Size mi soracağız?

Amerikan bla bla üniversitesi resmi olarak açıklamış: “Selfie çekmek bir ruh hastalığıdır!” Halt etmiş o bla bla’cı araştırmacılar... Ayrıca öyle ise bile tek hastalığımız bu olsun, çok şükür.

Cep telefonlarının kamera özelliği icat olunduğundan beri tüm insanlık alemi olarak fark ettik ki, insan en güzel kendi kendini fotoğraflıyor.

Başkası çektiğinde kendimi yaşlı, şişman, çirkin görürken, kendi çektiğim fotoğraflara nasıl bayılıyorum belli değil! Çarşaf çarşaf her yere koyuyorum.

Rahatsız olan bakmasın diyorum.

***

Ayrıca kendimizi sevip sevmeyeceğimizi, beğenip beğenmeyeceğimizi size mi soracağız?

Biz küçükken annemin “Kendini beğenmeyeni kimse beğenmez” sözünü duya duya büyüdük.

Egonun dozunda cilalanmışı her zaman iyidir iyi...

Sosyal medya kavramının hayatımıza ilk girdiği zamanlar benim de tuhafıma giden paylaşımlardı bunlar.

Ama zaman o kadar hızla akıp, hayat o kadar süratle bir yerlere gidiyor ki, en iyisi o akışa direnmemek.

Sabit fikirli olmamak, ruha bir tutam hoş görü katmanın yanında “Aman koy şaplağı rahvan gitsin, kim ne isterse onu çeksin, göstersin” de demek lazım.

Haberin Devamı

***

Ayrıca şu tatilini, yediğini, içtiğini, selfie’sini özellikle paylaşmayan, sen toplu fotoğraf çektiğinde ‘Lütfen benim içinde olduklarımı paylaşma tamam mı?’ diyenler var.

Bu nasıl kendini önemsemek, bu nasıl bir kibirse artık!

Tüm mavi gezegen yaşayanları olarak herkes toplandı, senin fotoğraf paylaşıp paylaşmayacağını bekliyor çünkü!

Paylaştığın anda olay olacak, yer yerinden oynayacak, Birleşmiş Milletler olağan üstü toplanacak!

***

Ne kendinizi ne de sosyal medya hesaplarınızı (eğer iş için kullanmıyorsanız) bu kadar fazla önemsemeyin.

Neşeli olmanın, kendini sevmenin, yaşadığı güzellikleri insanlarla paylaşmanın ayıp bir tarafı yok.

Kendinizi bu kadar da kasmayın.

Bir tek bu: ‘Ne mana?’

Sosyal medya üzerinde, kendi hesaplarında, kendi özel sayfanda yediğini, içtiğini, gezdiğini, yaşadığın evi, hayatını, işini paylaşmak istersen paylaşırsın. O senin paşa keyfinin bileceği iş.

Sadece ibadet sırasında, cenazelerde, mezarlıklarda gibi fotoğraf çekilip paylaşmanın hangi duygular içinde yapıldığını anlamıyorum sadece ben...

Haberin Devamı

Birkaç ay önce ismen tanıdığım ama hiç karşılaşmadığım, ortak tanıdıklar yüzünden “ayıp olmasın kontenjanından” listeme kabul ettiğim bir kadını bu yüzden hemen sildim mesela.

Annem yaşında koskoca kadın, arkadaşının mezarı başında sağdan soldan yandan sırıtarak pozlar vermiş ve bunu paylaşmış.

“Ah canım bilmemkimciğimin sene-i devriyesiydi, ışıklar içinde uyusun” diyerek.

Bir: Mezarlıkta goy goy yapılmaz, oturup dua edilir.

İki: Ona ışıklar içinde uyusun değil, “Allah rahmet eylesin” denir.

Üç: Cenazeler, mezarlıklar, ibadethaneler sosyalleşme yeri değildir.

Dört: Tuhaf kılıklarla poz verip, şov yapma yeri hiç değildir. (Yine o malum fotoğraf geldi gözümün önüne... Ayyh! İçim ürperdi, Azrail yokladı!)

DİĞER YENİ YAZILAR