Öğrenciler seçim öncesi partilerden ne istemeli!

Haberin Devamı

Öyle ya, en büyük vergi barışının (aslında vergi affı), en büyük eğitim affının (terör suçu dışında tekrar üniversiteye dönebilme), 3 günde seçim yasaklısı olarak ilan edilip sonra bir yol bulunarak milletvekili seçimine katılımı sağlamanın, ceza indirimlerinin hep seçimlerden önce gündeme gelmesi Türk tarihinde yerini almış bir “gelenek”tir. Hatta bunların bazıları Rahşan affı gibi isimlerle anılır. Türk toplumu bağışlayıcıdır, affı sever!..
Ben de bugün biraz bu konuya kafa yorup, öğrenci olsam ne isterdim diye düşündüm.
Gençlere bıraksak neler istemezler ki!
Devlet ve hükümet büyüklerinden istenecekse, en fazla birkaç şey ve tabii ki kapsamı büyük olanların istenmesi gerektiğini hep akılda tutmak lazım. Unutulmamalı ki ülkemizde okul çağında, 18-24 yaş arası 7.5 milyon seçmen mevcut, her birinin bir ailesi olduğunu da varsayarsak 21-22 milyon seçmen eder. Onları memnun etmeyeceğiz de kimi memnun edeceğiz! Ayrıca onlar bizim geleceğimiz.
YÖK’ü kaldıralım veya YÖK’ü yeniden yapılandıralım gibi seçim vaatleri şu anda bu seçmen grubunun pek umurunda değil gibi.
En fazla harçlardan, barınmadan, sınav sistemi (son zamanlarda malum YGS olayı başı çekiyor) yakınıyorlar. Mevcut öğrenciler eğitimin kalitesinden, sınav kurbanı olup yanlış bölüm veya üniversiteye kayıt olmaktan şikâyet ediyor. Bir diğer şikâyet de büyük şehirlerde okullara ulaşım ve ulaşım süreleri oluyor.

***

Bu aşamada masanın öteki tarafında ben olsam (parti başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan) hangi konulara el atardım:
Öncelikle YGS. Seçim yasaklılarının 3 günde yasaksız hale gelebilmesi gibi, demokraside çareler tükenmez deyiminden yola çıkarak uzmanları toplayıp YGS sınavını iptal etmeyip (iptal tekrar sınavın uygulanması anlamına gelir) LYS sınavını herkesin almasını sağlardım. Puan sıralamasına göre (tek sınav döneminde olduğu gibi) MYO, YO ve lisans yerleştirmelerini sağlayacak bir çözüm önerisi isterdim. Böylece, öğrenci mağdur olmaz, sisteme güven tekrar oluşabilir diye düşünürdüm. Tabii 1.7 milyon gencin ve ailesinin gönlünü alırdım.
Mevcut öğrenciler için ise aile fonu yerine öğrenci fonunu da düşünürdüm. Ayrıca, şu anda Türk eğitim sisteminde inanılmaz sayıdaki öğrenci, okuduğu okuldan ve bölümden memnun değil. Onlara ilk etapta kendi alanları içinde veya puan türüne göre bölüm değiştirme hakkı verirdim. Örneğin, aynı üniversitede mühendislik okuyan bir öğrenciye işletme veya ekonomi okuma hakkı tanırdım. Veya boş kontenjanı kalmış olan üniversitelere yine şartsız geçiş hakkı ve imkânı verirdim.
Öyle ya, demokraside, bilhassa seçim döneminde çareler daha fazla oluyor.
Söylemesi ve yazması bizden, uygulaması ve duyurusu sizlerden...

DİĞER YENİ YAZILAR