Benzin en az 12 kuruş daha ucuza satılmalı

Haberin Devamı

Ham petrolün varil fiyatı geçen hafta 98 dolara geriledi. Dolar kuru 1.79’da sabit. Geçmişteki fiyat oluşumları ile bir korelasyon kurarsak şu an 1 litre benzinin 4.57 değil 4.45 TL’den satılması mantıklı görünüyor. Hadi beyler 12 kuruşluk indirim daha lütfen...

Bu başlık ve spota bakınca Tüpraş yetkilileri biraz kızacak, hatta şöyle diyecekler... “Hah işte ham petrol fiyatı ile benzinin pompa fiyatı arasında doğrudan ilişki kuran bir cahil daha.”

Ancak rakamları konuşturunca şu an benzinin biraz daha, mesela en az 12 kuruş daha ucuzlaması gerektiği ortaya çıkıyor ve ben de gönül rahatlığı ile bu başlığı attım.

Önce cahil olmadığımı, konuya birazcık hakim olduğumu gösteren bilgileri paylaşayım. Fiyat nasıl belirleniyor açayım.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda da tanımlandığı üzere fiyatlarda en yakın erişilebilir petrol borsası fiyatları baz alınıyor.

Üstelik baz alınan bu fiyatlar da ham petrol değil nihai ürün fiyatı. Burası önemli. Çünkü her zaman ham petrol fiyatındaki değişimle, nihai ürün fiyatındaki değişim aynı olmayabiliyor.

Arz talep dengesi

Sonuçta rafinerilerin bir kapasitesi var. Benzin, motorin, jet yakıtı gibi rafineride işlenerek oluşan ürünlerde fiyat arz-talep dengesine göre ayrıca belirleniyor. Dönemsel ve sezonsal olarak ham petrol fiyatı ile birebir örtüşmeyebiliyor.

Bize en yakın piyasa Akdeniz çanağında İtalya’daki Genova Borsası. Burada oluşan ürün fiyatlarına göre Türkiye’deki akaryakıt fiyatları belirleniyor.

Borsa’daki değişimlere bağlı aşağı ya da yukarı yönde bir fiyat ayarlaması yapılacağı zaman EPDK da bilgilendiriliyor ve yeni fiyatlar için onay alınıyor.

Tabii fiyatlar çok oynak. Üstelik sadece benzin fiyatı değil, döviz fiyatı da belirleyici. Mesela petrolün fiyatı aynı kalabilir ancak TL karşısında doların fiyatı artabilir.

Ancak zırt pırt da benzinin fiyatını 1 kuruş, 2 kuruş değiştiremezsiniz. Kanun ona da bir marj koymuş.

Kayda değer artış ya da azalışlar olduğunda fiyat değişimi için düğmeye basılıyor.

Neden daha ucuz olmalı?

Benzin ve motorin fiyatları 18 Nisan’da yapılan son ayarlama ile birlikte 8 ayın en düşük seviyesine çekildi. 95 oktan kurşunsuz benzin 4.57 TL’ye, motorin ise 4.02 TL’ye geriledi.

Ham petrol 99 dolar, dolar kuru 1.7930 TL ve 1 litre kurşunsuz benzin 4.57 TL’den satılıyor.

Geçmişteki ham petrol, dolar kuru ve benzin satış fiyatı arasındaki korelasyonlara baktım. Bazılarını tablo olarak da veriyorum.

Örneğin 23 Ağustos 2012 tarihi, bu 3 bileşenden ikisinin birebir örtüşmesi nedeniyle bugünle karşılaştırma yapmaya çok müsait.

Dolar 1.7915 TL iken 1 litre benzin 4.56 TL’den satılıyormuş. Kur ve pompa fiyatı bugünle hemen hemen aynı.

Bugünkü durumdan tek farkı o zaman ham petrolün varili 114 dolarmış.

Yani petrolün varil fiyatı bugün 15 dolar kadar daha aşağıda olmasına rağmen pompa fiyatı aynı. Tuhaflık zaten burada.

Eğer o günkü fiyatla ürün satışı gerçekleşebiliyorsa şu an litre fiyatının 4.57 değil, 4.45 TL civarında olması gerekiyor.

Fiyatı belirleyenler şimdi yine aynı savunmayı yapacak: Ham petrol fiyatı ile nihai ürün fiyatı aynı şey değil.

Bu yüzden ham petrol fiyatındaki değişimle Genova’daki nihai ürün fiyatları arasındaki değişime de baktım.

Son 15 gündür hemen hemen paralel giden bir seyir var. Yani ham petrol fiyatları düşerken, Genova’daki nihai ürün fiyatları talep fazlalığından ya da stok azlığından dolayı geri çekilmemiş değil. Aynı aşağı yönlü hareket nihai ürün fiyatlarında da yaşanmış.

Böyle değerlendirince benzinde 4.75 TL seviyesinden 4.57 TL seviyesine çekilen son 1 aylık hareketin devamını beklemek hepimizin hakkı. Zaten vergilerden dolayı dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz. Maliye Bakanı başta olmak üzere herkes akaryakıt ürünleri üzerindeki dolaylı vergilerin yüksek olduğunu kabul ediyor ancak kimse bunu indirmek için kılını kıpırdatmıyor. Dolayısıyla hiç olmazsa ürün bazında yaşanan aşağı yönlü değişimleri hakkıyla yansıtmak lazım.

Tüpraş’ın avantajı navlun maliyeti

Bir de vatandaşlar arasında şöyle bir inanış var: “Yukarı yönlü hareket olduğunda zam için vakit kaybedilmiyor, aşağı yönlü hareket olunca indirimde nazlanılıyor.” Kısmen doğru olabilir. Ancak piyasanın işleyişine bakılınca bunun da çok fazla sürdürülebilir olmadığı, yani Tüpraş’ın gerçekçi olmayan bir rafineri çıkış fiyatını uygulamasının mümkün olmadığı anlaşılıyor.

Özelleştirme öncesi dağıtım şirketlerinin sattıkları ürünün yüzde 60’ını Türkiye’deki rafinerilerden alma zorunluluğu vardı. Özelleştirme sonrası bu kısıt kalktı. Yani dağıtım şirketleri eğer uygun fiyatı yakalarlarsa diğer ülkelerdeki rafinerilerden de ürün getirebilirler.

Özellikle çevre ülkelerdeki yani Rusya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve İsrail’deki rafineri fiyatları dağıtım şirketleri tarafından çok yakından takip ediliyor.

Eğer fiyat avantajı görürlerse bu ürünleri getiriyorlar. Tüpraş’ın bu fiyatları dikkate alması şart. Arada ancak navlun yani taşıma maliyetinden kaynaklanan bir farkı lehine kullanabilir. Aksi takdirde su akar yolunu bulur.

DİĞER YENİ YAZILAR