Kumandam dile geldi

Bugüne kadar hem kendi beğenilerimi, hem de seyirci isteklerini yazdım bu köşede. Ama bugün kumandam dile geldi. Geçen akşam kanalları değiştirirken dondu ve konuşmaya başladı. “Bir de dizi doktoru olacaksın? Hadi beni tedavi et de, görelim.” Etrafıma baktım, deliriyor muyum diye de korktum. Ama hayır, kumandam bana “Beni tedavi et” diyordu. “Neyin var?” diye sordum. Bir dokun, bin ah işit, derler ya dökülmeye başladı. O nedenle bugün ben değil, kumandamın isyanını okuyacaksınız: “Sabahın köründe uyuyorsun, önünde binlerce kanal seçeneği varken sen kafayı takmışsın Türk dizilerine. Bütün gece acıların içinde gezdiriyorsun beni. Allah’tan bazen canın sıkılıyor da, gülmek istiyorsun?” Bana kalsa zaten ben hep gülmek istiyorum. “İşte o iş senin istediğin gibi olmuyor. Aynı kanallara basmaktan üstümdeki sayıları silindi. Ama senin umurunda bile değil! İzlediklerimden kalbim tekliyor. Bu sektör sadece sizi değil, beni de bitirdi.”

Reçete dinlenmek

Tamam, anlat gerçek sorunun ne? “Doktorcum, bazen beni düşündüğünü biliyorum. O nedenle bazı işleri izlerken sen de kahır çekiyorsun, görüyorum. Ama bazen seni anlamak zor. Öyle diziler, programlar izletiyorsun ki bana vicdansız demek istiyorum sana...” Madem bu kadar dertlisin, anlat bakalım bu sektörün sorunu ne? (Zaten birine fikrini sorma, hemen ahkam kesmeye başlar. Bu ülkede herkes uzman! O nedenle kumandam da ahkâm kesmeye bayılıyor. Kime çektiyse...) “İstisnalar olmasına rağmen, izlediğimiz işlerin geneline baktığımda içeriğe çok odaklanılmadığını söyleyebilirim. Yapımcılar, kanallar, yönetmenler, senaristler ortaya koydukları işlerin kendisine yoğunlaşacaklarına hem reklama, hem de yurt dışı satışına takılıyorlar. Hal böyle olunca, ortaya Türkiye’den uzak işler çıkıyor. O nedenle söyle tüm tanıdıklarına; bıraksınlar çocuklarının reklamını yapmayı, o çocuğu eğitip geliştirsinler. O kendi reklamını yapar.” Vay be, kumandam ne kadar haklı! Öyleyse sana reçetemi yazdım kumandam. Bir gün ekrandan uzak kalıyorum. Sen de kafanı dinlersin. Yarın yazım yok.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR