Tuna Durmaz, Ordu'daki fındık eylemlerinin VATAN'da yer alış biçimiyle ilgili olarak şunları yazdı:
"Vatan Gazetesi'ni, 4 yıl önce yayın hayatına başladığı günden beri ilgiyle okuyorum. Başlangıçta, her şeyin görselleşip 'show'a dönüştüğü bir ortamda, elden geldiğince gazete olmanın özelliklerini koruyan bir anlayış içindeydi. Hele, başlığının ön kısmında 'ülkenin en iyi gazetesi' gibi bir iddianın yer alması Vatan'a ilave bir sorumluluk yüklemiş oluyordu.
Böyle bir ortamda, 31 Temmuz 2006 günlü Vatan'ın birinci sayfasında kibrit kutusu büyüklüğünde yer verilen 'Karadeniz'de fındık isyanı' başlıklı haberi görünce şaşırdım. (Habere devam sayfasında büyükçe yer verilmiş olsa da...)
Oysa Ordu'da 100 bine yakın fındık üreticisi toplanmış ve hükümetin fındık politikasını sert bir şekilde protesto etmişti. Mitingin ardından Ordu'dan geçen karayolu saatlerce kapatılmıştı. Fındıkta oyunlar oynanıyordu. Fiskobirlik'in durumu, fındık üreticileri, ihracatçılar... Ve Cüneyd Zapsu! Neresinden bakarsanız bakın, fındık sorunu ülkemizde çok önemli ve kitlesel bir olaydır. Vatan Gazetesi'nde, 'küçümsendi' demek istemiyorum; ama küçük ve önemsiz gibi verilmemeliydi."
Okurumuz, eleştirisini aktarırken, fındık sorununun değişik boyutlarını da başarılı bir şekilde özetlemiş. Gerçekten olayın hem yöresel hem de ulusal ekonomi bakımından önemli boyutları var.
Bunun yanısıra, Fiskobirlik'in yönetilme biçiminin ötesinde, genel tarım politikasının içinde fındığın yerinin belirlenmesi kısmı da önemli.
Elbette 100 bin kişinin hükümeti protesto için sokağa çıkması toplumun bütünü açısından önemli bir olaydır.
1980 öncesi yaşanmış olan bazı olumsuz deneyler ve siyasi yanlışlar bu tür kitle eylemlerine kuşkuyla bakılması gibi bir başka uç noktaya gidilmesine yol açmıştır. Oysa toplumun hangi kesimi olursa olsun, tepkilerini göstermek için sokakta kitle gösterisi yapması, bu yolla bütün toplumun dikkatini çekmeye çalışması demokratik düzende en temel haklardan ve unsurlardan biridir. Medyanın da bu hakkın demokratik düzen içinde kullanılmasını desteklemesi doğaldır.
31 Temmuz ve 1 Ağustos tarihli VATAN'da haberin birinci sayfada verilme şeklinin, sorunun bütün boyutlarını yansıtmaktan uzak olduğu yerinde bir saptamadır. Uzun süredir ilk kez böyle bir kitle eylemi gerçekleşmiş ve bunun bütün boyutlarıyla, kaynaklarıyla okura aktarılması sağlanmış değildir.
Olayın ardından yapılan yayınlarda da Emniyet Müdürü'nün görevden alınmasıyla ilgili tartışmalar, Başbakan'ın sözleri ve onunla ilgili düzeltmeler ana unsurlar olmuş, fındık üreticisinin sorunuyla ilgili yayınlar çok geri plana düşmüştür.
Avrupa Birliği sürecinde Türk ekonomisi yeniden yapılanırken, tarımın sorunları ve bu kesimdeki dönüşüm çok önemli olacaktır. Dolayısıyla bu kesimin sorunlarını derinlemesine tartışmak yine medyanın görevi olarak öne çıkıyor. Kırsal kesimde az gazete okunuyor olması, bu görevin yerine getirilmemesinin bir gerekçesi olmamalıdır.
