Gazete Vatan Logo

Türk medyasının gizli tarihi

Gazeteci Serhat Hürkan ve Nuri Kayış’ın
yazdığı "Meraklısına Medya Dersleri-Basın, Radyo ve Televizyon Tarihçesi" adlı
kitap, raflardaki yerini aldı.

Sinemis Yayınları tarafından piyasaya sunulan kitapta, çeşitli belge ve
kaynaklara dayanılarak medya tarihinin pek bilinmeyen yönlerine ışık tutuluyor.

Kitabın yazarlarından Nuri Kayış, özellikle iletişim fakültelerinde
okuyan öğrencilerin kitaptan çok yararlanacaklarını düşündüğünü belirterek,
"Kitap, bugünkü Türk medyasının eleştirel bir değerlendirmesini yapması
açısından da ilgi çekici olabilir" görüşünü bildirdi.

Serhat Hürkan da "Gazeteler, dergiler, ajanslar dekorunda cereyan
edegelen, aslında Türkiye tarihindeki iktidar mücadelelerinin yansımasıdır.
Kitapta anlatılanlar, bu çerçeve içinde canlanıp ete kemiğe bürünüyor"
ifadelerini kullandı.

-"OSMANLI TOPRAKLARINDA İLK GAZETEYİ FRANSIZ ELÇİLİĞİ ÇIKARDI"-

Sinemis Yayınları tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, kitapta
anlatılan ilginç olaylardan bazıları şöyle:"Osmanlı İmparatorluğu topraklarında ilk çıkarılan gazete, Fransız
Elçiliğince 1795’te İstanbul’da yayınlanan Bulletin des Nouvelles idi. İlk Türkçe
gazete, devlet tarafından 1831’de haftalık olarak Takvim-i Vekayi adıyla
yayınlandı. Kadınlara hitap eden ilk yayın ise 1895’te çıkan Hanımlara Mahsus
Gazete oldu.

Serbesti Gazetesi’nden Hasan Fehmi Bey, 1908’de "Hürriyet’in ilanından
sonra" öldürülen ilk Türk gazeteci oldu. Katiller, İttihat ve Terakki’nin
elemanlarıydı.

1928’de alfabe değişikliğinin ardından gazete satışları büyük oranda
düştü. Hükümet, yaşamakta zorluk çeken gazetelere doğrudan para yardımı yaptı.

1941 yılında, Beyoğlu’nda bir İngiliz diplomatına yapılan suikasti,
hükümetin arzusu hilafına geniş olarak veren Vakit, Akşam, Yeni Sabah, Son Posta,
Tasvir-i Efkar, Tan ve Halk gazeteleri kapatılmışlardı. Köhne Refah gemisiyle
Akdeniz’e açılan askeri personelin, torpil isabetiyle denizde boğulmaları
haberini veren gazeteler de aynı akıbete uğramışlardı.

İkinci Dünya Savaşı esnasında Türk basını, Nazi yanlısı Turkische Post,
Cumhuriyet, Tasvir-i Efkar ile Amerikan-Rus yanlısı Vatan, Tanin, Akşam, Tan
cepheleşmesi içindeydi.

Türk basınında telefotoyu ilk kullanan gazete, Sedat Simavi’nin çıkardığı
Hürriyet oldu. Gazete, 1948’de Londra Olimpiyatı’nda güreşçilerimizin
başarılarını telefotoyla alınan fotoğraflarla yansıttı.

İttihat ve Terakki zamanında mesleğe başlayan Hüseyin Cahit Yalçın, hem
CHP hem de Demokrat Parti devirlerinde hapse giren bir gazeteciydi. Son kez hapse
girdiğinde 80 yaşını geçmişti.

Hürriyet gazetesinin sahiplerinden Erol Simavi, ilk renkli ofset baskılı
gazete olan Son’u 1966’da yayınladı. İstanbul dışında baskı yapan ilk gazete,
Malik Yolaç’ın çıkardığı Akşam oldu.

Gazetecilerin sendika, toplu sözleşme ve grev hakkına kavuşmalarını
sağlayan 212 sayılı kanun 1961’de çıktı. Günaydın ve Sabah gazeteleri müessese
bünyesine sendika sokmazlarken, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Cumhuriyet sendika
ve toplu sözleşme düzenine uydular. 1992’den sonra Türk basınında "sendikanın
tasfiyesi" süreci yaşandı.

-"PROMOSYONDA TELEVİZYONDAN VİLLAYA...-"

Promosyon çılgınlığında gazetelerin verdikleri hediyeler sınırsızdı.
Verilenler arasında televizyon, otomobil, motosiklet, kotra, uçak, apartman
dairesi, içi malla doldurulmuş market, villa bulunuyordu.

1936-1964 yılları arasında, radyo yayıncılığının nasıl yapıldığı
konusunda elde resmi hiçbir belge bulunmuyor. Çünkü o yıllarda radyo
yayıncılığını üstlenen PTT ve Basın-Yayın Genel Müdürlüğü, radyoyla ilgili tüm
belgeleri hamur yapılmak üzere SEKA’ya gönderdi.

1934 yılında, radyolardan Türk müziği eserlerinin yayınlanması
yasaklandı. Ancak halk Mısır Radyosu’nu dinlemeye başlayınca bu yasağın ömrü 1.5
yıl sürdü.

Başbakan Adnan Menderes, kendisiyle ilgili haberlerin radyoda Can Okan
tarafından okunmasını emretmişti. Bir akşam Menderes önemli bir açıklama yaptı.
Ne var ki Can Okan radyoda yoktu. Seferber olan görevliler Okan’ı bir sinemada
film seyrederken bulup alelacele radyoya getirdi.

-"İLK TELEVİZYON YAYININI 30 AİLE İZLEDİ"-

Türkiye’de ilk televizyon yayınını İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)
1952 yılında gerçekleştirdi. Bu ilk yayını, İstanbul’da evlerinde televizyon
alıcısı bulunan 30 aile izledi. İTÜ TV’nin yayınları 1970 yılına kadar sürdü.
Yayınların sona ermesinde bir grup öğrencinin "Televizyon kapitalizmin
oyuncağıdır" diyerek televizyon binasını basması etkili oldu.

27 Mayıs darbesinden birkaç gün sonra, Türkiye ile İrlanda arasındaki
milli futbol maçını radyodan Halit Kıvanç naklen anlattı. Bu sırada Kıvanç’ın
üzerine 5 silah çevriliydi. Komutanlar, Kıvanç’ın halka "Darbeye karşı direnin"
çağrısı yapmasından korkmuşlardı.

1961 yılında, Hükümetin talebi üzerine Ankara Radyosu’nda "Vatandaş
dikkat, su uyur komünizm uyumaz", "Komünist, Türk ve Müslüman kıyafetine
bürünerek arana girer", "Komünizm tatlı dille arkadan sokan bir yılandır"
şeklindeki spotlar yayınlandı.

12 Eylül darbe bildirisini, TRT’de spiker Mesut Mertcan’ın okuması
kararlaştırıldı. Ancak Mertcan alkollüydü. Hemen tuvalete götürüldü, başı soğuk
suyla yıkandı. Biraz kendine gelen Mertcan sonunda bildiriyi okudu."

Haberin Devamı