Gazete Vatan Logo

BDP'den çok tartışılacak açıklamalar

BDP Eşbaşkanı'ndan çok tartışılacak açıklamalar

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Şanlıurfa’da “Bölücü teröre destek veren anneler” şeklindeki sözlerine tepki göstererek “Sayın Başbakan en azından kadınların arasına girmesin, çekilsin aradan” karşılığını verdi. Kışanak geçen hafta Belçika’da PKK’ya ve Roj Tv’ye yönelik yapılan operasyona tepki göstererek “Roj Tv’ye ve Kürt siyasetçilere karşı düzenlenen bu operasyon uluslar arası çapta bir müdahaledir. Ve başından sonuna kadar bu operasyonun içinde Türkiye de yer almıştır. Daha da ötesi iddialar bu operasyonun Türkiye, ABD ve Irak üçlü mekanizma toplantısında kararlaştırıldığı yönündedir” diye konuştu.

BDP Meclis grup toplantısında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle konuşmayı, eşbaşkan Gültan Kışanak yaptı. Toplantıda, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kadın milletvekillerinin gününü kutlarken, milletvekilleri ve kadın konuklara da sarı ve kırmızı karanfil dağıtıldı. BDP grup toplantısına EMEP, Sosyalist Parti’nin kadın yöneticileri ile Türkiye Kadın Meclisi temsilcileri de katıldı. Kışanak Elazığ’da önceki gün yaşanan depremde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet diledi. Depremin ardından Elazığ’a gittiklerini ve yerinde incelemelerde bulunduklarını söyleyen Kışanak, Başbakan Erdoğan’ın depremin ardından kerpiç evleri sorumlu tutmasının manidar olduğunu ifade etti. Kışanak “Kerpiç binaları suçlayarak bir yere varılmaz. Bu bölgenin deprem bölgesi olduğu biliniyor. Devlete düşen bu bölgede gerekli imar çalışmalarını yapmaktı. Bugün TOKİ’yi göreve çağıran başbakan 8 yıl önce çağırsaydı bu acı yaşanmayacaktı. Bıçak kemiğe dayanınca hareket geçen ve doğa olaylarını bir kader olarak gören hükümetin bu yaklaşımlarını artık terk etmesi ve ülkemizin karşı karşıya bulunduğu deprem riskinin yol açacağı zararları en aza indirebilecek bir afet yönetim sistemini geliştirmesi gerekir. Bu vesileyle hükümeti göreve çağırıyor, Elazığ halkına bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” diye konuştu.

-“KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ BAKANLIĞI KURULSUN”-

Kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Kışanak, DTP kadın meclisi kadrolarının bir bölümünün cezaevlerinde olduğunu hatırlatarak hapisteki tüm kadınların da gününü kutladı. Kadına yönelik şiddet, kadınların kimliğine, bedenine ve emeğine el koymaya yönelik sistemli saldırıların devam ettiğini belirten Kışanak, töre ve namus bahanesiyle işlenen kadın cinayetleri, kadınlara yönelik cinsel saldırı ve tecavüzlere dikkat çekti. 2009 yılının ilk altı ayında 953 kadının cinayet nedeniyle yaşamını yitirdiğini, Türkiye’de aile içi suçların yüzde 90’ının kadınlara karşı işlendiğini ifade eden Kışanak, Kadın Erkek Eşitliği Bakanlığı adı altında koordinatör bir bakanlık kurulmasını önerdi. Kışanak, “Kadın karakola başvurduğunda, şiddet algısı toplumun eleştirilen genelinden daha farklı olmayan polis ve jandarmayla karşılaşıyor. Kocandır, Babandır, Ağabeyindir, sever de döve de anlayışı azımsanacak bir durum değil. Karakollarda, kadının yaşadığı sorunları daha rahat ifade edebileceği, toplumsal cinsiyet formasyonu almış kalifiye personelin bulunduğu Kadın Masaları kurulmalıdır“ dedi.

-“BAŞÖRTÜSÜ KADIN SORUNU DEĞİL POLİTİK SORUN”-

Kışanak, “Başörtü kadın sorunu değil, politik bir sorun” derken BDP olarak insanların istedikleri gibi giyinme özgürlüğünden yana olduklarını ve bu konuda baskı politikalarından vazgeçilmesini istediklerini kaydetti. Kışanak “Farklı cinsel kimliklere, dini ya da siyasi inançlarına göre var olmak isteyen ve bunu kıyafetleriyle-başörtüleriyle ifade eden kadınlara yönelik baskıların karşısındayız. “ dedi.

-“KOTA KAMPANYASI BAŞLATACAĞIZ”-

Konuşmasında kadın istihdamında yaşanan sorunları da dile getiren Kışanak, Sosyal İş Sendikasının 2010 Mart Raporuna göre, Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı -istihdam edilen ve işsiz kadınların çalışabilir yaştaki kurumsal olmayan kadın nüfusuna oranının 1989 yılında yüzde 36,2 iken 1999’da yüzde 30’a, 2009’da da yüzde 26’ya düştüğünü ifade etti. Son 20 yılda kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 28 azaldığını vurgulayan Kışanak 2010 yılında hayatın tüm alanlarında kadınların eşit temsili için “Kota kampanyası” başlatacaklarını bildirdi.

