Bakan Çağlayan’ın küresel kriz analizi

Haberin Devamı

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın küresel kriz ile ilgili değerlendirmelerinden seçtiğim bazı bölümleri okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Tüm ülkeleri, küresel ekonomiye entegre olma kapasitelerine göre etkisi altına alan bir kriz ile karşı karşıyayız. Dünyanın bugün yaşadığı bu finansal kriz, yalancı bir zenginlik masalının ve sanal bir saadet zincirinin yıkılmasıdır. Çünkü bu saadet zinciri, yapay olarak şişirilmiş bir refah üzerine kuruluydu. Şişirilen balon patladı, her şey ortaya döküldü. Bugüne kadar kitaplarda teorik boyutuyla tartışılan olumsuzluklar artık tüm dünya vatandaşlarının yaşamlarında hissedilir seviyede kendini göstermiştir.

Günümüz kapitalist insanının dört ayrı kimliği vardır. Bunlar sırasıyla yatırımcı, girişimci, tüketici ve vatandaş kimlikleridir. Aynı insan, yatırımcı kimliğiyle daha fazla getiri, girişimci kimliği ile daha fazla kâr peşinde koşarken tüketici olarak en ucuza en kaliteli ürün ve hizmeti elde etmek ister. Yine aynı kişi, vatandaş olarak da demokrasi, refah ve toplumsal eşitlik gibi beklentilere sahiptir.

Son finansal krize kadar hepimiz, bu dört sanal elbisenin aynı gardıropta yan yana durmasının ve aynı kişi tarafından giyilip çıkarılmasının gayet mantıklı olduğunu düşündük. Diğer üç elbise o kadar güzeldi ki, vatandaş kıyafetini yalnızca sandık başına giderken giymeyi uygun gördük. Bir anlamda, dünyanın gözü kör, kulağı sağır olmuştu. Bütün sanal elbiseler o kadar güzeldi ki, hiç kimse aslında ÇIPLAK kalabileceğimizin farkına bile varmadı.

Son finansal krizle ekonomilerin, insanların çıplak kalmasının belki de en büyük nedeni:

* Yatırımcı kimliğimizin içine girdiği hırsın,

* Girişimcilik gerçeklerinin,

* Tüketicilik duyarlılıklarının ve

* Vatandaşlık sorumluluklarının önüne geçmesi olmuştur.

Açık konuşmamız gerekiyor ki bugün yaşanan krizin sorumlusu, ekonominin tamamına hâkim olarak onu saptıran finansal kapitalizmdir. Özellikle son 10 yıldır, kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı bir işleyişte, dünya finans piyasalarının “harika çocukları”nın icatları, bardağı taşıran damlaları oluşturmuştur. Ve tekrar anladık ki, ekonomilerde katı ve kalıcı olan tek şey istikrarlı, çevreye ve emeğe saygılı, yenilikçi üretimdir. Yani reel sektördür... Sanayidir, ticarettir.



***




TOKİ Başkanı Bayraktar inat etti, Disneyland ihalesinde istediğini aldı

2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’da 1.5 milyar dolarlık yatırımla yapılmak istenen Halkalı Atakent Disneyland projesinde TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar istediğini almayı başardı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin planları arasındayken işler iyi gitmediği için TOKİ’ye yüklenen Disneyland projesinde de Bayraktar başarılı bir sınav verdi.

Halkalı Atakent Disneyland projesinin ilk ihalesinde TOKİ’ye teklif edilen 84 milyon YTL’yi beğenmeyen Başkan Erdoğan Bayraktar ihaleyi iptal etmişti. İhalenin iptalinden sonra bazı kesimlerce eleştirildi. Yeni ihalede bu fiyatın da bulunamayacağı ileri sürülüyordu. Ancak TOKİ Başkanı Bayraktar haklı çıktı.

Disneyland ihalesini iptal eden TOKİ, yeni bir ihale açtı ve bu kez 4 yatırımcı bu ihaleye teklif verdi. Makro İnşaat, Varyap-Varlıbaşlar Yapı, Astay Gayrimenkul-Özyazıcı İş Ortaklığı ve Artaş-Güner Ortak Girişim grubu.

Son derece çekişmeli geçen açık artırmalı sözlü bölümde Makro İnşaat’ın teklifi, ihalenin sonucunu belirledi: Toplam satış geliri 677 milyon YTL, TOKİ payı 147 milyon YTL ve artan satış gelirinden de yüzde 7 pay.

İlk ihalede gelen 84 milyon YTL’yi beğenmeyen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ihaleyi iptal etmekte haklı çıktı. Çünkü TOKİ bu kez 84 milyon YTL yerine 147 milyon YTL gelir ve artan bölüm için yüzde 7 komisyonu TOKİ bütçesine dahil etmeyi başardı. Bayraktar’ı kutlarım.

DİĞER YENİ YAZILAR