Gazete Vatan Logo

‘Türkiye Malezya olmaz dindarlarla laikler uzlaşır’

Türkiye’nin 2050’de süpergüç olacağını öngören ABD’li analist George Friedman, VATAN’a konuştu. “10 yıl sonra laik ile dindar kesim uzlaşır. Malezya olmazsınız” diyen Friedman, “Daha Avrupalı olacaksınız, Müslüman demokrat partiler olacak” dedi

George Friedman, 1996 yılında kurduğu ve yaklaşık 70 analistin çalıştığı Teksas merkezli Stratfor (Strategic Forecasting Inc, Stratejik Öngörü Ltd) ile dış politika ve ekonomi konularında birçok kuruluşa danışmanlık yapıyor. En çok satanlar listesinde 4 kitabı bulunan Friedman’ın son kitabı “Gelecek 100 Yıl - 21’inci Yüzyıl İçin Öngörüler”, New York Times En Çok Satanlar listesine de girdi. Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’a da danışmanlık hizmeti veren Friedman, basında “Gölge CIA” olarak adlandırılıyor.

Türkiye hakkında araştırmalarıyla tanınan, Amerika’nın en etkili düşünce kuruluşlarından Stratfor’un kurucusu ve başkanı George Friedman ile İş Yatırım’ın gelenekselleşen “Geniş Açı” toplantılarına katılmak için geldiği İstanbul’da görüştük. Büyük ilgi gören “Gelecek 100 yıl - 21’inci Yüzyıl İçin Öngörüler” adlı son kitabında Türkiye’nin 2050 yılına kadar dünyanın dört süper gücünden biri olacağını öngören Friedman, Türkiye’nin gelecekteki 10 yılıyla ilgili olarak, “Türkiye Malezya gibi olmayacak. Dindar ve laik kesim, acılı geçecek bir süreçten sonra mutlaka uzlaşacaktır. Daha Avrupalı olacaksınız, Müslüman demokratik partileriniz olacak” dedi. Türkiye’nin etkinliğinin giderek arttığını ve 21’inci yüzyılın süper güçlerinden biri olacağını söyleyen Friedman, “Türkiye bölgede istikrarın olduğu tek ülke” diye konuştu.

Türkiye’nin iç politikasının gelecekteki 10 yılını nasıl görüyorsunuz? Laik sistemde herhangi bir değişiklik olacak mı?

Başta söyleyeyim ben Türk değilim. Bu konular aslında Türkler tarafından şekillendirilecek. Türkiye bana ABD’yi hatırlatıyor. Bizde de çok güçlü bir laik gelenek ve dini gelenek var. Bizde de sağcı Hristiyanlar var. Bazı eyaletlerde Mormon kiliseleri var. Bu bir paradokstur. Laik toplumlarda din özgürlüğü garanti altına alınmak zorundadır. Türkiye bu konuda diğer ülkelerden daha tecrübeli. Türkler’in bu konuda yalnız olmadıklarını bilmeleri çok önemli. Türkler bazen çok kapalı oluyor. Bu sorunların sadece kendilerine ait olarak görüyorlar. Aslında bu çok görülen küresel bir sorun. Ancak ben Türkiye’ye baktığımda güçlü bir modern ve laik bir ülke görüyorum. Ve bu böyle kalacak. Din ile laiklik bir şekilde uzlaştırılacak. Dışarıdan Türkiye’nin bu işi çok iyi becerdiğini düşünüyorum. Din ve laiklik konularını tartışan ancak istikrarsızlaşan ülkeler var. Türkiye’nin beni etkileyen şeyi, istikrarsızlığın yaşanmaması. Tutkular büyük. Türkiye’ye baktığımda, aslında sonucunu hiçbir zaman bulamayacağı olağanüstü karmaşık konular ile uğraştığını görüyorum. Hükümet çok laik değil, bayağı dini. Ama işi yürütüyor.

Sizce gelecekte ılımlı bir İslam ülkesi mi olacağız, yoksa daha modern ve Batılı, Avrupalı bir ülke mi?