-“BAŞBAKAN KADINLARIN ARASINDAN ÇEKİLSİN”-

Kışanak, Türkiye’de en çatışmacı dönemde bile kadınların Türküyle, Kürdüyle, lazıyla kendi çözümlerini üretmeye çalıştığını ve Türkiye Kadın Meclisi adı altında bir girişim başlattıklarını kaydederken Başbakan Erdoğan’ın Şanlıurfa’da Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı konuşmayı eleştirdi. Başbakan’ın ‘Bölücü teröre destek veren anneler’ ifadesinin talihsiz bir ifade olduğunu söyleyen Kışanak, “O kadınlar kocalarını, evlatlarını, kardeşlerini yitirdiler ama barıştan vazgeçmediler. Başbakan’ın bu söylemi kadınların çözüm üretme sürecini baltaladı. Başbakan önce bu acıları yaşayan kadınlarla empati kursun, failleri bulup yargının karşısına çıkarsın. Analara bir borcu var. Sayın Başbakan en azından kadınların arasına girmesin, çekilsin. Acıları yarıştırmamak gerekir. Daha kıymetli daha kıymetsiz acı olmaz. Acı başlıbaşına bir sorundur. Ancak ortaklaşılabilirse çözülebilir. Kimin acısı daha kıymetli diye bir çatışma çıkarsa kimin öfkesi daha çok diye de çatışma çıkar. Tüm kadınların acısını yüreğimizde hissediyoruz. İktidar engel olmasın” diye konuştu.

-“BELÇİKA HÜKÜMETİ KÜRTLERDEN ÖZÜR DİLESİN”-

Kışanak, Belçika’da geçen hafta yaşanan PKK ve Roj Tv operasyonunu da değerlendirdi. Operasyon sırasında Roj Tv çalışanlarının polis şiddetine maruz kaldığını belirten Kışanak “Bütün bunlar demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunan bir Avrupa ülkesinde yaşandı. Ne hazindir ki, söz konusu Kürtler olunca bütün bu çağdaş değerler unutuluyor ve aynı şiddet politikaları devreye giriyor. Her şeyden önce bu operasyonu kınadığımızı, hukuk dışı bulduğumuzu, Avrupa hukukuna, evrensel insan haklarına aykırı gördüğümüzü belirtmek istiyoruz. Buradan Belçika Hükümeti’ni de Kürtlerden özür dilemeye çağırıyoruz“ dedi.

Operasyonun basın özgürlüğüne saldırı olduğunu, Roj Tv’ye karşı düzenlenen operasyonun aynı zamanda halkların anadiline karşı da bir saldırı olduğunu ifade eden Kışanak “Roj TV, halklarımızın sürgündeki sesi olmuştur. Kürtçe televizyonu kapattırmak için Avrupa’nın kapısını aşındıranlar, bu sesi asla susturamadılar. Roj Tv de işte böyle bir mücadele geleneğinden geliyor. Karşılaştığı onca baskıya rağmen ayakta kalmayı başarmış ve ‘Roj Baş’ sesinin kesilmesine izin vermemiştir. Bu onurlu mücadelelerinden dolayı kendilerini kutluyor ve yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz“ diye konuştu.

Roj Tv’ye ve Kürt siyasetçilere karşı düzenlenen operasyonun uluslar arası çapta bir müdahale olduğunu ve başından sonuna kadar Türkiye’nin de yer aldığını savunan Kışanak “Daha da ötesi iddialar bu operasyonun Türkiye, ABD ve Irak üçlü mekanizma toplantısında kararlaştırıldığı yönündedir” dedi.

-“TÜRKİYE ERMENİ MESELESİYLE DE YÜZLEŞMELİ”-

Kışanak Kürt sorununun yanı sıra Türkiye’nin iradesinin ipotek altına alındığı bir diğer sorun alanını da ‘Ermeni trajedisi’nin oluşturduğunu savundu. Kışanak “Türkiye, 1915 olaylarıyla bir türlü yüzleşmediği için bu konu yıllardır uluslar arası platformlarda sürekli olarak karşısına çıkmaktadır. Çıkmaya da devam edecektir. Gerek Kürt sorunu, gerekse de Ermeni olayları Türkiye’nin kendi iç meselesidir ve Türkiye eninde sonunda bu gerçeklerle yüzleşecektir, yüzleşmek durumundadır“ dedi.

-“TMY YASASI GERİ ÇEKİLMELİ”-

Konuşmasının sonunda yargı krizini değerlendiren Kışanak, Türkiye’de anayasadan kaynaklı hak ve özgürlük sorunu olduğunu, yeni bir anayasa yapılmadan sorunların çözülmeyeceğini kaydetti. Kışanak Terörle Mücadele Yasası’nı “2’nci anayasa” olarak nitelendirirken “TMY’nin yarattığı kriz mevcut olduğu sürece yargıyı bağımsız ve tarafsız hale getirmek mümkün değil. Bu yasa derhal geri çekilmeli” dedi.

Haberin Devamı