Haberin Devamı
Bu da ne demek diyeceksiniz.. Bir partinin herhangi bir görüşü büyük çoğunluk tarafından destekleniyorsa, desteklendiği alanla sınırlı kalsa bile o parti ‘iktidar’ demektir..
Saçma mı?
Değil..
Görüşü iktidardadır..
Mayınlı arazi konusunda toplum kimin peşinde, kimi dinliyor, kimin görüşüne değer veriyor, kimi destekliyor?
CHP’yi..
Baksanıza İslamcı kesimin önemli yazarı Fatma Barbarosoğlu bile CHP’yi destekliyorum diye yazdı..
AKP havlu attı!..
Başbakan talimat verir, yarın yasayı geçirebilirler.. Artık bunun bir önemi yok..
Gördük ki AKP’li vekillerin vicdanı rahat değil.. El kaldırırlarsa da talimatla kaldırırlar, Başbakan’ın baskısıyla..
Kimse hayır, hür irademle demesin..
O zaman vekillere sorarlar.. Geçen hafta neredeydiniz?
Biz dönelim muhalefete..
Bir ülkede muhalefet iktidar kadar güçlüyse o ülkede demokrasi var demektir..
Başbakan dedi ki; “Bu sınıra bereket getirelim.. Yazıktır, günahtır bu toprakları canlandıralım.”
Pırıltılı söz.. Işıl ışıl..
Herkes tam alkışlayacak..
CHP araya girdi.. ‘Van minute’ dedi; bu işin içinde oyun var.. Sınırı mayından temizleyen firma o araziyi 44 yıl ne yapacak?
Mayın temizleme şirketi bu faaliyetinden vazgeçip domatesçiliğe mi başlayacak, karpuz mu yetiştirecek?
Yooo..
500 kilometre uzunluğundaki araziyi kiraya verecek..
Kime?
İstediğine..
CHP bu oyunu ortaya çıkardı.. Ve ilk kez muhalefet gibi muhalefet yaptı.. Şimdi CHP’liler ne demek ilk kez diyecek..
İlk kez dememin nedeni şu; bir meseleyi ilk kez kamuoyuna çok iyi anlattılar.. Tüm kesimleri ikna ettiler, takdir topladılar.. (1 Mart tezkeresini saymıyorum, o başka bir şeydi!)
AKP dikkat!
Muhalefet dönemi başladı.. Meydan artık boş değil..
Başbakanlar vatanı satar mı?
Konunun önemi yok.. Muhalefet edenler söze.. İhanet.. Hıyanet..
Vatanı satıyor, vatan haini diye başladığı zaman acayip uyuz oluyorum.. Gerisini dinlemiyorum bile..
Adam başbakan olmuş..
Ne için?
İhanet etmek için mi, vatanı satmak için mi? Bu yafta akla mantığa sığıyor mu?
Ayıp ediyorlar..
İnandırıcı olamıyorlar.. Vatanı satmak o kadar kolay mı? Değilse o kelimeyi telaffuz etmek neden kolay oluyor..
Sonuna kadar muhalefet edin, direnç gösterin, elinizden geleni yapın.. Göreviniz bu.. Ama lütfen söze ‘ihanet’ diye başlamayın..
O sözcüğü ucuzlatmayın, ayağa düşürmeyin.. Siyaseti sokak ağzından kurtarın..
Şahsen.. Başbakan Erdoğan’ın uyguladığı politikanın yüzde 75’ine karşıyım..
Ama yüzde 25’ini de destekliyorum..
Bir başkası tamamen tersini düşünebilir.. Ve öyle olması da gerekir..
Ne kadar karşı çıksam da..
Başbakan’ın ihanet, hıyanet içinde olduğunu aklımın ucundan bile geçirmem..
O da bu ülkenin iyiliğini istiyor, ben de..
Sadece frekansımız tutmuyor.. Mesele bu kadar basit..
Deniz Feneri de Ergenekondur..
Necati Ağabey (Doğru) 12’den vurdu.. Tam isabet.. AKP Zahid Akman üzerinden oyun çevriyor.. İstifa etmesi için bastırılıyor dümeni yapıyorlar..
Necati Ağabey de diyor ki; “bu, tipik o kötü ben iyiyim aldatmacası.”
Dünkü yazısının özeti tek kelime..
Yemeyin!
Deniz Feneri e. V. yolsuzluğunu şu hale getirmeye çalışıyorlar.. Zahid Bey RTÜK Başkanlığı’nı bırakacak, dosya kapanacak..
Zahid Bey haylaz, yaramaz çocuk ilan edilecek, işbirlikçilerinin kılına zeval gelmeyecek..
Yok ya!
Zahid Bey görevde kalmalı, başkanlığı bıraksa bile RTÜK üyeliğini sürdürmeli.. Necati Ağabey’in dediği gibi; bu adamları o yüce görevlere kimin, neden getirdiği de ortaya çıkmalı..
“Bizden” kriteri deşifre olmalı..
‘Dolandırıcılığı meslek edinme’ suçlamasıyla karşı karşıya olan kişiyi kimin ahlak polisliğine getirdiğini de bilelim..
Değil mi?
Deniz Feneri e. V. olayı sadece bir dernek yolsuzluğu değildir.. Sadece Almanya’nın en büyük dolandırıcılık şebekesi değil, Türkiye’deki din sömürüsü tarihinin kısa özeti de bu olayda yatıyor..
Altı Ergenekon gibi..
Çok pis işler çıkacak..
