TEKEL kavgasında kaybetmek, iktidarın alın yazısı haline geldi!

Haberin Devamı

En Büyük Devlet Büyüğü, eylemci TEKEL işçilerini temsilen bugün Türk-İş heyetini kabul edecek...

Peki; sizce bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıkacak mı?

Sayın Büyük; eşleriyle birlikte iki aya yakın bir süredir Ankara’nın ayazında direnen TEKEL işçilerinin haklarını teslim edecek mi?

Yoksa; Türk-İş Başkanı’na, “Söyle onlara, eşlerini de alıp gitsinler” mi diyecek...

***


Demokrasi sadece doğruluğu meçhul darbe planlarıyla mücadele edip, ne olduğu belli olmayan açılımlar yapmak değildir...

Gerçek demokrasi; emeğe ve “hak”ka saygı duymaktır...

Devlet otoritesinden yararlanarak; insanları açlığa, yoksulluğa, ölüme mahkûm etmemektir.

Ama...

Sayın Büyük ve kabine arkadaşları, TEKEL işçilerinin eylemi konusunda bugüne kadar yaptıkları “ayaküstü” açıklamalarla kendilerini öylesine bağladılar ki; sorunu çözümsüz hale dönüştürdüler...

Bu direnişin sadece Türkiye’de değil; dünyada da merakla izlenen bir işçi sınıfı mücadelesine dönüşmesine neden oldular...

***


Bugünkü görüşme elbette çok önemli...

Ama ne yazık ki sonuç belli:

Sayın Büyük geri adım atmayacak...

Manzaraya bakılırsa, işçiler de yollarından dönmeyecek...

Sonuçta da Türkiye, bu basit anlaşmazlık yüzünden genel grevlerle, işçi sınıfı tarihinde ilk kez yapılacak ölüm oruçlarıyla tanışacak...

Ve ne olursa olsun; bu kavgadan “yenik” çıkacak taraf, iktidar olacak...

Yıllardır yaptığı “fakir-fukara, garip-gureba edebiyatı” nda samimi olmadığı ortaya çıkacak...

Sonra da TEKEL işçilerinin başlattığı bu büyük mücadele dalga dalga tüm işçilere, memurlara yayılıp, ekonomiyi kilitleyecek, hayatı durduracak...

***


Umarım Sayın Büyük, kaybedeceği bu kavgayı boş yere uzatmaz...

Yoksa; birileri eşlerini, çocuklarını alıp bir yere gitmek zorunda kalır; ama...

Onlar asla TEKEL işçileri olmaz!


***



GÜNÜN SORUSU

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre Türkiye’de bugün itibariyle kayıp ve kaçırılmış çocukların sayısı 1661’e ulaşmış....

Acaba bu çocukların Ergenekoncu olduklarını ihbar etsek, polisin onları bulup ortaya çıkarma süresi kısalır mı?


***



Adil Gür: Kimsenin parası beni satın almaya yetmez!

Dün Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray’ın, A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür’e yönelttiği suçlamaları yazmıştım... Aytun Çıray özetle Adil Gür’ü, Sarıgül’ün toplumdan aldığı desteği abartmakla suçlamıştı...

Bu iddiaya hem Adil Gür’den, hem de Mustafa Sarıgül’den yanıt geldi:

Önce Adil Gür’ün açıklaması:

“Mustafa bey merhaba...

Doğrudur; Sayın Halit Dağlı’nın Ankara’daki mekânında iki kez yemek yedik. Sayın Çıray’ı da onun vasıtasıyla tanıdım. Açıkçası dost meclislerinde konuşulan bilgilerin hem eksik hem de yanlış bir şekilde kamuoyuna açıklanmış olmasını da çok yadırgadım. (../..) 1987’den bu yana sektörün içindeyim. Çok siyasetçi geldi geçti ben hâlâ buradayım. Allah ömür verirse olmaya da devam edeceğim. Tanıyanlar bilirler ki paraları Adil Gür ve A&G Araştırmayı satın almaya, manipülasyon yaptırmaya yetmez. Bu nedenle onun oyu neden yüksek çıkıyor demek yerine, ben partimin oyumu artırmak için ne yapmalıyım, nerede yanlış yapıyorumu sorgulamak daha doğru ve hayırlı olacaktır.”

SARIGÜL’ÜN AÇIKLAMASI

Mustafa Sarıgül ise gönderdiği uzun mektubunda özetle; isminin sadece A&G’nin değil, Metropoll’ün, Konsensus’un ve Genar’ın yaptığı liderlik araştırmalarında da en öndeki sıralarda yer aldığını belirterek, şöyle diyor:

“Bu araştırmaların tamamı, bizim dışımızda, genel gündem araştırmaları kapsamında gerçekleşiyor. Sizin de gördüğünüz gibi, birbirinden farklı çok sayıda araştırma kuruluşu, şahsım ve TDH hakkında farklı sorularla da olsa, benzer sonuçlara ulaşıyorlar. Bugün henüz bir parti olmayan TDH’in toplumda giderek büyük bir ilgi ve merak uyandırdığını, yurttaşlarımızın desteği ve sevgisinin giderek arttığını, bu araştırmalar da ortaya koyuyor.”

***


Sorumlu gazetecilik ve yanıt hakkına duyduğum saygı gereği, bu açıklamaları sizinle paylaşmayı görev bildim.

DİĞER YENİ YAZILAR