Gazete Vatan Logo
GündemPredatör tespit etti ‘vur’ emrini Türkiye verdi

Predatör tespit etti ‘vur’ emrini Türkiye verdi

Predatör tespit etti  ‘vur’ emrini Türkiye verdi

İlk istihbarat ise...

ABD’nin en çok satan gazetesi Wall Street Journal, geçtiğimiz aralık ayında Uludere’de 34 sivilin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanıyla ilgili Pentagon’un hazırladığı raporu haber yaptı. Buna göre ilk istihbarat ABD’nin kontrolündeki Predatör‘den geldi, vur emrini ise Ankara verdi. Pentagon yetkilileri, “Bu bir Amerikan kararı değildi” dedi

Wall Street Journal’da Adam Entous ve Joe Parkinson tarafından kaleme alınan makaleyle Uludere’de yaşanan vahim olayın detayları da açığa çıkmış oldu. Pentagon’un Uludere’deki sivil kaybına sebep olan hava operasyonu konusunda bir değerlendirme raporu hazırladığını (Uludere Assessment Report) belirten gazete, bu raporda olayın tüm ayrıntılarıyla anlatıldığını belirtti. Buna göre;
Predatör tespit etti  ‘vur’ emrini Türkiye verdi
- Türkiye-Irak sınırında rutin devriye görevi yapan ABD hava kuvvetlerine ait Predatör insansız uçağı, 38 kişi ve katırların bulunduğu bir konvoyu Irak toprakları içinde tespit etti. Konvoyun Türkiye sınırına doğru ilerlediğini görüntüledi.

- Görüntüler 2007 yılında Başkan Bush ile Türkiye hükümeti arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda Ankara’da kurulan ABD-Türkiye ortak istihbarat biriminde (Fusion Cell) gerçek zamanlı (real time) olarak izlendi.



- Görüntüyü izleyen Amerikalı subay, konvoyun bulunduğu noktanın PKK’lıların sık sık Türkiye’de eylem yapmak için geçiş noktası olarak kullandığı bir bölge olması nedeniyle şüphelendi. Konvoydaki erkekler çok sıkı giyinmişti ve terörist mi yoksa sivil mi oldukları anlaşılamıyordu.

Predatör’e ‘çekil’ emri

- Amerikalı subaylar sonunda görüntüyü ‘şüpheli geçiş’ yorumuyla birlikte Türk meslektaşlarıyla paylaşmayı uygun gördü. ABD’li subaylar, tavsiye olarak Predatör’ün bir süre daha bu noktada kalıp yakından çekim yapmasını; bu şekilde konvoyun sivil mi terörist mi olduğunun anlaşılabileceğini söyledi.

- Türk subaylar ise bu uyarıyı dikkate almayıp direkt olarak Predatör’ün pilotlarıyla temasa geçerek insansız hava aracının bölgeden ayrılmasını istediler. Türk tarafından gelen bu talep üzerine Amerikalılar Predatör’ü geri çekti.

- Uludere sakini Servet Encü’ye göre o dakikadan sonra havada İsrail yapımı Heronlar gezinmeye başladı. ABD’nin kontrolündeki Predatör’e göre görüntü kabiliyeti daha düşük olan Heronlar Türk ordusu tarafından kontrol ediliyordu.

- Dakikalar sonra Türk savaş uçakları bölgeye geldi. Ve 40 dakika boyunca konvoyun üzerine bomba yağdırdılar. 34 kişi hayatını kaybetti. Bunların 11’i Encü soyadını taşıyordu.

ABD’li subayların kaygısı

Wall Street Journal muhabirleri, o dönemde geçiş noktasının PKK’lılar tarafından kullanıldığı için vurulduğunu belirten Genelkurmay’dan yorum almak istediklerinde defalarca yanıt alamadı. Aynı şekilde Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’na yapılan başvurular da sonuçsuz kaldı. Ancak Türk tarafı ile istihbarat paylaşımında aktif rol almış bir üst düzey Amerikalı yetkili Türkiye’nin hedef seçim kararları konusunda hem kendisinin hem de çalışma arkadaşlarının zaman zaman rahatsızlık duyduğunu Türk subaylar bazen PKK ile işbirliği içinde olduğunu düşündükleri hedefleri de seçebildiklerini anlattı. Ancak gazeteye konuşan bir istihbarat yetkilisi ise ilişkiyi savundu. Uludere olayının korkunç ve trajik bir istisna olduğunu vurguladı.

