İstanbul “Modada ben de varım!” diyor

14 Eylül 2018

Türk modacıları dünya sahnesine çıkaran Mercedes-Benz FashionWeek İstanbul, bu yıl 12’nci sezonunda yine modanın kalbinin attığı etkinlik oldu.

Türkiye’nin uluslararası moda takviminin bir parçası olarak yılda iki defa düzenlenen, en önemli moda etkinliği Mercedes-Benz FashionWeek İstanbul’un (MBFWI) 12. sezonu, 11-14 Eylül tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. 29 marka ve tasarımcı, ilkbahar/yaz 2019 koleksiyonlarını Zorlu PSM’nin özel teknik alt yapısı sayesinde harika birer şova dönüştürdü ve davetlilere heyecan verici bir moda haftası deneyimi yaşattı diyebilirim.

MBFWI kapsamında koleksiyonlarını sergileyen marka ve tasarımcılar arasında Bashaques’ - Başak Cankeş, Ceren Ocak, Çiğdem Akın, DB Berdan, Exquise, Giray Sepin, Gökhan Yavaş, Gülçin Çengel, Mehmet Korkmaz, Mehtap Elaidi, Meltem Özbek, Mercedes-Benz Presents Ani Datukishvili, Mercedes-Benz PresentsBrandWho, Mert Erkan, Miinby Kadir Kılıç, Murat Aytulum, Museum Of FineClothing - Eda Güngör, New Gen byIma, Özlem Süer, Raşit Bağzıbağlı, Selen Akyüz, Sezgi Tüzel, St. Nian - Nihan Buruk, Şebnem Günay, ŞiyarAkboğa, T.A.G.G - Gökay Gündoğdu, Third - Tuğçe Özocak, Tuba Ergin, Urun - Ece Kavran gibi isimler yer aldı.

Aşk tanrısı Umay Ana

Moda haftasının açılışını bu yıl Deniz ve Begüm Berdan yaptı. Anne - kız tasarımcıların defilesi belki de haftanın en çok konuşulan gösterilerinden biriydi.

Moda haftasının ilk defilesi aslında biraz pürüzlü başladı. 45 dakikalık bir gecikme olunca konuklar homurdanmaya başladı. Yabancı basının gecikmesi nedeniyle geç başlayan defile buna rağmen büyük ilgi gördü diyebilirim.

Defilenin ana teması Orhun Yazıtları’nda da adı geçen “Umay Ana” oldu. Hem aşk hem savaş tanrısı Umay, kadınların gücünü göstermesi açısından önemli bir figür.

Devamını Oku

Ofiste zarif+şık

31 Ağustos 2018

Günümüz çalışan kadını için iş yerinde “şık” olmak önemli. Yaz tatili sona ererken ofis stiline adapte olmanızı kolaylaştıracak kurtarıcı tüyolara bir göz atın.

Kıyafetimiz, hakkımızda çok şey söylüyor. İş görüşmesinden haftalık olağan iş toplantılarına kadar her ortamda insanlar bizimle ilgili ilk fikri görünüşümüzden ediniyor. Hepimiz işyerinde yerinde “profesyonel ve kendinden emin” görünmek için yarışıyoruz ancak bir yandan da en rahat elbisemizle, hatta eşofmanlarımızla gitmek istiyoruz, değil mi? Ama aynı zamanda yapmacık görünmekten de kaçınıyoruz. Aslında gardırobunuzu doğru kıyafetlerle düzenlerseniz “ofiste nasıl şık olurum?” sorusu da kâbus olmaktan çıkar.

Doğru yatırım

Doğru takım elbiseye yatırım yaparsanız ömür boyu kullanabilirsiniz. Özgüvenli ve feminen bir duruş sergilemek isteyen kadınların vazgeçemediği takım elbiseler, kıyafetlerin başında geliyor. Gardırobunuzda her zaman en az bir tane vücudunuz için dikilmiş gibi duran bir takım olmalı. Vücudunuzu iyi tanıyın ve en doğru kesimi bulun.

Tek parça tulum

Düz renk, kumaş bir tulum kendinizi çalışma ortamınızda rahat hissetmenizi sağlarken aynı zamanda zarif görünmenizi sağlayacaktır. Pratikliği de cabası.

Kısa ofis pantolonları

Klasik bir pantolonun ne kadar rahat olduğunu biliyoruz. Ancak stilini öne çıkarmak için farklı parçalara da şans vermek gerekiyor. Hem basit hem sade hem de kullanışlı ve rahat. Bu görünüşün en sevdiğim yanı ise en katı giyim kurallarına sahip şirketlerde bile sizi rahat ettirmesi. Hem kurallara uyup hem de kişiliğinizi ortaya koymanın en basit yolu (bunlara “cropped office pants” deniyor). Neredeyse onlarca alternatif kombin yapılabilir. Örneğin, düz beyaz bir kısa pantolonun üzerine çizgili bir bluzla, şık, rahat, üstelik kurumsal kimliğinize uygun bir tarz yakalayabilirsiniz.

