Derbi gibi derbi oldu

26 Kasım 2016

GEÇEN hafta oynanan F.Bahçe-G.Saray mücadelesi eğer bir derbiyse dün akşam Vodafone Arena’da oynanan Beşiktaş-Medipol Başakşehir karşılaşması nedir?

DAHA da ileri gidelim. Dün akşamki maçın yanında 2-0 biten F.Bahçe-G.Saray derbisi, derbicik kalır. Gerçek derbi, dün akşam Vodafone Arena’da oynanan nefesleri kesen, izlerken bile taraflı tarafsız her futbolseveri heyecanlandıran Beşiktaş-M.Başakşehir maçıdır.

ABDULLAH Avcı Benfica’yı öyle bir ezberlemiş ki, Portekiz ekibi 3-3 biten maçta, ilk yarıda Beşiktaş’a karşı ne yaptıysa aynısını takımına uygulattı. Beşiktaş’a sahayı dar etti. Alanı sıkıştırdı.

Rakibe top göstermedi. Siyah-beyazlıları öne çıkartmadılar. Adriano gibi bir yıldız sürekli hataya zorlandı. Quaresma oyundan soğutuldu. Beck bir ara kendini öyle kaybetti ki mevkisini bile hatırlamadı. Avcı’nın öğrencileri ‘kaybedersem böyle kaybedeyim’ diyordu futboluyla.

MÜTHİŞ TEMPO VARDI..

OYNAMAK isteyen oynayamayan Beşiktaş, oynatmayan oynayan Başakşehir vardı. Nereye kadar? Emre sakatlanıncaya kadar. Emre sakatlandı. Şenol Hoca derin bir nefes aldı. Maçın yıldızı 36’lık küçük dev adam acı ile sahayı terk ederken ikinci yarı için Beşiktaş’ın ekmeğine yağ sürdü.

EMRESİZ ikinci yarıda Şenol Güneş’in hamleleriyle Beşiktaş top ile tanıştı. Seyircisini de arkasına alarak tıpkı Benfica maçında olduğu gibi yeniden toparlandı. Marcelo’nun kafa golü arkasından müthiş tempo, Başakşehir’in nefes kesen hırsı ‘derbi gibi derbi’ dedirtti ekran başındakilere, derbiye susamış herkese.

KAZANAN çıkmadı demiyorum, kazanan oldu. Futbolu gerçekten seven, başından sonuna her dakikasında hop oturup hop kalkan, her renkten milyonlarca futbolsever harika bir 90 dakika yaşadı ve onlar kazandı. Beşiktaş yine kaybetmedi!

Devamını Oku

Liverpool gibisin Beşiktaş

24 Kasım 2016

BEŞİKTAŞ için büyük bir fırsatın ayağına kadar geldiği geceydi. Tempolu ve inanarak başlamalıydı. Muhteşem taraftarı ile hakemi de baskı altına almış ve maça başlamıştı Kartal. İlk 11’imiz kötüydü. Aman ‘Gökhan Gönül’e ayıp olmasın, Beck’i de küstürmek istemiyorum’ şeklindeki kadrosuyla, sol beksiz macera dolu bir gecenin başlangıcı pek de iyi olmadı. Bir şeyler kötü gidiyordu. Yediğimiz ilk golün başlangıcı Ricardo Quaresma’ydı. Yine laubali, podyuma çıkmış tavrıyla kaptırılan top karanlık gecenin başlangıcı oldu.

BENFICA’NIN KÂBUSU!

ORTA saha düşünce, defansımıza da hızlı çıkan, arka arkaya sersemlemiş bir boksöre saydıran bir boksör gibi acımıyordu Benfica. Artçı depremler gibi 3 kez arka arkaya toplar direkten dönerken bizimkiler sessiz film izler gibi izliyordu topu da rakibi de. Nitekim gol geldi 3-0 oldu ve iyice çözüldük.

