..

KAÇIP KURTUL
O kadar aşağılandım, o kadar itilip kakıldım ki tek çare bu burçtan firar emekti..

Şimdi Hürriyet okurlarına gaipten haberler veren Yasemin Boran’la o zamanlar aynı gazetede çalışıyoruz.. Yanına gittim.. Durumlar böyleyken böyle, deyip hallerimi anlattım..

Niyetim burcumu değiştirmek..

Burç değişir mi demeyin? Adamını bulursanız değişiyor.. Ben de adamımı bulmuştum..

Yasemin bana “Sizin için Arslan burcu uygundur” dedi..

Gözlüğümü çıkardığım zaman bakışlarım aslanı andırıyormuş..

Sesim de kükrer gibi kalın.. Eh! Bu mahlûk hayvanlar aleminin kralı.. Ben de halı sahada gol kralıyım.. Peki deyip yeni burçtan mazbatamızı aldık..

Kadınlı ortamlarda bekliyorum ki biri “Burcunuz nedir?” desin.. Ben de “Arslan” derken kükrer gibi yapayım..

Nihayet sordular.. Cevabımı verir vermez de yüz ekşimeleri başladı..

“Ayy! Arslan çok megalomandır..”

Haydaaa!

Düne kadar iki ruhlu, kişiliksizdik.. Birden megaloman olduk.. Bre namertler.. Bugüne bugün Ormanlar Kralı ile aynı kimliği taşıyoruz.. Birinizden biri de iyi bir şey söylesin değil mi? Ne gezer?

***

Yine Yasemin’e koştum.. Kazıklandığımı iddia edip “burç değiştirme işlemini” baştan yapmasını istedim..

Yasemin düşündü taşındı, beni evirip çevirdi.. Sağıma soluma göz attı.. Sonunda “Boğa burcunun bana uyacağına” hükmetti..

Ben artık bir boğa insanıydım.. Yapmam gereken tek şeyin, güzel bir kadın gördüğümde sığır gibi bakmak olduğuna inanıyordum..

YİNE ÇUVALLADIK
Ben o zamanlar burçlar arasında kan davaları olduğunu bilmiyorum..

Nitekim sağda solda “Ben boğayım..” diye şişinip, kimlik tarifi verince eleştiriler başladı..

“Boğa erkeği şöyledir, böyledir..”

Birinden biri de hayırlı bir şey söylesin boğalar hakkında.. Boğa erkeğini öyle bir tarif ediyorlar ki dinlerken yerin dibine geçiyorum..

Hani astrolojiye imanım tam olsa, gizli bir burç döneği olmasam; doğruca mezbahaya gideceğim, karşılaştığım ilk kasaba:

“Etimi, derimi insanlığa armağan ediyorum” deyip, teslim olacağım..

SIRA AKREP’TE..
Yine Yasemin’e koşmam bu utanç sebebiyledir.. O da benden yılmış.. Lafı uzatmadan “Erkeği gizemli, karmaşık olur.. Kadınlar böylesini sever” diyerek beni Akrep Burcu’na yönlendirdi..

Ben akrep denen mahlûku sevmem ama bu kadar iğrenç, çekilmez olduğunu bilmiyordum..

Kadınlardan öğrendim ki ben kalleş, iki yüzlü, arkadan vurmaya meyilli biriymişim..

Bizim ortamlardaki kızların çoğu “gizli burç tarikatlarından birine” üye olduğundan muhabbet iki sokum laftan sonra burçlara kayıyor, ondan sonra da söylenen her şey manevi şahsiyetime saldırı oluyor..

Temsil Orhan Pamuk, Nobel ödülünü alır mı almaz mı tartışması çıktığında astrologlardan tık yok..

“Bence alır çünkü yükselen burcu Venüs’ün etkisinden çıkıp Merkür’ün kapsama alanına giriyor” diyen birine denk gelmedim..

***

En nihayet Kova ile Yay arasında kaldım.. Yasemin’e göre bana uyan Kova Burcu’ydu.. Onun da adı kötü..

Çocukken mahalle maçlarında çok gol yiyen kaleciye kova lakabı takılırdı..

O sebepten tercihim Yay oldu.. Bir iki senedir çok rahatım.. Kimse bulaşmıyor.. Ama yeni yılda ben diğerlerine bulaşacağım..

2007’nin astrolojik raporunu verirken..

DİĞER YENİ YAZILAR