Lütfü Özel

TRABZONSPOR bir maç kaybetti ama 90 dakikanın sonu karşılaşmanın önüne geçti. Halilodzic kısaca takımın içinde ihanet eden futbolcular olduğunu ve bunun için gerekeni yapacağını söyleyerek çok ilginç ve tuhaf bir tablo ortaya koydu!İHANET ağır bir kavramdır şüphesiz. Hayatın hangi noktasında kimin karşısına çıkarsa muhataplarını “bitirir”! Trabzon’da da bu sözler “artık durum yaratmıştır”. Basitçe geliştirilemez ve konunun muhatabı net biçimde İbrahim Hacıosmanoğlu’dur!NE diyorsun Vahid Hoca? Kim ya da kimlerden bahsediyorsun? Sahada yer alanları mı kastediyorsun, kenarda tuttuklarını mı, şans vermediklerini mi, kimi aklından geçiriyorsan mutlaka açıklamalı ve gerekeni yapmalısın. Yapmazsan, yapmazsanız, üstünü kapatmaya kalkışırsanız daha kötüsü olacaktır şüphesiz.. Her olumsuzlukta yine aynı hesap karşınıza gelecek, sonunda da koca bir sezon daha başlamadan sona erecektir! Ama Daha vahimi, ortaya çıkan bu tablo Trabzon’un değil sizin tarihinizde kara bir leke olarak yerini alacaktır.ŞU BAYRAM GÜNÜ...AYRICA böyle bir eylem içinde bulunmaya kim cesaret edebilir? Trabzonspor’dan bahsediyoruz! Hangi futbolcu nasıl kalkışabilir ki, ihanet etmeye? Neyin peşinde olabilir? Sorun sen misin yoksa? Gitmeni mi isteyenler var ya da ayrılmak isteyenler mi var?Ne halt ederlerse etsinler, ne halt ederseniz edin; niye, neredeyse kendileri için “hayatın ta kendisi” olarak algıladıkları Trabzonspor sevdalılarını üzüyorsunuz... Şu bayram gününde!

VAHİD Hoca öyle bir 11 açıkladı ki, muhtemelen herkesi umutlandırdı. Kadro geniş, arıyor falan da, "buldu galiba" tadında bir takımdı sahaya çıkan. İkinci yarının ortalarına kadar geçen süreye bakıldığında ise çıkan resim, sıkıntıların hâlâ ciddi olduğunun yeni bir örneğinden ibaretti.BİREYSEL yetenek olarak oyunculara kimsenin itirazı yok. Ve bu kadronun Legia'dan daha iyi olduğu gerçek. Ama takım olunamamış! Hâlâ birilerinin bir şeyler yumurtlamasıyla sonuç alınabileceği durumu geçerli! Legia'nın kontralarla gol arayacağını kestirmek için kâhin olmaya gerek yoktu.RAKİP İZİN VERMESE...KAÇ resmi maç oldu... Defansta uyum nasıl sağlanmadı hayret! İlk yarı Waris'ten gelen tek şutu var Trabzon'un. Onun dışında kaleyi bulan hamle yok! Ama Legia'nın güçbela kesilen en az 3 net pozisyonu var, gol hariç! Hepsi de Trabzon hücumdayken kaptırılan toplarla gelen kontrataklarla! Waris ve Bosingwa çok çalışırken diğerlerinin deli koşusu ama sıfır üretimi var.YİNE de 2. yarıya umutlu çıktık. Fatih yerine Sefa vardı. Legia golü korumayı daha çok önemseyip iyice yaslanınca Trabzon'a gün doğdu. Ama Çanakkale pozisyonundaki kalabalık, topun geçmesine çoğunlukla izin vermedi. Net, bir kere geçti o da direkte patladı! M.Ekici, Sefa, Cardozo'nun mutlak poziyonlarını sayarsak sadece bu bölümde kaçırdıkları galibiyetten bile etti denebilir. Ama bu performans rakip izin verdiği için oluştu gerçeğini ortadan kaldırmaz.MATEMATİĞİN belirleyici olduğu yerde sözü rakamlar söyler. Trabzon için gruptan çıkmak adına bir kaygıya şu anda gerek yok. Ama dünden kalan başka sıkıntılar da var; biri Onur'un sakatlığı, Çek Cumhuriyeti maçı öncesi düşünüldüğünde de sıkıcı.HOCA HEP ATILACAK MI?İKİNCİSİ de Vahid Hoca! Hakem çok kötüydü! Golden önce yüzde 100 faul vardı. Ofsaytı geçtik! İyi de her maçta tribüne mi gideceksin? Bu kadar öfke ne? Bunun yansıması sadece takıma olmuyor da ayrıca. Herkesi etkiliyor. Hoca eleştiriyor da, bir de kendisine bakma zamanı gelmedi mi? Bilmiyor mu, hakemin otoritesini, haklı haksız, sahada bozmaya kalkarsan tribüne gideceğini..

