KAYSERİ’DE tutan Toraman merkezli sistem Ernst’siz işlemedi.. Ve Kartal, çöpe attı ilk 25 dakikayı.. Denizli, haliyle duruma el koymakta gecikmedi.. Eskiden 2. yarıları beklerdi. Ama hamleyi zamanında yaptı! Benim tezimi doğrularcasına sağda çürüyen Ekrem’i sol açığa itti. Toraman sağ geriye, Holosko sağ öne geçti. 4-2-3-1 düzeneğine geçmekse tek hamleyle (4 forvetli) Beşiktaş’ı tıkır tıkır işletti..OYUNUN asıl işleyeni iki adamdı.. Üzülmez ve Bobo.. İkisini de Denizli kadar iştahlı kılan şampiyonluk pastası olmalı.. Özellikle de İbrahim Üzülmez’i.. Gözü-kara, 36 yaşında değil de 18’lik Necip’le lise arkadaşı gibi.. Koşuyor, koşuyor. 11’de ön direkte Bobo’ya verdiği ‘al da at’ pasının heba edilmesine aldırmadı.. Çalıştı.. Devre biterken maçın kader golünü inatçılığı, takipçiliği ile attırdı..İKİ oyuncu da Beşiktaş’ın ruhu, isyankârıydı aslında.. Üzülmez ‘şalgam’ içerek bu formunu koruyormuş.. Eğer öyleyse, yönetim tüm takıma şalgam içirsin.. Bobo’nun 70’e kadarki arzusuna ise İnönü’yü dolduran tribünler hayran kalmıştır.. Çünkü öyle değişken oynadı ki, Can-Barbosa’nın kucağına hiç düşmedi.. Geriden oyuna girdi hep. Goldeki dönüşü, bitirici vuruşu ise tam bir Ronaldo şıklığı taşıyordu.. 1-0’I bulmak Bld. gibi maç çeviremeyen bir rakip önünde önemliydi.. 2. yarı Bld.’nin açık alan yaratması iyi kapanan Beşiktaş’a daha uygun hale getirdi maçı.. Ferrari’nin ribaunt (2.top) pasıyla Holosko’ya 2010’u getirecek gol sürpriz olmadı.. Şifre: 25. dakikadaki Denizli’nin dahice hamlesi.. Anahtar adam: Üzülmez, kader adamı: Bobo *** Ölü top sorunu acilen çözülmeliTELLO gibi bir futbol doktoruna sahip takımın serbest vuruş ve kornerleri bu kadar kötü kullanmasını anlamıyorum.. Oyun kilitlenmiş, sağ taraf üretimsiz, umut ölü toplarda.. 1-0’a dek 4 frikik, 2 korner kullandı Beşiktaş. Ama cılız bir tehlike bile yaratamadı..OYSA Sivok, Ferrari gibi uzunlar ne iş yapar? Mustafa Denizli, gerekirse her idmanda 100 defa ölü top çalıştırmalı takıma.. Bir de Sivok-Ferrari’nin ani form düşüklükleri hayra alamet değil.. Seyirci şampiyonluk havasına girdi de, 2. yarıda yatan savunma Rüştü gününde olmazsa, özellikle Ernst’siz (Necip umut vaat eden genç yetenek ama) çok zor kaldırır kalan 10 haftayı.. *** Çarşı, Avcı’ya neden karşı?ABDULLAH Avcı, Beşiktaşlılar’a hiç sevimli gelmiyor. Siz de kariyeriniz boyunca bir büyük takımdan bu kadar çok puan alırsanız bu normal.. Ama Çarşı gibi her şeye karşı olan seyirci, niye Abdullah Avcı’ya 90 dakika boyunca hiç durmadan “Yere yatsana, yere yatsana” diye bağırıyor. Avcı’nın son dönemdeki oynattığı sonuca dayalı sert futbola karşıyım. Ama Çarşı’nın Avcı’ya bu kadar karşı olmasına da karşıyım..KOLAY yetişmiyor bu ülkede Abdullah Avcı’lar.. Onları iyi beslemek, yüceltmek gerekiyor.. Çünkü bu tür hocalar, Daum’lar, Rijkaard’lar gibi milyonlarca Euro’luk takımlarla bu başarıyı göstermiyor.. Küçük bütçelerin büyük hocaları bunlar.. Bakın işte Ertuğrul Sağlam’a, anlayın..BEŞİKTAŞ seyircisi Liverpool’a 8-0 yenildiğinde bile Sağlam’a “Adam gibi adam, Ertuğrul Sağlam” diye bağırdı.. Öyleyse Sağlam jenerasyonundan başka bir hocaya şu yapılanlar doğru mu? Avcı tabii ki “Yan yola mı saptım?” diye sorgulamalı kendini ama Beşiktaşlılar’ın Avcı’ya yaptıkları hiç ama hiç şık olmadı..