Daha Avrupalı diyorsunuz ama Avrupa’ya baktığımızda Katolik Kilisesi’nin siyasete hakim olduğu birçok ülke görüyoruz. Hristiyan demokrat partiler var. Türkler, dindarlık ile daha çok Avrupalı olmak arasında kalın çizgiler çiziyor. Ben Avrupa’ya baktığımda, ABD’de olduğu gibi her yerde Hristiyan siyasi partileri görüyorum. Evet daha çok Avrupalı olacaksınız, Müslüman demokrat partileriniz olacak. Bu da zaten elinizde olan şey. Ben Amerika’dan bakınca, Türkiye’nin, İspanya, İtalya gibi Avrupalı olduğunu görüyorum. İngiltere, hâlâ Anglikan kilisesine sahip. Hepsi, laiklik ile dindarlığı uzlaştırmayı başardı. İtalya’da seçimde oy kullanmaya gittiğinizde karşınıza Hristiyan demokrat partiler çıkıyor. Aslında ben Türkiye’ye özgü bir sorun görmüyorum. Ama Türkler görüyor. Ben bunun devlet ile dinin arasında olan küresel bir durum olduğunu düşünüyorum.

Uzlaşı acılı olabilir

Birçok insan Türkiye’nin Malezya gibi olacağından korkuyor. Orada da 10 yıl önce laik bir sistem vardı, ama şimdi dini bir yönetim bulunuyor.

ABD’de oldukça muhafazakâr Cumhuriyetçiler var. Güçlerin ayrılığına inananlar var. Hükümetimizde dini unsurlar var. Dini taraflarda da laik unsurlar var. Aynı Türkiye gibi. Türkler’in gördüğü krizi ben görmüyorum. Çünkü bu tip krizleri yaşayan birçok ülkeye şahit oldum. Korkmayın, Türkiye’nin Malezya gibi olacağını düşünmüyorum.

Türkiye’de birçok güç odakları var. İleride dindarlar ve laik kesim arasında bir sürtüşme yaşanır mı?

Ben gelecekte bu iki gücün uzlaştığı zengin bir ülke görüyorum. Ancak bu uzlaşma sürecinin, bir krize doğru gittiğini öngörebiliyorum. Son 10 yıldır Türkiye’yi yakından izliyorum. Bu konuda çok uzman olduğumu söyleyemem. Bu konuda öngörü yapamam çok zor ama yine de denememi isterseniz, gelecekte iki toplum arasında acılı bir uzlaşma süreci görüyorum. Sonunda bir İslam ülkesisiniz. Laik bir hükümet geçmişiniz var. İki tarafın da uç noktasındasınız.

‘Türkler ülkelerinin güçlü bir ülke olduğuna inanmıyor’

Türkiye’nin gelecekte çevresindeki ülkelerdeki etkinliğini artıracağını söyleyen birisiniz?

Artırdı bile, öyle değil mi?

Evet. Peki sizce Türkiye’nin ya da Dışişlerinin geleceğe dair böyle bir planı, projesi mi var? Yoksa koşullar mı Türkiye’nin etkinliğini artırmasına neden oluyor?

Her ülke için bu plan değil, çevresindeki gelişmelerin ve koşulların sonucudur. Gerçekleşen şey, Türkiye’nin gelişmesidir. Türkiye Balkanlar’dan, Kafkasya’ya, Orta Asya’ya, Arap ülkelerine kadar kargaşa içinde olan bir bölgede bulunuyor. Türkiye bölgedeki en büyük ekonomiye sahip, en dinamik ülke ve askeri açıdan en güçlü olan ülke. Zaten varlığınız, etkinliğinizi artırıyor. Yapması gerekeni yapıyor. Orta Asya’ya yardım ediyorsunuz. Balkanların her yerinde Türk iş adamları, iş yapıyor. Ancak ne olduysa, 2003’te oldu. Türkiye, bana göre, ABD’ye hayır dediğinde, işgalde yer almamakla çok belirli bir güç oldu. Artık, ABD politikasının bir uzantısı olmakta çıktı. ABD’nin Türkiye’ye bağımlı olduğu bir durum yarattı. Bakın, siz Türkler’in Suriye üzerinde büyük nüfuzunuz var. İsrail veya ABD, Suriye ile ilişki kurmak isterse, Türkiye’ye ihtiyacı olacaktır. İran üzerinde, giderek güçlenen bir etkiniz var. Irak’ta büyük nüfuzunuz var. Bence Türkiye’nin beni en şaşırtan yönü şu. Türkler bana geliyor ve “Gerçekten bir dünya gücü olabileceğimizi düşünüyor musun” diye soruyor. Ben de onlara diyorum ki, “Peki siz ne olduğunuzu sanıyordunuz ki” Dünyanın Türkiye’yi görmesiyle, Türkler’in Türkiye’yi görmesi, çok ilginç bir psikolojik problem. Davos’ta başka bir ülkenin başbakanı bu sözleri söyleseydi, hiçkimse bu sözlerden bahsetmezdi. Türk Başbakan bunları söyleyince, dünyadaki tüm gazeteler haber yaptı.