ASLINDA bir yandan yine bir beraberlikle ayrıldı Trabzon sahadan ama gerçekte "iyi ve şanslı" günündeydi. Rakibi sadece 2. yarıda beş net pozisyona girerken birini atabildi. 45'tekileri de eklersek işin özeti; Allah korudu! Kasımpaşa karşısına da farklı bir 11 deneyerek başladı Boşnak hoca. Bilinenlerin yanına defans göbeğinde iki yabancıya, onların önünde Medjani'nin yanında Soner'e Cardozo'nun gerisinde de Mehmet, Yusuf'a yer verdi. TRABZONSPOR şu ana kadar hangi düzende sahaya çıkarsa çıksın, kim iyi ya da kötü oynarsa oynasın kilit adam Onur! Kasımpaşa şüphesiz sıkı takım, şüphesiz birbirini iyi tanıyan ve buna bağlı olarak da iş çıkaracak etkili isimleri olan bir ekip. Onur'un rahat bir 90 dakika çıkaracağını kimse düşünmedi elbette ve öyle de oldu. Onun yine bu kadar ön plana çıkmasında şüphesiz defansla birlikte onların önünde görev yapanların takım oyunu beceriksizliği özelinde yaşamaya devam ettikleri sıkıntı önemli etkendi. Yediği gole de bir şey demeyelim artık.MUSA ve Zeki; Halilhodzic’in istediği daha doğrusu özlediği takımın bekleri değiller. Herkes iyi oynarsa onlar da arada kaynıyorlar. Belkalem ve Papadapulos'un oluşturduğu göbek ise şüphesiz önemli. Dün doğrusu kritik müdahalelerde bulundular. Ama düne damga vuran durum aynı ikilinin Kasımpaşa'nın biraz da hayret edici şekilde göbekten rahatça bindirmelerinde çok çabuk da çözülerek Onur'u zor durumda bırakmasıydı. Bu her iki yarıda da çok dikkat çekiciydi. Ama maçın ikinci bölümünde Kasımpaşa'nın sürekli vites yükselterek bindirmelerine takım halinde karşılık verme, direnç gösterme adına ortaya çıkan iş çok ama çok şaşırtıcıydı.WARIS?HAREKET GETİRDİ CARDOZO ile sıkı fıkı olunması gereken bölgede beklendiği gibi Yusuf en etkili adamdı. Dün Trabzon sadece onunla kanat kullanabildi. Maç boyunca Trabzonspor'da hareket görüldüğü her pozisyonda o da hep işin içinde oldu. Ama sonunda o da yoruldu. Cardozo-Waris değişliği hareket getirse de Şota'nın Malik ve Scarione hamlesi daha efektif bir durumdu, Kasımpaşa beraberlik golünü buldu.

BİZDEKİ futbol düzeni imam-cemaat düzeninde. Yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular ne yapar, ne derlerse kendisine taraftar sanan güruh durumdan vazife çıkararak 'Sen zahmet etme gerekeni biz yaparız' moduna giriyor ve yapıyor da. Yani daha ligin 3. haftası, Vahid hocadaki bu sinirin sebebi ne? Kaç yıllık teknik adam, ilk defa mı faulde haksızlıkla karşılaşıyor? O böyle yaparsa tribünden atlamazlar mı? Geçen hayfa da yaptı benzer işi, idare ettiler. Ya adam hakeme vurmayı başarsaydı?ONUR Milli takım kalecimiz. Ona söylediğimiz kadar evladımızı övmüyoruz! Takım kaptanı üstelik! Hakem Özkahya muhtemelen ona duyduğu saygı nedeniyle kırmızı kartını çıkarmadı. 2. sarıdan kesinlikle atılmalıydı. Halis hoca kendini yaktı Onur’a kıymadı? Peki oldu mu? Olmadı Onur! 28. haftada hatalı karar verilince ne yapacaksın? Sahada hakem mi vuracaksın?ZOR bir sezon geçireceğiz herhalde. Şiddet olmasın diye kafa patlatmaktan kimsede kafa kalmadı ama bundan kendi ölçeğinde nemalananların ortaya koyduğu ve koymaktan çekinmeyeceği anlaşılan 'performans' belli ki, canımızı çok sıkacak!ABDULLAH HOCA ŞAHANEYDİTRABZONSPOR muhtemelen Ukrayna’dan yorgun dönmüş. Ya da son dakikada gelen galibiyet özgüvene tavan yaptırmış, takımı 'Kimse bize karşı koyamaz' havasına sokmuş. Bordo-mavili ekip bu havayı Avrupa Ligi