BEŞİKTAŞ’IN Sivas’ta kazanması, F.Bahçeli taraftarların umudunu azaltmış; yoksa tribünlerde 20 bin değil, en az 40 bin kişi olurdu. Gelenler, Ersun Yanal’ın kulağını çınlatıp, Pereira’ya direkt mesaj verdi. Portekizli hoca da zaten artık uzatmaları oynadığını biliyor. Kulübeden nadir çıkıyor, eski heyecanı yok, gollerdeki reaksiyonu her şeyi anlatıyor. O koltukta gelecek sezon oturmayacağının farkında.DÜNKÜ mücadele, aslında 10. dakikada bitebilirdi. Volkan Şen, kendi kazandığı topla golü atarken Van Persie ve Alper’in koşularının da hakkını verelim. Ümit Özat Hoca’nın 11’de ilk kez görev verdiği 17 yaşındaki Gökhan topu ıskalayarak adeta ikinci golün asistini yaptı.KAZANMAK DA YETMİYOR ARTIK!2-0’DAN sonra F.Bahçe’den beklenen, farkı artırmasıydı. Ama ne mümkün! Robin Van Persie’nin 41’deki kafa vuruşu dışında pozisyon yok! F.Bahçeli oyuncular uyurgezer gibiydi. Bir ada tempo o kadar düştü ki taraftar maçtan koptu, ikiye bölündü.2. yarıda Welliton’un kaçırdığı pozisyon gol olsa, Güven’in farkı 1’e indiren golü anlam kazanabilirdi. Ancak kaleci Muammer’in hediyesi, maçın hikâyesini kendi doğallığında sürdürdü. Penaltı ile hatalar zincirine yeni bir halka daha eklendi. Dün kaliteden, güzel oyundan söz etmek mümkün değil. Maçı izleyemen biri, F.Bahçe şov yaptı diye düşünür. Oysa 5 golün 4’ünde bireysel hata var. Skor Mersin’in neden son sırada olduğunun göstergesiydi.EĞER dünkü oyun kupadaki Torku Konyaspor maçının etkisi değilse, F.Bahçe için son 5 hafta zor geçecek. Taraftarın Pereira ile bağı kopmuştu, futbolcularla da kopmak üzere. Yeniden barış için kazanmak yeterli değil, ipler hâlâ Beşiktaş’ın elinde...