Friedman’DAN İLGİNÇ SAPTAMALAR

İsrail Davos’ta Türkiye’ye bedel ödedi

Davos çıkışı tüm dünyada büyük yankı yarattı. Başbakan’ın tavrı hakkında ne düşünüyorsunuz?

O herhangi bir Müslümandı. Türkiye, İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yapıyordu. Hamas’ın üzerinde Türk hükümetinin büyük etkisi var. İster dindar, ister laik olsun, Gazze saldırısını kınamak zorundaydı. İsrail’in Gazze’deki saldırısı Türkiye’nin çıkarına değildi. İsrail’in Türkiye ilişkilerinin bir bedeli de, Türkiye tepki gösterdiğinde, bazen geri çekilmektir. Laik olsa da başbakanın da yapması gereken şey buydu. İsrail’in Türkler’e ihtiyacı var.

Etkinliğin kaynağı asker ve ekonomi

Türkiye’nin etkisi İslami bir hükümete mi bağlı?

Bu etkinin en büyük nedeni, bölgedeki en büyük askeri gücü elinizde bulundurmanız. En büyük ekonomiye sahip olmanız. ABD, Irak’tan çekildikten sonra oradaki ticari ve askeri üstünlük sizde olacak. Hangi hükümet olursa olsun, bölgedeki en güçlü ülke siz olacaksınız.

Avrupa Birliği yok olmaya mahkum

Türkiye’nin bu bölgedeki etkinliği, Türkiye-AB ilişkilerine de zarar verir mi?

AB üyesi olmamak, Türkiye’nin başına gelen en güzel şey. Türkiye AB üyesi olsaydı, son 5 yılda bu kadar gelişemezdi. Brüksel’in çatısı altına girerseniz, büyüyemezsiniz. İkincisi, AB yok olmaya mahkûm. Almanya’nın krizde Doğu Avrupa ülkelerine yardım etmemesi, AB üyesi olmanın ne anlama geldiğinin sorgulanmasına neden oldu. 20 yıl önce AB üyesi olmak önemliydi, ancak bugün değil. Şu anda Türkiye’nin ekonomisi, AB üyelerinin ekonomisinden daha iyi durumda. Neden AB’ye üye olmak isteyesiniz ki?

Sizin için ABD ile ilişkiler daha kârlı

İnsan hakları, daha çok demokratik olmak için...

Demokrasiniz var. İnsan hakları için Almanlara mı güveniyorsunuz?

Ama Türkiye’de tüm resmi kurumlar arasında AB’ye girmek için bir uzlaşı var.

Modern bir ülke olmak için AB’ye girmeniz gerektiğini hissediyorsunuz. Ama zaten modern bir ülkesiniz. Amerika ile ilişkiler sizin için daha önemli. Öncelikle, AB’de kurumsal bir kast sistemi var. Avrupalılar bile, AB’nin ne olduğunu tam olarak bilmiyor. İkinci olarak, Amerikan ekonomisi, İngiltere, Japonya, Almanya ve Çin’in ekonomilerinin toplamından daha büyük. ABD askeri bir güç. Türkiye’nin AB için önemli olduğunu düşünmüyorum. 20 yıl önce öyleydi, ama AB değişti, Türkiye değişti, ABD değişti. Avrupa’nın gücünün bitmeye başladığını söyleyebilirim. Zenginlikte çok iyi bir birliktelik ama krizde işler yürümüyor. Bir Amerikalı olarak söylüyorum, ABD ilişkileri sizin için daha kârlı.

ABD’lilere “Türkçe öğrenin” tavsiyesi

Friedman, “Gelecek 100 Yıl - 21’inci Yüzyıl İçin Öngörüler” kitabında, Türkiye’nin Ortadoğu, Avrupa ve Rusya arasındaki stratejik konumunun yanı sıra hızla gelişen ekonomisi ve askeri gücü ile 21’inci yüzyılın 4 süper güçlerinden biri olarak dünya sahnesinde yerini alacağını yazdı. Friedman, 2020’de dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri olacağını söylediği Türkiye’nin 21’inci yüzyılın sonunda gücünü korumak için Japonya ile ittifak kurabileceğini, hatta ABD ile bir savaş bile yaşayabileceğini öngördü. Friedman, kitapta ABD’li gençlere “Rusya ya da Çince öğrenmeyi bırakın, Türkçe öğrenin” tavsiyesinde bulunmuştu.

Haberin Devamı