Devamını Oku

Beyoncé, Anna Wintour’u işinden eder mi?

10 Ağustos 2018

Amerikan Vogue dergisi için fazla söze gerek yok. Dünyadaki moda standartlarını belirleyen, modaya dair söz sahibi olmak isteyen herkesin gözünü diktiği bir ekol.

1988’den bu yana derginin editörlüğünü yapan Anna Wintour ise kimilerine göre bir deha, kimilerine göre bir baş belası! “ Şeytan Prada Giyer ” kitabını okuyanlar ya da filmini izleyenler onu , çalışanlarına çektirdiği eziyetlerle hatırlayacaktır.

Peki, dünyanın en güçlü kadınlarından olan Wintour’un elinden Vogue’u bir sayılığına da olsa kim alabilir? Bu isim Beyonc é ’den başkası olamaz!

Beyoncé , Vogue’un her yıl merakla beklenen Eylül sayısına hem poz verdi hem de o sayının editörlüğünü yaptı.Her detayı kendisi belir leyen Beyoncé, fotoğrafçısını da kendisi seçti. Derginin 126 yılık tarihinde kapak çekimi ilk kez Afro-Amerikan fotoğrafçı Tyler Mitchell tarafından yapıldı. 23 yaşındaki Mitchell yaşıyla da bir ilke imza atmış oldu.

Beyoncé , dergiye verdiği röportajda görünüşüyle ilgili fikirlerinin değiştiğini de itiraf etti.

‘’İlk kızımı dünyaya getirdikten sonra toplumun , vücudumun nasıl gözükmesi gerektiği konusundaki görüşlerini dinledim. Doğumda aldığım kiloları 3 ayda vermek için kendimi zorladım. Hatta küçük bir turne bile düzenledim. Şimdi geriye bakınca çılgınlıkmış’’

Beyoncé’nun Vogue’da devrim yaratan tavrı bakalım Amerikan medyasında bugüne kadar Afro-Amerikalılara kapalı kalmış kapıları açacak mı?

Yolda herkes ayakkabılarınıza bakıyor, kimse gözlerini onlardan alamıyor ama yüzlerindeki ifadeden beğenip beğenmediklerini de pek anlamıyorsunuz. Kesin olan bir şey var: İlgi odağısınız! Artık arkadaşlarınızdan da şöyle iltifatlar almaya hazır olun: “Ayakkabıların çok çirkin”!

Devamını Oku

Doğu ve Batı masallarını birleştiren adam: Elie Saab

3 Ağustos 2018

Lübnanlı houte couture ustası Elie Saab, Türkiye’deki ilk butik mağazasını geçtiğimiz günlerde Vakko bünyesinde Zorlu Center AVM’de açtı.

1964 Beyrut doğumlu Saab’ın modaya ilgisi küçük yaşlarda kız kardeşlerine elbiseler dikerek başlıyor. Sonra bu yeteneğini Paris’te moda tasarımı okuyarak taçlandırıyor. Eğitimini tamamlayınca Beyrut’a dönüp kendi markasını kurması ve Lübnanlı kadınların, ardından da tüm Arap dünyasının beğenisi toplaması uzun sürmüyor. “Peri masalı anlatıcısı” olarak da bilinen Elie Saab, tasarımlarında abartılı ve masalsı bir kadınsılığı vurguluyor. Elbiselerine baktığınız zaman neden bu adı aldığını anlayabiliyorsunuz.

Elie Saab’ın tasarımları oldukça zarif ve ince; her biri ayrı bir ruh taşıyor. Benim Saab’ta ilgimi çeken, onu öne çıkaranın houte couture’un hakkını veriyor olması. Houte couture kıyafetler el emeğidir. Özenle hazırlanan couture parçaların yapımında narin kumaşlar, çok yoğun bir işleme ve el dikişi kullanıldığı için yapımı epey zahmetlidir.

İlk koleksiyonunu 1986’da tamamlayarak kendisine Avrupa’nın birçok yerinden; arasında prenseslerin, oyuncuların, jet setlerin de bulunduğu bir kabarık bir müşteri kitlesi ediniyor. Adı, Dior, Chanel gibi ünlü tasarımcılarla aynı klasmanda anılmaya başlıyor. 2003 yılında da Fransız haute couture Sendikası’na kabul edilen ilk Lübnanlı sıfatını alıyor.

Hangi kadın kendi kıyafetini başkasında görmek ister ki? “Sadece bende olsun” mantığıdır sevdiğimiz aslında. Oscar, Cannes ve Grammy Ödül törenlerinde beğendiğim çoğu kıyafetin altından Saab imzası çıkıyor. Tüller, pastel renkler, inciler ve uçuş uçuş şifonlarla her kadının kendisini içerisinde prenses gibi hissedeceği tasarımlar hazırlayan Saab, Angelina Jolie, Charlize Tehron, Beyonce, Jennifer Lopez, Naomi Watts, Catherine Zeta Jones, Elizabeth Hurley, Halle Berry, Christina Aguilera ve Penelope Cruz gibi yıldızların gözdesi ve dünya çapında hizmet veriyor.

