Meltem Cumbul Muhteşem Yüzyıl’a çok yakıştı

Haberin Devamı

Muhteşem Yüzyıl artık dizi olmaktan çıktı. Adeta her hafta bir yıldızlar geçidi yaşanıyor. Her sezon “Bitti” dedikçe yeniden doğuyor. Meryem Uzerli’nin ayrılmasının ardından herkes “İzlemem artık” diyordu ama reyting sonuçları aynı şeyi söylemiyor. Bu da aslında çok önemli bir gösterge… Bize “Eğer elinizde iyi bir projeniz varsa, tasarımını iyi yaparsanız ve onu yüklenici kişi profesyonelse zamanla taşların yerini değiştirseniz de başarı peşinizi bırakmaz” diyor. Halit Ergenç, Kanuni Sultan Süleyman rolünü öylesine sırtlandı ki, kim gelirse gelsin ya da giderse gitsin izleyiciyi ekranda tutmayı başarıyor. Bu hafta gördüm ki, Halit Ergenç gerçekten padişah olmuş. Duruşu, ata binişi, coşkusu, kudreti bize onu gösteriyor. Sarayda hâlâ Hürrem’le arasında aşk var. Hürrem’de ondan vazgeçmiş değil, yeni bir kız halvete gideceği zaman duruma müdahale ediyor. Kanuni ölse de çocuklarım iktidara gelse duygusunu her saniye hissettirmiyor. Fatih dizisinde eksik olan bunlardı. Neyse konumuz bu değil…

Üzerine gidiliyor

Bu hafta diziye Meltem Cumbul ve Berrak Tüzünataç katıldı. Bu senenin ses getiren transferi onlardı. Meltem Cumbul, neşenin sultanı Fatma Sultan olarak saraya geldi. Tabii saraya gelirken bir elma alma sahnesi vardı ki, müziğinden oyunculuk biçimine kadar Muhteşem Yüzyıl’da ilk kez böyle bir sahne izledik. Dışarıda bir sultanın bu kadar cilveli olduğuna ilk kez şahit olduk. Yüzünden kahkahası, kalbinden intikamı eksik olmayan Fatma Sultan sarayı karıştıracak ama kazanan yine Hürrem olacak. Ben Cumbul’u diziye çok yakıştırdım. Sarayın koridorlarında esen gergin rüzgâra kahkahasıyla renk kattı. Berrak Tüzünataç, diziye girmeden eleştiri oklarının hedefi oldu. Bence ortada bu kadar abartacak bir şey yoktu. Mihrinisa karakterini de kötü yorumlamamıştı. Zaten Tüzünataç hiçbir zaman “Ben aktörüm” demedi. Fazla üzerine gidildiğini düşünüyorum.

Gülfem Hatun harika

Beni dizide en çok etkileyen karakterlerden biri Gülfem Hatun. Ne yazık ki, çok fazla sahnesi yok. Genellikle birilerinin yanında oluyor. Ama aslında onun öyle bir hikâyesi var ki, neden o hikâyeye girmediklerini anlamıyorum. Gülfem Hatun’a Selen Öztürk hayat veriyor. Öztürk, o kısacık anları bile değerlendirmeyi iyi başarıyor. Çünkü onun her sahnesinde bakışından beden diline bir fark oluyor. Özellikle bu sezon onu izlerken çok keyif alıyorum. Yaşlandırılmasına rağmen beden diliyle de onu bize yaşatıyor. Yani makyajla yüzü 50 ama konuşması, bakışı, elini tutuşu bile 50. Bazı oyuncular gibi yüzü eli tavrı 25 değil. Umarım onun hikâyesini de izleme fırsatı buluruz. Zaten Hürrem öldükten sonra Kanuni Sultan Süleyman’a ilk eşi Gülfem Hatun bakıyor. İnşallah o sahneleri görürüz.

DİĞER YENİ YAZILAR