Amerikan kararı değil

Wall Street Journal’a göre Türk yetkililer, ABD’ye saldırılarda sivil kayıpların önlenmesi konusunda güvence verdi. Özel görüşmelerinde de Predatörler sayesinde PKK’ya hedef şaşması daha kolay olan havan topları ile daha nadir vurmak zorunda kaldıklarını belirttiler. Ancak Amerikalı yetkililere göre istihbarat dünyasında bu tür hataların ardından müttefiklerle istihbarat paylaşımı konusu yeniden alevlendi. Savunma Bakanlığı’nın da istihbarat paylaşımı konusunda yeni bir yönetmelik hazırlaması konusu tartışılmaya başlandı. İstihbarat yetkilileri bu konuda bölünmüş durumda. Bazıları müttefik ülkenin istihbarat bilgisini kötü kullanacağını düşündüğünde ABD’nin bu bilgiyi vermekten kaçınması gerektiğini belirtirken bazıları ise bu tür kısıtlamalar getirmenin acil durumlarda işbirliğini yavaşlatacağını düşünüyor. Pentagon’da alarm zilleri çalmasına sebep olan Uludere olayının ardından Savunma Bakanlığı’nın bir iç değerlendirme raporu hazırladığını belirten ABD’li yetkiliye göre ise Uludere saldırısı ‘Bir Amerikan kararı değildi, vurma kararını Türkler verdi.’

Teyit edilmemiş bilgiler

CNN Türk’ün canlı yayınına katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a ”Wall Street Journal Gazetesi’ndeki haber hatırlatıldı ve “Böyle bir istihbari bilgi ulaştı mı?” sorusu yöneltildi. Bozdağ, gelişmeyi yeni duyduğunu, konuyla ilgili adli ve idari soruşturmanın devam ettiğini, soruşturma sonucuna göre net bir şey söylenebileceğini söyledi. Bozdağ, ”Şu anda çıkan haber ne kadar doğru, nereye dayanıyor belli değil. Bunlar teyit edilmemiş bilgiler” dedi. ”Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasında istihbaratın milli olduğu ifadesi dikkat çekmişti. Bunun dışında bir bilgi oldu mu?” sorusu üzerine Bozdağ, istihbaratla ilgili tartışmalar yaşandığını ve bu konuda yapılan açıklamaları hatırlatarak, konuyla ilgili idari, askeri, adli soruşturmanın devam ettiğini, bittiğinde kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

Savcılık belge gönderdi

Uludere olayında kritik noktalardan olan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın elindeki bilgileri de Komisyona gönderdiği ancak henüz ulaşmadığı öğrenildi. Komisyon, savcılıktan ellerindeki tüm belgeleri istemişti. Savcılık, “Soruşturma gizli” açıklaması yaparken komisyona hangi belgeleri gönderdiği de merak konusu oldu. Belgelerin 2 gün içerisinde ulaşması beklenirken istenen belgelerin gönderilip gönderilmediğine dair Uludere Alt Komisyonu bir toplantı yapacak.

‘İstihbarat milli’ denilmşti

Genelkurmay Başkanlığı’nın Meclis komisyonuna gönderdiği 7 sayfalık raporda olay öncesinde terör örgütü PKK telsiz kestirmelerinin dinlendiği, olağanüstü bir artışın tespit edildiği ve kalabalık bir grup tarafından sınırdaki askeri birliklere saldırı olacağının istihbaratının alınmış olduğu vurgulanmıştı. Raporda, “Olay öncesi alınan istihbaratların tamamı milli kaynaklardan ve kurumlardan, devletin istihbarat birimlerinden alınmıştır” denilmişti.

34 kişi öldürülmüştü

Şırnak’ın Uludere ilçesi yakınlarındaki Irak topraklarında İHA’lar (insansız hava aracı) tarafından görüntüsü tespit edilen kafilenin terörist olduğu sonucuna varılarak 28 Aralık 2011 akşamı Türk Hava Kuvvetlerinin F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda 34 sivil hayatını kaybetti. Ancak terörist sanılan şahısların Irak’tan Türkiye’ye mazot ve sigara getiren bir kaçakçı kafilesi olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine hem istihbarat kaynağı hem de vur emrini kimin verdiği tartışma konusu oldu ve TBMM’de olayla ilgili bir inceleme komisyonu kuruldu.

‘Haberde istihbarata dair bir ifade yok’

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Wall Street Journal Gazetesi’nde yer alan, “Uludere’de meydana gelen ve 34 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan hava operasyonunun ABD’nin verdiği istihbarat üzerine gerçekleştirildiğine” ilişkin haberi değerlendirdi. Haberin İngilizce orijinalini bulup Türkçe’ye çevirisini yaptırdığını belirten Üstün, “Haberde, görüntüleri ABD’lilerin de gördüğü belirtiliyor. Haberin aslında, ABD’nin istihbarat verdiği konusunda bir iddia yok” dedi.