maçlarından bolca hissedebilir. Hissedecek de zaten. Zira transfer edilen yabancı futbolcuların ortaya koyduğu ve koyacağı performans muhtemelen yüksek miktarda tat verecek.BU takımın sorunu 'bizim' futbolcular olacak. Ligde ve kupada yer alacak yerli futbolcular kapasitelerinin üstüne çıkmayı başaramazlarsa galiba Trabzon sık sık Başakşehir maçındaki tabloyla karşı karşıya kalacak. Yetemediklerini, rakibi kıramadıklarını anladıkları anda başka işlerin peşine düşecek. Bunu yaparken de 'Türk futboluymuş' falan demeyecek. Cardozo’nun kenarda tutulup, gol atsın diye Sefa’ya görev verilmesi gibi çok ilginç tercihleri de unutmamak lazım!ABDULLAH Avcı nihayet 'Yerine' döndü! Laboratuvarda deney yapar gibi, en doğruyu bulma konusunda sıkıntısız, stressiz futbolla iştigal ediyor. Kadrosu, stratejisi, oyuncu hamleleri hepsi şahaneydi. Penaltı şanssızlıktı. Ayrıca ortalığı sakinleştirmek için gösterdiği çaba da ayrıca takdire şayandı.

BU Vahid Hoca artık takıma güvensizlik laflardan vazgeçmeli ve onlara güvendiğini söylemeli. Bu ikinci. Rostov maçından önce de salladı dün de. Buyur Halilodziç Hoca. İşte Trabzon. Güya tanıyorsun. Şahane. Bravo Trabzon. Bravo.ÇOK ilginç bir maç oldu. Her şeyden önce deplasmanda bir puan, grup mücadelesi özelinde iyidir. Ama daha önemlisi F.Bahçe-Terbzon golü yediği anda da, öncesinde de, sonrasında da maçı hiç bırakmadı, ama hiç. Çok koştu çok mücadele etti. Berabere de bitse bu gerçek değişmezdi. Ama çok farklıydı Trabzon dün gece.BUNDA belki bir ölçüde de Metalist’in ortaya koyduğu mücadeleye ister istemez eşlik etme, karşılık verme, direnç gösterme gerekliliğinin farkında, sorumluluk alan futbolcu sayısının hiç de az olmaması katkıda bulunmuş olabilir. Ayrıca kalitelerinin de farklılığını unutmamak lazım. Galip durumda olan deplasman takımına yüklenme gerçeği de elbette yaşanacaktı. Metalist bunu 2. Yarının ortalarından itibaren belirgin bir şekilde gösterdi ve golü de buldu ama yine de Trabzon maç bütününde alkışı kesinlikle haketti.TRABZON rakibinden çekinmeden ciddi ciddi önde basarak, çok ama çok koşarak mücadeleyle maça başladı. Özellikle yabancıların ortaya koyduğu istek, kalite dikkat çekiciydi. Bunda özellikle Constant ayrı bir sayfa açmayı gerektirecek kadar farklıydı. Eforunu golle süsledi. Gol Metalist’in istediği baskıyı kurmaya doğru gittiği bir süreçte gelerek tabloyu değiştirdi. Artan özgüven ve buna bağlı olarak sahaya daha iyi yayılma topa da daha fazla sahip olmasını sağladı Karadeniz ekibinin. Bu tabloda sırıtan, özellikle rakibin kanat toplarında yerinde ve zamanında müdahale edemeyen Zeki ve Musa’nın neden olduğu anlardı ama onlarda da iki kez Onur üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.SON VURUŞ EKSİKLİĞİTRABZON ikinci yarıya da skoru koruma derdinde bir anlayışla başlamadı. Hatta Halilodziç Cardozo’yu oyundan alırken başka bir golcüyü Yatabare’yi sahaya sürdü. Golde Zeki’nin hatası vardı ama rakiple boy farkı Onur’u da kafa vuruşunda çaresiz bıraktı. Buna rağmen Trabzon’un bulduğu üç kontratak hiç de yabana atılır cinsten değildi. Burada da sorun pas tercihi ve vuruş kalitesindeki eksiklikti. Son dakika golü de zaten sahada nasıl bir takımın olduğunun tek kelimeyle imzasıydı.KARADENİZ ekibi teknik direktörünün sürekli mutsuz yüz ifadesine rağmen Rostov maçından sonra bir kere daha umut verdi. Bu gruptan da elini kolunu sallayarak çıkar.

