Laiklik neymiş?

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’ın ziyareti, kurmaya çalıştığı yeni düzen için Mısır’a yardımcı olacak mı?

Onlar için ümitlenmek kolay değil ama bir yönden bize, yani Türk halkına yararlı olmuştur.

Çünkü ziyaret vesilesiyle Başbakan’ın laik rejimle ilgili düşüncelerini, düne kadar duymadığımız berraklıkta öğrendik.

Erdoğan’ın açıklamaları, sekiz yıllık kıdemine rağmen kendisine güven duymakta tereddüt eden yığınlarda rahatlama yaratacaktır.

Mısır’da yeni anayasanın laikliğe mi yoksa şeriata mı dayanması gerektiği en güncel tartışmadır.

Bir Mısır televizyonuna verdiği röportajda Başbakan Erdoğan tarafını belli etmiş ve Mısır halkını laikliğin yararlarına inandırmak için elinden geleni yapmıştır.

Şu sözleri önemli:

“Türkiye’de anayasa, laikliği devletin her dine eşit mesafede olması olarak tanımlar. Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır.”

Mısır’da seçimi kazanarak şeriata dayalı bir anayasa yapmak isteyen Müslüman Kardeşler örgütü Erdoğan’ın sözlerine şaşırmış ve tepki göstermiştir. Çünkü onların Erdoğan’la ilgili referansları eskiye dayanıyordu ve şu sözleriyle hatırlanıyordu:

1. “Hem laik, hem Müslüman olunmaz.”

2. “Tutturmuşlar bir laiklik elden gidiyor... Millet istemedikten sonra tabii gidecek yahu!”

İsrail’e karşı yürüttüğü sert politikalardan da etkilendikleri için Mısır’daki İslâmcılar laik rejimi savunan bir Tayyip Erdoğan hayal edememiş olmalıdırlar.

Mısırlı şeriatçıların hayal kırıklığı, Mısır’la beraber Libya ve Tunus’ta yıkılan despot yönetimlerin yerine demokrasi koymak isteyenlerin ümidini ve cesaretini artıracaktır.

Bize de rahatlama getirecektir. Erdoğan’dan laiklikle ilgili son düşüncelerini dinlemek, kuşkularını yenemeyen yığınlara iyi gelecektir.

Tabii Türkiye’nin model olma sorumluluğu laik rejimin erdemlerini anlatmakla bitmiyor.

Demokrasimizin özgürlük ve adalet ayakları topal, yürümüyor.

Bunları düzeltmezsek, elinden tutacağımız toplumlara Mübarek ve Esad rejimlerinden daha iyi bir örnek sunamayız!

Kumar riskine hayır!

Muhalefet yerinde bir soru sordu Başbakan’a.

CHP’li Muharrem İnce’nin Başbakan tarafından cevaplanmak üzere verdiği önergedeki son soru şu:

“Genelkurmay Başkanı’nın dinlendiği, MİT Müsteşarı’na ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının internette dolaştığı bir ülkenin güvenliği ve demokrasisi sizi endişelendirmiyor mu?”

Ben vatandaş olarak endişeliyim.

Devletin terör örgütü ile diyalog kurmasını değil, bu ilişkinin sokağa düşmesini ve devlete ait hiçbir sırrın korunamamasını yadırgıyorum.

Devlet ancak silâh bırakmanın eşiğine gelmiş olan bir terör örgütünü muhatap alır. Aksi halde ilişkiler çürür, eşkıya kendini devletle denk görmenin yanılgısına sürüklenir. Kayıplar çoğalır, acılar büyür.

Devletin bir yabancı arabulucu gözetiminde PKK’yı muhatap kabul ederek müzakere masasına oturması büyük bir rezalet, bu rezaletin servis edilen gizli bir bantla ortaya çıkması, daha küçük olmayan başka bir rezalettir.

Başbakan Yardımcısı Atalay dün “Risk almadan bu sorunlar çözülmez” diyordu.

Devlet hile, tuzak, entrika kumkuması oldu.

Bu yapıya güvenerek kimse kumar oynamaya kalkmasın. Çünkü riskin bedeli para pul değildir.

Candır, masum hayatlardır.

Milletin birliği, devletin bütünlüğüdür!

DİĞER YENİ YAZILAR