Elia Kazan'ın ardından...

Değerli sanat adamı Elia Kazan'ın ölümünü dün öğrendiğim zaman çok üzüldüm. Kendisi, tanışıp konuşmak istediklerimin çok da uzun olmayan listesinin başında gelirdi

Haberin Devamı

Değerli sanat adamı Elia Kazan'ın ölümünü dün öğrendiğim zaman çok üzüldüm. Kendisi, tanışıp konuşmak istediklerimin çok da uzun olmayan listesinin başında gelirdi. Hatta değerli Zülfü Livaneli'nin yakın dostu olduğunu bildiğim için 2003'te çok sevdiği Türkiye'ye geldiğinde bu arzumu gerçekleştirmesi için Zülfü Bey'den ricada bulunacaktım.

Elia Kazan'ın acı yaşam gerçeklerini korkmadan avuçlayan yaklaşımını, ilk "Rıhtımlar Üzerinde" filminde tatmıştım.

Tüm haksızlıkları, sosyal yaraları, insan psikolojisinin hasarlı yönlerini korkusuzca yalın ve çıplak bir biçimde yansıtmaktan hiç çekinmediği eserlerini okumaya başladığımda, yaşama bakış merceğine hayran olmuştum.

Bu adamda yalan yoktu, riya yoktu, yapay hiçbir yaklaşım yoktu. "Arzu Tramvayı", "The Understudy"("Baba'nın Suçu") gibi birçok değerli eseri yaratarak insan psikolojisini masaya cesurca yatırmış, lime lime keserek orada yerleşmiş acıları, heyecanları, sevinç, hınç, kızgınlık ve kıskançlıkları bilim adamlarından daha ustaca ortaya koyup incelemişti. Bu kolay ulaşılmış bir başarı değildir. Eminim ki kendi iç dünyasında gerçekleşmiş bin bir hasara tam on ikiden bakarak yılmayarak anlayıp, kabullenip, üstüne çıkıp yaşama devam etme gücüne sahip bir kişiydi.

Yazarın adına dikkat etmeden başlayacağınız bir kitap veya bir filmin Elia Kazan'a ait olup olmadığını derhal anlardınız. Özgün yaratıcılığını taklit etmeye çalışanlar olmuştur belki ama bence başaramamışlardır. Durumun çekirdeğine, özüne inme yeteneği, tartışılmaz bir biçimde Kazan'a aittir. O, çekirdeğe indikten sonra etrafını ürkütmeden, korkutmadan, kaçırmadan, dans edercesine, şeffaflıkla ifade yeteneği de sadece bu sanat adamına has bir olgudur.

Bilmem genç nesil onu tanıdı mı? Tanıdıysa, müthiş bir ilham pınarı olacaktır. Tanımadılarsa, büyük bir eksiklikten kurtulmak için derhal eserlerini okumaları, izlemeleri gerekir.

Kazan'in ölümü benim için, dünya sanat alemi için büyük bir kayıptır. Bilmem son zamanlarda bir eser üzerinde çalışıyor muydu? Şayet böyle bir çalışma varsa, yakınlarının bunu derhal bastırarak bizlere sunmaları gerekir diye düşünüyor, "İyi ki doğdun, yaşadın, hissettin, yazdın, yönettin Elia Kazan" diyorum.



Okuyucu mektubu
Ayakkabı ithal olunca değiştirilemiyor mu!?

* Bir ay kadar önce Kısıklı / Ümraniye'deki Ak-CO ayakkabı mağazasından bir çift ayakkabı aldım. Topuk kısmı daha ilk giyişte deforme oldu. Götürüp gösterdiğimde, "Bu ayakkabı ithal beyefendi. Bir şey yapamayız" dediler. Bu durumda çöpe mi atmalıydım? Dalga geçer gibi, "ister at, ister sat" dediler. Müşterinin cebinden parayı alana kadar satıcılar çok iyiler ama bir sorun oldu mu bambaşka bir karaktere bürünüyorlar. (Hakan Dokumacı)

* Haklısınız, paraları ağaçtan toplamıyoruz. Buradan çıkardığım ders, ithal ayakkabı alırsam, değiştirme şansım yok, Herhalde bir çift ithal ediliyor. Ayrıca ithal ayakkabılar hiç de yüksek kaliteli olmayabiliyorlar. Ancak yeni çıkan Tüketici Kanunu sizleri koruyor. Müşteri memnuniyetini, tüm dükkânlar aynı AB ülkelerinde olduğu gibi göz önünde bulundurmak durumundalar. Karşılaştığınız yaklaşımı, AB'ye üye ülkelerindeki hiçbir ayakkabı mağazası müşterisine karşı gösteremez. Lütfen bu yazıyla mağazayı bir daha ziyaret edip, beni haberdar eder misiniz?

DİĞER YENİ YAZILAR