TRABZONSPOR, kim çalıştırırsa çalıştırsın, maçlarını iki ayrı performansta sergiliyor! Buna hani deyim yerindeyse "genetik bir hal" denebilir! Takım halinde adeta "on bir benzemez" halde, tek antrenmanla maça çıkan bir ekip elbette bocalar ama bu isim Trabzonspor ise dün sergilenen ilk 45 dakikayı kimse kabul etmez!TRABZON en kötü olduğu dönemlerde bile F.Bahçe'ye karşı böyle oynamadı. Koskoca 45 dakika sadece bir kere Waris'le inerek, ceza sahası dışından vurduğu sert şut var! Hepsi o! Topa rakip hükmediyor. Trabzonspor ise sadece bunu seyrediyor! Ne oyunu hareketlendirme, basma, oynama isteği; sadece F.Bahçeli futbolcuların top çevirmelerini izle dur! İnanılır gibi değil! Bir yerden sonra tribünü dolduran seyirciler bile ıslıklamaya başladı.TRABZONSPOR kendi evinde, Avni Aker'de deplasmanda oynuyormuş gibi geri çekilerek, tamamen savunmada kalarak ilk yarıyı tamamladı. F.Bahçe'nin de düşük tempoyla mücadele etmesine bağlı, kalesinde tehlike yaşamadı ama çok ezildi Trabzon!SEYİRCİLER BİLE SIKILDIİKİNCİ yarı ise, F.Bahçe'de bir değişiklik görünmezken, Trabzon'da "yıldız" diye transfer edilenlerin devreye girme isteğiyle hem bordo-mavili takım sahada görünmeye hem de futbol ortaya çıkmaya başladı. Topu kenara indirmeyi başardığı üç pozisyonda Yatabare ve Waris'in etkili olması ilk yarının karamsar havasını iyice dağıttı. Bu düşüncenin işe yaradığını, rakibin de bu "iniş trafiğine" müdahalede ilk yarıdaki beceriyi göstermede zorlanması Trabzon'un iştahını her geçen dakika artırdı ve bu istek F.Bahçe'yi kendi sahasına doğru ciddi ciddi çekmeye başladı. Mehmet Topal'ın direkten dönen şutu dışında da pozisyon vermedi Karadeniz ekibi.TRABZON UMUT VERDİBU maçın ilk yarısını unutarak, Trabzon gelecek için yine umut verdi denebilir. Waris bu tabloda Cardozo'yla birlikte isabetli transfer olarak dikkat çekiyor. İkisi birlikte iş yaparlar! Bu durumda Başkan Hacıosmanoğlu, Katar'dan gelen teklife paranın cazibesine rağmen "he" demez herhalde! Tamam Vahid Hoca'nın iki ay zamana ihtiyacı var da Trabzon'da iki aya dayanamayacak durumda olanları unutmasın!

GEÇEN sezonun Hami Mandıralı dönemine sığan etkili futbolun en kilit noktası sağdan ve soldan Yusuf, Olcan kaynaklı bindirmelerdi. Beğenmediğimiz Adrian, Colman ve Henrique destekleriyle Trabzon hem çok gol attı hem de çok pozisyon üretti. Yani kanat kullanmadan nasıl olabilirdi ki başka.VAHİD Hoca bastı fırçayı başkana, transfer Allah transfer yaptırdı da nasıl oynatmak istiyor takımı, hala kimse anlayamadı. Durum her geçen gün daha bir çorba haline geliyor. Rostov'la oynanan ilk maçta yarısı yeni olmasına karşın gelecek için doğrusu çok umut vermişti takım ama iyi olacağına şaşırtıyor! Erciyes'le 3. resmi mücadelede 3. farklı kadroya tanık olduk. Mehmet Ekici ve İshak dünün yenileriydi. Vahid Hoca bugün akşama kadar üç adam daha istiyor. 'Borç çorbası' yapacak mübarek! Doldur babam doldur!