İKİNCİ yarıda mecburen açıklar verdik, fark artabilirdiler. Benfica sözüm ona kazandığını anlayınca laubalileşti. Luisao hariç. Tecrübeli defans oyuncusu tehlikeyi fark etti. Tek başına savunmada ayakta kaldı. Cenk ve Gökhan İnler hamlesi yerindeydi Şenol hocanın. İnler, Aboubakar’ı çok iyi gördü zaman zaman. Savunma arkasına o kadar güzel toplar attı ki İnler. Aboubakar’ın en iyi yaptığı şey ise defans arkasına koşular. Böyle olunca da Cenk’e geniş alan yaratıldı. Cenk maçın kahramanıydı. O olmasaydı ikinci yarı fark artardı. Ezildikçe ezilirdi Beşiktaş. Keşke maça böyle başlasaydın Şenol Güneş. İkinci yarı Beşiktaş, Beşiktaş gibiydi son 30 dakikada özellikle. Cenk, Aboubakar, Quaresma, Gökhan İnler ile Kartal devam dedi...

ATINÇ’IN girme sebebi, ne kadar da Tosiç’in adale sakatlığı olsa da havadan gelen toplara müdahale edebilecek birisinin gerekliliği de ortaya çıkmış oldu. İkinci yarıda oyun olarak da fark vardı. Gol de ivme kazandırdı. İlk yarıda ne kadar yanlış oynadıysa 2. yarıda o kadar doğru oynadı Beşiktaş. Aklıma Liverpool-Milan, Şampiyonlar Ligi 2005 finali geldi. Aynı öyle bir geceydi. Liverpool gibiydi Beşiktaş. 3-0’dan 3-3’e! Benfica bu geceyi uzun süre unutmayacak. Beşiktaş, Benfica’nın kabusu oldu bu sezon. 2. yarıdaki Beşiktaş’ı ayakta alkışlıyorum.

Devamını Oku

Riekerink ‘bye’ diyeceksiniz

21 Kasım 2016

DİLE kolay 17 yıldır deplasmanda rakibini yenemeyen G.Saray’da başkan Özbek, şeytanın bacağını kırmak için konuşmalar yaptı bütün hafta boyunca. Öyle ki dün Arena’da toplanan taraftarlarının yanına giderek ‘İnanmayan otobüse binmesin. Kazanmaya gidiyoruz’ diyerek adeta moral aşıladı.

ANLAŞILAN o ki başkan yanlış yerde yanlış konuşmayı yaptı. Bu konuşma takım otobüsünün yanında futbolcularına olmalıydı. Sarı-kırmızılı renklere gönül verenler motive olmuş, inanmışlardı. İnanmayan başta Riekerink ve futbolculardı!

NE yaptığını bilmeyen oyunculardan kurulu bir kadro, ürkek bir oyun. Sneijder uyuttu. Carole ve Sabri topu bırak ileri taşımayı, uzaklaştırmakta bile yetersiz kaldı.

DE Jong ve Tolga sanki ilk kez bir araya gelmiş gibiydiler. Eren gol umudun, sakatlanınca Cavanda’yı alıyorsun. Neymiş Selçuk hasta olduğu için oyuna almamış. Yahu son 20 dakikada bile sahaya süremeyeceğin adamı ne diye kulübede tutuyorsun?

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK!

8 puan geriden gelip 1 puan önüne aldığın F.Bahçe’ye üstünlüğü her anlamda kaptırdın Riekerink. Bu hatalar zinciri bir bedel gerektirir ki bunun adı da istifa olmalıdır. Üzgünüm artık senin beyliğin bitti artık bye zamanın geldi de geçiyor. F.Bahçe’de Volkan Demirel yere yatmadan maçı bitirdi. Volkan Şen iyi oyuncusun da pas gereken yerde şut atmanın, çalım gereken yerde pas atmanın manasını anlamadım.

BU maç Robin van Persi’nin zaferidir. Manchester United günlerinden bu yana bir gole bu kadar sevindiğine şahit olmamıştım. Yeniden doğdu. 17 yılın gerginliği F.Bahçe’de de vardı maç öncesinde ama dakikalar ilerledikçe sarı-lacıvertli oyuncular da anladı geleneğin bozulmayacağını.

G.Saray’da ise öğrenilmiş çaresizliğin çaresizliği devam ediyor. Riekerink ile de olmadı. ‘Bye Riekerink’ten sonra bakalım 18 yıllık özleme kim son verecek.

Devamını Oku