Üstün, haberin aslında Uludere ile ilgili de olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

BEYAN YOK: Haberin aslı şöyle: ‘ABD, yüksek teknolojiyi komşularını, dostlarına veriyor acaba bunlar ne kadar isabetli kullanılıyor, insan haklarını ihlal edecek şekilde kullanılıyor mu? ABD’de bu tartışılıyor şu anda. Bu tartışmanın içerisinde geçen, ’Türkiye’de böyle bir olay oldu, bir soruşturma yapılıyor, İsrail’den alınan Türk İHA’ları da vardı, Amerikan prodatörleri de vardı’ diyorlar. ’Bu teknolojiyi herkesle paylaşmamız gerekir mi gerekmez mi?’ Tartışmasının içerisinde geçen bir cümle. İstihbarat verildiği veya görüntülerin prodatörlerden iletildiğine dair bir iddia ve beyan da yok. Ama haber bu tarafa geldiğinde, sanki ’ABD istihbaratı ve görüntüyü vermiş’ gibi bir formata sokmuşlar.

İSTİHBARAT LAFI BİLE YOK: Biz burada 9 saatlik görüntü izledik. Görüntülerin kendisi ile alakalı ihtilaf ve tereddüt yok. Görüntü, Türkiye’nin sahip olduğu heronlardan geldi. Haberin, bizim olayımızla uzaktan yakından alakası yok. Haber kulaktan kulağa aktarılmış bilginin en son bu hale dönüşmüş hali gibi görünüyor. Asıl haberde istihbarat lafı bile geçmiyor.

Soruşturma süreci

Üstün, ”Uludere olayıyla ilgili soruşturmaya ilişkin sürecin neden uzadığı” konusundaki bir soru üzerine, “Kurumun içerisine gidip de bin kişi varsa ‘dizilin bakalım içtimaya, bakacağız hanginiz yaptı’ diyecek halimiz yok. Devletin dili yazıdır, yazıyla sorar. Biz olay yerine gittik inceledik. ondan sonraki aşamaları yazı ile yürütürsün” dedi. ”Genelkurmay Başkanlığı’na ’vuran pilot kimdi, pilota emri kim verdi?’ diye yazı yazdınız mı?” sorusuna Üstün, ”Bizim farklı farklı yazılarımız var. Yazıların ve cevapların içeriğiyle ilgili bilgi veremem. Bunları raporumuzda açıklayacağız” dedi.

Gözler ‘VUR!’ emrinde

ABD’nin Wall Street Journal gazetesinde yer alan, “Uludere istihbaratını ABD verdi” iddiaları, dikkatleri TSK’nın, İHA’ların (insansız hava aracı) tespit ettiği kafileyi Hava Kuvvetleri uçaklarının vurması için devreye soktuğu “vur emri” mekanizmasına çevirdi.

TSK, İHA’ların tespit ettiği teröristleri Hava Kuvvetleri savaş uçaklarının vurması için “vur emri” mekanizması devreye sokuyor. Mekanizmaya göre havada dolaşan İHA, yerde bir hedef görüyor. İzleme merkezi hedefin terörist olduğuna karar veriyor. Ardından izleme merkezi terörist unsuru 2. Ordu (Malatya) Karargahı’na bildiriyor. 2. Ordu, 2. Hava Kuvveti’nden (Diyarbakır) uçak isteğinde bulunuyor. 2. Hava Kuvveti, Hava Kuvvetleri Karargahı’na durumu bildiriyor. Hava Kuvvetleri Karargah görevlisi, acil kaydıyla aldığı bilgiyi Hava Kuvvetleri Komutanı’na arz ediyor. Hava Kuvvetleri Komutanı uçağın kalkmasını uygun görürse, Genelkurmay Başkanlığı’na bildirimde bulunuyor. Genelkurmay Başkanı’nın onay vermesinin ardından ise savaş uçakları havalanıp, terörist unsurlar vuruluyor. Ancak son dönemlerde, bu mekanizmanın uzun vakit aldığı ve çok sayıda şehidin verildiği Aktütün ve Gediktepe baskınlarında, İHA’ların teröristleri görüntülediği ancak “vur emrinin” zamanında gelmediği iddia edilmişti. Bu eleştirilerin ardından Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel tarafından bu sürecin kısaltılması talimatı verildiği öne sürülmüştü.