İYİ de hep hoca mı haklı. Geçen sezonun oyuncuları Avrupa'ya götürdü takımı işte. Belirgin bir oyun stratejisi vardı. Dün ne oynadı Trabzon, ya da neden oynayamıyor bu kadar iyi isimlere rağmen. Bu durumda akla tek gerekçe geliyor, Cardozo! Zira 3 maçta da iyi anlarda Cardozo var! O olmayınca kadro sanki duruyor. Dün de nedeni neyse, yoktu, sıradandı Karadeniz ekibi! İlk yarıda Deniz'in kalecinin üzerine vurduğu sert şut dışında bir numara çıkmadı. Bu kez Yusuf sahadaydı ama o da habire içeri kaçınca yalandan gidişler dışında olgun, organize tek atak göremedik. Daha vahimi böyle bir tablonun rakip marifetiyle ortaya çıkması gibi bir durum da sözkonusu değildi.F.BAHÇE?DİRENÇ?GÖSTEREMEZ2. yarının hareketli başlangıcı Trabzon adına fazla sürmese de, topun ilk kez doğru dürüst kenara inmesi, taşınması ve ortalanmasıyla doğru orantılıydı. Deniz 2 dakikada biri direkten dönen 2 pozisyonda iyi bir alternatif izlenimi veriyordu ama sakatlanarak oyundan çıktı. Yerine giren Altınordu'nun yıldızı Gökhan Karadeniz'in payına düşen ise hocadan fırça yemek oldu. Bu yarıda hücumu daha fazla düşünen Erciyes'in de etkili bindirmeleri zaman zaman Trabzon kalesini karıştırdı. İlhan'ın direkten dönen müthiş şutu akılda kalan en önemli anlardan biriydi. ŞU an itibariyle Bosingwa, Cardozo ve Özer bu takımın vazgeçilmezleri. Diğerleri artık ne zaman pişerlerse.. Yusuf ve Mustafa hakem aldatma yerine işlerine bakmayı hiç düşünmeyecekler herhalde. Hakemler dirsek vakalarında tespitte çok formsuzlar. Dün Zoua'nın ki kırmızı kartlıktı. Trabzon bu haliyle F.Bahçe'ye direnç gösterir mi? Zor!

TRABZONSPOR'UN ilk kez bir araya gelmiş oyuncularla çıktığı ilk maçta da Rostov'un vasat bir takım olduğu ortaya çıkmıştı. Hem takım kimyasının erken tutacak olma ihtimalinin güçlü görüntüsü hem de iki farklı avantaj bordo-mavililerin Boşnak hocasının söylem ayarlarını değiştirmesine neden olmuştu. Dün de gördük, gıdıkladılar, o da ilk yarıda. Hepsi bu. Trabzon bu takıma elenseydi aslında gerçekten mucize olurdu.AMA anlaşılıyor ki Halilodziç'in kafası hâlâ çok karışık ve isterse Messi'yi alsın başkan daha bir süre böyle geçecek. Kafasında ne varsa oturtamıyor işleri bir yerlere. Artık başka takıma gitme olasılığı da ortadan kalktığına göre, durum onu gösteriyor, taşları yerine bir an önce oturtmalı. Neden böyle düşünüyoruz? E o kadar transfer yaptırdın, hâlâ da istiyorsun ama kadron "bunlar satılsın" diye milletin önüne attığın adamlardan geçilmiyor.OYNASINLAR elbette de Mustafa, Soner ve nihayet Aykut ne demek oluyor? Yani hâlâ oyuncuları tanımakta, çözmekte mesafe alınamamış ya da bir başka saçmalık var. Hadi buna razı olduk diyelim, Cardozo neden kenarda? Sakat değilse ki, 70'te girdiğine göre değil, neden bekliyor? Koskoca Trabzon'un 90 dakika boyunca bulduğu ataklar, pozisyonlar onun oyuna girişinden sonra yaşanıyorsa ne oluyor? Yine ilk maçın her şeye rağmen en iyilerinden Yusuf neden kenarda? Onun yokluğunda koskoca maç kenardan tek bir bindirme hamlesi becerdi mi koca takım?HADİ ARTIKSORUYORUZ, zira bu tur maçı? Prestij maçı, deneme, araştırma işi değil! Üstelik, artık neyi düşündüyse, stratejisinin altında ne varsa hocanın, hesap tutmayabilirdi de. İlk yarıda biri direkten dönen, ikisi Onur'un büyük mücadeleyle önlediği üç pozisyonu unutmamak lazım. Topa da istediğimiz gibi sahip olamama, sürekli özellikle sol kanattan adam kaçırarak tehlike altında kalma böyle kolay bir rakibe karşı hiç de iyi görüntüler değildi.CARDOZO'NUN katkısı ve Rostov'un yorgunlukla gardının iyice aşağı düşmesi Trabzon'a turu getiren işler oldu. Hadi artık Halilhodziç! Helvanın kokusunu duyalım!