Robin Williams’ın ölüm nedeni olan depresyon...

Yakın dostlarıma son zamanlarda insan yaşamında oluşan “dram“ın tarifini şöyle yapıyorum:

-”Çocukluk yıllarında bize ne yapacağımızın öğretilmediği haller ve durumları, hayatın karşımıza çıkardığı anlarda, içine düştüğümüz biçarelik halinin üzerimizdeki izdüşümüdür...”

Öğrenmediğimiz, çıkarsıma yapamayacağımız ve ne yapacağımızı bilemediğimiz durumlarda, biçare kaldığımız anlarda, hayatla nasıl başedeceğimizi bilemediğimiz durumlarda yaşadığımız acı ve ızdırap hali, bizim “yaşam dramlarımızın esas temeli...”

***

Robin Williams’ın menajeri dün ünlü aktörün son zamanlarda “depresyon geçirmekte olduğunu“ söylüyor...

Williams’ın ölümüyle sarsılıyorum...

Hayatta kazanılmış başarıların, depresyon anlarında hiçbir anlam ifade etmediğini kendi yaşadığım tecrübelerden biliyorum...

Yirmibir yıl önce, hayatta yaşamakta olduğum şeyler gayet iyi ve güzel gözüküyordu...

Mutlu olduğumu düşündüğüm bir beraberliğim vardı...

Atina’dan dönmüş İstanbul’da oturuyor ve bir dergide köşe yazıyordum...

Televizyona haber program yapıyordum...

Haberin Devamı

İstanbul Ankara arası mekik dokuduğum TRT’de programlarımdan dolayı ağır baskılar hissettiğim bir dönemdi...

***

Bir haftalık mavi turdan dönüyorduk arabayla...

Kız arkadaşım vardı yanımda ve dostumuz olan evli bir çiftle bir hafta denizde kalmış tatil yapmıştık...

Dönüşte Ankara’da kendimi yeniden yoğun baskı altında hissedeceğim televizyon programı günleri beni bekliyordu...

Gitmek istemiyor, hayatla karşılaşmaktan korkuyordum...

Bir anda Ankara’daki televizyon programı da, İstanbul’da beni bekleyen hayat da bana yabancılaştılar...

***

Midemde bir “bulantı“ başlamıştı...

Bir süre sonra başımın da dönmeye başladığı fark ettim...

Dura kalka İstanbul’a geldik...

Ne ki, başımın dönmesi ve midemin bulantısı İstanbul’da da geçmek bilmedi...

Günler geçiyordu, ancak benim ne baş dönmelerim ne mide bulantılarım, ne kusmak istemelerim, ne yemek yiyememelerim geçmek bilmiyordu...

Hayatta bundan çok daha ağır üzüntüler geçirmiş, çok daha dramatik olaylarla karşılamış, çok daha derin kırılmalar yaşamış, ancak hiç böyle “duygusal zeminin altımdan kaydığı“ hissini yaşamamıştım...

Haberin Devamı

***

İçimdeki yaşam köklerimden koptuğumu, zeminin kaymakta olduğunu, bir yerlere tutunamadığımı hissediyorum...

Bir türlü kendi içimdeki kaydırakta kayarken, bir dala tutunup, benliğimi “güvenli ve emniyetli bir yere“ oturtamıyordum...

İçimdeki kaygan zeminde kaydıkça, midem bulanıyor, başım dönüyor, çıkarmak istiyordum...

Hiçbir şey yemediğimden bir şey de çıkartamıyordum...

***

Bir aya yakın sürdü depresyon hali...

O güne kadar “depresyon“la ilgili söylenen şeyleri pek ciddiye almazdım...

İnsan bilincinin, beynin kontrolünü kolay kaybetmeyeceğine inanırdım...

O sıralarda, kendime en güvendiğim alanda böylesine kaygan bir zeminde kaymam, allak bullak etmişti beni...

Bütün mesele duygusal alabora altında, yaşadığım kayganlıkta; “ruhumun demirleyeceği çıpayı, tutunacak dalı nereden bulup rahatlayacağım“dı...

