Daha geçen hafta Burak Yılmaz, tribünden atılan çakı nedeniyle neredeyse gözünden oluyordu. Eğer dün akşam maç tatil edilmese, belki de bugün daha vahim bir olayın üzüntüsünü yaşıyor olacaktık.Forma renginin veya olayların nerede yaşadığının önemi var mı? Benzerlerine başka yerlerde şahit olmadık mı? Tribün terörüne yakın geçmişte kayıplar vermişken; yetmez, futbolcular da canından olsun mu istiyorsunuz? Binaların tepesine ‘keskin nişancılar’ yerleştiriliyor, otobüs taşlanıyor, kaldırım taşları, tuğlalar, ses bombaları acımasızca atılıyor, kale direği fırlatılmak üzere yerinden sökülüyor, soyunma odalarına inmek isteniyor, sokaklarda polisle çatışılıyor! Puan için, galibiyet için veya kupa için bir insanın canına kast etmek bu kadar kolay mı? Bir hafta boyunca bu maçla yatıp-kalkan, kafa yoran iki takımın futbolcularına, hocalarına, verdikleri emeğe yazık! Bu nasıl bir öfkedir, bunu anlamak mümkün değil!FUTBOLUMUZ KOMADAKimse ‘Ben yapmadım, o yaptı’ demesin. Dün akşamki olaylardan herkesin çıkaracağı dersler var. Futbolcusundan, başkanına, yöneticisinden, medyaya kadar herkes bu işin içindedir. Bu olayların bitmesi için, birçok kişinin futbol dünyasından elini, ayağını çekmesi gerekmektedir. Daha çim kokusunu bilmeden başkan, yönetici olup futbolu kendi menfaatleri için kullananlar, sorumluluktan kaçan ama sorumluların paçasından aşağıya çekmeye çalışan yorumcular, asılsız paylaşımlar ve iddialarla sosyal medyada nefret dolu mesajlarla organize olanlar temizlenmedikçe ne yazık ki bu olaylar bitmez! Dün akşam Avni Aker’de ve sonrasında yaşananlarla Türk futbolu yara almadı; kanayan yarayla kan kaybı arttı ve komaya girdi! Ya el birliğiyle kurtaracağız, ya da bu tür yazılarla kendimiz çalıp, kendimiz söyleyeceğiz!