Lübnan asıllı modacının markasının merkezi Beyrut. İstanbul’da açılan bu ilk butik mağazasıyla sayısı hiç de az olmayan Türk modaseverler ile daha çok seçenekle buluşabilecek. Vakko bünyesinde Zorlu Center’da açılan butik mağazada hazır giyim, abiye, parfüm, gözlük ve şal gibi aksesuarlar da sunulacak.

Kate Moss’un Bodrum aşkı

Kate Moss dendiği zaman ilk aklıma gelen ayrık dişleri, çıkık elmacık kemikleri ve neredeyse anoreksik zayıflığıydı. İngiliz model, “Hiçbir şeyin tadı, zayıflığın verdiği his kadar güzel değildir” sözleriyle tarihe geçmişti. Hatta 90’lı yıllarda “anti süpermodel” akımına öncülük ettiğini söyleyebilirdiniz.

Devamını Oku

Mayonuzu vücut tipinize göre seçin

28 Temmuz 2018

Mayıs ayında doğum yapan ünlü oyuncu Canan Ergüder, geçtiğimiz hafta oldukça çok konuşulan bikinisiyle karşımıza çıkmış, birçok eleştiriye maruz kalmıştı. Sadece o değil, yakın zamanda ikinci bebeğini dünyaya getiren koskoca Victoria’s Secret modeli Candice Swanepoel bile doğum sonrası tatilde giydiği bikinisiyle ve vücuduyla eleştirilerin hedef noktası olmuş, dünya basınında oldukça ses getirmişti.

Eskiler “Özgüven, en güzel kıyafettir” demiş. Ancak söz konusu, göz ve nizam olunca bu teori çürüyor.

Bikininizi ve mayonuzu zevkinize göre almak en doğal hakkınız, öte yandan kendinizi kandırmadan vücudunuza göre yapacağınız seçimle geniş olan kalçanızı daha dar, küçük olan göğüslerinizi daha büyük gösterebilirsiniz.

Doğum sonrası için önerim tek parça mayo. Göğsünüz ve basenleriniz farklı ölçülerdeyse bikini, vücudunuzun birbirinden farklı iki bölgesini tamamen ortaya çıkartacaktır. Mayo vücudu daha güzel bir şekilde toparlar. Orantılı gösterir. O yüzden bikiniden ziyade, mayolara yönelin derim.

İddialı oyuk modeller iddialı vücut ister!
Sarkmalara karşı kruvaze mayolar, göğüsleri ve bedeni toparlar. Göğsünüz büyükse, straplezi unutun ve küçük dekolteler tercih edin. Üst kısmı taşlı modeller dikkati göğüslere çeker, bunları giymeyin. Eğer göğsünüz küçükse, mayonuz, üst kısmında hareketlilik sağlayan taşlı, fırfırlı bir model olsun. Bu, göğsünüzü daha büyük gösterecektir. Göbeği gizlemek için kuşaklı, dikey çizgili ya da göbek etrafında drapesi olan mayolar tercih edebilirsiniz. Beliniz kalınsa, kesinlikle şatafatlı renklerden ve desenlerden uzak durun. “İddialı oyuk mayolar iddialı vücut gerektirir. Kilo sorununuz yoksa ve kaslı bir vücuda sahipseniz bu tür mayolar iyi bir seçim. Şehir ruhunu sahile taşıyan trendler Plaj sitilinize hava katan, şık aksesuarlarla tamamlayacağınız tek askılı, fırfırlı modellerin ve eğlenceli renklerin yanı sıra çizgili, muzip desenli, mesaj veren sloganlı mayo ve bikiniler de görmek mümkün. Peki ya Happy hourda ne giymeniz gerekiyor? Plaja giderken mutlaka çantamıza yedek mayo veya bikini koyarız. Peki ya Happy hour için hangisi uygun? Son yılların trendi olan happy hour’larda, özenle hazırlık yapan beach’ler, çeşitli DJ’ler, dekorlar ve özel kokteyler eşliğinde keyifli bir akşamüstü geçirmemizi sağlayarak birbirleriyle yarışıyorlar. Dikkat ettiyseniz, bu dakikalar için özenle hazırlanan kadınlarımız oldukça şık ve iddialı. Derin dekolteli, incili, boncuklu, paletli ve tek askılı mayolar görevlerini bu saatlerde tamamlıyorlar diyebilirim. Mayonuzun üstüne alabileceğiniz tunik veya pareolarla, plaj takılarınızla, clutch çantanızla görünümünüzü tamamlayabilirsiniz. Mayo ve bikinilerin ömrü çok uzun değil Bu ürünlerin ömürlerini uzatmak için elde, ılık suda, beyaz sabunla yıkayın. Güneş yağı gibi kozmetiklerden arındırın. Güneş altında kurutmayın. Mayolarınızı kapalı plastik çanta, torba içinde bırakmayın. Çabuk kuruyan mayoları tercih edin.

Devamını Oku