İHA’nın tespit ettiği hedefin terörist grup olduğuna karar verildikten sonra, 2. Ordu ve 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nın ortaklaşa karar verip, vur emri verdiği iddia edildi. TSK’nın bu mekanizmasına, vali dahil edilmiyordu. Ancak Hükümetin valilere verdiği geniş yetkiyle, son aylarda sınır içinde kalan operasyonlarda valiler de operasyon öncesinde bilgilendirilmeye başladı. Sınır ötesi operasyonlarda ise TSK, valilere bilgilendirme yapmıyor. Terör saldırılarının artmasının ardından Hükümet, illerde valilerin jandarma ve polis birliklerine birlikte komuta etmesi ve istihbarat görev paylaşımının hızlı ve etkin yapılması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmıştı. Valilerin bu mekanizmada bilgilendirilmesine bu karar sonrasında geçildiği öğrenildi.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, geçtiğimiz günlerde VATAN’a yaptığı açıklamada, 34 sivilin kaybettiği “Uludere” olayında TSK’nın Şırnak Valisi Vahdettin Özkan’a operasyon bilgisi verip vermediği konusunda, “Uludere, sınır ötesi operasyonu olduğu için valinin sonradan haberi olmuş olabilir” değerlendirmesini yapmıştı.

7 bölge izliyor

TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na sunulan raporlarda, Heron olarak bilinen insansız hava araçlarının çektiği görüntülerin sadece Ankara ve Malatya’dan değil, toplam 7 bölgeden izlendiği belirtilmişti. Heron görüntülerinin sırasıyla Şırnak’ın Şenoba İlçesi 22. Jandarma Tugay Komutanlığı, Şırnak Merkez 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı, Batman, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı, Malatya 2. Ordu Komutanlığı ve Ankara Genelkurmay Başkanlığı’ndan izlenebildiği belirtilmişti.

Sınır ötesi vurgusu yapılmıştı

TSK, Uludere olayının hemen ardından yaptığı açıklamada, sınır ötesi operasyon vurgusu yaparak, “Olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir” demişti. Açıklamada, Irak’tan Türkiye’ye doğru bir grubun hareket halinde olduğunun İHA (insansız hava aracı) görüntüleriyle tespit edildiğine dikkat çekilerek, hedeflerin hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alındığı bildirilmişti. (Levent İÇGEN ANKARA)

‘Haberde istihbarata dair bir ifade yok’

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Wall Street Journal Gazetesi’nde yer alan, “Uludere’de meydana gelen ve 34 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan hava operasyonunun ABD’nin verdiği istihbarat üzerine gerçekleştirildiğine” ilişkin haberi değerlendirdi. Haberin İngilizce orijinalini bulup Türkçe’ye çevirisini yaptırdığını belirten Üstün, “Haberde, görüntüleri ABD’lilerin de gördüğü belirtiliyor. Haberin aslında, ABD’nin istihbarat verdiği konusunda bir iddia yok” dedi.

Üstün, haberin aslında Uludere ile ilgili de olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

BEYAN YOK: Haberin aslı şöyle: ‘ABD, yüksek teknolojiyi komşularını, dostlarına veriyor acaba bunlar ne kadar isabetli kullanılıyor, insan haklarını ihlal edecek şekilde kullanılıyor mu? ABD’de bu tartışılıyor şu anda. Bu tartışmanın içerisinde geçen, ’Türkiye’de böyle bir olay oldu, bir soruşturma yapılıyor, İsrail’den alınan Türk İHA’ları da vardı, Amerikan prodatörleri de vardı’ diyorlar. ’Bu teknolojiyi herkesle paylaşmamız gerekir mi gerekmez mi?’ Tartışmasının içerisinde geçen bir cümle. İstihbarat verildiği veya görüntülerin prodatörlerden iletildiğine dair bir iddia ve beyan da yok. Ama haber bu tarafa geldiğinde, sanki ’ABD istihbaratı ve görüntüyü vermiş’ gibi bir formata sokmuşlar.

İSTİHBARAT LAFI BİLE YOK: Biz burada 9 saatlik görüntü izledik. Görüntülerin kendisi ile alakalı ihtilaf ve tereddüt yok. Görüntü, Türkiye’nin sahip olduğu heronlardan geldi. Haberin, bizim olayımızla uzaktan yakından alakası yok. Haber kulaktan kulağa aktarılmış bilginin en son bu hale dönüşmüş hali gibi görünüyor. Asıl haberde istihbarat lafı bile geçmiyor.

Soruşturma süreci

Üstün, ”Uludere olayıyla ilgili soruşturmaya ilişkin sürecin neden uzadığı” konusundaki bir soru üzerine, “Kurumun içerisine gidip de bin kişi varsa ‘dizilin bakalım içtimaya, bakacağız hanginiz yaptı’ diyecek halimiz yok. Devletin dili yazıdır, yazıyla sorar. Biz olay yerine gittik inceledik. ondan sonraki aşamaları yazı ile yürütürsün” dedi. ”Genelkurmay Başkanlığı’na ’vuran pilot kimdi, pilota emri kim verdi?’ diye yazı yazdınız mı?” sorusuna Üstün, ”Bizim farklı farklı yazılarımız var. Yazıların ve cevapların içeriğiyle ilgili bilgi veremem. Bunları raporumuzda açıklayacağız” dedi.

Haberin Devamı