***

Yaşadığım ilişki, birlikte olduğum sevgili, televizyonda yaptığım haber programı, yazdığım köşe yazısı, yaşadığım çocukluk semtindeki sevdiğim ev; hiçbirisi beni kendime getiremiyordu...

Haberin Devamı

Tersine hepsi üstüme üstüme geliyor bende korku ve panik hali yaratıyordu...

Arkasından korkunç bir yabancılaşma benliğimi sarıyor, mide bulantısı, baş dönmesi, çıkarma isteği sıklaşıyordu...

***

Bir sabah Yeniköy’deki evimin hiç girmediğim çalışma odasına girdim...

Atina’dan döndüğüm günlerde; oradaki gibi Yeniköy’deki evin de en güzel manzaralı odasını kendime çalışma odası yapmıştım...

Fakat İstanbul’da dergide, Ankara’da televizyonda çalıştığımdan o odaya artık hiç uğramaz olmuştum...

***

Odaya girdim...

Çocukluk yıllarımdan, hayatımı anlamlandıran en değerli ve önemli duygularımı o odada içimden çıkardım...

O duygulara sarıldım...

Duyguların saklandıkları yerden ortaya çıkmaları ve benim onlara sarılmamdan sonra, bir anda mide bulantımın geçtiğini, baş dönmelerinin etkisini yitirdiğini hissettim...

En önemlisi, içimdeki zemin artık kaymıyordu...

Ayaklarım yere basmıştı; kendi içimde ayakta durmaya başlamıştım...

Haberin Devamı

Hayat yeniden anlamlı hale gelmiş ben rahatlamıştım...

***

Dün bu olayı intihar ettiği görünen Robin Williams’ın menajerinin “ünlü aktörün uzun zamandır depresyonda olduğu açıklamasının“ ardından yeniden hatırladım...

Dünyaya çok değerli katkılar yapan, duygusal, sevecen ve muhteşem bir aktör olan komedyenin, ölümü bende “depresyon“ duygusunu anlatma ihtiyacını tetikledi...

Çok kişinin; “Hayatta her şeyi vardı... Her şeyi olduğu için bunalıma girdi...” yollu yalan yanlış klişe değerlendirmeler yapacağını bildiğim için, “depresyon“ duygusunun insan hayatında yarattığı onulmaz yaraları aktarmaya çalıştım...

***

Ölü Ozanlar Derneği’nden başlayarak bizleri onlarca yıldır mutlu eden, hayatımıza anlamlı değerler katan muhteşem aktörün, yaşadığı depresyonun nedenlerini bilmesek de varlığını hissetmemizin, onu bir parça anlamamızı sağlayabileceğini düşünerek kaleme aldım kendi depresyon tecrübemi...

Ünlü aktör daha bir ay önce, kızının doğum gününde, onun fotoğrafını instagramına koymuş; “Benim için o hala bir bebek“ demişti...

Birkaç hafta önce bu notu düşen bu derece duyarlı bir babanın, hayatını sonlandırmasındaki dilema “ucuz klişelerle” bayağılaştırılacak bir olay değil...

Seni seviyorum ve çok önemsiyorum Robin Willams...

Sevgiyle kal...

*****

KAFA KARIŞIKLIĞI...

“Kafa karışıklığı zamanla açıklık kazanır ve tüm yeni öğrenilen şeylerin aklınız tarafından mükemmel bir biçimde hazmedildiği bir an gelir...

Bu gerçek bilgeliğin başlangıcıdır...

***

Kafa karışıklığına sempatiyle yaklaşın, onu kucaklayın, ondan korkmayın, ürkmeyin...

O sadece büyümenizin bir yansımasıdır...

Bilmenin Güvenli Limanı’ndan ayrılmak; ve Yeni Okyanuslara yelken açmak her zaman biraz karmaşıktır...”

Robin Sharma

DİĞER YENİ YAZILAR